Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 178694
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
For the next six weeks your tails belong to me. | Önümüzdeki altı hafta boyunca kuyruklarınız bana ait. | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
You'll learn to march like bird, fly like bird and fight like bird. | Kuş gibi yürümeyi, kuş gibi uçmayı ve kuş gibi dövüşmeyi öğreneceksiniz. | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
Except you. You won't last a week. Permission to die trying, sir! | Sen hariç. Bir hafta bile dayanamayacaksın. Ölmeye söz veriyorum, efendim! | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
It's like this, ladies. You will shape up and you will shape up fast | İşte böyle, gençler. Ya şekle gireceksiniz ya da gireceksiniz. | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
Funny, you should. I would love to get drown down, I was gonna bring out a few hutton. | Aslında, beni atabilirsiniz. Zaten siz yapmazsanız, ben gitmeyi düşünüyorum. | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
Training at last. | Sonunda talime geçtik. | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
I say wouldn't it be more sporting if the chap who actually committed the... | Eğer suçunu üstlenseydi daha sportmence... | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
Gentlemen, welcome to the Royal Homing Pigeon Service. | Beyler, Kraliyet Posta Güvercinleri Servisine hoşgeldiniz. | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
For the last time what was your mission? | Son kez soruyorum, görevin neydi? | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
Very well. Have it your way. | Çok iyi. Bunu sen istedin. | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
Allow us to black out his feathers! And his knees. | Efendim, onun tüylerini yolmamıza izin verin! Ve dizlerini. | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
No, worse. Much worse. | Hayır, daha kötüsü. Çok daha kötüsü. | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
We have ways of making you squawk. | Seni ciyak ciyak bağırtmak için bazı yollarımız var. | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
What kind of birds are you? | Siz ne biçim kuşlarsınız? | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
This is hugely! | Bu çok fazla! | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
One two, one two and hop! | Bir iki, bir iki ve dur! | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
Now forward report to the nursing docs. | Şimdi doğru revire! | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
Hello nurse. Look at that! | Merhaba hemşire. Şuraya bakın! | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
I've been waiting for you. Do you have a little something | Ben de sizi bekliyordum. Savaşa katılacak cesur güvercinler. | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
Did you hear that? Is this what you had in mind? | Bunu duydun mu? Kasdettiğin şey, buna mı benziyor? | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
Wow. It's awfully big. You're kind of short for a nurse. | Vay canına bu çok büyük! Bir hemşire için kısa boyluymuşsun. | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
Look who's talking, I'd say you're kind of short for a carrier pigeon. | Konuşana bakın, sen de pek selvi boylu sayılmazsın. | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
I know you lads have had a tiring day, and what you need is a nice relaxing shower. | Siz gençlerin yorucu bir gün geçirdiğinizi biliyorum ve sizi rahatlatacak olan güzel bir duş. | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
Then you are to a fancy dinner. | Bir de üstüne mükemmel bir yemek. | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
We'll get your little feather cut. | Birazcık da tüy kesimi yapalım. | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
Set you up with some uniforms. | Sana bir de üniforma ayarlayalım. | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
Oh, sorry fellows. You got me! | Kusura bakmayın çocuklar. Al bakalım! | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
We're all turning for a good night sleep. | Şimdi de güzel bir uyku çekme vakti. | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
So this is where the smelly rotten bits of disgusting refue set up. | Sanırım burası işe yaramaz kokuşmuş şeylerin saklandığı bir yer. | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
Never sleep in the attic. | Burada asla uyuyamayacağım. | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
Well, this isn't so bad. Oh, just like home. | Hiç de fena bir yatak değil. Kendimi evimde hissettim. | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
Lieutenant Mercury, Royal Homing Pigeon Service, 4121444697. | Teğmen Mercury, Kraliyet Posta Güvercin Servisi, 4121444697. | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
Bring me the truth serum. | Bana öttüren serumu getirin. | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
Come on, come on. | Çabuk, çabuk, çabuk. | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
One shot of this and we will know everything. I'll never talk! Never! Never! | Bir doz yapacağım ve her şeyi öğreneceğiz.. Asla konuşmayacağım! Asla! Asla! | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
Wakey wakey! | Uyanın, uyanın! | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
You bad reigns are squad F. You know what that means? | Sizin bölüğünüzün adı F bölüğü. Bunun ne anlama geldiğini biliyor musunuz? | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
Squad Fantastic! | Fevkalade! | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
No, it means you are the fliers of the future. | Hayır, bunun anlamı; siz geleceğin uçucularısınız. | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
The far future! But mind you're somehow | Uzak geleceğin! Ama benim görevim... | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
Good maneuver. It might work if you kept your eyes open. | İyi numara. Ancak gözlerini açık tutarsan daha iyi olabilir. | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
You must really like it here, because this is the third time you get to see me. | Burayı gerçekten seviyor olmalısın, çünkü bu beni üçüncü görmeye gelişin. | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
I wish you be more careful. Oh, don't you worry. | Umarım daha dikkatli olursun. Üzülme. | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
And where do you come from? West Nestington. | Nereden geldin? Batı Nestington. | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
That's near Nestington, it's some close to the west actually. | Nestington'ın yakınlarında, aslında batısına yakın. | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
Oh, Valiant! | Valiant! | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
Well I have to return to my duties, so... | Şey, görevimin başına dönmeliyim... | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
Good bye. Oh, Valiant wait! | Hoşçakal. Valiant bekle! | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
As homing pigeons it's our duty to transport messages. | Biz posta güvercinlerinin görevi mesaj taşımaktır. | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
bombs exploding, bullets flying and as if that weren't enough, | ...bombalar patlarken, mermiler uçuşurken ve bunların dışında. | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
The Falcon. | ...şahinleri. | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
Twenty pounds of pigeon eating muscle, measuring five of your wing spands. | Sekiz kiloluk, güvercin yiyen kas yığınları, sizden beş kat büyük kanatlarıyla... | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
The first strike is merely for impact. They'll let you drop of it. | İlk adım sadece darbeyle ilgilidir. Sizin düşmenize izin verirler. | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
They make sure you're defenseless, and scoop you up in their razor sharp talons. | Sizin savunmasız olduğunuza emin olup, tek bir hamleyle keskin pençeleri arasına alırlar. | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
And in the dark of the night you'll have not a split second to recognize friend from foe. | Ve gecenin karanlığında dostu düşmandan ayırmak için sadece birkaç saniyeniz olacak. | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
Friend or foe? | Dost mu, düşman mı? | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
Foe! No! | Düşman! Hayır! | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
You idiots, it's a pigeon! Friend or foe? | Sizi salaklar, o bir güvercin! Dost mu, düşman mı? | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
No, it's a foe. Yes, yes! | Hayır, O bir düşman. Evet, evet! | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
Friend! Friend! | Dost! Benim dostum! | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
99. 100. 101. 102. | 99. 100. 101. 102. | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
To survive his mission a pigeon must have the strength to carry his message capsule. | Görevini başarmak için bir güvercinin mesaj kapsülünü taşıyacak kadar gücü olmalıdır. | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
You must have the speed to fly like the wind. | Ve rüzgar kadar hızı. | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
You must have the ability to vault maneuver the enemy. | Ve düşmanı atlatma kabiliyeti. | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
And you must have the endurance to battle relevance | Ve şiddetli rüzgarlara karşı... | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
Me again. Valiant. | Tekrar ben. Valiant. | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
Oh, my favourite! How did you know? | En sevdiğim! Nasıl bildin? | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
The parrot is to be right about we doing! | Papağan bana nasıl uçabildiğimi sordu, ben de uçamıyorum dedim. | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
This is why I think I'm afraid of height! You are afraid of height! | Benim yükseklik korkum var, dedim. O da bana "senin yükseklik korkun var" dedi. | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
That's it! Come on! | İşte böyle! Haydi! | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
Good afternoon. Hello Guts. What news? | İyi günler. Merhaba Guts. Ne haberler var? | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
Not good I'm afraid. We just lost squadron E over Belgium. | Sanırım pek iyi değil. Belçika civarlarında E Bölüğü'nü kaybettik. | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
That means these new recruits are at any chance. | Yani bu çocuklar bizim tek şansımız. | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
They have to leave tomorrow. You can't be serious. | Yarın buradan ayrılıyorlar. Ciddi olamazsın. | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
Sorry, but those are the orders. Have them ready at 8.00 tomorrow. Cheers. | Üzgünüm, emir böyle. Yarın sabah sekizde hazır olsunlar. Hoşçakal. | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
Commandor Gutsy is here, so I suppose you'll be out soon. | Kumandan Gutsy burada, sanırım yakında buradan gideceksiniz. | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
I know! I know! I can't wait! This is the moment I've been waiting for! | Biliyorum! Biliyorum! Sabırsızlanıyorum! Benim de beklediğim buydu! | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
I don't care if you're a hero. Just concentrate on your getting back. | Kahraman olup olmaman umurumda değil. Yalnızca geri dönmeye bak. | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
You need to understand something, lads. | Bazı şeyleri anlamanız lazım, gençler. | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
Our losses have been heavy. We got to stop it. | Kayıplarımız her gün artıyor. Bu gidişe bir dur dememiz gerekiyor. | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
You're all we've got! And so today we fight for our country. | Siz bizim tek ümidimizsiniz, Bu yüzden bugün bu ülke için savaşacağız. | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
And our bones bend to rubbed weasels. But never mind that. | Ve kemiklerimiz toprağa karışabilir. Ama önemli değil. | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
On this day in this place let it forever be known | Bugün bu mekân, siz kahraman güvercinlerin... | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
that you, pigeons did your part in the heroic battle for... | ...savaşta gösterdiği kahramanlıkları, sonsuza kadar hatırlayacaktır, şunun için... | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
Seeds! Freedom! | Yiyecek! Özgürlük! | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
Right! You will be commander Gutsy support wing. | Doğru! Siz Kumandan Gutsy'nin destek kanatları olacaksınız. | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
I expect you to do whatever it takes to ensure the success of this mission. | Sizden bu işi ne pahasına olursa olsun yapmanızı bekliyorum. | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
We pigeons have never been entrusted with more critical or dangerous mission. | Biz güvercinlere daha önce hiç bu kadar önemli bir görev verilmemişti. | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
May you fly straight! And may your instinct guide you home. | Uçuş yeteneğiniz ve içgüdüleriniz umarım sizi geri döndürür. | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
What did Gutsy mean by highly dangerous? I don't know. But I can tell you this. | Çok fazla önemli derken Gutsy neyi kasdetti? Bilmiyorum. Ama şunu söyleyebilirim ki.. | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
I am a bird of principle. And my number one principle is | Ben ilkeli bir kuşum. Ve birinci ilkem de.. | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
And I will never violate my beliefs. Do not ask me to violate my beliefs. | Ve inandığım şeyleri asla bozmam. Beni bunun için zorlamayın. | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
Sir, point of clarification please. Recalling the highly dangerous mission. | Efendim, bir konuyu açıklığa kavuşturalım. Şu çok tehlikeli görevle ilgili. | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
I truly regret that I have but one life to give for my country. | Vatanıma feda etmek için yalnızca bir tane canım olduğu için üzgünüm, efendim. | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
Do I still have to go on a dangerous mission? | Hâlâ tehlikeli göreve gitmek zorunda mıyım? | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
Take that as yes, I do. Now! | Bunu evet olarak alıyorum. Hemen! | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
Hey, where are you going? Keep it down, mate. | Hey, nereye gidiyorsun? Sessiz ol, dostum. | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
Got some serious flying ahead. Flying, what do you mean flying? | Biraz uçacağım. Uçmak derken neyi kastediyorsun? | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
You're not leaving, you'll break up the team. Team? I'm not a team player. | Gitmiyorsun, takımı bozacaksın. Takım mı? Ben takım oyuncusu değilim. | Valiant-1 | 2005 | ![]() |
Hold on! Sorry! Did I miss something? | Bir dakika! Pardon! Bir şey mi kaçırdım? | Valiant-1 | 2005 | ![]() |