Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 179794
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
And who do we have here? | Ya bu kim? | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
I want to try him. He's wonderful. | Onu denemek istiyorum. O harika. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
He is an Israeli friend. | İsrailli bir arkadaş. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
How was the party in "Roses"? | "Roses" deki parti nasıldı? | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Good as always. | Her zamanki gibi iyi. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Now I need to drink seriously. | Şimdi acilen içkiye ihtiyacım var. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Sometimes I also need someone to hold my hand. | Bazen elimi tutacak birine de ihtiyacım oluyor. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
They thought you were cute. Oh, should I be flattered? | Seni sevimli buldular. Oh, gururlanmalı mıyım? | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Don't get upset, they're really okay. | Rahatsız olma, onlar gerçekten iyidir. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Some of them even volunteer in our Organisation. | Bazıları bizim organizasyonda gönüllü çalışıyor. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
You don't need to patronize. I remember we're at that International | Ukalalık taslama. Hatırlıyorum da şu uluslararası... | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Long live the diva! Long live Victoria... | Çok yaşa Diva! Çok yaşa Victoria... | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Eyal.. | Eyal!... | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Leave before I blow up your head. | Ben kafanı uçurmadan kaybol! | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
You speak German? Not really. | Almanca konuşuyorsun? Pek sayılmaz. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
But you just spoke perfectly. My parents spoke German. | Ama az önce mükemmel konuştun. Ailem Almanca konuşurdu. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
What? My mother was born in Berlin. | Ne? Annem Berlin'de doğmuş. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
She lived here until they had to roll at night | O gece, hepsi topluca gönderilene kadar, burada yaşamış. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
That's how I grew up, no German products in the house, | Ben büyürken, evde hiç Alman ürünü bulundurulmaz, | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
no travelling to Germany, never talking about it. | Almanya'ya gidilmez, asla Almanca konuşulmazdı. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
When they were alone and didn't think I was listening, they'd speak German. | Onlar yalnızken ve benim dinlemediğimi düşündüklerinde, Almanca konuşurlardı. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
It that why you brought the gun? | Bu yüzden mi yanında silah getirdin? | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
I don't know, just before I left for the airport I got scared. | Bilmem, havaalanını terk etmeden önce, biraz paniğe kapıldım. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
I didn't really think. I just took it. | Düşünmedim, öylece aldım. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
It's too bad you didn't kill him. What? | Onu öldürmemen çok kötü. Ne? | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
It's too bad you didn't kill that shit. | O pisliği öldürmemen çok kötü. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Those people pollute the world. They turn everything into shit. | O insanlar dünyayı kirletiyor. Her şeyi pisliğe çeviriyorlar. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
As long as you're here, why don't you come to my parents' kibbutz? | Burada kaldığın sürece, neden benim ailemin kibbutz'una gelmiyorsun? | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Their what? Their villa. I told you about it. Remember? | Nelerine? Villalarına. Sana söz etmiştim. Hatırladın mı? | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
My father's birthday party is this weekend. | Babamın doğum günü partisi, bu hafta sonu. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Come instead of Pia. | Pia'nın yerine, sen gel. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
I'll be happy to. | Memnun olurum. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
You know, I almost bought you this CD. | Biliyor musun, sana az kalsın, bu CD'yi alacaktım. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
I bought it at the airport on my way home. | Eve dönerken havaalanından aldım. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
I bought so many Hebrew CDs. Only female singers, I hope. | İbranice birçok CD aldım. Yalnız kadın şarkıcılardır, umarım. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Let's stop here for a coffee. | Kahve içmek için, burada duralım. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
That was the first highway in Germany. | Burası Almanya'nın ilk otoyoluymuş. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
In the 20s there were car races here. | 20'lerde, burada, araba yarışları yapılırmış. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Do you see those seats over there? | Oradaki oturma yerlerini görüyor musun? | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
That's were all the important people would sit and watch the races, | Önemli insanlar oralara oturur, yarışları izlerlermiş. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
all the politicians, the aristocrats. And then, Hitler and his people. | Politikacılar, aristokratlar. Ve sonra, Hitler ve arkadaşları. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Yes, he was sitting there too. | Evet, o da orada oturmuş. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
You know, when we were in high school, | Biliyor musun, biz liseye giderken, | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
a group of students went to Germany as part of an exchange program | bir grup öğrenci, bir değişim programı kapsamında, Almanya'ya gitmişti. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
so there were all kinds of stories about | Böylece, Alman kızlarının ne kadar kolay... | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
how the German girls were easy and you know... | ...olduğuna dair birçok hikâye anlatılır olmuştu. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
But there was one thing I couldn't get out of my head. | Fakat kafamdan çıkaramadığım başka bir şey var. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
My friends took it out that anyone they saw who was over 60 years old | Arkadaşlarım, yaşı 60'ın üzerinde, savaş zamanında yetişkin olan, | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
was a grown up during the war and probably participated in it. | büyük ihtimalle olaylara katılan, gördükleri herkesi durdurmuşlar. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
so they made up this game where they walked up to all the people the street | Bu şekilde, yolda giderken caddedeki herkesi bu oyuna katmışlar... | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
and asked them in Hebrew: where were you when my family was burned at the camps? | ...ve onlara sormuşlar: "Ailem kamplarda yakılırken, siz neredeydiniz?" | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
And they started laughing and... You know... | Ve arkasından gülmeye başlamışlar ve... Bilirsin... | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Do you want to play this game here? | Bu oyunu burada oynamak ister misin? | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
It did pass my mind, but I figure that | Aklımdan geçirdim ama fark ettim ki... | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
only people over 80, 85 could have been in the Army then. | ...yalnızca, şimdi 80 85 yaşında olanlar, o zamanlar ordudaydı. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Very few are still alive. Don't be a sissy! Give it a try! | Çok azı hâlâ hayattadır. Korkak olma! Bir dene! | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
How old would you say this man is? | Sence şu adam kaç yaşında? | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
What is it? You won't believe this... | Ne oldu? Buna inanamayacaksın... | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
but I know this man. He is a friend of my parents. | ...ama bu adamı tanıyorum. Ailemin bir arkadaşı. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Hello. Hello. What are you doing here? | Merhaba. Merhaba. Burada ne arıyorsun? | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Watching over you. I don't understand. Calm down. Introduce me, then I'll go. | Seni izliyorum. Anlamıyorum. Sakin ol. Beni tanıştır, sonra gideceğim. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
I'm staying here. Room 223. | Burada kalıyorum. 223 numara. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
That's Menachem, a friend of my mother's. This is Axel. | Bu Menachem, annemin bir arkadaşı. Bu da Axel. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Pleasure to meet you. Nice to meet you too. | Tanıştığımıza memnun oldum. Sizinle tanışmak da güzeldi. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
It's always nice to run into somebody you know, just like this. | Tanıdığın biriyle, bu şekilde karşılaşmak, çok hoştur. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
No thank you, I'm on my way. I just needed a sandwich. | Hayır, teşekkürler. Bir sandviç için uğramıştım. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Well it was nice bumping into you. | Sana rastlamak çok hoş oldu. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
It's a small world, isn't it? | Dünya çok küçük, öyle değil mi? | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Yes. This always happens to me. | Evet, bu bana da olur. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
This is an Esther Ofarim that I really like. | Bu çok sevdiğim bir Esther Ofarim şarkısı. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
I guess I don't have to translate, huh? | Sanırım, çevirmeme gerek yok, öyle değil mi? | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Axel, nice to have you here. | Axel, seni burada görmek ne güzel! | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Hi! Come on, give me that. | Selam. Haydi, onu bana ver. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
You also. | Siz de. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
It's okay. Give it to her. There's no way out. | Sorun değil. Ona ver. Başka türlü kurtulamazsın. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
This is Egla, she took care of me since I was a little boy. | Bu Egla, küçükken bana o baktı. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Egla, this is Eyal. Welcome. | Egla, bu Eyal. Hoş geldiniz. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
I hope you take good a very good care of our Axel. | Umarım Axel'imize iyi bakıyorsunuzdur. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Someone's got to do it. | Birileri bunu yapmalı. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Come to the kitchen, later. I made the cheese tarts. | Sonra mutfağa gelin. Peynirli tart yaptım. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Come, let's say hello to my mother. | Gel, anneme merhaba diyelim. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Mother! Axel. | Anne! Axel! | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Dear. This is my mother. | Canım. Bu benim annem. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Nice to meet you. I am Sigrid. I am Eyal, nice to meet you too. | Tanıştığımıza memnun oldum. Ben Eyal, ben de memnun oldum. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Eyal, that's... It's an Israeli name. | Eyal mi, bu?... Bir İsrail ismi. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Oh I see, that's nice. So you live here? | Oh, anlıyorum, çok hoş. Burada mı yaşıyorsunuz? | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
No, it's my first time to Germany. | Hayır, Almanya'ya ilk gelişim. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Welcome, then. I hope you'll have a good time. | O zaman hoş geldiniz. Umarım, iyi vakit geçirirsiniz. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Excuse me... There's so much to do. | Beni bağışlayın... Yapacak çok iş var. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Axel, please be on time tonight, at 8. | Axel, bu akşam saat 8'de, zamanında hazır ol. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
8 o' clock. | Saat 8'de. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
You look... What? | Sen çok şey görünüyorsun... Nasıl? | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Very German. | Çok Alman. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Thank you. You look the same. | Teşekkürler. Sen de öyle görünüyorsun. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Do you think that this jacket is good enough? Sure, come on. | Sence bu ceket yeterince iyi mi? Elbette, haydi gel. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
It's good to see you, son. For me too, father. | Seni görmek çok güzel, oğlum. Benim için de, baba. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
She could not come. | O gelemeyecek. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
She's left for that miserable kibbutz.. | Şu berbat kibbutz için gitti... | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Let's not speak about that now. It's your birthday dad. | Şimdi bunları konuşmayalım. Bugün senin doğum günün, baba. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
This is my friend, Eyal. | Bu, arkadaşım Eyal. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |