Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 178364
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
God damn it, you listen to me! You son of a bitch! You will be fired! | Lanet olsun, beni dinle seni piç kurusu! Kovulacaksın. Lanet olasıca, dinle beni! Seni orospu çocuğu. Kovuldun! | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
You're breaking up. Sorry. You're... (MUMBLES GIBBERISH) | Sesiniz kesiliyor. Affedersiniz. Siz... Sesiniz kesiliyor... Üzgünüm. Sesiniz... | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
This garbage is... Sir. I think they're gone. | Bu pislik... Efendim, sanırım bağlantı gitti. Bu zırvalığı... Efendim, sanırım gittiler. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
This is your headache now. Hooper. | Bu iş artık senin sıkıntın Hooper. Bu senin sorunun artık, Hooper. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Now you get them off the main or consider yourself shit canned. Too! | Ya onları ana hattan çıkart ya da sen de kendini kovulmuş say! Onları ya ana hattan çıkarırsın ya da sen de boka batarsın. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
I like them. | Onları sevdim. Sevdim onları. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Bring up Beech Siding to Arklow. | Arklow'a kadar olan hatları göster. Arklow'a kadar takip edin. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Take a look behind me, you can see emergency evacuation measures | Hemen arkamda göreceğiniz gibi acil boşaltma işlemi... Arkama baktığınızda, küçük kasaba Arklow'da acil tahliye... | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
are currently in effect right here in the tiny town of Arklow. | ...küçük bir kasaba olan Arklow'da halen devam etmekte. ...önlemlerinin şu an bile nasıl devam ettiğini görebilirsiniz. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
1206 to Fuller Yard. Connie. Are you there? Over. | 1206'dan Fuller İstasyonu'na. Connie, orada mısın? Tamam. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Frank. I'm real sorry about Galvin. | Frank, Galvin için özür dilerim. Frank. Galvin konusunda gerçekten üzgünüm. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
That's okay. Listen. Iisten. Is he off? | Önemli değil. Şu anda bizi dinliyor mu? Sorun değil. Dinle. Dinle. Hattan çıktı mı o? | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Yeah. He's gone. | Hayır, dinlemiyor. Evet. Gitti. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Okay. Iisten up. | Tamam. Beni dinle. Tamam. Dinle şimdi. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
I'm going to need you to do us a favor. | Bize bir iyilik yapmanı istiyorum. Senden bir iyilik istemek zorundayım. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
I need you to keep us posted on the speed and location of 777. | Bize 777'nin yerini ve hızını devamlı söylemeni istiyorum. Bize 777'in hızını ve yerini hep bildirmeni istiyorum. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Location and speed. Over. | Yerini ve hızını. Tamam. Hızı ve yeri. Tamam. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Frank. 777's 9 miles out of Arklow. | Frank, 777 şu anda Arklow'un 9 mil dışında. Frank. 777, Arklow'un 9 mil dışında. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
You got some catching up to do. | Biraz acele etmeniz gerekiyor. Yakalamalısın. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
9 miles out of Arklow. | Arklow'un 9 mil dışı. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
What did you say your wife's first name was? | Karının adı neydi demiştin? Eşinin ilk adı ne demiştin? | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
So. What was the long story you didn't want to make long? | Uzun uzun anlatmak istemediğin şu uzun hikâyen nedir bakalım? Peki, uzatmak istemediğin uzun hikayen neydi? | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
I come home from work two weeks ago | İki hafta önce işten eve dönmüştüm... İki hafta önce işten eve geldiğimde... | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
and she's texting on the phone. | Onu korkuttum ama vurmadım Onu korkuttum ama vurmadim ...telefonunda mesajlaşıyordu. ...telefonda birisine mesaj yazıyordu. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
I ask her who with. She says. ""Nobody."" | Kime yazıyorsun diye sordum, o da "hiç kimse" dedi. Kim olduğunu sorunca, 'Hiç kimse' dedi. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
I say. ""Let me see the phone."" She says no. | Ben de "telefonuna bakayım" dedim ama bana "olmaz" dedi. Telefonunu görmek istediğimi söyleyince, hayır dedi. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
This goes on five or six times. | Bu olay beş, altı defa tekrarlandı. Beş altı kere bu böyle gitti. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Wait. You're losing me. She's texting... | Anlamıyorum. Mesaj attığı kişi... Bekle. Kafam karıştı. Mesaj dedin... | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
There's this guy we both went to school with. | Okula birlikte gittiğimiz bir adam vardı. Aynı okula gittiğimiz bir adamla. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
He's a cop. He's a PA state trooper. | Bir polis. Eyalet polis teşkilatında çalışıyor. Bir polis. Eyalet süvari polisi. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
He's always had a thing for Darcy. Going way back. | Darcy'den geçmişten beri her zaman hoşlanmıştır. Darcy'e hep bir şeyler beslemişti. Geçmişe dayanıyor. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
CONNIE: 1206, where are you? | 1206, neredesiniz? 1206, neredesin? | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
1206 here. Connie. We're just passing milepost 5 7. | 1206 burada. Connie, 57. mil işaretini şimdi geçiyoruz. 1206 burada. Connie, 57. mil işaretini geçiyoruz. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
You're about a mile and a half behind. | 1.5 mil kadar uzağındasınız. Yaklaşık bir buçuk mil arkasındasınız. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
How far out of Arklow is 777? | 777'nin Arklow'a uzaklığı nedir? 777, Arklow'dan ne kadar uzak? | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Seven and a half miles. It picked up speed. You better step on it. | 7.5 mil kadar. Hızı arttı, sen de hızını arttırsan iyi olur. Yedi buçuk mil. İvme yakalamıştır o. Sen daha hızlan. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
I'm stepping on it. In it. Around it and through it. Connie. | Elimden geldiğince hızlı gidiyorum, Connie. Hızlanıyorum. Süzülüyorum. Uçuyorum. Connie. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Thank you. Over. | Teşekkürler. Tamam. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
She's texting on the phone. I keep on asking for it. She keeps on saying no. | Telefonuyla mesaj atıp duruyordu. Kime yazıyorsun dedikçe bana söylemiyordu. Telefonda mesajlaştıkça, sormaya devam ediyordum. O da hep, hayır diyordu. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
She starts to walk away and I grab for it. | Bir gün evden çıkarken onu yakaladım. Gitmeye başladı ve tuttum onu. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
You hit her? No. No. No. | Ona vurdun mu? Hayır, hayır, hayır. Vurdun mu ona? Hayır, hayır, hayır. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
I mean. I scared her. But I didn't hit her. | Onu korkuttum ama vurmadım. Yani, korkuttum. Vurmadım. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Anyway. I drive to this guy's house | Her neyse. Şu adamın evine gittim... Her neyse. Gittim adamın evine ve ona, | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
and tell him we need to talk. Iet's take a ride. | ...ve onunla konuşmak istediğimi söyledim, bir tur atalım dedim. konuşmak istediğimi, biraz dolaşmak istediğimi söyledim. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
He jumps in my truck and starts in with. | Arabama atladı ve dır dır etmeye başladı... O da atladı kamyonetime ve konuşmaya başladı, | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
""You got it all wrong. We're just friends."" | ..."Her şeyi yanlış anladın. Biz sadece arkadaşız" falan. 'Her şeyi yanlış anladın. Biz sadece arkadaşız' | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Then he stops once he sees | Sonra elimde silah olduğunu görünce... Silahımın olduğunu görünce, | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
the gun I got sitting on the dash. Oh! | ...birden sustu ve öylece kaldı. ...konuşmayı kesti. Oh! | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
I look him in the eye and say. ""She's my wife. You find a new friend."" | Gözlerine baktım ve "o benim karım. Kendine başka bir arkadaş bul" dedim. Gözlerine baktım ve dedim ki, 'O benim karım. Git başka bir arkadaş bul.' | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
You pulled a gun on a cop? | Bir polise silah mı çektin? | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
CONNIE: Frank? | Frank? | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Frank. 777 just passed milepost 61. | Frank, 777 az önce 61. mil işaretini geçti. Frank. 777, 61. mil işaretini geçti. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Thank you. Connie. | Sağ ol, Connie. Teşekkürler, Connie. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
You want to hear the kicker? Yes. I do. | En vurucu kısmını duymak ister misin? Evet, istiyorum. Esas olayı duymak ister misin? Evet, isterim. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
It wasn't even him that was texting her. It was my sister in law. | Mesajı atan o değilmiş. Baldızımmış. Onunla mesajlaşan karım değilmiş. Eşimin kız kardeşiymiş. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Anyway. By the time I got home. His buddy's waiting for me. | Neyse, eve vardığımda, arkadaşı beni elinde... Her neyse. Bir gün, eve gittiğimde, adamın arkadaşlarının beklediğini gördüm. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Just waiting to serve me with this restraining order. | ...yasaklama emriyle bekliyordu. Yasaklama emrini bana uygulatmak için bekliyorlarmış. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Darcy wouldn't even look at me. | Darcy yüzüme bakmadı bile. Darcy yüzüme bile bakmadı. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
So I'm living with my brother. | Bu yüzden şimdi abimle kalıyorum. Kardeşimle yaşıyorum, işte. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
There was a hearing today. The judge ordered a 30 day extension. | Bugün duruşma vardı, hâkim kararı 30 gün daha uzatmış. Bugün duruşma vardı. Yargıç 30 gün daha uzatmış. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
It's like one day everything's going okay. | Bir gün her şey yolunda giderken... Bir gün her şey yolunda gidiyor. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
And the next. It's all falling apart faster | ...ertesi gün bir bakmışsın... Bir sonraki gün toplamayacağın... | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
than you can put it back together. | ...işler yoluna koyamayacağın hızda alt üst oluyor. ...kadar hızlı parçalanıyor. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Yeah. Never too late. Though. | Öyle mi dersin? Asla çok geç değildir gerçi. Evet. Yine de, hiçbir şey için geç değil. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
FEMALE REPORTER: The plan to derail this 39 car runaway train | Kontrolden çıkmış 39 vagonlu treni raydan çıkarma planını... 39 vagonlu kaçak treni raydan çıkarma planı için... | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
is just minutes away now. | ...gerçekleştirmeye birkaç dakika kaldı. ...dakikalar kaldı. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
There's a tremendous amount of activity going on. | Burada süregelen inanılmaz uğraş... Burada muazzam büyüklükte bir çalışma var. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Will this train be able to be stopped? | ...bakalım treni durdurulabilecek mi? Tren durdurabilecek mi? | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
1206. Connie. We're just passing milepost 6 2. | 1206'den Connie'ye, 62. mil işaretini az evvel geçtik. Tamam. 1206. Connie. 62. mil işaretini geçtik. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Milepost 6 2, over. | 62. mil işareti, tamam. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Still a mile gap. Maybe more. | Hala bir mil, belki biraz fazla mesafeniz var. Hâlâ bir mil fark var. Belki daha fazla. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
We're not gaining on her. Frank. | Arayı kapatamıyoruz, Frank. İşler pek iyi gitmiyor, Frank. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Hold on. | Daha dur! Sabret. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
It's just like the shooting range! | Neredeyse atış menzilinde! Atış menziline girmesini bekleyin! | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
All right. Here we go! Come on! Let's go! This is it! It's game time! | Pekâlâ, hazır olun! Hadi! Yapalım şu işi! Oyun zamanı! Pekâlâ. Başlıyoruz. Haydi! Haydi! İşte bu! Oyun zamanı! | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Remember. We're aiming for the red circular button! | Herkes kırmızı yuvarlak düğmeye nişan alacak unutmayın! Unutmayın, kırmızı daireli düğmeye hedef alacağız. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Hold your fire! You're shooting the fuel cap. God damn it! | Ateşi kesin! Ateşi kesin! Yakıt kapağına ateş ediyorsunuz. Lanet olsun! Ateşi kes! Benzin deposunu vuracaksınız. Lanet olasıcalar! | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Hold your fire! | Ateş kes! Ateşi kesin! | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
We were aiming to disable it by firing shotgun rounds | Güvenlik düğmesine ateş ederek... Benzin akışını durduran düğmeyi vurmaya çalışarak, | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
at a fuel stop safety switch, and so some shots were fired. | ...basmaya çalıştık. Bir kısmı isabet de etti. ...etkisiz hâle getirmeyi amaçladık ve bu yüzden ateş ettik biraz. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
FEMALE REPORTER: That safety switch is a mighty small target. | Güvenlik düğmesi oldukça küçük bir hedef... Bu güvenlik düğmesi gerçekten ufak bir hedef. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
And it's right next to a fuel tank. | ...ve hemen yakıt tankının yanında yer alıyor. Ve hemen yanında benzin deposu var. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
We're not gonna catch it before Arklow. | Arklow'dan önce yetişemeyeceğiz. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Frank. You're closing the gap. You should cut your speed. | Frank, arayı kapatıyorsun. Her ihtimale karşı hız kesip... Frank, farkı kapatıyorsun. Hızını düşürmelisin. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Allow yourself some stopping distance. Just in case. | ...kendine durma mesafesi bırakmalısın. Kendine durabilme mesafesi bırak. Her ihtimale karşı. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
No can do. Connie. If we slow down now. We'll never catch it. | Mümkün değil, Connie, yavaşlarsak yakalayamayız. Yapamam, Connie. Eğer, yavaşlarsam, asla yetişemeyiz. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Not before Stanton. Over. | Stanton'a kadar yavaşlayamayız. Tamam. Stanton dahil. Tamam. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
However, we have now also learned that two railroad employees | Öğrendiğimize göre, bu iki demiryolu çalışanı... Ayrıyetten, şu an iki demiryolu çalışanın tek bir... | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
are now in pursuit of train 777 in a single locomotive. | ...tek lokomotifle 777 nolu treni takipte. ...lokomotifle 777'ye yetişmeye çalıştığını öğrendik. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
It is unclear what their plan is... | Planlarının ne olduğu ise henüz belirsiz... Ne planladıkları belirsiz... | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
(INTERCOM BUZZES) WOMAN ON INTERCOM: Connie Hooper for you. | Connie Hooper hatta. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Did I or did I not tell you to get 1206 off the main? | Sana 1206 nolu seferi ana hattan al dedim mi, demedim mi? 1206'yı ana hattan çıkar dedim mi demedim mi? | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
I asked them nicely. | Onlara kibarca rica ettim. Onlardan rica ettim. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
You're 100 %% sure that derailer won't work? | Raydan çıkarmanın işe yaramayacağına yüzde yüz emin misin? Raydan çıkarıcının işe yaramayacağından %100 emin misin? | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Yes. 100 %%%? No. | Evet. %100 mü? Hayır. Evet, %100, hayır. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
50 50. Pretty funny. | Yarı yarıya. Aman ne komik! 50 50. Ne kadar da komik. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
And if it does? | Eğer işe yararsa? Peki ya işe yararsa? | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
If it does. Then we're a wreck on a wreck. | Eğer olursa, o zaman... enkaz altından parçalarımızı toplarlar. İşe yararsa, o zaman enkaz üstüne enkaz oluruz. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
I'm here with FRA official Gene Devereaux. | Yanımda FDİ uzmanı Gene Devereaux var. Ben Federal Demiryolu Müdürlüğü'nden memur Gene Devereaux. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
This train is getting close. How is this going to work? | Tren yaklaşıyor. Plan nasıl uygulanacak? Tren gittikçe yaklaşıyor. Bu nasıl işe yarayacak? | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |