Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 179774
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
I mean, if l | Yani, eğer ben... yani,eğer ben... Yani, eğer ben... | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
What is it, Dewey? I don't know. | Ne oldu, Dewey? Bilmiyorum. nedir o, Dewey? bilmiyorum. Ne oldu, Dewey? Bilmiyorum. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
It's nothing. I'm fine. | Bir şeyim yok. İyiyim. hiçbişey.ben iyiyim. Bir şeyim yok. İyiyim. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Nothing? You look like you seen a ghost. | bir şey yok mu? Hayalet görmüş gibisin. hiçbişey mi ? hayalet görmüş gibisin bir şey yok mu? Hayalet görmüş gibisin. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
I got a lot of pain in me, Darlene. | İçim acıyor, Darlene. ben çok acılar yaşadım, Darlene. İçim acıyor, Darlene. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Where does all that pain come from, Dewey? | Peki, bu acının sebebi ne, Dewey? bu acıların kaynağı nedir Dewey? Peki, bu acının sebebi ne, Dewey? | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Did you ever have something that you really loved... | Hiç hayatında çok sevdiğin birini... hiç gerçekten çok sevdiğin bişey oldumu... Hiç hayatında çok sevdiğin birini... | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
...that you accidentally... | ...kazaen, yanlışlıkla... ...kazayla onu öldürdüğün ...kazaen, yanlışlıkla... | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
...killed, or hurt in some way, with a machete? | ...kılıçla öldürdün veya yaraladın mı? ...yada bir bıçakla yaraladığın? ...kılıçla öldürdün veya yaraladın mı? | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
No. No, me neither. | Hayır. Ben de yapmadım. hayır!!! hayır,bende yapmadım. Hayır. Ben de yapmadım. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Wouldn't that be terrible? How would you live? | Korkunç olurdu değil mi? Bunu nasıl sorarsın? bu çok kötü bişey olurdu di mi? bununla nasıl yaşabilirdin ki? Korkunç olurdu değil mi? Bunu nasıl sorarsın? | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
I know, right? Exactly. | Unut gitsin, tamam mı? biliyorum, tamam mı? kesinlikle. Unut gitsin, tamam mı? | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Darling Darlene | Sevgili Darlene Darling Darlene Sevgili Darlene | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
I'm in love with you I'm havin' fun with you | Ben sana âşık oldum, seninle çok eğleniyorum. I'm in love with you I'm havin' fun with you Ben sana âşık oldum, seninle çok eğleniyorum. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
I'm in love with you I'm on the run with you | Ben sana âşık oldum, seninle kaçamak yapıyorum. I'm in love with you I'm on the run with you Ben sana âşık oldum, seninle kaçamak yapıyorum. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
I'm in love with you And I'll be one with you one day | Ben sana âşık oldum ve seninle bir gün tek vücut olacağız. I'm in love with you And I'll be one with you one day Ben sana âşık oldum ve seninle bir gün tek vücut olacağız. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Thanks for letting me sleep in your bunk, Dewey. | Yatağında yatmama izin verdiğin için teşekkürler, Dewey. karavanında uyumama izin verdiğin için teşekkür ederim, Dewey. Yatağında yatmama izin verdiğin için teşekkürler, Dewey. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Gotta sleep somewhere, right? | Bir yerde uyumalıydın, değil mi? biryerlerde uyumalıydın haksız mıyım? Bir yerde uyumalıydın, değil mi? | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Dewey, I can't. I know. I know. | Dewey, yapamam. Biliyorum. Dewey,yapamam. biliyorum,biliyorum Dewey, yapamam. Biliyorum. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
We both know that the sexual tension between us is palpable. | İkimiz de biliyoruz ki, aramızdaki seks tansiyonu oldukça yüksek. ikimizde biliyoruz ki aramızdaki cinsel gerilim aşikar. İkimiz de biliyoruz ki, aramızdaki seks tansiyonu oldukça yüksek. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Don't you know that I wrestle with the same temptations you do? | Senin cazibene karşı koymak için nasıl mücadele ettiğimi bilmiyor musun? benimde aynı baştan çıkarmayla uğraştığımı bilmiyor musun? Senin cazibene karşı koymak için nasıl mücadele ettiğimi bilmiyor musun? | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
I know I shouldn't be saying this to you, Dewey... | Biliyorum, bunu sana söylememeliydim, Dewey... biliyorum bunu sana söylememeliydim, Dewey... Biliyorum, bunu sana söylememeliydim, Dewey... | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
...because we're not married and we're just friends... | ...çünkü biz evli değiliz, sadece arkadaşız... ...biz evli değiliz ve sadece arkadaşız... ...çünkü biz evli değiliz, sadece arkadaşız... | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
...but sometimes I lie awake at night aching for a man's touch. | ...ama bazı geceler, senin dokunuşunun ürpertisiyle uyanıyorum. ...ama bazı geceler bir erkeğin dokunuşunu arzulayarak uyanık kalıyorum ...ama bazı geceler, senin dokunuşunun ürpertisiyle uyanıyorum. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
And by "a man's touch," I mean a penis in my vagina. | 'Bir erkeğin dokunuşu' derken vajinama girmiş penisi kastediyorum. bir erkeğin dokunuşu derken bir penisin vajinama girmesinden bahsediyorum. 'Bir erkeğin dokunuşu' derken vajinama girmiş penisi kastediyorum. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
It's just so silly. | Bu çok saçma. bu çok aptalcaydı. Bu çok saçma. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Oh, that's so silly. | Evet, çok saçma. Oh,bu cidden çok aptalcaydı Evet, çok saçma. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Well, we better get some sleep. Okay. | Güzel, en iyisi uyuyalım. Peki. peki,biraz uyusak iyi olcak. tamam. Güzel, en iyisi uyuyalım. Peki. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Take my hand, Dewey. | Elimi tut, Dewey. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Let's promise to never, ever give in to our lesser desires. | Haydi, ikimiz de arzularımıza yenik düşmeyeceğimize dair söz verelim. bir daha bu şekilde arzularımızın açığa çıkmaması için söz verelim 769 00:47:47,364 > 00:47:50,162 nede olsa, biz evli değiliz. Haydi, ikimiz de arzularımıza yenik düşmeyeceğimize dair söz verelim. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
After all, we're not married. | Ne de olsa evli değiliz. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
I'm ready for sex. | Sevişmek için hazırım. ben sekse hazırım. Sevişmek için hazırım. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
I been waiting for this for so long. | Çok uzun zamandır bu anı bekliyordum. ohh,bunu o kadar uzun zamandır bekliyordum ki. Çok uzun zamandır bu anı bekliyordum. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Me too. | Ben de. bende. Ben de. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
From the moment I laid eyes on you. | Seni ilk gördüğüm andan beri. ilk andan beri gözlerimi senden alamadım. Seni ilk gördüğüm andan beri. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Oh, my. | İşte bu. Oh. İşte bu. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Dewey, I'm nervous. | Dewey, biraz gerginim. Dewey,ben gerginim. Dewey, biraz gerginim. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Don't worry, angel. I'll show you the ways of love. | Merak etme meleğim. Sana sevginin tüm yollarını göstereceğim. merak etme, meleğim. sana aşkın yollarını göstericem. Merak etme meleğim. Sana sevginin tüm yollarını göstereceğim. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Whoops a daisy. | Haydi bakalım. Whoops hadi bakalım 778 00:48:47,424 > 00:48:48,516 Oh, Dewey. Haydi bakalım. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Surprise! | Sürpriz! süprizzzzz! Sürpriz! | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Who are you? I'm his wife, that's who I am. | Sen kimsin? Ben onun karısıyım. sende kimsin? ben kim miyim,ben onun karısıyım. Sen kimsin? Ben onun karısıyım. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
No, you're not. I'm his | Hayır, sen değil. Ben onun... hayır, değilsin. ben onun... Hayır, sen değil. Ben onun... | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Good Lord, you're already married? I can explain. | Tanrım, sen zaten evli miydin? Açıklayabilirim. aman tanrım, sen zaten evliydin? açıklayabilirim Tanrım, sen zaten evli miydin? Açıklayabilirim. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Explain to her? You should explain to me. I am the mother of your children. | Ona mı? Bana açıklamalısın. Ben çocuklarının annesiyim. ona mı açıklayacaksın? bana açıklamalısın ben çocuklarının annesiyim Ona mı? Bana açıklamalısın. Ben çocuklarının annesiyim. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
It's not what it looks like. Children? | Bu göründüğü gibi değil. Çocuklar mı? göründüğü gibi değil. senin çocukların mı var? Bu göründüğü gibi değil. Çocuklar mı? | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
It's not what it looks like. | Bak, göründüğü gibi değil. göründüğü gibi değil. Bak, göründüğü gibi değil. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Not what it looks like to me, or not what it looks like to her? | Bana göründüğü gibi mi yoksa ona göründüğü gibi mi? bana nasıl göründüğü gibi mi, yoksa ona nasıl göründüğü gibi mi? Bana göründüğü gibi mi yoksa ona göründüğü gibi mi? | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
It's gotta be the way it looks like to at least one of us. | En azından birimize göründüğü gibi olmalı. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
I did the right thing. It's not like we're not married. | Ben doğru bir şey yaptım. Bu, bizim evliliğimiz gibi değil. doğru olanı yaptım.en azından evli olmamamızdan iyidir. Ben doğru bir şey yaptım. Bu, bizim evliliğimiz gibi değil. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
If you're married, you can't get married again. | Eğer evliysen, tekrar evlenemezsin. eğer evliysen tekrar evlenemezsin. Eğer evliysen, tekrar evlenemezsin. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
I know, I know, and that was wrong, but it's just.... | Biliyorum, biliyorum, bu hataydı. Fakat sadece... biliyorum,biliyorum,bu yanlıştı, ben sadece... Biliyorum, biliyorum, bu hataydı. Fakat sadece... | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
We were such good friends. | Biz çok iyi arkadaştık. çok iyi arkadaştık. Biz çok iyi arkadaştık. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
You told me about that dream where you were licking my balls... | Bana o gördüğün rüyayı anlatmıştın, hani hayâlarımı yaladığı rüyayı... sende benim hayalarımı yalamakla ilgili hayalini bana anlattın... Bana o gördüğün rüyayı anlatmıştın, hani hayâlarımı yaladığı rüyayı... | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
...and that seemed like a signal, and.... | ...ve bu bana bir işaretmiş gibi geldi ve... ...ve bu bana bir sinyal gibi geldi ...ve bu bana bir işaretmiş gibi geldi ve... | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
I forgot. | Unuttum. ben unuttum. Unuttum. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
I'm leaving you, Dewey Cox, and I will see you in court! | Seni terk ediyorum, Dewey Cox, mahkemede seninle görüşeceğiz! seni terk ediyorum Dewey Cox, ve seninle mahkemede görüşücez! Seni terk ediyorum, Dewey Cox, mahkemede seninle görüşeceğiz! | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
No, Edith! Don't go! | Hayır, Edith! Gitme! hayır, Edith!gitme! Hayır, Edith! Gitme! | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Oh, well. She's gone now. | Güzel, artık o gitti. Oh,peki.o gitti artık. Güzel, artık o gitti. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
I'm leaving too. You got the order of things all backwards. | Ben de seni terk ediyorum. Geçmişindeki şeyleri düzene koymalısın. bende terk ediyorum. geçmişinle ilgili şeyleri düzene koy. Ben de seni terk ediyorum. Geçmişindeki şeyleri düzene koymalısın. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Darlene, don't go! | Darlene, gitme! Darlene,gitme! Darlene, gitme! | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Edith, don't go either! | Edith, sen de gitme! Edith, sende gitme! Edith, sen de gitme! | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
I made a mistake. I made a terrible mistake. | Hata yaptım. Korkunç bir hata yaptım. hata yaptım. çok fena bir hata yaptım. Hata yaptım. Korkunç bir hata yaptım. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Edith! Edith! Edith! | Edith! Edith! Edith! | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Leave me alone, Dewey. I never meant no harm to you. | Beni yalnız bırak, Dewey. Seni hiçbir zaman incitmek istemedim. beni yalnız bırak, Dewey. sana asla zarar vermek istemedim. Beni yalnız bırak, Dewey. Seni hiçbir zaman incitmek istemedim. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Edith. Cupcake. | Edith. Tatlım. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Baby, you don't know what it's like out there on the road. It's lonely out there. | Bebeğim, gurbette olmanın ne demek olduğunu bilemezsin. Çok yalnızdım. bebeğim,turnedeyken nasıl olduğunu bilemezsin orada çok yalnızdım. Bebeğim, gurbette olmanın ne demek olduğunu bilemezsin. Çok yalnızdım. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Edith, I can't be alone. | Edith, beni yalnız bırakma. Edith, ben yalnız olamam. Edith, beni yalnız bırakma. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Maybe you should've thought of that before you got double married. | Bunu ikinci kez evlenmeden önce düşünecektin. bunu iki kere evlenmeden önce düşünmeliydin. Bunu ikinci kez evlenmeden önce düşünecektin. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Is that what this is about? | Bunun için mi yani? hepsi bunun yüzünden mi? Bunun için mi yani? | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Don't you stand there and judge me like I'm some kind of criminal. | Beni sanki bir suçluymuşum gibi yargılama. orda öyle durup beni bir suçlu gibi yargılamıyor musun sence?. Beni sanki bir suçluymuşum gibi yargılama. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
You are a criminal. This is illegal, Dewey. | Sen suçlusun. Bu yasadışı, Dewey. sen bir suçlusun bu yasa dışı, Dewey. Sen suçlusun. Bu yasadışı, Dewey. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
What do you mean? | Ne demek istiyorsun? ne demek yasadışı? Ne demek istiyorsun? | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
It's illegal to be married to two people at the same time, Dewey. | İki kişi ile aynı anda evli olmak yasadışıdır, Dewey. iki kişiyle aynı anda evli olmak yasadışı, Dewey. İki kişi ile aynı anda evli olmak yasadışıdır, Dewey. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
What about if you're famous? Is that ? | Peki ya çok ünlüysen? Yine öyle mi? peki ya ünlüysen? yinede öyle midir? Peki ya çok ünlüysen? Yine öyle mi? | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
You never done nothing you shouldn't have done? | sende yapmaman gerekn şeyler yaptın? | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
What have I ever done? | Ne yapmışım? ne yapmışım dewey? Ne yapmışım? | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
You woke up in the middle of the night and drank the milk. | Mesela, gecenin köründe uyanıp sütün hepsini içmiştin. gecenin bir yarısında uyanıp süt içtin. Mesela, gecenin köründe uyanıp sütün hepsini içmiştin. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
I got up to have my cornflakes, there's none left. | bütün mısır gevreklerimi bitirdiğin oldu | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Dewey, you cheated on me! | Dewey, sen beni aldattın! Dewey,sen beni aldattın! Dewey, sen beni aldattın! | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
So I'm a cheater, but you can just drink up all the milk. | Tamam aldattım, ama sen de sütün tamamını içtin. peki ben seni aldattım, ama sende bütün sütü içmemeliydin. Tamam aldattım, ama sen de sütün tamamını içtin. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Okay. All right, that's fine, I get it. You're innocent, and I'm guilty. | Peki, tamam, güzel. Anladım. Sen masumsun ve ben suçluyum. tamam. tamam, sorun değil, anladım. sen masumsun,ve ben suçluyum. Peki, tamam, güzel. Anladım. Sen masumsun ve ben suçluyum. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Guilty as charged. | İtham ettiğin gibi suçluyum. itham edildiği gibi. İtham ettiğin gibi suçluyum. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Guilty as charged | İtham ettiğin gibi suçluyum. itham edildiği gibi İtham ettiğin gibi suçluyum. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Don't you dare write a song right now, Dewey! | Şimdi durup şarkı yazmayacaksın, değil mi? şimdi bir şarkı yazmaya kalmayacaksın dimi, Dewey! Şimdi durup şarkı yazmayacaksın, değil mi? | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
You know what? Go ahead. Take the children. I don't care. | Biliyor musun? Çocukları da al ve git. Umurumda değil. ne biliyormusun.tamam devam et çocukları al,umrumda değil Biliyor musun? Çocukları da al ve git. Umurumda değil. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
All I need is my music. | Benim tek ihtiyacım olan şey, müzik. ihtiyacım olan tek şey müzik Benim tek ihtiyacım olan şey, müzik. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
And I don't need you. | Sana da ihtiyacım yok. sana ihtiyacım yok. Sana da ihtiyacım yok. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
And I don't need you. | Sana da ihtiyacım yok. ve sana. Sana da ihtiyacım yok. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
And I don't need you. | Sana da ihtiyacım yok. ve sanada. Sana da ihtiyacım yok. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
You're just sitting there all high and mighty in your diaper. | O bebek bezinin içinde kasınarak oturuyorsun. orda öylece uzanıyorsun. O bebek bezinin içinde kasınarak oturuyorsun. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
If anything, you need me. You're a baby. | Sonuçta, senin bana ihtiyacın var. Sen bir bebeksin. senin bir şeye ihtiyacın olursa, senin bana ihtiyacın var. sen bir bebeksin Sonuçta, senin bana ihtiyacın var. Sen bir bebeksin. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Come on, Miles. | Haydi, Miles. hadi, Miles. Haydi, Miles. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Don't you dare take Miles. | Sakın Miles'ı alma. sakın Miles'ı almaya kalkma. Sakın Miles'ı alma. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
You can take the children, but you leave me my monkey. | Çocuklarımı alabilirsin, ama maymunumu bana bırak. çocukları alabilirsin, ama maymunumu bana bırakıcaksın. Çocuklarımı alabilirsin, ama maymunumu bana bırak. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Fine. | Güzel. iyi! Güzel. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Goodbye, Dewey Cox. | Hoşça kal, Dewey Cox. hoşçakal, Dewey Cox. Hoşça kal, Dewey Cox. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
No! No, come back. | Hayır! Geri dön. hayır,hayır, geri dön. Hayır! Geri dön. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
Don't leave me, Edith. | Beni terk etme, Edith. beni bırakma, Edith. Beni terk etme, Edith. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
"Don't leave me, Edith." There's a title for a song. | 'Beni terk etme, Edith.' Bu bir şarkı adı olabilir. "beni bırakma Edith. " bir şarkı için bir başlık sana. 'Beni terk etme, Edith.' Bu bir şarkı adı olabilir. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |
That's not a bad title, but please don't leave me. | Şarkı adı olarak fena değil, fakat lütfen beni terk etme. hiç fena bir başlık değil, ama lütfen beni bırakma 843 00:51:57,214 > 00:51:58,408 ne yaptın sen? Şarkı adı olarak fena değil, fakat lütfen beni terk etme. | Walk Hard: The Dewey Cox Story-1 | 2007 | ![]() |