Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 179034
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
..you want to sit beside her for the entire journey? | Benim karım senin kardeşin mi ki tüm yolculuk boyunca yanında oturacaksın? | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Shove, before l break your teeth. Sir, l was just moving. | Defol, yoksa ağzını burnunu kırarım. Defol, yoksa ağzını burnunu kırarım! Efendim!.. Ben de şimdi kalkıyordum. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
You must be wondering what am l doing here. | Merak ediyorsunuzdur, ben burda ne yapıyorum? Merak ediyorsunuzdur, ben burada ne yapıyorum?.. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Can you see that bus over there? | Oradaki otobüsü görüyor musunuz? Aslında benim burada değil, orada olmam lazımdı. Oradaki otobüsü görüyor musunuz? | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
l had boarded it. But l noticed you and l saw.. | Fakat sizi izliyordum ve bu harika koltuğa nasıl mütevazı şekilde oturduğunuzu gördüm. Fakat sizi izliyordum ve... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
..how graciously you took this wonderful seat. | ...bu harika koltuğa nasıl da kolayca geçtiğinizi gördüm. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
l thought to myself either you are extremely brave or.. | Kendi kendime dedim ki, böyle bir yolculuğa tek başına çıktığına göre… | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Then l realised that.. | O zaman şunu farkettim. Ve şunu anladım... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
..although l'll reach my village, l'll be bothered.. | Köyüme ulaşmış olsam bile, yolculuğum boyunca, ...köyüme ulaşmış olsam bile... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
..throughout my journey.. | ...yolculuğum boyunca... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
..and probably for my entire life whether.. | Hatta belki hayatım boyunca düşünüp duracağım… | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
..that silly Pakistani girl reached her destination safe and sound. | o aptal Pakistan'lı kız, gideceği yere sağ salim ulaşabildi mi diye? O aptal Pakistanlı kız, gideceği yere sağ salim ulaşabildi mi, ulaşamadı mı? | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
So, please don't think that l've come to help you. | Yani, sakın size yardım etmek için buraya geldiğimi düşünmeyin. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
l'm simply ensuring your thoughts don't bother me.. | Buraya geldim çünkü, ömrümün geri kalanında… Buraya geldim çünkü... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
..for the rest of my life. | düşüncelerimin beni rahatsız etmesini istemiyorum. ...ömrümün geri kalanında düşüncelerinizin beni rahatsız etmesini istemiyorum. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
By the way, l'm Squadron Leader Veer Pratap Singh. | Bu arada ben, Hava Filosu Komutanı Veer Pratap Sing. Bu arada ben, Hava Filosu Komutanı Veer Pratap Singh. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
l'm Zaara. Zaara Hayaat Khan. | Ben Zaara, Zaara Hayaat Khan. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
"Below the blue skies." | Mavi gökyüzünün altında, Mavi gökyüzünün altında | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
"The earth is prospering." | toprak bereketli. Toprak bereketli | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
"Every season is joyful." | Her mevsim güzeldir. Her mevsim güzel | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
"Oh, my beautiful land." | Benim güzel ülkem. Ne kadar güzel, benim ülkem. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
"My land. My land." | Bu benim ülkem. Benim ülkem. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
"My land. My land." | Bu benim ülkem. Benim ülkem. Benim ülkem. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
"The earth is golden, the skies are blue." | Toprağı altın, gökyüzü ise mavi. Altın toprağı, mavi gökyüzü... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
"And every season is colourful." | Her mevsim güzeldir. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
"This is my land." | İşte bu benim ülkem. İşte benim ülkem. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
"The sparrow hawk calls and the nightingale sings." | Serçe seslenir, bülbül öter. Atmacalar bağırışır ve guguk kuşları öter... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
"And the monsoon clouds arrive. This is my land." | Yağmur bulutları toplanır. İşte bu benim ülkem. ....ve bulutlar yağmur getirir. İşte benim ülkem. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
"A crow is calling on my terrace." | Evin üstünde karga gaklar. Bir horoz çatıda ötüyor. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
"A letter from my beloved will arrive." | Sevgilimden mektup var. Bir mektup gelecek sevgilimden. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
"And there'll surely be a mention of me." | Bana neler yazdı acaba. Mektubunda beni yazmış olacak sevgilim. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
"When the wind moves like a comb through the fields of wheat.." | Rüzgâr buğday tarlasını taradığı zaman. Rüzgar buğday tarlasını taradığı zaman... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
"lt lifts a hundred colourful scarves." | Rengârenk örtü dalgalanmaya başlar. ...rengarenk şallar dalgalanmaya başlar. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
"When the water carriers come to the well to fill their pots.." | Köylü kızlar küplerini doldurmaya geldiklerinde. Köylü kızlar küplerini doldurmaya geldiklerinde... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
"Someone entrances them with the sweet sound of his flute." | Birisi onlara flütü ile tatlı yumuşak bir melodi çalar. ...biri onlara flüdü ile tatlı yumuşak bir melodi çalar, dinle!.. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
"And so at every step.." | Ve böylece adım adım yeni aşklar doğar. Adım adım her yerde bulursun... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
"And so at every step, a new love story is born." | Adım adım her yerde bir aşk öyküsü bulursun. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
"This is my land." | İşte benim ülkem. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
"My Jugni is very choosy. She favours the ones in love. | Benim Jugni çok seçici. O âşıklara iyilik eder. Benim sevdiğim kız çok zor beğenir. O aşık olanları üstün tutar. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
My dear this is what Jugni says. She takes the name of Lord." | Sevgili Jigni diyor ki Rabbinin adını almış. Canım bu benim sevdiğim kızın söylediği... O yaradanın adını söyler. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
"You've made me happy, dear!" | Beni mutlu et, tatlım. Beni mutlu ettin, azizim. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
"Where children, carried upon their father's shoulders.." | Babalarının omuzlarında oturup şenliği izleyen çocuklar, Babalarının omuzlarında oturup şenliği izleyen çocuklar | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
"..are taken to see the fair. And treated to comic shows." | Şenliklerde dans, eğlence ve lezzetli yiyecekler, | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
"And ice cream and snacks." | Dondurma ve kuruyemiş. ...eğlence ve lezzetli yiyecekler. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
"And to candy and savouries." | Tatlı ve tuzlu yiyecekler var. Yiyecek tatlı şeyler bulabilirsin... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
"These innocent children as dear as dolls." | Bu masum çocuklar oyuncak bebek gibiler. ...istersen tuzlu şeyler de. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
"Are entertained by their grandmothers with fairy tales." | Babaanneleri onlara masallar anlatır. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
"This is my land." | İşte bu benim ülkem. İşte benim ülkem | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
"Hurry up, dear." | Acele et, tatlım. Acele et, canım. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
"A throne pricked your beloved's feet." | Sevgilinin ayağına diken batmış. Sevdiğinin ayağına bir diken battı. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
"Dear, a throne pricked your beloved's feet." | Tatlım, sevgilinin ayağına diken batmış. Canım, sevdiğinin ayağına bir diken battı. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
"Who will be the one to remove it?" | Onu kim çıkaracak. Onu çıkaran kim olacak? | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
"Who will endure the pain of your beloved?" | Sevgilisinin acısına kim dayanabilir. Kim sevdiğinin canının acımasına sabredecek? | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
"Dear who will endure the pain of your beloved?" | Tatlım, sevgilisinin acısına kim dayanabilir. Canım, kim sevdiğinin canının acımasına sabredecek? | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
"ln my country, a guest is revered as God." | Benim ülkemde misafirimiz Tanrı misafiridir. Benim ülkemde misafir tanrı gibi karşılanır. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
"And no matter what land he comes from.. | Nereden gelirse gelsin bizim bir parçamız olur. Nereden gelirse gelsin... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
..he becomes a part of this land." | ...bizim bir parçamız olur. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
"l have seen and understood your country." | Ülkeni gördüm, ülkeni tanıdım. Senin ülkeni gördüm, senin ülkeni tanıdım. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
"l don't know why it all seems familiar." | Neden bana bu kadar tanıdık geldi? Neden bilmiyorum bana tanıdık geldi... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
"These evenings are familiar as are these mornings." | Buradaki o akşamlar, o sabahlar. Buradaki o akşamlar, o sabahlar... O akşamlar o sabahlar... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
"Such is also my country. Same as your land." | Tıpkı benim ülkemdeki gibi. ...tıpkı benim ülkemdeki gibi. Tıpkı senin ülken gibi. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
"Same as your land." | Senin ülkendeki gibi. Tıpkı senin ülken gibi. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
"This is my land, same as your land." | İşte benim ülkem, tıpkı seninki gibi. İşte benim ülkem, tıpkı senin ülken gibi. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
"This is my land." | İşte benim ülkem. İşte benim ülkem... Tıpkı benim ülkem gibi... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
What are these people doing? | Bu insanlar ne yapıyorlar? | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
These are the last rites. | Bunlar son ayinler. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
lt is done before the ashes are immersed in the river. | Küller nehir'e dökülmeden hemen önce yapılır. Küller nehire dökülmeden hemen önce yapılır. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
So, why aren't we doing it? We aren't doing it because.. | Peki biz neden yapmıyoruz? Peki biz neden yapmıyoruz? Biz bunu yapmıyoruz çünkü... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
..you are a Muslim. And this is a temple of the Sikhs. | ...sen bir müslümansın ve burası da Sikhlerin tapınağı. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
And it's in our interest to quietly immerse the ashes and.. | Bizim için en iyisi, sessizce külleri nehir'e döküp buradan gitmek. Bizim için en iyisi, sessizce külleri nehire döküp... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
..leave from here. | ...gitmek olur. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
No, l want to immerse the ashes with the complete rituals. | Hayır, ayinin tamamını yaptıktan sonra külleri dökmek istiyorum. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
No, no, Zaara. lt's like this.. some priests are fanatics. | Bak, Zaara. Buradaki rahiplerin çoğu fanatiktir. Hayır, hayır Zaara. Bak... Burdaki rahiplerin çoğu fanatiktir. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
So, you'll get insulted and l'll get beaten up unnecessarily. | Sana hakaret ederler, beni de gereksiz yere döverler. Yani, hem sana hakaret ederler, hem de ben gereksiz yere dayak yerim. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Should l go and ask? No, no, you don't ask. | Gidip ben sorayım mı? Hayır, hayır. Gidip ben sorayım mı? Hayır, hayır sen sorma.. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Wait here. l'll ask. You sit right here.. please. | Sen burda bekle, ben sorarım. Sen burda otur, lütfen. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Dear God, it's all in your blessings. | Sevgili Tanrım, sen bizi koru… Sevgili Tanrım, hepsi senin lütfun... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
l'd told you about Kiritpur, right? Just immerse me there. | Sana Kriptur'dan bahsetmiştim, değil mi? Küllerimi oraya dök. Sana Kritpur'dan bahsetmiştim, değil mi? Küllerimi oraya dök. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
l'll get refuge. | O zaman huzur bulacağım O zaman huzur bulacağım. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
You've come from Pakistan? Yes.. | Pakistan'dan mı geldin? Evet. Pakistan'dan mı geldin? Evet... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
l've been in this temple since 42 years. | Ben 42 yıldır bu tapınakta kalıyorum. Ben kırkiki yıldır bu tapınakta kalıyorum. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
But l have never seen such devotion. | Ama böyle bir bağlılık hiç görmedim. Ama böyle bir bağlılık ilk defa görüyorum. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
You've done more than a real daughter would. | Sen gerçek bir evladın yapabileceğinden daha fazlasını yaptın, kızım. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
lt would be an honour for me to do the last rites for your Bebe. | Bebe'n için son ayini yapmak benim için onurdur. Beben için son ayini yapmak benim için onurdur. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Come, dear, come with me. Come.. | Gel evladım, benimle gel… Gel evladım, benimle gel... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Dear God, it's all in your blessings. | Şükürler olsun sana Allah’ım. Sevgili Tanrım, hepsi senin lütfun... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Now what? | Şimdi ne olacak? Şimdi ne oldu? | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Put your hand out and fulfil Bebe's last wish with me. | Elini koy ve benimle beraber Bebe'nin son arzusunu yerine getir. Elini verip ve benimle beraber Bebe'nin son arzusunu yerine getirir misin? | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
But how can l.. | Ama, ben nasıl? Ama, ben nasıl...? | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Look here, neither l, nor you are Bebe's children. But.. | Bak… Ne ben Bebe'nin çocuğuyum, ne de sen… Bak... Ne ben Bebe'nin çocuğuyum, ne de sen... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
lf it weren't for you l wouldn't have been able to get.. | Ama eğer sen olmasaydın, belki ben de buraya… Ama eğer sen olmasaydın, belki ben de buraya Bebe'nin küllerini... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
..Bebe here so easily. | Bebe'nin küllerini bu kadar kolay getiremezdim. ...bu kadar kolay getiremezdim. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Like me, now, you too have formed a bond with Bebe. | Şimdi senin de benim gibi, Bebe ile aranda bir bağ oluştu. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
So, the right.. | Bu yüzden bu son arzuyu yerine getirme hakkı sadece benim değil, senin de. Bu yüzden bu son arzuyu yerine getirme hakkı... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
..to perform this final rite is not just mine, but yours too. | ...sadece benim değil, senin de. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Come. | Gel… Gel... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Zaara, here's your bus ticket. You'll reach Atari. And from there.. | Zaara… İşte otobüs biletin. Atari'ye varacaksın. Zaara... İşte otobüs biletin, Atari'ye gider gitmez telefon et. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
..catch a train straight to Lahore. And here's your change. | Ordan da Lahor'a giden trene binersin. İşte paranın üstü… Ordan da Lahore'a giden trene binersin İşte paranın üstü... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Anything else? No, thanks. | Başka bir şey? Hayır, teşekkürler. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
You've already done a lot for me. l don't know how to thank you. | Benim için o kadar çok şey yaptın ki, sana nasıl teşekkür edeceğimi bilmiyorum. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |