Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 179728
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
I'm surprised you didn't give those guys a lap dance. | O heriflere bir kucak dansı vermediğine şaşırdım. Heriflere kucak dansı yapmadığına şaşırdım. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Oh, what's that, jealousy? | Ne o, kıskançlık mı? Nedir bu, kıskançlık mı? | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Women troubles, Amy? I just don't understand | Kadın sorunları mı Amy? Gerçekten anlamıyorum, Başın belada mı Amy? Bir insanı böyle komple bir... | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
what would compel a person to be such a bitch to a total stranger. | hiç tanımadığın birine nasıl böyle kaltaklık yapabilirsin? ...kaltağa dönüştüren şeyin ne olduğunu hiç anlayamıyorum. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Maybe she was abused as a child. Oh, God. I fucking hope so. | Belki çocukken tacize uğramıştır. Tanrım. Umarım öyle olmuştur. Belki çocukken suiistimal edilmiştir. Oh. Umarım öyle olmuştur. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Oh, man. You look really pissed. | Dostum. Çok sinirli görünüyorsun. Oh, dostum. Gerçekten berbat görünüyorsun. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
You really are an asshole. Shenaniganz. | Göt herif. Shenaniganz. Sen tam bir pisliksin. Shenaniganz. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Fuck you. He has a shy bladder. | Siktir. Çiş yapamıyor da. Utangaç bir sidik torbası var. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
So is there... Mitch, go in the back, check out the cooks. | Şey var mı Mitch, arkaya git, ahçılara bak. Peki burada... Hey Mitch, arkaya gidip aşçıları kontrol eder misin? | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
I'll be there in a few minutes, okay? | Birkaç dakika içinde geliyorum, tamam? Ben de hemen geliyorum. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
I think she's illegal. Yeah. I've made peace with that. | İllegal olduğunu. Evet. Ben artık bunu aştım. Bence o yasadışı. Evet. Bununla bir sorunum yok. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Seriously, look at her. You know she has that Scooby Doo tongue. | Cidden, baksana ona. Şu Scooby Doo diline. Cidden, ona bir bak. Scooby Doo gibi bir dili olduğuna bahse girerim. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
And I'm convinced Natasha will be mine. Thanks for the advice, buddy. | Artık eminim, Natasha benim olacak. Tavsiye için teşekkürler dostum. Ve kararımı verdim. Natasha benim olacak. Tavsiyelerin için sağ ol dostum. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Shut up. So how long have you two been... | Kapa çeneni. Ee, siz ikiniz ne zamandır Kapa çeneni. Siz ikiniz ne zamandır... | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Has even hinted that he's aware of it? No, he's acting oblivious. | Farkında olduğunu belli etti mi? Hayır, bihaber davranıyor. Bundan haberdar olduğunu ima etti mi hiç? Hayır. Farkında değilmiş gibi davranıyor. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Are you gonna talk to her or hope you're never forced to make an actual decision? | Konuşacak mısın yoksa bir karar vermene gerek kalmayacacağını mı umacaksın? Onunla konuşacak mısın? Yoksa seni buna zorlamayacağını umarak mı yaşayacaksın? | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
I'm going with option "B". That's my boy. | B seçeneğini tercih ediyorum. İşte benim oğlum. B seçeneğini seçiyorum. İşte benim arkadaşım. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Have you talked to him about it? No. I'm playing hard to get. | Bu konuda konuştun mu? Hayır. Elde etmesi zoru oynuyorum. Peki onunla konuştun mu? Hayır. Kolay olmayan kadını oynuyorum. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Oh, but haven't you slept with him the past five nights? | Ama son beş gecedir onunla yatmıyor musun? Oh, ama onunla son beş gecedir yatmıyor muydun? | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Well, not real hard to get. | O kadar da zoru değil. O kadar da zor değilim. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
She really is a little badass though. And fun to hang out with. Laid back. | Gerçekten süper bir hatun aslında. Takılması eğlenceli. Rahat. Gerçekten biraz zor biri. Ama onunla takılmak da çok eğlenceli. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Maintenance fees are really low. I like that. | Bakım masrafları çok düşük. Bu hoşuma gidiyor. Çok kafa dengi olduğunu söylemeliyim. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Yeah, she's a cool chick. I'd do her. Hell, I'd probably even pay. | Evet, süper bir hatun, onunla yatardım. Hatta para bile verebilirdim. Evet, iyi bir piliç. Onu becerirdim. Hatta para bile verirdim. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
I would. | Verirdim. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Who are you thinking about? Chet Miller. | Kimi düşünüyorsun? Chet Miller. Kimi düşünüyorsun peki? Chet Miller'ı. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
just because some old fuck boy classmate graduated college? | gerizekalı eski sınıf arkadaşının üniversiteden mezun olması mı? ...onun senden daha iyi olduğunu mu düşünüyorsun gerçekten? | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Wait. How the hell do you know about that? | Bekle. Sen nerden biliyorsun yahu? Hey. Bunu da nerden biliyorsun sen? | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Are you fucking kidding me? You know this place. | Dalga mı geçiyorsun? Burayı biliyorsun. Benimle şaka mı yapıyorsun? Bu mekânı bilirsin. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
People with the day off already know. | Bugün çalışmayan insanlar bile çoktan öğrendi. İnsanlar burada olmasa bile öğrenirler. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Half of me is like take the job. I could really use the money. It's a smart move. | Bir yarım kabul et diyor. Para çok işime yarar. Mantıklı bir hareket olur. Bir yanım işi almamı istiyor. Gerçekten parayı kullanabilirim, hiç fena olmaz. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
But the other half's like, "Am I fucking nuts?" | Ama diğer yarım ise, "Delirdim mi lan ben?" Ama diğer yanım ise "Manyak mısın oğlum?" diyor. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Do I really wanna end up like Dan? | Sonumun Dan gibi olmasını istiyor muyum? "Gerçekten Dan gibi mi olmak istiyorsun?" | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
And there you go, folks. | Buyrun, arkadaşlar. Ve işte siparişiniz. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Damn, boy. What the hell took so long? | Neden bu kadar geç kaldın, çocuk? Lanet olsun evlat. Neden bu kadar uzun sürdü? | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Well, you had the two well done steaks, | Eh, iki iyi pişmiş biftek istediniz, Şey, iki porsiyon iyi pişmiş biftek istemiştiniz... | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
so it usually takes a little while to cook. | genelde pişmeleri biraz sürüyor. ...ve pişirmek genellikle biraz zaman alır. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Yeah, well, could you get me some more ketchup? | Her neyse, biraz daha ketçap getirir misin? Tamam. Bana biraz daha ketçap getirir misin? | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Sure. No problem. | Tabi. Ne demek. Tabi. Hemen geliyor. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Nothin' sets off the flavor of a steak like some ketchup. | Bifteğin aromasını ketçap gibi ortaya çıkaran yoktur. Ketçap dışında hiçbir şey bifteği daha lezzetli yapamaz. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
And his mouth tasted just like buttermilk. | Ve adamın ağzı kaymak gibiydi. Ve ağzı tıpkı tereyağlı süt tadındaydı. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Hey, Monty? Could you drop off my food, please? | Hey Monty? Yemeğimi sen götürebilir misin lütfen? Hey Monty. Yemeğimi sen götürür müsün lütfen? | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
I can't deal with that bitch anymore. | O kaltağa artık dayanamıyorum. Şu kaltakla daha fazla uğraşamayacağım. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Hey, there, ladies. Amy's busy so I thought I'd bring your food out. | Selam bayanlar. Amy meşgul olduğu için yemeğinizi ben getireyim dedim. Merhaba bayanlar. Amy meşgul. Bu yüzden yemeklerinizi ben getirdim. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
But I still have some salad left. | Ama salatam hala bitmedi. Ama ben hala salatamı yiyorum. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Oh, well, would you like me to take the food back and bring it out in a few minutes? | Yemeğinizi götürüp birkaç dakika içinde geri getirmemi ister misiniz? Oh şey, yemeklerinizi geri alıp birkaç dakika sonra getirmemi ister misiniz? | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Yeah, and let it dry out under the heat lamps? | Evet, lambalar altında kurusun, değil mi? Tabii, bu arada sıcak lambanın altında bekletirsin. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Wait. Did that waitress listen to a word I said? | Bekle. O kız dediklerimin tek kelimesini dinledi mi? Dur. Şu garson kız söylediğim tek kelimeyi dinlemedi mi? | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
How intelligent do you have to be to take a food order? | Bir yemek siparişi almak için ne kadar zeki olmak gerekir? Bir yemek siparişi almak için ne kadar zeki olmak zorundasınız? | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Ma'am, you're absolutely right, and I apologize. | Hanımefendi, kesinlikle haklısınız, özür dilerim. Bayan kesinlikle haklısınız ve özür diliyorum. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Good. Now I can finish my salad. | Güzel. Şimdi salatamı bitirebilirim. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Gentlemen, we have our first official bee atch of the day. | Beyler, günün ilk resmi kaltağı çıktı. Beyler, günün ilk resmi kaltağıyla karşı karşıyayız. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Well, Amy, it's your table. You decide. | Amy, senin masan. Sen karar ver. Şey, Amy. Senin masan. Karar senin. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Hells, yes. Soon as we get the hydro, we can run this city like the fuckin' mob. | Evvet. Hidroyu alır almaz bu şehri mafya gibi yönetiriz. Haklısın dostum biraz hidro alır almaz bütün şehir avucumuzdadır. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
I swear, we gotta grow it, smoke it, sell it. We'd be a fucking pimp. | Yetiştiririz, içeriz, satarız. Tam pezevenk oluruz. Yetiştirmek, içmek ve satmak olacak işimiz. Lanet olası bir pezevenk gibi. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Yo, and you know the bitches be lovin' that shit. | Yo, biliyorsun kaltaklar da bayılıyor bu olaya. Karılar bu mala bayılacak ahbap | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
We'll get more fuckin' puss than Busta, more than Dre, | Busta'dan, Dre'den, hatta siktiğimin Snoop Dog'undan Busta'dan daha fazla yavru bulacağız. Dre'den bile fazla. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
We're gonna run this city like the motherfucking mob. | Bu şehri siktiğimin mafyası gibi yöneteceğiz. Ve bu lanet olası şehri artık ele geçiriyoruz. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
The first thing we do is add a little extra gravy to the mashed potato. | İlk olarak, püreye ektra sos katıyoruz. Yapacağımız ilk şey patates püresine ekstra sos ilave etmek. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Followed by a thin spread of cheese for your garlic bread. | Arkasından, sarımsaklı ekmeğe ince bir dilim peynir geliyor. Ve tabii bundan sonra sarımsaklı ekmek için, peyniri hafifçe sürtelim. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Some "fromunda" cheese. Yeah, make us proud. | Penis "peynir"i. Evet, gururlandır bizi. Biraz fromunda peyniri. Evet, işte aynen öyle. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Fresh from the taint. We like this. Good. | Apışarasından taze çıktı. Bunu seviyoruz. Güzel. Eskisinden taze. Bu harika. Tamam. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Up next, what we're gonna do... How about a little guacamole for the steak? | Sırada, yapacağımız şey Biftek için biraz guacamole? Sıradaki, şimdi ne yapıyoruz? Biftek için biraz guacamole nasıl olur? | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Come on, man. You can't be mixing Mexican and Continental. | Meksika ve Avrupa'yı karıştıramazsın. Hadi dostum. Meksika ve Avrupa'yı birbirine karıştıramazsın. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
All right. How about a little garlic salt? | Pekala. Biraz sarımsak tuzuna ne dersiniz? Pekâlâ. Biraz sarımsak tuzu nasıl olur? | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
That's what I'm talking about. Finesse, baby! | İşte budur. Mükemmel bebeğim! İşte bahsettiğim bu. Buna ustalık denir. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Finally, a garnish of alfalfa sprouts. | Son olarak, kaba yonca filizlerden garnitür. Son olarak, alfalfa tomurcuklarından bir garnitür. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Adds a touch of cla... | Her yemeğe Zarif bir dokunuş. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Touch of class to any meal. | Her yemeğe klas katar. İşte burada. İşte hazır. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
I'll pull out my motherfuckin' shotty. | Çekerim siktiğimin çiftesini. İşte o zaman atışımı yapacağım. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Pull up like John Gotti. | John Gotti'nin çektiği gibi. Tıpkı John Gotti gibi. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
I'll have the motherfucker on the carpet. I fucked that bitch! | O orospu çocuğunu yığarım halıya. Siktim resmen kancığı. Evet dostum. John Gotti bile bunu yapamadı. Bizi kimse durduramaz. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Hell, yeah, motherfucker. We be down... | Evet orospu çocuğu. Hatuna boğulaca Evet biz en iyisiyiz. Biz bu şehrin en iyisiyiz. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Okay, Nicholas, Theodore. Boys. | Evet Nicholas, Theodore. Çocuklar. Tamam, Nicholas, Theodore. Çocuklar. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
I'm gonna fire you faster than you can say, "Yo, MTV Raps." | "Yo, MTV Raps" diyemeden kovarım sizi. ...sizi o rap şarkılarınızdan daha hızlı tekmeleyeceğim haberiniz olsun. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
I had the chefs take extra special care of it for you. | Ahçılarımızın özel olarak ilgilenmesini sağladım. Aşçıbaşımız sizin için bununla özel olarak ilgilendi. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
I'm truly sorry for the inconvenience. | Rahatsızlık için çok özür dilerim. Rahatsızlık için içtenlikle özür dilerim. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
You know, we should probably feel guilty, but she broke the cardinal rule: | Belki suçlu hissetmeliyiz ama kadın en önemli kuralı çiğnedi: Dinle. Aslında kendimizi suçlu hissetmeliyiz ama o en önemli kuralı bozdu. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Don't fuck with people that handle your food. | Sakın yemeğinle ilgilenen insanlara bulaşma. Sakın, yemeği yapan adamla uğraşma. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
All right. How you guys doin'? Everything prepared okay? | Evet. Nasılsınız? Her şey iyi miydi? Merhaba beyler nasılsınız? Yemekler iyi miydi? | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Could be better. It'll do. | Daha iyi olabilirdi. İdare eder. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Yeah, get me an extra roll. | Evet, bir tur daha getir. Evet, fazladan yufka yolla. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
No problem. | Ne demek. Hemen. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
All right then, Calvin. | Pekala Calvin. Pekâlâ Calvin. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Just relax and start at the beginning. | Rahatla ve en başından anlat. Sadece rahatla ve en baştan başla. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
About three months ago I just finished my shift, and I really had to take a piss. | Üç ay kadar önce, mesaimi yeni bitirmiştim ve çok çişim gelmişti. Yaklaşık 3 ay önce vardiyamı bitirmiştim ve gerçekten işemek zorundaydım. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
"Whoa. That's a nice dick." | "Vay be. İşte güzel bir çük." "Vay. Hoş bir alet." | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Since that time, I haven't been able to use a public bathroom. | O zamandan beri, halka açık bir tuvaleti kullanamıyorum. O andan beri halka açık tuvaletleri kullanamıyorum. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
And the next time I tried to take a leak, I could've sworn | İşemeye çalıştığım diğer sefer, yanımda duran adamın Ve ondan sonra ne zaman pisuara gitsem... | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
What about the stall? | Ya kabin? Peki ya kapalı bölme? | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
I get this paranoid feeling there are people outside the stall, | Dışarıda insanlar olduğuna ve işemekte zorlandığımı Kapalı bölmenin dışındaki insanların varlığını hissediyorum. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
I can hear them saying, "What's taking him so long? | Şöyle dediklerini duyabiliyorum: "Neden bu kadar uzun sürüyor? Söylediklerini duyabiliyorum, "Bu kadar zamanını alan ne?" | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Why can't he just piss like a normal person? | "Neden normal bir insan gibi işeyemiyor? "Niçin normal bir insan gibi sadece işeyemiyor?" | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
I don't hear any peel" | "Çiş sesi duyamıyorum." "Herhangi bir akış duymuyorum." | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
I'm really fucked up. | Çok kötü durumdayım. Gerçekten kafayı yedim. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Psychosomatic auditory hallucinations. | Psikosomatik işitsel halüsinasyonlar. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Most people have to pay for such a thing. | İnsanlar böyle şeylere sahip olmak için para ödüyor. Pek çok insan bunun için doktora gidiyor. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
So what the hell should I do? | Ne yapmalıyım peki? Ben ne yapacağım şimdi? | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Well, first, | Öncelikle, Şey... Birincisi... | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
you need to think about how this problem affects other parts of your personality. | bu problemin, kişiliğinin diğer yönlerini nasıl etkilediğini düşünmelisin. ...bu problemin kişiliğinin diğer bölümünü nasıl etkilediğini düşünmen gerekiyor. | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |
Oh. See, I recommend... | Oh. Benim tavsiyem Oh. Bana sorarsan... | Waiting...-2 | 2005 | ![]() |