• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 182953

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
Do you love me? Definitely. Sen de beni seviyor musun? Kesinlikle. Sen beni seviyor musun? Kesinlikle. Sen de beni seviyor musun? Kesinlikle. Sen de beni seviyor musun? Kesinlikle. Yes Man-1 2008 info-icon
I love you like... Seni seviyorum ve buna inanamıyorum. Biraz anlamsız bir durum. Seni şey gibi seviyorum... Seni öyle çok seviyorum ki... Seni seviyorum ve buna inanamıyorum. Biraz anlamsız bir durum. Yes Man-1 2008 info-icon
...I can't believe it. It's kind of ridiculous. ...inanamıyorum. Bu biraz saçma. ...buna inanamıyorum. Biraz saçma bir durum. Yes Man-1 2008 info-icon
I've been thinking... Düşünüyordum da;.. Düşünüyorum da... Bir süredir düşünüyorum... Düşünüyordum da;.. Yes Man-1 2008 info-icon
...and I know it's crazy, especially for me... ..delice olduğunu da biliyorum, özellikle benim için.. ...özellikle benim için çok çılgınca ama... ...ve biliyorum bu özellikle benim için çılgınca ama... ..delice olduğunu da biliyorum, özellikle benim için.. Yes Man-1 2008 info-icon
...but maybe when we get back we should move in together. ..ama geri döndüğümüzde beraber yaşayabiliriz. ...belki döndüğümüzde birlikte yaşamalıyız. ...geri döndüğümüzde belki de beraber yaşamalıyız. ..ama geri döndüğümüzde beraber yaşayabiliriz. Yes Man-1 2008 info-icon
Wow. Really? You've been thinking that? Vay canına. Gerçekten mi? Bunu mu düşünüyordun? Vay be! Gerçekten mi? Bunu düşünüyor muydun? Vay canına, sahiden mi? Bunu mu düşünüyordun? Vay canına. Gerçekten mi? Bunu mu düşünüyordun? Yes Man-1 2008 info-icon
What do you think? Sen ne diyorsun? Sen ne düşünüyorsun? Sen ne dersin? Sen ne diyorsun? Yes Man-1 2008 info-icon
What do I think? Uh... Yeah. Oh, God. You paused. Ne mi diyorum? Evet. Tanrım. Duraksadın. Ne mi düşünüyorum? Duraksadın. Ben mi? Şey... Aman tanrım, duraksadın. Ne mi diyorum? Evet. Tanrım. Duraksadın. Yes Man-1 2008 info-icon
No, I didn't pause. You paused. Hayır, duraksamadım. Duraksadın. Hayır, duraksamadım. Duraksadn. Hayır, duraksamadım. Duraksadın. Hayır, duraksamadım. Duraksadın. Yes Man-1 2008 info-icon
No, I didn't pause. It was just a big step. Hayır, duraksamadım. Çok büyük bir adımdı. Hayır, duraksamadım. Bu büyük bir adım. Hayır, duraksamadım. Bu büyük bir adım. Hayır, duraksamadım. Çok büyük bir adımdı. Yes Man-1 2008 info-icon
It was a stupid idea. I shouldn't have said anything. Aptal bir fikirdi. Keşke konuyu hiç açmasaydım. Aptalca bir fikirdi. Hiçbir şey söylememeliydim. Aptalca bir fikirdi. Bir şey söylememeliydim, daha çok erken. Aptal bir fikirdi. Keşke konuyu hiç açmasaydım. Yes Man-1 2008 info-icon
Come on, what are you talking about? Here, ask me again. Hadi ama, sen neden bahsediyorsun? Tekrar sor. Hadi ama. Saçmalama. Tekrar sor. Hadi ama! Sen neden bahsediyorsun? Hadi, tekrar sor. Hadi ama, sen neden bahsediyorsun? Tekrar sor. Yes Man-1 2008 info-icon
Do you wanna move... Yes. Benim yanıma taşınmak Evet. Birlikte... Evet. Yanıma taşınmak ister... Evet. Benim yanıma taşınmak Evet. Yes Man-1 2008 info-icon
Did I pause there? I could probably knock a couple milliseconds off that if you... Duraksadım mı? Eğer istersem birkaç milisaniye daha hızlı olabilirim. Duraksadım mı? Belki birkaç milisaniye dur... Duraksadım mı? Birkaç milisaniye daha hızlı olabilirdim aslında. Duraksadım mı? Eğer istersem birkaç milisaniye daha hızlı olabilirim. Yes Man-1 2008 info-icon
Where are you traveling today? Los Angeles. Bugün yolculuk nereye? Los Angeles. Bugün nereye seyahat edeceksiniz? Los Angeles. Yolculuk nereye? Los Angeles. Bugün yolculuk nereye? Los Angeles. Yes Man-1 2008 info-icon
I'll just be one minute. Bir dakika sonra geliyorum. Bir dakika lütfen. Bir dakika lütfen. Bir dakika sonra geliyorum. Yes Man-1 2008 info-icon
We should do this every weekend. We could see the whole world. Bunu her hafta sonu yapmalıyız. Bütün dünyayı gezebiliriz. Bunu her hafta sonu yapmalıyız. Bütün dünyayı görebiliriz. Bunu her hafta sonu yapmalıyız. Böylece tüm dünyayı gezebiliriz. Bunu her hafta sonu yapmalıyız. Bütün dünyayı gezebiliriz. Yes Man-1 2008 info-icon
I'm in. Bana uyar. Ben varım. Ben varım. Bana uyar. Yes Man-1 2008 info-icon
You okay? Yeah, I'm good. İyi misin? Evet, iyiyim. İyi misin? Evet, iyiyim. İyi misin? Evet, iyiyim. İyi misin? Evet, iyiyim. Yes Man-1 2008 info-icon
Sir? Beyefendi? Efendim. Bayım? Beyefendi? Yes Man-1 2008 info-icon
You mind coming with us, please? I'm sorry? Bizimle gelir misiniz lütfen? Efendim? Lütfen bizimle gelin. Anlamadım? Bizimle gelmenizde mahzur var mı? Efendim? Bizimle gelir misiniz lütfen? Efendim? Yes Man-1 2008 info-icon
We just wanna ask you a few questions. Size birkaç soru soracağız. Size birkaç soru sormak istiyoruz. Sadece birkaç soru sormak istiyoruz. Size birkaç soru soracağız. Yes Man-1 2008 info-icon
You're hilarious. Oh, that's great. Çok komiksin. Bu harika. Çok matraksın. Bu harika. İnanılmazsın. Bu harika. Çok komiksin. Bu harika. Yes Man-1 2008 info-icon
Oh, beautiful. Are you in on this too? Ne güzel. Bu işin içinde sen de var mısın? Güzel. Sen de mi dahilsin? Çok güzel. Siz de mi varsınız bu işin içinde? Ne güzel. Bu işin içinde sen de var mısın? Yes Man-1 2008 info-icon
Oh, my God, you guys really had me going there. Aman Tanrım, beni gerçekten iyi kandırdınız. Siz beyler, beni oraya götüreceksiniz ha? Tanrım, siz beyler beni neredeyse oraya götürecektiniz. Aman Tanrım, beni gerçekten iyi kandırdınız. Yes Man-1 2008 info-icon
There's a crazy man in the terminal. Red alert. Terminalde deli bir adam var. Kırmızı alarm. Terminalde bir deli var. Kırmızı alarm. Havaalanında çatlak bir adam var. Kırmızı alarm! Terminalde deli bir adam var. Kırmızı alarm. Yes Man-1 2008 info-icon
Oh, good job. Let's go, funny guy. Aferin. Gidelim komik adam. İyi iş. Gidelim komik adam. İyi iş. Hadi gidelim komik adam. Aferin. Gidelim komik adam. Yes Man-1 2008 info-icon
Come on, lady. Buyurun bayan. Gelin hanımefendi. Siz de bayan. Buyurun bayan. Yes Man-1 2008 info-icon
Do you hate your country, Mr. Allen? What? Ülkenizden nefret mi ediyorsunuz, Bay Allen? Ne? Ülkenizden nefret mi ediyorsunuz, Mr. Allen? Ne? Ülkenizden nefret ediyor musunuz Bay Allen? Ne? Ülkenizden nefret mi ediyorsunuz, Bay Allen? Ne? Yes Man-1 2008 info-icon
Do you hate America? No. Of course not. Amerika'dan nefret mi ediyorsunuz? Hayır. Tabii ki etmiyorum. Amerika'dan nefret mi ediyorsunuz? Elbette hayır. Amerika'dan nefret ediyor musunuz? Elbette hayır! Amerika'dan nefret mi ediyorsunuz? Hayır. Tabii ki etmiyorum. Yes Man-1 2008 info-icon
Then why are you plotting to attack it? Neden ona karşı bir saldırı kurguluyorsunuz? O zaman neden saldırı planlıyorsunuz? Peki neden saldırmayı planlıyorsunuz? Neden ona karşı bir saldırı kurguluyorsunuz? Yes Man-1 2008 info-icon
What? I think you have the wrong guy. Ne? Sanırım yanlış adamı yakaladınız. Ne? Galiba yanlış adamı yakaladınız. Ne? Sanırım yanlış adamı yakaladınız. Ne? Sanırım yanlış adamı yakaladınız. Yes Man-1 2008 info-icon
I'm sorry. Was I speaking to you? Affedersiniz. Sizinle mi konuşuyorum? Affedersiniz. Sizinle mi konuşuyordum? Affedersiniz. Sizinle mi konuşuyorum? Affedersiniz. Sizinle mi konuşuyorum? Yes Man-1 2008 info-icon
We've been tracking you. We know who you are. Sizi izliyorduk Bay Allen. Kim olduğunuzu biliyoruz. Sizi izliyorduk. Kim olduğunuzu biliyoruz. Sizi takip ediyorduk. Kim olduğunuzu biliyoruz. Sizi izliyorduk Bay Allen. Kim olduğunuzu biliyoruz. Yes Man-1 2008 info-icon
We know what you're planning. This is insane. Do you think I'm a terrorist? Planlarınızı da biliyoruz. Bu delilik. Beni terörist mi sanıyorsunuz? Ne planladığınızı da biliyoruz. Ne planladığınızı biliyoruz. Delilik bu! Beni terörist mi sanıyorsunuz? Planlarınızı da biliyoruz. Bu delilik. Beni terörist mi sanıyorsunuz? Yes Man-1 2008 info-icon
Why did you purchase these plane tickets at the last minute? Neden uçak biletlerini son dakikada aldınız? Neden bu uçak biletlerini son dakikada aldınız? Bu uçak biletlerini neden son dakika aldınız? Neden uçak biletlerini son dakikada aldınız? Yes Man-1 2008 info-icon
It was a spontaneous vacation. Birden bire karar verilmiş bir tatildi. Doğaçlama bir tatildi. Aniden karar verdiğimiz bir tatildi. Birden bire karar verilmiş bir tatildi. Yes Man-1 2008 info-icon
Right. I was just saying to Agent Tweed... Tabii canım. Ben de Ajan Tweed'e.. Tabi. Ben de ajan Tweed'e diyordum ki... Haklısın. Ben de tam Ajan Tweed'e... Tabii canım. Ben de Ajan Tweed'e.. Yes Man-1 2008 info-icon
...how I wanted to take a fun filled vacation to Lincoln, Nebraska. ..Lincoln, Nebraska'ya eğlenceli bir tatil yapmak istediğimi anlatıyordum. ...Lincoln, Nebraska'da eğlence dolu bir tatil yapsak ne iyi olurdu. ...Lincoln, Nebraska'da eğlence dolu bir tatil yapmak istediğimi söylüyordum. ..Lincoln, Nebraska'ya eğlenceli bir tatil yapmak istediğimi anlatıyordum. Yes Man-1 2008 info-icon
Are you currently a member of Persianwifefinder.com? Şu anda iranliesbul.com sitesine üye misiniz? Acemeşbulucu.com sitesine üye misiniz? İranlı Eş Bul.com'a üye misiniz? Şu anda iranliesbul.com sitesine üye misiniz? Yes Man-1 2008 info-icon
Yes, but you don't understand. Yes? Who is that? Evet, ama anlamıyorsunuz. Evet mi? O da kim? Evet. Ama anlamazsınız. Evet mi? Kim bu? Evet, ama anlamıyorsunuz. Evet mi? O da kim? Evet, ama anlamıyorsunuz. Evet mi? O da kim? Yes Man-1 2008 info-icon
Faranoush. It was nothing. I can explain. I can explain. Faranoush. Öylesine bir şeydi. Açıklayabilirim. Açıklayabilirim. Faranoush. Önemli değil. Açıklayabilirim. Faranoush, önemli bir şey değildi. Açıklayabilirim. Faranoush. Öylesine bir şeydi. Açıklayabilirim. Açıklayabilirim. Yes Man-1 2008 info-icon
Explain this, jackhole. As Chief Loan Officer at Brea Federal Savings and Loan... Bunu açıkla bakalım hergele. Brea Tasarruf Fonu kredi direktörü olarak.. Şunu açıkla pislik herif. Brea Federal Savings'de Kredi Bölümü Şefi olarak... Bunu açıkla soytarı! Brea Federal Tasarruflar Kredi bölümü şefi olarak... Bunu açıkla bakalım hergele. Brea Tasarruf Fonu kredi direktörü olarak.. Yes Man-1 2008 info-icon
...you gave a man money to start a fertilizer business. ..adamın birisine gübre işine girmesi için kredi vermişsin. ...bir adama gübre işi için para verdiniz. ...bir adama, gübre işi için kredi vermişsin. ..adamın birisine gübre işine girmesi için kredi vermişsin. Yes Man-1 2008 info-icon
For what, bombs? No. Ne için, bomba mı? Hayır. Bomba yapması için mi? Hayır. Bombalar için mi? Hayır. Ne için, bomba mı? Hayır. Yes Man-1 2008 info-icon
Have you recently started taking flying lessons? Yakın zamanda uçma dersi almaya başladın mı? Son zamanlarda uçuş dersleri aldınız mı? Son günlerde uçuş dersleri mi almaya başladın? Yakın zamanda uçma dersi almaya başladın mı? Yes Man-1 2008 info-icon
Yes. Oh, come on. Why did you learn Korean? Evet. Yapmayın. Neden Korece öğrendin? Evet. Hadi ama. Neden Korece öğrendiniz? Evet. Hadi ama! Neden Korece öğrendin? Evet. Yapmayın. Neden Korece öğrendin? Yes Man-1 2008 info-icon
Are you aligned with the North Koreans? No. What? Kuzey Korelilerle bir ittifakın mı içindesin? Hayır. Ne? Kuzey Korelilerle bir ilişkiniz var mı? Hayır. Ne? Kuzey Korelilerle iş birliği içinde misin? Hayır. Ne? Kuzey Korelilerle bir ittifakın mı içindesin? Hayır. Ne? Yes Man-1 2008 info-icon
You were married for six months. Some immigration thing? Altı ay evli kalmışsın. Ülkeye göçmen sokmak için miydi? Sadece altı ay evli kalmışsınız. Göçmenlikle mi ilgili? Sadece altı ay evli kalmışsın. Göçmenlik için miydi? Altı ay evli kalmışsın. Ülkeye göçmen sokmak için miydi? Yes Man-1 2008 info-icon
You were married? Yes. Evli miydin? Evet. Evli miydin? Evet. Evli miydin? Evet. Evli miydin? Evet. Yes Man-1 2008 info-icon
That was a long time ago. I was gonna tell you. Çok uzun zaman önceydi. Sana anlatacaktım. Çok uzun zaman önceydi. Sana söyleyecektim. Uzun zaman önceydi. Sana söyleyecektim. Çok uzun zaman önceydi. Sana anlatacaktım. Yes Man-1 2008 info-icon
I was gonna tell her. I just never... Ona anlatacaktım. Asla Ona söyleyecektim. Ben asla... Ona söyleyecektim. Ben hiç... Ona anlatacaktım. Asla Yes Man-1 2008 info-icon
Start talking, Carl, if that is your real name. Konuşmaya başlasan iyi olur, Carl, tabii bu gerçek adınsa. Konuşmaya başla Carl, tabi gerçek adın buysa. Konuşmaya başla Carl, gerçek adın bu ise tabii. Konuşmaya başlasan iyi olur, Carl, tabii bu gerçek adınsa. Yes Man-1 2008 info-icon
We knew another Karl we weren't too crazy about, didn't we, Tweed? Pek sevmediğimiz bir Karl daha tanıyorduk, değil mi, Tweed? Kendisinden pek hoşlanmadığımız başka bir Karl daha tanıyoruz değil mi Tweed? Pek beğenmediğimiz bir Karl daha vardı. Değil mi Tweed? Pek sevmediğimiz bir Karl daha tanıyorduk, değil mi, Tweed? Yes Man-1 2008 info-icon
His name was Marx. Soyadı Marx'tı. Adı Marx. Adı Marks idi. Soyadı Marx'tı. Yes Man-1 2008 info-icon
I need to speak to my attorney. Avukatımla konuşmak istiyorum. Avukatımla konuşmam lazım. Avukatımla görüşmek istiyorum. Avukatımla konuşmak istiyorum. Yes Man-1 2008 info-icon
Several months ago, my client attended a self empowerment seminar... Birkaç ay önce, müvekkilim bir kişisel gelişim seminerine katılmıştı. Birkaç ay önce müvekkilim bir kişisel gelişim seminerine katıldı. Müvekkilim birkaç ay önce, kendisine sorulan her hangi bir şeye "evet"... Birkaç ay önce, müvekkilim bir kişisel gelişim seminerine katılmıştı. Yes Man-1 2008 info-icon
...that requires him to say yes to any request that's presented. Bu seminerin gereklerinden bir tanesi önüne çıkan her fırsata evet demekti. Buna göre; kendisine sunulan her teklife evet demesi gerekiyordu. ...demesini gerektiren bir kişisel gelişim seminerine katılmıştı. Bu seminerin gereklerinden bir tanesi önüne çıkan her fırsata evet demekti. Yes Man-1 2008 info-icon
All of the activity that appears suspicious... Şüpheli görünen tüm aktiviteler,.. Şüpheli görünen her etkinlik... Şüpheli görünen bütün aktiviteleri... Şüpheli görünen tüm aktiviteler,.. Yes Man-1 2008 info-icon
...the flying lessons, the spontaneous trip taking... ..uçma dersleri olsun, aniden tatile çıkmalar olsun.. ...uçuş dersleri, doğaçlama seyahatler... ...uçuş dersleri, ani seyahat etmeler... ..uçma dersleri olsun, aniden tatile çıkmalar olsun.. Yes Man-1 2008 info-icon
...it's all because he must say yes to any opportunity. ..hepsi tüm fırsatlara evet demek zorunda olması yüzünden. ...her şeye evet demek zorunda olduğu içindir. ...bunların nedeni her fırsata evet demesi gerektiğidir. ..hepsi tüm fırsatlara evet demek zorunda olması yüzünden. Yes Man-1 2008 info-icon
He's really into it. You say yes to everything? Gerçekten kendini kaptırmış. Her şeye evet mi diyorsun? Buna kendisini kaptırdı. Her şeye evet mi diyorsun? Gayet iyi açıkladı. Her şeye evet mi diyorsun? Gerçekten kendini kaptırmış. Her şeye evet mi diyorsun? Yes Man-1 2008 info-icon
Are you kidding? It's not how it sounds. Şaka mı yapıyorsun? Düşündüğün gibi değil. Dalga mı geçiyorsun? Göründüğü gibi değil. Dalga mı geçiyorsun? Düşündüğün gibi değil. Şaka mı yapıyorsun? Düşündüğün gibi değil. Yes Man-1 2008 info-icon
How does it? I'd love to hear this. Nasılmış peki? Duymak isterim. Nasıl peki? Çok merak ediyorum. Nasılmış peki? Gerçekten duymak isterim. Nasılmış peki? Duymak isterim. Yes Man-1 2008 info-icon
I'm wondering if there's a better setting for this back and forth. Bu gidip gelmeler için daha uygun bir düzenleme var mı acaba? Bölünmeden konuşabileceğim bir yer var mı? Bu atışma için daha uygun bir mekanınız var mı acaba? Bu gidip gelmeler için daha uygun bir düzenleme var mı acaba? Yes Man-1 2008 info-icon
Maybe we should speak privately. Come on outside. Yalnız konuşsak fena olmaz. Dışarı gel. Belki de özel konuşmalıyız. Dışarı çıkalım. Belki de yalnız konuşmalıyız. Dışarı çıkalım. Yalnız konuşsak fena olmaz. Dışarı gel. Yes Man-1 2008 info-icon
Whew. That was close. What the hell, Carl? Ramak kalmıştı. Ne oluyor, Carl? Az daha... Kimin umurunda Carl? İyi sıyırdım. Bu da ne Carl? Ramak kalmıştı. Ne oluyor, Carl? Yes Man-1 2008 info-icon
Are you serious? You say yes to everything? Ciddi misin? Her şeye evet mi diyorsun? Sen ciddi misin? Her şeye evet mi diyorsun? Ciddi misin? Her şeye evet mi diyorsun? Ciddi misin? Her şeye evet mi diyorsun? Yes Man-1 2008 info-icon
Even if you don't like it? No, of course not. Sevmesen bile mi? Hayır, elbette değil. Hoşuna gitmese de mi? Hayır. Tabi ki değil. İstemesen bile mi? Tabii ki de hayır. Sevmesen bile mi? Hayır, elbette değil. Yes Man-1 2008 info-icon
Sometimes. Oh, good. What a relief. Bazen. Güzel. Rahatladım. Bazen. Aman ne rahatladım. Bazen. Güzel, amma da rahatladım. Bazen. Güzel. Rahatladım. Yes Man-1 2008 info-icon
I thought you lied all the time, but it's just sometimes. That's excellent. Hep yalan söylediğini düşünüyordum, ama yalnızca bazenmiş. Mükemmel. Hep yalan söylediğini düşünmüştüm. Demek bazenmiş. Mükemmel. Hep yalan söylemiş olduğunu düşünmüştüm ama meğerse bazenmiş. Harika! Hep yalan söylediğini düşünüyordum, ama yalnızca bazenmiş. Mükemmel. Yes Man-1 2008 info-icon
So you didn't wanna come to my show... Yani benim gösterime gelmek istemedin.. Gösterime gelmek istemedin ... yani, şovuma gelmeyi... Yani benim gösterime gelmek istemedin.. Yes Man-1 2008 info-icon
...you didn't wanna go jogging with me, you didn't wanna travel with me? ..benimle koşmak istemedin ve benimle tatile çıkmak istemedin mi? ...benimle koşmaya gelmek istemedin, benimle seyahat etmek istemedin. ...benimle koşuya gelmeyi, seyahat etmeyi istememiş miydin? ..benimle koşmak istemedin ve benimle tatile çıkmak istemedin mi? Yes Man-1 2008 info-icon
Yes, I did. That was my idea. Evet, istedim. O benim fikrimdi. Evet. İstedim. Bu benim fikrimdi. İstedim elbette. O benim fikrimdi. Evet, istedim. O benim fikrimdi. Yes Man-1 2008 info-icon
When I asked you if you wanted to move in... Yanıma taşınmanı istediğimde,.. Birlikte yaşayalım mı diye sorduğumda... Sana yanıma taşınmanı istediğimi söylediğimde... Yanıma taşınmanı istediğimde,.. Yes Man-1 2008 info-icon
...that took a lot for me to do that, and I meant it. ..ki çok zordu benim için, samimiydim. ...bunu çok uzun süre düşünmüştüm. ...ki, bu benim için çok zordu, gerçekten. ..ki çok zordu benim için, samimiydim. Yes Man-1 2008 info-icon
I didn't know what to expect, but I guess I figured... Cevabının ne olacağını bilmiyordum ama bir yetişkin olarak.. Ne beklediğimi bilmiyordum ama sandım ki... Ne ile karşılaşacağımı bilmiyordum ama bir erişkin gibi hareket edip... Cevabının ne olacağını bilmiyordum ama bir yetişkin olarak.. Yes Man-1 2008 info-icon
...like an adult, you were gonna weigh the options. ..seçenekleri değerlendireceğini düşünmüştüm. ...bir yetişkin gibi davranıp seçenekleri tartarsın. ..seçenekleri değerlendireceğini düşünmüştüm. Yes Man-1 2008 info-icon
You paused. Duraksadın. Sen duraksadın. Duraksamıştın. Duraksadın. Yes Man-1 2008 info-icon
You wanted to say no but you couldn't. You had to say yes. Hayır demek istedin ama diyemedin. Evet demek zorundaydın. Hayır demek istedin ama diyemedin. Çünkü evet demek zorundaydın. Hayır demek istemiştin ama diyemedin, çünkü evet demeliydin. Hayır demek istedin ama diyemedin. Evet demek zorundaydın. Yes Man-1 2008 info-icon
That's not entirely true. How do I know if anything you did... Tamamen doğru değil. Yaptığın şeyleri isteyerek mi yaptığını.. Tam olarak doğru değil. Yaptığın herhangi bir şeyi... Bu tamamen doğru değil. İstediğin için mi yaptığını... Tamamen doğru değil. Yaptığın şeyleri isteyerek mi yaptığını.. Yes Man-1 2008 info-icon
...was because you wanted to or because you were following some damn program? ..yoksa lanet program yüzünden mi yaptığını nasıl bileceğim? ...istediğin için mi yoksa kahrolası bir programa uymak için mi yaptığını nereden bileceğim? Onlar uğraşmaya değmeyecek piyonlar, değil mi? ...veya o seminer yüzünden mi yaptığını nasıl bilebilirim? ..yoksa lanet program yüzünden mi yaptığını nasıl bileceğim? Yes Man-1 2008 info-icon
Bye, Carl. Hoşça kal, Carl. Hoşça kal Carl. Hoşça kal, Carl. Yes Man-1 2008 info-icon
I can't believe I didn't tell her I was married. I'm such an idiot. Ona evlendiğimi söylemediğime inanamıyorum. Aptalın tekiyim. Ona evlendiğimi söylemediğime inanamıyorum. Geri zekalıyım ben. Eskiden evli olduğumu ona söylemediğime inanamıyorum. Ben bir aptalım! Ona evlendiğimi söylemediğime inanamıyorum. Aptalın tekiyim. Yes Man-1 2008 info-icon
You know what I did? What's that? Ne yaptım, biliyor musun? Neymiş? Ne yaptım biliyor musun? Neymiş? Ne yaptım, biliyor musun? Ne yaptın? Ne yaptım, biliyor musun? Neymiş? Yes Man-1 2008 info-icon
She asked me to move in with her and I hesitated. That was like a no. Yanına taşınmamı istediğinde tereddüt ettim. Hayır demişim gibiydi. Birlikte yaşamayı teklif etti ve ben tereddüt ettim. Hayır der gibi. Yanına taşınmamı istedi ama ben tereddüt ettim. Sanki "hayır" gibiydi. Yanına taşınmamı istediğinde tereddüt ettim. Hayır demişim gibiydi. Yes Man-1 2008 info-icon
I should have said yes right away, you know? Hemen evet demeliydim. Doğrudan evet demeliydim ama yapamadım. Hemen evet demeliydim. Yes Man-1 2008 info-icon
That's how the whole thing got screwed up. I broke the covenant. Her şey böyle sarpa sardı. Mukaveleyi bozdum. Her şey bu yüzden berbat oldu. Anlaşmayı çiğnedim. Bu yüzden her şey berbat oldu. Anlaşmayı ihlal ettim. Her şey böyle sarpa sardı. Mukaveleyi bozdum. Yes Man-1 2008 info-icon
Ever think things got screwed up... Yaptığın mukavele yüzünden değil de her şeye hiç düşünmeden.. Hiç düşündün mü acaba belki de herşey... Yaptığın anlaşmadan değil de... Yaptığın mukavele yüzünden değil de her şeye hiç düşünmeden.. Yes Man-1 2008 info-icon
...because you said yes without thinking, not because of a covenant you made? ...düşünmeden her şeye evet dediğin için berbat olmuş olabilir? ...her şeye düşünmeden evet dediğinden berbat etmiş olabileceğini düşünmedin mi hiç? Yes Man-1 2008 info-icon
It's with the universe. It's a big deal. Evrenle mukavele yaptım. Büyük bir olay dostum. Bu evrensel bir anlaşma Evrenle mukavele yaptım. Büyük bir olay dostum. Yes Man-1 2008 info-icon
There is a middle ground here. You can process things. Orta bir yol var. Olayları işleyebilirsin. Orta bir yol var. Çevrendeki şeyleri yönetebilirsin. Orta bir yol var, Carl. Olayları gözden geçirip... Orta bir yol var. Olayları işleyebilirsin. Yes Man-1 2008 info-icon
You can weigh them individually and make decisions on a case by case basis... Onları kafanda tartıp, her durum için ayrı bir karar verebilirsin. Her şeyi tek tek inceleyip her olayda ona özgü kararlar... ...tartıp biçebilir ve her biri için ayrı ayrı kararlar alabilirsin. Onları kafanda tartıp, her durum için ayrı bir karar verebilirsin. Yes Man-1 2008 info-icon
...a.k.a. what normal people do. Normal insanların yaptığı gibi. ...verebilirsin. Normal insanların yaptığı budur. Diğer bir deyişle, normal biri olmayı deneyebilirsin. Normal insanların yaptığı gibi. Yes Man-1 2008 info-icon
Yeah, that's a good point. Hold that thought. Allison! İyi bir noktaya parmak bastın. Lafını unutma. Allison! İyi bir nokta. Sakın unutma! Allison! İyi bir noktaya değindin. Aklında tut. İyi bir noktaya parmak bastın. Lafını unutma. Allison! Yes Man-1 2008 info-icon
Or not. Ya da değil. Ya da yapmazsın. Ya da denemezsin. Ya da değil. Yes Man-1 2008 info-icon
Allison, please, can't we talk for a sec? Allison, lütfen, biraz konuşabilir miyiz? Allison, lütfen. Bir saniye konuşabilir miyiz? Allison, lütfen. Biraz konuşabilir miyiz? Allison, lütfen, biraz konuşabilir miyiz? Yes Man-1 2008 info-icon
Get away from me. Okay. Benden uzak dur. Tamam. Benden uzaklaş. Tamam. Git başımdan! Pekâlâ. Benden uzak dur. Tamam. Yes Man-1 2008 info-icon
Farther. Yeah. Daha uzak. Tamam. Daha uzağa. Tamam. Daha uzağa. Tamam. Daha uzak. Tamam. Yes Man-1 2008 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 182948
  • 182949
  • 182950
  • 182951
  • 182952
  • 182953
  • 182954
  • 182955
  • 182956
  • 182957
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim