Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 179746
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
I'll give him a shot. Can you prep 35 mil? | Ona bir iğne yapacağım. 35 ml hazırlayabilirmisin? Ona iğne yapacağım. 35 mililitreliği hazırlar mısın? İğne yapacağım. 35 ml'lik enjektör hazırlar mısın? | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
And maybe get an anti inflammatory as well. | muhtemelen, bir antibiyotik onu iyi eder. İçine ağrı kesici de koy. Belki içinde iltihap sökücü de olsa iyi olur. | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
[O'Shea] Go on, get up. Get up here! Go on. Get up there! | hadi, çık.. çık burdan! hadi. çık burdan! Devam et, kalk.. Buraya gel! Devam et. Geç şuraya! Yürü, haydi. Çık şuraya! Haydi. Çık şuraya! | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
[Patrick] Move up. Move him up. [O'Shea] Go up there. | kımılda. onu kımıldat.. oraya git. Çık. Çıkartın şunu.. Çık şuraya. Çıkar şunu. Çık şuraya. Çıkar şunu. Çık şuraya. Çıkar şunu. Çık şuraya. | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
Go on, get up. Get up, get up! [O'Shea's son] He won't move, Da. | hadi, çık. hadi, hadi! Kımıldamıyor, Da. Hadi, kalk. Kalk, kalk! Hareket etmiyor, baba. Haydi, çık. Haydi, haydi! Hareket etmiyor, baba. | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
[O'Shea] Come on! | Hadi! | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
[Son] Come on! | Hadi! | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
What are you doing? Let me see. | N'apıyorsun? Bakayım. Ne yapıyorsun? Dur bir bakayım. Ne yapıyorsun? Bir bakayım. Ne yapıyorsun? Bir bakayım. Ne yapıyorsun? Bir bakayım. | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
Shush, woman! I'll try and get him where he is. | Şşt, kadın! Ben deneyeyim,ve nereye gidecekse gitsin. Sus, kadın. Olduğu yerde yapmaya çalışacağım. Sus be kadın! | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
Keep still. | bastır. Sakin ol. Kımıldama. | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
We're gonna have to get him up to the restraint. Go on! Go on! | Onu zapt edeceğiz,sıkı tutun. hadi! hadi! Bir yere bağlamamız gerekiyor. Devam et! Devam et! Bir yere bağlamalıyız. Haydi! Yürü! | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
Bad idea, Mick. Don't be upsetting yourself. | Kötü fikir, Mick. Keyfini kaçırmayayım. Kötü fikir, Mick. Kendine ezdirmemeye dikkat et. Kötü bir fikir, Mick. Kendini tedirgin etme. | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
[Patrick] Get out of there, Mick! Come on! Come on! | Çık oradan, Mick!! Hadi! hadi! Çık oradan, Mick! Hadi! Hadi! Çık oradan, Mick! Hadi! Hadi! | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
Come on! [Son] Da, please! Da, please. | Hadi! Baba, lütfen! Baba, lütfen. Hadi! Baba, lütfen! Lütfen. Hadi! Baba, lütfen! Lütfen. Hadi! Baba, lütfen! Lütfen. | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
[Patrick] Get out of there! Pull him up! Pull him up! Pull him up! | Çık oradan! onu çekin!! Çekin onu! çekin onu! Çık oradan! Çekin onu! Çekin onu! Çekin onu! Çık oradan! Onu çekin! Çekin onu! Çekin onu! Çık oradan! Onu çekin! Çekin onu! Çekin onu! Çık oradan! Onu çekin! Çekin onu! Çekin onu! | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
Open the front gate! | Ön kapıyı aç! | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
[Louise] I can't! It's stuck! Push it! | yapamıyorum! sıkışmış! it onu! Yapamıyorum! Sıkışmış! İtin şunu! Yapamıyorum! Sıkışmış! İtin şunu! | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
Da! Da! | Baba! Baba! | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
Da. | Baba. | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
You did everything possible. | Mümkün olan herşeyi yaptın. Elinden geleni yaptın. Mümkün olan her şeyi yaptın. | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
I think you'd better find someone else to run the practice. | Uygulamaları yapacak başka birini bulsanız iyi olur. Bence, bu iş için başka birini bulsanız iyi olacak. Bence baytarlık yapacak başka birini bulsan daha iyi olur. | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
We're leaving Wakewood. | Wakewood dan ayrılıyoruz. Wakewood'dan ayrılıyoruz. Wakewood'tan gidiyoruz. Wakewood'tan gidiyoruz. Wakewood'tan gidiyoruz. | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
It's been a shock to you. We'll talk tomorrow. | Şimdi şok'tasınız. Yarın konuşalım. Şu an şoktasın Bunu yarın konuşuruz. Şoktasın, bunu yarın konuşuruz. | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
We're not staying. | www.filmlersokagi.com. Biz kalmıyoruz. Burada kalmıyoruz. | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
Tell me about your daughter. | Bana kızından bahset. Bana kızından bahsetsene. Bana kızından bahset. | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
This isn't the time. I think it is the time. | Şimdi zamanı değil. Bence tam zamanı. Uygun bir zaman değil. Bence tam zamanı. | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
Arthur... Listen to me. | Arthur... Beni dinle. | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
Listen to me. | Beni dinle. Dinle beni. Beni dinle. | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
I can bring your daughter back to life for a short time, | Kızını ,kısa bir süreliğine, hayata geri döndürebilirim. Kızını kısa bir süreliğine hayata döndürebilirim. Kızını kısa bir süreliğine hayata döndürebilirim. Kızını kısa bir süreliğine hayata döndürebilirim. Kızını kısa bir süreliğine hayata döndürebilirim. | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
so you can see her, hold her again and say goodbye properly. | Böylece,onu tekrar görebilecek, tekrar elinizi tutabilecek ve ona doğru dürüst veda edebileceksiniz. Onu görür, kollarına sarar ve hak ettiği şekilde veda edersin. Böylece onu tekrar görür, doğru dürüst veda edebilirsin. | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
Would that ease your pain, hm? That's not funny. | Acını hafifletmez mi, hm? Hiç komik değil. Bu da acını dindirir değil mi? Bu hiç komik değil. Acın hafifler, değil mi? Bu hiç komik değil. | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
If she's been dead for less than a year, I can bring her back. | Öleli bir yıldan az olduysa, onu geri getirebilirim. Öleli bir yıldan kısa bir süre olduysa, onu hayata döndürebilirim. Öleli bir yıldan az olduysa, onu geri getirebilirim. Böylece onu tekrar görür, doğru dürüst veda edebilirsin. Öleli bir yıldan az olduysa, onu geri getirebilirim. Öleli bir yıldan az olduysa, onu geri getirebilirim. | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
It's only for three days. For most people it's enough. | Yalnızca üç günlüğüne. Birçok insan için,bu yeterli oluyor. Sadece üç gün. Bir çok insan için bu yeterli oluyor. Sadece üç gün. Birçok kişi için yeterli oluyor. | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
That is ridiculous. It is nonsense. | Gülünç olma. saçmalıyorsun. Bu çok saçma ve anlamsız. Çok saçma. Tam bir safsata. | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
But do one thing for me, Patrick. | Ama benim için birşey yap, Patrick. Benim için bir şey yap, Patrick. Fakat benim için bir şey yap, Patrick. | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
Before you deride my offer... | Teklifimle dalga geçeceğine... Benimle alay etmeden önce... Teklifimle alay etmeden önce... | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
...ask your wife. | ...bir de karına sor. ...karına sor. ...karına sor. | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
She knows. | O biliyor. O, biliyor. O biliyor. | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
I told you already. You didn't tell me anything. | sana söylemiştim. Bana hiçbirşey söylemedin. Sana çoktan söyledim. Bana hiçbir şey söylemedin. Sana söylemiştim. Bana bir şey söylemedin. | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
Please, just stop this. Stop this? Stop what? | lütfen, bırak şunu. bırakayım mı? neyi bırakayım? Lütfen, kes artık şunu. Keseyim mi? Neyi keseyim? Lütfen, hemen kes şunu. Kes şunu mu? Neyi keseyim? | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
What is it you think I'm doing? Come on, babe. | Ne yaptığımı sanıyorsun? Hadi, bebeğim. Sence ben ne yapıyorum? Hadi ama, bebeğim. Ne yaptığımı sanıyorsun? Hadi ama bebeğim. | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
Please, come on, be straight with me. What did you see? | Lütfen, hadi, bana dürüst ol. Ne gördün? Lütfen, karşıma geç ve söyle. Ne gördün? Lütfen, hadi ama bana karşı dürüst ol. Ne gördün? | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
I saw something like... | Şey gibi... Sanki bir şey gördüm... Ne yaptığımı sanıyorsun? Hadi ama bebeğim. Sence ben ne yapıyorum? Hadi ama, bebeğim. Şeye benziyordu... | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
A birth... maybe. | Bir doğum... belki. Bir doğum...belki. Doğum... Olabilir. | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
And? | Ve? Sonra? Ve? | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
I believe him. | Ona inanıyorum. Sadece üç gün. Birçok kişi için yeterli oluyor. Ona inanıyorum. | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
Patrick, I believe what Arthur said. | Patrick,Arthur'un söylediğine inanıyorum. Arthur'un dediklerine inanıyorum, Patrick. Patrick, Arthur'un söylediklerine inanıyorum. | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
If we do this, will you stay? | Bunu yaparsak, kalacak mısın? Bunu yaparsak kalacak mısın? Yaparsak, kalacak mısın? Yaparsak, kalacak mısın? Yaparsak, kalacak mısın? | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
I just want her back. | Sadece onu geri istiyorum. Onu geri istiyorum. | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
But it's not so simple, is it? | Fakat bu kadar basit değil, değil mi? Ama bu kolay olmayacak, değil mi? Ama bu, kolay olmayacak, değil mi? | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
If we have to lie, isn't it won'th it? | Yalan söylemek zorundaysak, buna değmez mi? Yalan söylemek zorunda kalsak da, sence buna değmez mi? Yalan söylemek zorunda kalsak bile buna değmez mi? | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
What was your daughter's name? Alice. | Kızının adı neydi? Alice. | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
Alice Hannah Daley. | Alice Hannah Daley. | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
Did she prefer mornings or evenings? [Both] Mornings. | Sabahları mı, akşamları mı severdi? saahları. Sabahları mı, akşamları mı severdi? Sabahları. | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
Was her skin moist or dry? Moist. | cildi nemli mı kuru muydu? nemli. Cildi kuru muydu, nemli miydi? Nemliydi. Cildi yağlı mı, kuru muydu? Yağlıydı. | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
Would she have liked cats, cows or horses? | Kedi,inek yada atları severmiydi? Kedileri mi, öküzleri mi yoksa atları mı severdi? Kedileri mi, büyük hayvanları mı, yoksa atları mı severdi? Sabahları mı, akşamları mı severdi? Sabahları. Kedileri mi, büyük hayvanları mı, yoksa atları mı severdi? Kedileri mi, büyük hayvanları mı, yoksa atları mı severdi? | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
Horses, ponies, definitely. | Atlar, midilliler,kesinlikle. Atları, kesinlikle midillileri. Atlar, kesinlikle midilliler. | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
Was her hair thick or lank? It was fine. Wasrt it? | saçları sık mıydı seyrekmiydi? ince telliydi. değil mi? Saçları kalın mı, kısa mıydı? İnceydi, değil mi? Saçları gür mü, seyrek miydi? Gürdü, değil mi? | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
Quite fine. | Gayet ince. Oldukça inceydi. Oldukça gürdü. | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
What time of the year was she born? October. 22nd. | Ne zaman doğmuştu? 22 ekim. Yılın hangi zamanında doğdu? 22 Ekim'de. Hangi ayda doğmuştu? 22 Ekim'de. | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
How long has your daughter been in the ground? | Ne kadar zamandır, toprak altında? Kızınız ne zamandır toprak altında. Kızınız ne zamandan beri toprak altında? Kızınız ne zamandan beri toprak altında? Kızınız ne zamandan beri toprak altında? | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
Patrick, how long has your daughter been dead and buried? | Patrick, kızınız öleli ve gömüleli ne kadar zaman oldu? Patrick, kızınız öleli ve gömüleli ne kadar oldu? | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
It's been eleven months, two weeks, two days. | Onbir ay,iki hafta,iki gün. 11 ay, iki hafta ve iki gün oldu. 11 ay, 2 hafta ve 2 gün oldu. | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
This is what we can do. | yapabileceğimiz şey şu. Bunu yapabiliriz. İşte şunu yapacağız. | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
Your daughter will be brought back. Make the most of the time. | Kızınız geri getirilecek. zamanı iyi kullanın. Kızınız geri dönüp en iyi zamanını geçirecek. Kızınız geri getirilecek, anın tadını çıkaracaksınız. | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
And after she'll go back to the woods. | Ve sonra , ormana geri dönecek. Sonra, ormanına geri dönecek. Sonra ormana geri dönecek. Sonra ormana geri dönecek. Sonra ormana geri dönecek. | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
She's just on loan. Will she be normal? | Onu yalnızca ödünç alacağız. Normal olacak mı? Sadece ödünç alacağız. Normal mi olacak? O ödünç alınacak. Normal biri olacak mı? | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
Yes, quite. Her heart will beat, her breath will breathe | Evet, tamamen. kalbi atacak, Nefes atacak Evet oldukça. Kalbi atacak. Nefes alıp verecek... Evet, tamamen. Kalbi atacak, nefes alıp verecek... | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
and she'll remember the time she had with you, some of it. | Ve sizinle birlikte olduğu zamanı hatırlayacak, ama bir kısmını. ...ve seninle geçirdiği zamanın bir kısmını hatırlayacak. ...ve geçirdiğiniz zamanın bir bölümünü hatırlayacak. | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
It lasts for three days only, | Yalnızca 3 gün sürecek, Sadece üç gün sürecek. O ödünç alınacak. Normal biri olacak mı? Sadece ödünç alacağız. Normal mi olacak? Bu hepi topu üç gün sürecek. | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
during which you must keep Alice within the townland of Wakewood. | Bu süre boyunca, Alis'i Wakewood sınırları içinde tutmalısınız. Bu sürede, Wakewood kasabasının dışına çıkmasına, engel olacaksınız. Ki bu süre zarfında Alice'nin... | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
The wind turbines lie beyond our boundary. Let them be your guide. | Rüzgar tribünleri sınırlarımızı belirliyor. onların dışına çıkamazsınız. Sınırlarımız boyunca rüzgar türbinleri var. Onlar size rehberlik edecektir. Rüzgar tribünleri sınırlarımızı belirliyor. | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
This is a physical necessity. | Bu fiziksel bir zorunluluk. Bu fiziksel bir zorunluluktur. Bu fiziksel bir zorunluluk. Bu fiziksel bir zorunluluk. Bu fiziksel bir zorunluluk. | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
Why only three days? | Neden yalnızca 3 gün? Neden sadece üç gün? Neden sadece üç gün? Neden sadece üç gün? Neden sadece üç gün? | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
We tap the life force of a fresh cadaver. | Biz, yalnızca taze bir kadavra'ya , yaşam gücü ile dokunuyoruz.. Taze bir cesedin yaşam gücüyle iletişim kuracağız. Yaşam gücü musluğunu yeni bir cesetle tıkıyoruz. | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
Three days' won'th is all we get. | 3 gün, elimizden gelen bu. Üç günün değeri, bize çok şey anlatır. Bu bize üç gün veriyor. Bu bize üç gün veriyor. Bu bize üç gün veriyor. | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
Perhaps it mirrors the stages of existence, birth, life, death. | Belki de bu, varoluşumuzu yansıtıyordur, doğum, yaşam, ölüm. Belki de doğum, yaşam ve ölüm gibi, hayatın üç aşamasını belirtiyordur. Belki de var oluş aşamaları, doğum, yaşam, ölüm... | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
I don't truly know. | gerçekten..bilmiyorum. Gerçekten bilmiyorum. Yaşam gücü musluğunu yeni bir cesetle tıkıyoruz. Taze bir cesedin yaşam gücüyle iletişim kuracağız. | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
Now, for this to work, we need a body, | Şimdi, bunun işe yaraması için, Bir cesede ihtiyacımız var, Şimdi bunun için bir bedene ihtiyacımız var. Şimdi, bu iş için, bir bedene ihtiyacımız var. | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
and, as you are more than well aware, | ve,çok iyi bildiğiniz gibi, Sizin de farkında olduğunuz üzere... Ayrıca bildiğiniz üzere... Ayrıca bildiğiniz üzere... Ayrıca bildiğiniz üzere... | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
we have recently had a tragedy in the community. | yakınlarda cemiyetimizde bir trajedi yaşadık. ...son zamanlarda toplulukta çok büyük trajediler yaşadık. ...son zamanlarda cemaatimiz büyük bir trajedi yaşadı. | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
Perhaps we should prevail on the family. | Belki ailesini razı edebiliriz. Belki de aile kavramını esas almalıyız. Belki aileyi ikna edebiliriz. Belki aileyi ikna edebiliriz. Belki aileyi ikna edebiliriz. | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
The ritual of the return binds you to Wakewood. | Geri dönüş Ayini sizi wakewood'a bağlayacak. Bu geri getirme ayini, sizi Wakewood'a bağlayacaktır. Geri getirme ayini, sizi Wakewood'a bağlayacak. | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
You will settle here permanently and you will tend animals without fail | Buradaya kalıcı olarak yerleşeceksiniz ve sende hayvanlarla ,başarısız olmadan ilgileneceksin. Buraya kalıcı olarak yerleşeceksiniz ve ne zaman kasabanın size ihtiyacı olsa... Buraya temelli yerleşeceksiniz... | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
whenever this town needs you. | Bu şehir'in sana ihtiyacı olduğunca.. ...hatasız bir şekilde hayvanlarla ilgileneceksiniz. | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
We just wanna see her again. | Sadece onu tekrar görmek istiyoruz. Tek isteğimiz, onu tekrar görmek. Sadece onu tekrar görmek istiyoruz. | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
Then you shall. | Öyle ise göreceksiniz. Göreceksiniz. O zaman göreceksiniz. | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
You were there. The vet's wife. | Oradaydın. Veteriner'in karısı'sın değil mi? Siz, veterinerin karısısınız. Sen oradaydın. Veterinerin karısısın. | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
Sit down. Thank you. | Otur. Teşekkürler. Oturun. Teşekkürler. Otur. Teşekkürler. Otur. Teşekkürler. Otur. Teşekkürler. | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
Mrs O'Shea, I'm very sorry for your loss. | Bayan O'Shea, kaybınız için çok üzgünüm. Bayan O'Shea, başınız sağ olsun. | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
In my mind, he's the young boy I met. | Zihnimde, o, buluştuğum genç çocuk hâlâ.. Hafızamda hala ilk tanıştığım o delikanlı gibi. Hafızamda hala ilk günkü tanıştığım delikanlı gibi. | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
Our daughter was killed last year. | Kızım geçen sene öldürüldü. Kızımız geçen sene öldü. Kızımız geçen yıl öldürüldü. | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
She was our only child. | Sadece bir çocuktu. Tek çocuğumuzdu. O tek çocuğumuzdu. | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
When she was born, it didn't go well. | Ölümünden sonra, pek de iyi geçmedi. Doğumu sırasında işler pek de iyi gitmedi. Doğumu sırasında, işler yolunda gitmemişti. | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
I can't have any more. | Artık dayanamıyorum. Bir daha çocuğum olmayacak. Bu yüzden artık çocuk sahibi olamayacağım. Bu yüzden artık çocuk sahibi olamayacağım. Bu yüzden artık çocuk sahibi olamayacağım. | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
I know this is a terrible time for you, but... | Sizin için berbat bir zaman biliyorum, ama... Sizin için berbat bir zaman, biliyorum ama... Bunun sizin için çok kötü bir zaman olduğunu biliyorum... | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
...I need to ask you if we can use your husband's remains | ...onu, geri getirmek için... ...kızımı geri getirmek için eşinizin cesedini... ...ama onu geri getirmek için eşinizin cesedini kullanmama... | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
to help bring her back. | ...kocanızın cesedini kullanabilirmiyiz. ...kullanma izni istiyorum. ...izin vermenizi istiyorum. | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
You don't know what you're asking. No, you're right. I don't. | Ne istediğini bilmiyorsun. Evet, haklısınız. bilmiyorum. Ne istediğini biliyor musun? Hayır, haklısınız. Bilmiyorum. Ne istediğinizin farkında bile değilsiniz. | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |
But I need to see her again. | Aama onu tekrar görmeliyim. Ama onu tekrar görmeye ihtiyacım var. Ama onu tekrar görmeye ihtiyacım var. | Wake Wood-1 | 2009 | ![]() |