Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 179000
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Okay, see you on Monday. Enjoy... Thank you. Here are the logs... | Tamam, pazartesi görüşürüz, eğlenmenize bakın. Teşekkür ederim. Buyurun evraklarınızı.. | Veer-1 | 2004 | ![]() |
Mister, are there any buses to Kiritpur from here? | Bayım, buradan Kiriptu'ya otobüs kalkıyor mu? | Veer-1 | 2004 | ![]() |
No Ma'am, no buses leaving right now. There's one for Kiritpur at seven am | Hayır hanımefendi, şimdi yok, Kiriptu'ya en erken yarın 7'de var. | Veer-1 | 2004 | ![]() |
Then is there a hotel where I can spend the night? | Bu durumda geceyi geçirebileceğim bir otel var mı? | Veer-1 | 2004 | ![]() |
Hotel! Of course... look there's Kake's Dhabha. Our five star hotel | Otel, tabi ki, bakın orada Kake'nin yeri, bizim 5 yıldızlı otelimiz. | Veer-1 | 2004 | ![]() |
For ten rupees you'll get a blanket for twenty five rupees you'll get a cot | 10 rupiye battaniye, 25 rupiye ise çadır alabilirsiniz. | Veer-1 | 2004 | ![]() |
Ok Ma'am, please excuse me, I'm getting late. Good night | Affedersiniz, geç kaldım. İyi geceler. | Veer-1 | 2004 | ![]() |
You risk your life to save the lives of strangers | Başkaların hayatını kurtarmak adına kendi hayatınızı tehlikeye atıyorsunuz. | Veer-1 | 2004 | ![]() |
There can't be nobler work than that | Bundan daha hayırlı bir iş olamaz. | Veer-1 | 2004 | ![]() |
I would not like you to stop taking pride in your work because of me | Benim yüzümden bundan gurur duymaktan vazgeçmenizi istemem. | Veer-1 | 2004 | ![]() |
That's why I've come to tell you the reason for my behaviour | Bunun için size davranışlarımın sebebini anlatmaya geldim. | Veer-1 | 2004 | ![]() |
These are the ashes of my Bebe | Bu Bebe'nin külü. | Veer-1 | 2004 | ![]() |
She was an Indian... | O bir Hintli... | Veer-1 | 2004 | ![]() |
who spent her whole life in Pakistan serving my family... | ama hayatı Pakistan'da benim aileme hizmet etmekle geçti... | Veer-1 | 2004 | ![]() |
and never asked for anything in return. Just one dying wish... | buna karşılık hiç bir isteği olmadı. Ölmeden önceki arzusu hariç... | Veer-1 | 2004 | ![]() |
that her ashes be immersed alongwith her ancestors in Kiritpur | Külünü atalarının yanına Kiriptur'a götürmemi istemişti. | Veer-1 | 2004 | ![]() |
This is more important to me than my life | Bu benim için canımdan daha önemli. | Veer-1 | 2004 | ![]() |
Perhaps you were not happy saving my life | Hayatımı kurtardığınız için mutlu olmayabilirsiniz. | Veer-1 | 2004 | ![]() |
But I am sure you'll be proud that you saved this urn that was in my bag | Eminim çantanın içindeki kutuyu kurtardığınız için gurur duyacaksınız. | Veer-1 | 2004 | ![]() |
Please try and forgive me. | Lütfen beni affedin. | Veer-1 | 2004 | ![]() |
Sir, here's your buttermilk. Thanks. | Sütünüz, bayım. Teşekkür ederim. | Veer-1 | 2004 | ![]() |
If only I'd drunk it in the morning, I wouldn't have lost my temper then | Bunu sabah içseydim bu kadar sinirli olmazdım. | Veer-1 | 2004 | ![]() |
Here's the bus | İşte otobüs geldi. | Veer-1 | 2004 | ![]() |
One by one... who has tickets? | Teker teker... kimin bileti var? | Veer-1 | 2004 | ![]() |
I've got a ticket. | Benim var. | Veer-1 | 2004 | ![]() |
Ladies first. No pushing. | Bayanlar önden. İtişmeyin. | Veer-1 | 2004 | ![]() |
Easy... easy... no crowding. | Sakin olun...itişmeyin. | Veer-1 | 2004 | ![]() |
That's it. No more. But I've got a ticket. | Bu kadar, fazla alamam. Ama benim biletim var. | Veer-1 | 2004 | ![]() |
Madam, here everyone has a ticket but here it's first come first sit | Bayan, herkesin bileti var, ama burada ilk gelen oturur. | Veer-1 | 2004 | ![]() |
So then where do I go? You go up there... | Nereye gideyim öyleyse? Yukarıya çıkın... | Veer-1 | 2004 | ![]() |
Hey baldie, move on over there. Why should I move? | Hey, biraz öte git. Nedenmiş o? | Veer-1 | 2004 | ![]() |
Is my wife your sister that you want to sit beside her for the entire journey? | Karım senin kardeşin mi ki yanında oturuyorsun? | Veer-1 | 2004 | ![]() |
Shove, before I break your teeth. Sir, I was just moving. | Dişlerini kırmadan kaybol. Tamam, hemen kalkıyorum bayım. | Veer-1 | 2004 | ![]() |
You must be wondering what am I doing here...? | Herhalde burada ne aradığımı düşünüyorsun? | Veer-1 | 2004 | ![]() |
Can you see that bus over there? Actually I should've been on that bus | Oradaki otobüsü görüyor musun, ben ondaydım. | Veer-1 | 2004 | ![]() |
But I noticed you and I saw how graciously you took this wonderful seat | Ama tesadüfen senin alçak gönüllü bir şekilde buraya çıkıp oturduğunu gördüm. | Veer-1 | 2004 | ![]() |
I thought to myself either you are extremely brave or extremely foolish... | Ve düşündüm ki, bu uzun yolculuğa yalnız çıkmak için... | Veer-1 | 2004 | ![]() |
to do this long journey all by yourself. Then I realised that... | ya çok cesursun ya da çok aptal. O zaman anladım ki.. | Veer-1 | 2004 | ![]() |
although I'll reach my village, I'll be bothered throughout my journey... | kafamda bir soru beni yolculuğum boyunca rahatsız edecek... | Veer-1 | 2004 | ![]() |
and probably my entire life whether... | belki de hayatım boyunca... | Veer-1 | 2004 | ![]() |
that silly Pakistani girl reached her destination safe and sound | acaba o aptal Pakistanlı kız gideceği yere vardı mı diye. | Veer-1 | 2004 | ![]() |
So please don't think that I've come to help you | Sakın sana yardım etmeye geldiğimi zannetme. | Veer-1 | 2004 | ![]() |
I'm simply ensuring your thoughts don't bother me for the rest of my life | Sadece bu düşünceler kafamı kurcalamasın diye burdayım. | Veer-1 | 2004 | ![]() |
Would you like to eat some nuts? | Çerez ister misin? | Veer-1 | 2004 | ![]() |
By the way I'm Squadron Leader Veer Pratap Singh | Bu arada ben kaptan Veer Patap Sing. | Veer-1 | 2004 | ![]() |
I'm Zaara, Zaara Hayaat Khan | Ben de Zaara, Zaara Hayat Kan. | Veer-1 | 2004 | ![]() |
"Below the blue skies" | "Gökyüzünün altında" | Veer-1 | 2004 | ![]() |
"The earth is prospering." | "Çiçekler açar" | Veer-1 | 2004 | ![]() |
"Every season is joyful" | "Her mevsim bir şahane" | Veer-1 | 2004 | ![]() |
"O'my beautiful land" | "benim güzel memleketim" | Veer-1 | 2004 | ![]() |
"My land" | "memleketim" | Veer-1 | 2004 | ![]() |
"The earth is golden, the skies are blue And every season is colourful" | "Toprak altındır, gök mavi, her mevsim bir başka güzel" | Veer-1 | 2004 | ![]() |
"This is my land" | "Bu benim toprağım" | Veer-1 | 2004 | ![]() |
"The sparrow hawk calls and the nightingale sings" | "Serçe sesleniyor, bülbül ötüyor" | Veer-1 | 2004 | ![]() |
"And the monsoon clouds arrive This is my land" | "bulutlar yağmur öncesi toplanıyor. Bu benim toprağım." | Veer-1 | 2004 | ![]() |
"A crow is calling on my terrace" | "Kargalar terasımda gaklar" | Veer-1 | 2004 | ![]() |
"A letter from my beloved will arrive" | "sevgilimden mektup var" | Veer-1 | 2004 | ![]() |
"And there'll surely be a mention of me" | "acaba neler yazmış?" | Veer-1 | 2004 | ![]() |
"When the wind moves like a comb Through the fields of wheat" | "Rüzgar ekin tarlalarını tararken" | Veer-1 | 2004 | ![]() |
"It lifts a hundred colourful scarves" | "arkasından yüzlerce renkli işaretler bırakır" | Veer-1 | 2004 | ![]() |
"When the water carriers come to the well to fill their pots" | "Kızlar kuyuya su almaya gelince" | Veer-1 | 2004 | ![]() |
"Someone entrances them with the sweet sound of his flute" | "çalan flüt başlarını döndürür" | Veer-1 | 2004 | ![]() |
"And so at every step a new love story is born" | "ve adım adım aşk doğar" | Veer-1 | 2004 | ![]() |
"Where children, carried on their father's shoulders..." | "Çocuklar babalarının omuzlarında oturur..." | Veer-1 | 2004 | ![]() |
"are taken to see the fair. And treated to comic shows" | "panayırı görmek için. Babaları onları eğlenmeye götürür" | Veer-1 | 2004 | ![]() |
"And ice cream and snacks" | "dondurma, şeker gibi" | Veer-1 | 2004 | ![]() |
"And to candy and savouries" | "yiyecekler ısmarlar onlara." | Veer-1 | 2004 | ![]() |
"These innocent children as dear as dolls" | "Bu masum çocuklara" | Veer-1 | 2004 | ![]() |
"Are entertained by their grandmothers with fairy tales" | "yaşlı nineleri masal anlatır" | Veer-1 | 2004 | ![]() |
"In my country a guest is revered as a god" | "Benim ülkemde konuklar Tanrı misafiridir" | Veer-1 | 2004 | ![]() |
"And no matter what land he comes from, He becomes a part of this land" | "nereden gelirse gelsin, burasının bir parçası olur." | Veer-1 | 2004 | ![]() |
"I have seen and understood your country" | "Geldim ve gördüm ülkeni" | Veer-1 | 2004 | ![]() |
"I don't know why it all seems familiar" | "Neden bana bu kadar tanıdık geldi" | Veer-1 | 2004 | ![]() |
"These evenings are familiar As are these mornings" | "Bu geceler, sabahlar bana çok tanıdık" | Veer-1 | 2004 | ![]() |
"Such is also my country. Same as your land?" | "Benim ülkem de böyledir, ayni seninki gibi" | Veer-1 | 2004 | ![]() |
"This is my land Same as your land?" | "Bu benim toprağım, ayni seninki gibi" | Veer-1 | 2004 | ![]() |
What are these people doing? | Bu insanlar ne yapıyor? | Veer-1 | 2004 | ![]() |
These are last rites. It is done before the ashes are immersed in the river | Bu son merasim. Küller nehir’e karışmadan önce yapılır. | Veer-1 | 2004 | ![]() |
So why aren't we doing it? We aren't doing it because... | Peki biz niye yapmıyoruz? Biz yapmıyoruz çünkü... | Veer-1 | 2004 | ![]() |
you are a Muslim. And this is a temple of the Sikhs | sen bir Müslüman kızısın, bu ise sekhilerin tapınağı, | Veer-1 | 2004 | ![]() |
And it's in our interest to quietly immerse the ashes and leave from here | ayrıca en iyisi külü buraya döküp çekip gitmemiz. | Veer-1 | 2004 | ![]() |
No, I want to immerse the ashes with the complete rituals | Hayır, merasimin tamamını yerine getirmeden külü buraya dökemem. | Veer-1 | 2004 | ![]() |
Hey no, no Zaara. It's like this... some priests are fanatics | Hayır, hayır Zaara, olaylar bildiğin gibi değil...bazı rahipler çok fanatik. | Veer-1 | 2004 | ![]() |
So you'll get insulted and I'll get unnecessarily beaten up | Hiç yoktan sana hakaret ederler, beni ise döverler. | Veer-1 | 2004 | ![]() |
Should I go and ask? No, no you don't ask. | Gidip sorayım mı? Hayır, sorma. | Veer-1 | 2004 | ![]() |
You wait here. I'll ask. You wait right here... please | Bekle, ben gidip soracağım. Lütfen beni tam burada bekle. | Veer-1 | 2004 | ![]() |
Dear God, it's all in your blessings | Allahım, şimdi her şey senin elinde. | Veer-1 | 2004 | ![]() |
I'd told you about Kiritpur, right? Just immerse me there. I'll get refuge" | Sana Kiriptur hakkında anlatmıştım, değil mi? Huzur içinde uyumam için sadece külümü oraya götür. | Veer-1 | 2004 | ![]() |
Is your name Zaara? | Adın Zaara mı? | Veer-1 | 2004 | ![]() |
You've come from Pakistan? | Pakistan'dan geliyorsun? | Veer-1 | 2004 | ![]() |
I've been in this temple since forty two years | 42 yıldır bu tapınaktayım. | Veer-1 | 2004 | ![]() |
But I have never seen such devotion | Ama böyle bağlılık hiç görmedim. | Veer-1 | 2004 | ![]() |
You've done more than a real daughter would | Öz kızının yapabileceğinden fazlasını yapmışsın. | Veer-1 | 2004 | ![]() |
It would be an honour for me to do the last rites for your Bebe | Senin Bebe'nin son merasimini yapmak benim için bir şereftir. | Veer-1 | 2004 | ![]() |
Come child, come with me. Come... | Gel kızım benimle. Gel... | Veer-1 | 2004 | ![]() |
Dear God, it's all in your blessings | Şükürler olsun sana Allahım. | Veer-1 | 2004 | ![]() |
Come here, please | Buraya gel, lütfen. | Veer-1 | 2004 | ![]() |
Put your hand out and fulfill Bebe's last wish with me | Ver elini ve Bebe'nin son arzusunu yerine getir. | Veer-1 | 2004 | ![]() |
But how can I...? | Ama, nasıl yapabilirim...? | Veer-1 | 2004 | ![]() |
Look here, neither I nor you are Bebe's children. But... | Bak, ne sen , ne de ben Bebe'nin çocuklarıyız. Ama... | Veer-1 | 2004 | ![]() |