Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 179730
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
What are you talking about? Didn't I take you to the movies last week, huh? Huh? | Neden bahsediyorsun? Geçen hafta sinemaya götürmedim mi seni, ha? Ha? Sen neden söz ediyorsun? Geçen hafta seni sinemaya götürmedim mi? | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
What do you want? It was a dull movie. | Ne yapayım? Sıkıcı bir filmdi. Ne bekliyordun? Sıkıcı bir filmdi. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Yeah, but I just get the feeling that you don't care. | Evet ama beni önemsemediğin fikrine kapılıyorum. Evet ama bazen beni umursamadığını düşünüyorum. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
When my uncle died, didn't I ask you to be by my side at the funeral? | Amcam öldüğünde, cenazede yanımda olmanı istemedim mi? Amcam öldüğünde cenazede yanımda olmanı istemedim mi? | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
It's like we're stuck in a time paradox | Ne bizim bilgeliğimizin ne de senin bakiriyetinin Bir zaman paradoksunda takılmış gibiyiz. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
where neither our wisdom nor your virginity will ever escape. | asla kaçamayacağı bir zaman paradoksuna sıkışmış gibiyiz. Ve ne bizim bilgeliğimiz, ne de senin bekâretin asla sona ermeyecek. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
I get in close. I'm there and I just get... | Yaklaşıyorum. Neredeyse ordayım ve bir anda Çok yaklaşıyorum, an meselesi ama... | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
there's really only two possible things that could happen. | muhtemel yollar sadece iki tanedir. ...bu durumda olabilecek sadece iki şey var. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Either they won't sleep with you, and then there's no need to call them again, | Ya seninle yatmazlar ve onları bir daha aramana gerek kalmaz Ya seninle yatmayacaklar ve onları tekrar aramana hiç ihtiyaç olmayacak. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
or they do sleep with you, and then there's no need to call them again. | ya da seninle yatarlar ve onları bir daha aramana gerek kalmaz. Ya da seninle yatacaklar, sonra onları tekrar aramana hiç ihtiyaç olmayacak. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
This is what I don't get. How can someone be such a complete asshole all the time | İşte bunu anlamıyorum. Nasıl, hep böyle göt bir herifken Benim asıl anlamadığım nasıl senin gibi... | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Amy! Serena! Calvin needs our help. No. | Amy! Serena! Calvin'in yardımımıza ihtiyacı var. Hayır. Amy. Serena. Calvin'e yardım gerekiyor. Hayır. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
No, I don't need help. Shh, shh. | Hayır, yardıma ihtiyacım yok. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Women like assholes, am I right? | Kadınlar göt heriflerden hoşlanır, haksız mıyım? Kadınlar pisliklerden hoşlanır. Haklı mıyım? | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Well, I agree that you're an asshole. Okay. | Göt bir herif olduğun konusunda haklısın. Tamam. Şey... Senin bir pislik olduğuna katılıyorum. Pekâlâ. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
"A", fuck you. "B", just answer the question. | "A", siktir. "B", sadece soruya cevap ver. "A" kendini becer, "B" sadece soruya cevap ver. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Well, okay. Girls like assholes, not women. | Eh peki. Kızlar göt heriflerden hoşlanır, kadınlar değil. Şey, pekâlâ. Kızlar pisliklerden hoşlanır. Kadınlar değil. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
What women are attracted to is self confidence. | Kadınların çekici bulduğu şey kendine güvendir. Kadınları çeken kendine güvendir. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Yes, and we absolutely fucking hate insecurity. | Evet ve endişeden nefret ederiz. Evet, kendine güveni olmayanlardan kesinlikle nefret ederiz. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Yes! The more insecure you are the more you ask, "Is something wrong?" | Evet! Ne kadar çok endişelenip şöyle dersen: "Bir sorun mu var?" Evet, kendine güvensiz olduğunda şöyle söylersin... "Yanlış birşey mi yaptım?" | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
"Is everything okay?" "What are you thinking about?" | "Her şey yolunda mı?" "Ne düşünüyorsun?" "Her şey yolunda mı?" "Ne düşünüyor acaba?" | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
"What's wrong?" And the more you do that, Calvin, | "Sorun ne?", bunu ne kadar çok yaparsan Calvin, "Şimdi sorun nedir?" Ve bunu her yaptığında Calvin... | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
the more it becomes this self fulfilling prophecy. | korkuların o kadar çok gerçek olmaya başlar. ...işler giderek daha zor bir hal alır. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
You just need to relax and not worry so much. Okay? | Yalnızca sakin olup bu kadar endişelenmemeye bakmalısın, tamam mı? Sadece rahat olmaya ve çok fazla endişelenmemeye çalış. Tamam mı? | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Yeah. That makes a lot of sense. | Evet. Çok mantıklı. Tamam. Sanırım bu çok mantıklı. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
And by the way, take whatever advice that she gives you with a big grain of salt. | Ve bu arada, onun sana verdiği tavsiyeleri sakınarak al. Tabii aklıma gelmişken sana verdiği tavsiye her ne ise kullanırken dikkatli ol. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Yeah, and take anything that he gives you with a shot of penicillin. | Onun sana verdiği her şeyi ise bir penisilin iğnesiyle al. Evet. Onun vereceği herhangi bir tavsiyeyi de penisilin olmadan alma. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Seriously, Calvin, do yourself a favor. | Cidden Calvin, kendine bir iyilik yap. Ciddiyim Calvin. Kendine bir iyilik yap. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Unless you're combing the playground for middle schoolers, | Oyun parklarında orta okullu çocuklar aramıyorsan, Eğer ortaokul öğrencilerinin peşinde koşmayacaksan... | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
don't become an asshole like Monty. | Monty gibi bir göt olma. Monty gibi bir pislik olma. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
You wanna brag about your sexual conquests, you big stud, you? | Cinsel fetihlerin konusunda övünmek mi istiyorsun, seni aygır seni? Demek cinsel zaferlerin hakkında övünmek istiyorsun öyle mi büyük damızlık? | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Okay, you know what? Fine. Let's talk about it. | Pekala, öyle olsun. Tamam. Bu konudan bahsedelim. Tamam bana uyar. Hadi bunu konuşalım. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Let me describe Monty's amazing sexual prowess. | Size Monty'nin inanılmaz cinsel yeteneklerini anlatayım. Size Monty'nin şaşırtıcı cinsel sinsiliğini tanımlamama izin verin. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
He'd barrel into me with that pathetic excuse for a child's penis. | O zavallı çocuk penisiyle üzerime çullanırdı. İçimde acıklı ama bir çocuk penisi için normal sayılabilecek bir namlusu vardı. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
And it would end so quickly, so abruptly, | Ve o kadar çabuk, o kadar ani biterdi ki, Ve sonra aniden, birdenbire bitiverdi. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
I wouldn't even have time to feel any sort of | üzerimde bir kriz geçirmesinden Öyle ki onun bu müthiş tekniğine karşı... | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
morbid, accidental amusement towards his "technique," | ibaret olan "tekniği"nden ...hastalıklı bir eğlence duygusu bile hissedemedim. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
which was basically him seizuring on top of me | kazara bir zevk almaya vaktim bile olmazdı Ki bu, onu üstümde yaklaşık olarak kırk beş saniye kadar tutan bir teknikti. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
while I laid there trying not to laugh... or cry. | ben de orada yatıp gülmemeye veya ağlamamaya çalışırdım. ...Ya da ağlamamaya. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Is it any wonder why you still date girls in high school? | Hala liseli kızlarla çıkmana şaşmamalı. Niçin hala lisedeki kızlarla çıktığını merak ediyor musunuz? | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
They're the only ones left. They don't know any better. | Elinde yalnızca onlar kaldı. Daha iyisini bilmiyorlar ki. Çünkü bir tek onlar var. Daha iyisini bilmiyorlar. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Okay, okay. All right. | Tamam, tamam. Pekala. Tamam, tamam, pekâlâ. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
First of all, for the record, | Öncelikle, şunu bil ki, Hepsinden önce, herkes bilsin diye... | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
I always had an orgasm when we had sex. | ben her seksimizde orgazm oldum. ...seks yaptığımızda ben daima orgazm oldum. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Secondly, everybody knows that I'm orally fixated. | İkincisi, herkes benim oral uzmanı olduğumu bilir. İkinci olarak, herkes benim oral merkezli biri olduğumu bilir. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
You can't deny that I played your vagina like a violin. | Vajinanı bir keman gibi çaldığımı inkar edemezsin. Vajinanı bir keman gibi çaldığımı inkâr edemezsin. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Oh! As if that somehow negates the fact that once we got past foreplay, | Oh! Sanki bu önsevişmeyi geçtiğimiz anda, yükünü taşıyamayan İstersen şunu da herkes bilsin o halde. Bir kez ön sevişmeyi geçtiğimizde... | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
you turned into the little engine that couldn't hold his load. | küçük bir motora döndüğün gerçeğini siliyor. ...sen o küçük makineni tekrar şarj etmek için beklemeye geçerdin. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
All I had to do was call and say, "Hey. I'm horny." | Tek yapmam gereken arayıp, "Selam. Ben azdım." demekti. Tüm yapmam gereken arayıp "Selam. Azmış durumdayım" demekti. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
As if by some form of slut magic you'd appear. Now why is that? | Bir tür fahişe büyüsü kullanmış gibi belirirdin. Neden acaba? Sanki sihirli bir halıya binmiş gibi orada bitiverirdin. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Because at first, I really liked spending time with you. | Çünkü ilk başta, seninle vakit geçirmekten çok hoşlanıyordum. Çünkü birincisi, seninle zaman geçirmekten hoşlanıyordum. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
I thought you were a genuinely interesting guy to be around. | Hakkaten ilgi çekici biri olduğunu düşünüyordum. Senin gerçekten ilginç bir herif olduğunu düşünüyordum. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
But eventually, it all wore thin. I realized that your personality | Ama sonunda hepsi eskidi. Ve fark ettim ki, kişiliğin Ama sonunda hepsi uçup gitti. Kişiliğinin... | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
much like our sex life. | aynı seks hayatımız gibi. Tıpkı bizim seks hayatımız gibi. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Yeah, I do. Because you were old news. | Evet. Çünkü artık eskimiştin. Evet, tabii. Çünkü sen artık maziydin. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
I was looking at other girls and getting bored. Basically, that was why. | Başka kızlara bakmaya ve senden sıkılmaya başlamıştım, genel olarak bu yüzden. Çünkü artık sıkılıyordum ve diğer kızlara bakıyordum. İşte nedeni buydu. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Yeah, yeah. All that. | Evet, evet. Tüm o dediklerin. Evet, evet. Doğru ya. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Wait, I thought you said you dumped... Shut up, Calvin. | Bekle, terk edenin sen olduğunu Kapa çeneni Calvin. Hey, ben senin onu terk ettiğini... Kapa çeneni, Calvin. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
I was just trying to let you down easy, but this is bullshit. | Seninle fazla uğraşmayacaktım ama bu saçmalık. Senin üstüne gelmemeye çalışıyorum ama bu kadarı da saçmalık. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
The only real pleasure I ever got from having sex with you | Seninle seks yapmaktan aldığım tek gerçek zevk Seninle yatmaktan aldığım tek gerçek zevk... | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
came from making fun of it later with my friends. | sonradan arkadaşlarımla dalga geçmekten kaynaklanıyordu. ...zevk olay sonrası gelip arkadaşlarımla eğlenmekti. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Tell him, Amy. It's true. We laughed a lot at your expense. | Söyle ona Amy. Doğru. Sana güldüğümüz çok oldu. Söyle ona Amy. Bu doğru. Arkandan epeyce eğleniyorduk. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
So you know when you're walking past a group of people, you hear them laughing, | Hani bazen, bir grup insanın yanından geçerken güldüklerini duyarsın Yani, nasıldır bilirsin. Bir grup insanın önünden geçerken güldüklerini duyarsın. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
you sometimes get that paranoid self conscious feeling? | ve o paranoyakça utanma hissine kapılırsın ya? Bazen insan biraz paranoyaklaşır. Ve şöyle düşünür. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Maybe they're laughing about you when they're really not? | Öyle olmadıkları halde, sana güldüklerini düşünürsün? "Belki de bana gülüyorlardır. Ama aslında öyle değildir." | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Well, in your case, they really are. | İşte, senin durumunda, gerçekten sana gülüyorlar. Eh, senin durumundaysa gerçekten öyle. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
God, I love her. | Tanrım, onu seviyorum. Onu seviyorum. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
It is our goal to maintain the absolute highest standard in all aspects... | Tüm açılardan kesinlikle en yüksek standartı tutturmak amacımız Hedefimiz her yönüyle mükemmel yüksek standardımızı korumak. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Hey, man. We all had to watch it. | Hey dostum. Hepimiz izlemek zorunda kaldık. Selam ahbap. Bunu hepimiz izledik. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
I'm gonna come back and get you after the dinner rush. The tape should be done then. | Akşam yemeği telaşı bitince gelip seni alacağım. O zamana kadar bitmiş olur. Akşam yemeği telaşından sonra gelip seni alacağım. O zamana kadar kaset de biter. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Cool? | Tamam? Tamam mı? | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Well, I mean, I guess. L... | Eh, yani, sanırım. Ben Şey... Sanırım ben... | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
... of our most sacred company policies | ...en kutsal şirket politikalarımız... ...En kutsal şirket politikalarımızdan bir tanesi; | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
to uphold our standard of excellence. Shit. | tüm yeteneklere sahip olduğunuzdan emin olmak. Siktir. Bu şekilde mükemmeliği yakalamaktayız. Kahretsin. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
All right, men. This is it. | Pekala adamlarım. Artık tamam. Pekâlâ beyler. İşte bu. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Okay, your waiter will be right with you. | Tamam, garsonunuz hemen geliyor. Garsonunuz birazdan sizinle ilgilenecek. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Hi there, folks. What can I get you to drink? | Merhaba arkadaşlar. İçecek olarak ne istersiniz? Selam millet. İçmek için ne istersiniz? | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Would you like to start with an appetizer? | Mezelerle başlamak ister misiniz? Bir meze ile başlamak ister misiniz? | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Would you like a baked potato, french fries or rice pilaf? | Kumpir, patates kızartması, yoksa pirinç pilavı mı alırsınız? Fırında patates mi yoksa pirinç pilavı mı almak istersiniz? | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
How about some dessert? And here you go, folks. | Tatlıya ne dersiniz? Buyrun arkadaşlar. Biraz tatlıya ne dersiniz? Evet çocuklar. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Fuck! The five second rule! The five second rule! | Siktir! Beş saniye kuralı! Beş saniye kuralı! Lanet olsun! 52. kural dostum! 52. kural! | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
All right. Off you go. | Tamam. Gidebilirsiniz. Mutlu Noeller öğretmenim. | Wake in Fright-1 | 1971 | ![]() |
Happy new year. Thank you, Dave. | Yeni yılınız kutlu olsun. Teşekkürler, Dave. | Wake in Fright-1 | 1971 | ![]() |
Give my love to your girlfriend in Sydney, sir. | Sydney'deki kız arkadaşınıza sevgilerimi iletin efendim. İletirim, sağ ol. | Wake in Fright-1 | 1971 | ![]() |
Have a happy holiday, sir. | İyi tatiller efendim. | Wake in Fright-1 | 1971 | ![]() |
And you, Chris, thank you. Enjoy yourself. | Sen de Chris. Teşekkür ederim. İyi vakit geçir. | Wake in Fright-1 | 1971 | ![]() |
For your collection, sir. | Koleksiyonunuz için efendim. Çok teşekkürler Lou. Hoşça kal. | Wake in Fright-1 | 1971 | ![]() |
So I'll see you next year, mate. | Seneye görüşürüz dostum. | Wake in Fright-1 | 1971 | ![]() |
A middy, please, Charlie. | Bir orta boy bira Charlie. | Wake in Fright-1 | 1971 | ![]() |
Having one yourself? | Kendine de almaz mısın? Evet. | Wake in Fright-1 | 1971 | ![]() |
You've, uh, | Cebinde akrep var, değil mi? | Wake in Fright-1 | 1971 | ![]() |
Will you be wanting your room when you come back? | Döndüğünde odanı istiyor olur musun? | Wake in Fright-1 | 1971 | ![]() |
Where else would I stay? | Başka nerede kalacağım ki? | Wake in Fright-1 | 1971 | ![]() |
But if you get | Ama turist akımı falan yaşanırsa Charlie... | Wake in Fright-1 | 1971 | ![]() |
I can always stay in the schoolhouse. | ...her zaman okulda kalabilirim. | Wake in Fright-1 | 1971 | ![]() |
See you in six weeks, huh? | 6 hafta sonra görüşürüz. | Wake in Fright-1 | 1971 | ![]() |
Not if I can rob a bank. | Banka soymazsam tabii. | Wake in Fright-1 | 1971 | ![]() |
Sure, Ned Kelly. Mmm. | Elbette, Ned Kelly. | Wake in Fright-1 | 1971 | ![]() |
Excuse me, please. | Affedersiniz lütfen. | Wake in Fright-1 | 1971 | ![]() |
Oi, fella, come and have a beer with us. | Dostum, gel bizimle bir içki iç. Hayır, hayır. Teşekkürler. | Wake in Fright-1 | 1971 | ![]() |