Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 179795
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Axel, it's great to see you. | Axel, seni görmek çok harika. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Did you do something special for your father? | Baban için özel bir şey hazırladın mı? | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Of course, uncle Gustav. | Elbette, Gustav Amca. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Attention, please. | Bir dakika, lütfen. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
I thought a lot about what to do today, for my father's 70th birthday, | Babamın 70. doğum günü için pek çok şey düşündüm... | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
something which would cheer us up, | ...bizleri neşelendirecek bir şey... | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
and I decided to teach to you a little dance I learned. | ...ve öğrendiğim küçük bir dansı, size de öğretmeye karar verdim. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
I promise it will be easy, and you'll enjoy it a lot. | Söz veriyorum, çok kolay olacak ve çok hoşlanacaksınız. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Let's make a circle, | Haydi, halka olalım, | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
then follow my movements, it will be very easy. | ve benim hareketlerimi izleyin, çok kolay olacak. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Come. Aunt Frida will stay here... | Gelin. Frida Yenge burada duracak. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Aren't you going to dance? I have to do something. | Sen dans etmiyor musun? Bir şey yapmam gerek. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
We'll start with the right leg... ...right, left, then we stop. | Sağ ayakla başlıyoruz... ...sağ, sol, ve durun. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Then another time, right, left, then turn. Right, left, right and then we turn. | Ve tekrar, sağ, sol, ve dönün. Sağ, sol, sağ ve sonra dönüyoruz. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Inward, outward then we stop. | İçeri, dışarı ve sonra durun. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Turn around. | Etrafınızda dönün. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
And turn around again. | Ve tekrar dönün. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
A step right | Sağa bir adım... | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
and back, | ...ve geri. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Okay, let's start again. | Tamam, tekrar başlayalım. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
I insist. Come on. | Israr ediyorum. Haydi. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Turn around | Dönün. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Turn around again. | Tekrar dönün. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
And, attention, | Ve dikkat! | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
and... That's all. Happiness for all! | Ve... Hepsi bu kadar. Hepinize mutluluklar! | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Thanks son. That was a pleasing surprise. | Teşekkürler, oğlum. Çok hoş bir sürprizdi. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
May you live long, may you live long. | İyi ki doğdun, iyi ki doğdun. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Three blessings. | Mutlu yıllar sana! | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Three blessings | Mutlu yıllar sana! | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Health! Health! Health! | Sağlığına! Sağlığına! Sağlığına! | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
I am happy to be here with my family again. | Tüm ailemle yeniden birlikte olduğum için çok mutluyum. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
On my birthday. | Doğum günümde. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Blow on the candles. | Mumları üfleyin. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Axel you have no idea how happy I am | Axel, bugün burada, babam ve oğlumla beraber olmaktan... | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
to be here today with my father and my son. | ...ne kadar mutluyum, bilemezsin. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
He is Axel, my son, you don't know him. | Oğlum Axel, sen onu tanımıyorsun. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Is that why you sent me to Israel? | Beni bu yüzden mi İsrail'e yolladın? | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Is that why you wanted me to come with Pia? | Pia'yı alıp gelmemi, bunun için mi istedin? | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
That was a last moment thing. | Bu bir son dakika olayıydı. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
I didn't think we could bring him in. | Onu içeri getirebileceğimizi sanmıyordum. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
If I had known about this, I wouldn't have come. | Eğer bunu bilseydim, gelmezdim. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Don't speak to me of ethics. | Bana ahlak kurallarından bahsetme. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Didn't you see how happy your father was? | Babanın ne kadar mutlu olduğunu görmedin mi? | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Too bad that the oldie won't hold a political speech. | Bu moruğun politik bir konuşma yapamayacak olması, ne kötü! | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Don't use that tone. Especially you, | Bu ses tonuyla konuşma. Özellikle de sen... | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
you've always done everything to make us angry. | ...her zaman bizi kızdıracak bir şeyler yaptın. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Why did you have to bring that Jew in here? | O Yahudi'yi neden buraya getirdin? | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
You always seems to do everything to get us embarrassed. | Sürekli bizi utandıracak bir şeyler yapmayı başarıyorsun. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Aren't we tolerant enough? | Sana yeterince hoşgörülü olmadık mı? | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
All those years they spied on us to see if we were in contact | Bütün o yıllar boyunca, suçluymuşuz gibi bizi izlediler... | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
with your grandfather as if we were delinquent. | ...büyük babanla irtibat kuracak mıyız diye. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
What did we do to them? They even controlled our telephones... | Biz onlara ne yaptık? Telefonlarımızı bile dinlediler. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
I thought it was over but I was wrong. | Bittiğini düşünmüştüm ama yanılmışım. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Perhaps I'm an idiot, but what happens if your friend belongs to the Mossad? | Belki aptalım ama ya arkadaşın bir Mossad ajanıysa, ne olacak? | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
If he doesn't, I'm sure he'll join them after tonight. | Değilse bile, eminim bu geceden sonra onlarla irtibat kuracaktır. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Eyal? | Eyal? | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
He's alive. He's there at the villa. | O yaşıyor. Orada, villada. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Sit down. He's there. I saw him. | Otur. Orada. Onu gördüm. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
I thought he'd go there. He's very old, but we can get him out. | Oraya gittiğini tahmin etmiştim. Çok yaşlı ama onu alabiliriz. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
There are no bodyguards, just a nurse. | Koruması yok, sadece bir hemşire. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Are you crazy? Let's get him out and bring him to trial in Israel. Eyal! | Sen çıldırdın mı? Onu alalım ve yargılamak için İsrail'e götürelim. Eyal! | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
It's really no problem. We can do it, just the two of us. We just need a car | Sorun değil. Yapabiliriz, sadece ikimiz. Tek gereken bir araba... | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
and we'll drive him to the pickup point. You don't get it. Nobody knows. | ...ve onu götürürüz. Onu almayacaksın. Kimse bilmiyor. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
What d'you mean? We're... There's no we, no car, no pickup. | Ne demek istiyorsun? Biz... Biz yok, araba yok, götürmek yok. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
You have to finish this yourself. | Bunu tek başına bitireceksin. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Only you. Terminate him! | Yalnız sen. Öldür onu. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Terminate him? Yes. | Öldüreyim mi? Evet. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Terminate. But Menachem... | Öldür! Fakat Menachem... | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
We can get him out. Eyal, listen carefully. | Onu götürebiliriz. Eyal, beni iyi dinle. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Why did you come here? To find this man, right? Now you've found him. | Buraya niçin geldin? O adamı bulmaya, değil mi? Şimdi onu buldun. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
So maybe he's half dead, but only half. | Evet, belki yarısı ölü, fakat yarısı canlı. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
And this is our chance. Not to let him escape without punishment. | Ve bu bizim için bir şans. Onun cezasız kaçmasına izin verme. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Go! Do the right thing. | Git! Doğru olanı yap. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
For me, for your mother. | Benim için, annen için. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Get him before God does? | Onu Tanrı almadan önce alayım, değil mi? | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Yes. Get him before God does. | Evet, Tanrı almadan önce, sen al. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Iris, my wife... | İris, karım... | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
she didn't just leave, you see... | ...beni terk etmedi... | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
she killed herself. | ...kendini öldürdü. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
She wrote that I kill everything that comes near me. | Bana yaklaşan her şeyi öldürdüğümü, yazmıştı. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
I can't kill anymore. | Artık öldüremiyorum. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Just... | Bu yüzden... | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
I don't want to kill anymore. | ...artık öldürmek istemiyorum. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Hi, Axel. | Selam, Axel. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
It's 5 o'clock in the morning. and Tom is finally asleep again. | Saat sabahın 5'i. Tom yine uyandı. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
I knew I shouldn't have listened to you and your dear sister, | Biliyorum, seni ve sevgili kardeşini dinlememeliydim. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
all that talk about having babies and how it would change my life. | Bebek sahibi olmanın hayatımı nasıl değiştireceği hakkındaki, bütün sözlerinizi. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
It did. I've become a sleepless slave. | Ama dinledim. Ve uykuya hasret bir köle oldum. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
I would go back to bed now, but I can't. | Tekrar yatağa dönmeliyim, ama yapamıyorum. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
We're picking melons this week. | Bu hafta kavunları topluyoruz. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Anyhow, you and this Andreas of yours could come for a visit | Her nasılsa, sen ve senin Andrea'n bizi ziyarete gelirsiniz, | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
you know, do the loving uncle thing, | sen o sevgili amca havalarına girersin, | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
so Pia and I can get away for a few days. | böylece ben ve Pia da bir kaç günlüğüne uzaklaşabiliriz. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
The truth is being a father is not that terrible. | Doğrusu, baba olmak o kadar korkunç değil. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
It's actually quite fascinating, all kinds of new things are happening to me. | Aslında muhteşem bir şey. Başıma bir sürü yeni şey geliyor. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
I dream... | Rüya görüyorum... | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
Last night I even dreamt about you. | Geçen akşam seni bile rüyamda gördüm. | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
We were north again, by the Sea of Galilee, | Birlikte, yeniden kuzeydeydik. Galile Denizi'nde... | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
and you take off your sandals, step forward, | ...ve sen sandallarını çıkarıp, yürüdün... | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |
and simply begin to walk on the water, | ...öylece denizin üstünde yürümeye başladın... | Walk on Water-3 | 2004 | ![]() |