Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 183333

İngilizce	Türkçe	Film Adı	Film Yılı	Ayrıntılar
"the Board will meet you Saturday, June 12, at 2:00,	"...kurul, sizinle 12 Haziran Cumartesi günü, saat 2 'de..."	You're Telling Me!-1	1934
"in our main office."	"...ana merkezimizde görüşecektir."	You're Telling Me!-1	1934
That's great, Sam!	Bu harika, Sam!	You're Telling Me!-1	1934
Yes, I guess I finally put one over. Yes, sir.	Evet, sonunda işi kaptım. Evet, efendim.	You're Telling Me!-1	1934
Come on, Charlie, help me get this tire off.	Hadi Charlie. Şu lastiği çıkarmama yardım et.	You're Telling Me!-1	1934
Mrs. Bisbee? I'm Mrs. Murchison.	Bayan Bisbee? Evet.	You're Telling Me!-1	1934
Won't you come in, please? Thank you.	İçeri gelin, lütfen. Teşekkür ederim.	You're Telling Me!-1	1934
So nice of you to call, Mrs. Murchison. Not at all.	Ziyarete gelmeniz büyük incelik Bayan Murchison. Ne demek efendim.	You're Telling Me!-1	1934
I'm sure you understand why I'm here.	Eminim burada olma nedenimi biliyorsunuzdur.	You're Telling Me!-1	1934
My daughter told me you were coming.	Kızım, geleceğinizi söylemişti.	You're Telling Me!-1	1934
It's about your daughter I've come to see you, Mrs. Bisbee.	Kızınız konusunda sizi görmeye geldim, Bayan Bisbee.	You're Telling Me!-1	1934
I suppose you already know that my son,	Galiba siz de biliyorsunuz ki oğlumun...	You're Telling Me!-1	1934
who is very young and unsophisticated,	...ki kendisi çok genç ve toydur,...	You're Telling Me!-1	1934
has been... Shall I say, taken in by her?	...ona... kızınıza aldandığını söyleyebilir miyim?	You're Telling Me!-1	1934
Has been what?	Ne olmuş?	You're Telling Me!-1	1934
Well, fascinated by her.	Kızınıza kendini kaptırmış.	You're Telling Me!-1	1934
Now he even talks of wanting to marry her.	Hatta, onunla evlenmek istediğini söylüyor.	You're Telling Me!-1	1934
Of course, with his social position, his family and his future...	Tabii, onun çevresiyle, ailesiyle ve geleceğiyle...	You're Telling Me!-1	1934
In short, the whole affair's absurd, and I've come to...	Kısacası, tüm ilişkiler saçma ve ben de buraya...	You're Telling Me!-1	1934
And why is it absurd that your son should want to marry my daughter?	Oğlunuzun kızımla evlenmek istemesinin nesi saçma?	You're Telling Me!-1	1934
The women of the Warren family have always been above reproach.	Warren ailesinin kızları her zaman eleştirilemez olmuşlardır.	You're Telling Me!-1	1934
That is history.	Tarih böyledir.	You're Telling Me!-1	1934
The Warren family?	Warren ailesi mi?	You're Telling Me!-1	1934
You don't mean the Warrens of Virginia?	Virginia'daki Warren'lar mı?	You're Telling Me!-1	1934
My grandfather was General Robert Henry Warren of Virginia.	Benim büyükbabam Robert Henry Warren, Virginia'da generaldi.	You're Telling Me!-1	1934
Not really!	Hadi canım!	You're Telling Me!-1	1934
There, you can see for yourself.	Buyurun, kendiniz bakabilirsiniz.	You're Telling Me!-1	1934
Of course, you wouldn't recognize me.	Tabii ki, beni tanıyamazsınız.	You're Telling Me!-1	1934
I'm the baby on his lap.	Ben, kucağındaki bebeğim.	You're Telling Me!-1	1934
That was taken on the veranda of our old homestead in Warrenton.	O fotoğraf, Warrenton'daki eski çiftlik evimizde çekilmişti.	You're Telling Me!-1	1934
You're sure this album belongs to you?	Bu albümün sana ait olduğundan emin misin?	You're Telling Me!-1	1934
Quite sure. Oh, yes, yes, yes.	Adım gibi. Evet, evet, evet.	You're Telling Me!-1	1934
Then your daughter Pauline is really a Warren!	O zaman kızınız Pauline, gerçek bir Warren.	You're Telling Me!-1	1934
Well, of course, that puts the whole affair	Bu, bütün ilişkiyi tamamen farklı bir boyuta sürükler.	You're Telling Me!-1	1934
You all right, boy? Yeah.	İyi misin, evlât? Evet.	You're Telling Me!-1	1934
Glad you weren't hurt.	Bir yerinin incinmediğine sevindim.	You're Telling Me!-1	1934
Couldn't hurt that tire.	O lastiğe bir şey olmaz.	You're Telling Me!-1	1934
Knock the tree down first.	Önce ağaca çarptı.	You're Telling Me!-1	1934
I still think Robert's far too young to marry,	Hâlâ Robert'in evlenmek için çok genç olduğunu düşünüyorum...	You're Telling Me!-1	1934
and I was afraid some cheap girl of vulgar family...	...ve bayağı bir aileden fakir bir kız ile olmasından korkuyorum...	You're Telling Me!-1	1934
Delicious, delicious!	Nefis, nefis!	You're Telling Me!-1	1934
Robert tells me your husband is a businessman.	Robert, kocanızın iş adamı olduğunu söyledi.	You're Telling Me!-1	1934
Yes, in a manner of speaking.	Evet, bir anlamda.	You're Telling Me!-1	1934
However, his greatest interest is in his inventions.	Amma velakin en büyük merakı icatlarınadır.	You're Telling Me!-1	1934
May I ask, what does he invent?	Ne icat ettiğini sorabilir miyim?	You're Telling Me!-1	1934
Oh, various things.	Öteberi şeyler.	You're Telling Me!-1	1934
For instance, he's been working, lately, on a tire.	Mesela, son zamanlarda bir lastik üzerine çalışmalar yapıyor.	You're Telling Me!-1	1934
MURCHISON: A tire? An automobile tire?	Lastik mi? Otomobil lastiği mi?	You're Telling Me!-1	1934
That's been invented already.	O zaten icat edildi.	You're Telling Me!-1	1934
An automobile tire that cannot be punctured.	Patlamayan otomobil lastiği.	You're Telling Me!-1	1934
Oh, but that's impossible surely.	Ama kesinlikle imkansız tabii.	You're Telling Me!-1	1934
I've never heard of any such tire.	Öyle bir lastik hiç duymadım.	You're Telling Me!-1	1934
And if there'd been a demand for a puncture proof tire,	Eğer patlamaya dayanıklı lastiğe rağbet olsaydı,...	You're Telling Me!-1	1934
surely someone would've invented one before this.	...eminim ki birileri önceden icat ederdi.	You're Telling Me!-1	1934
They've been trying to for 20 years, and here she is.	20 yıldır uğraşıyorlar ve işte burada.	You're Telling Me!-1	1934
Mrs. Murchison, this is my husband.	Bayan Murchison, bu, kocam.	You're Telling Me!-1	1934
Well, this is a pleasant surprise. I want to show you this tire.	Beklenmedik bir sürpriz. Size bu lastiği göstermek istiyorum.	You're Telling Me!-1	1934
Look at the resiliency in that thing. I think I'd better be going.	Şu esnekliğe bir bakın. Gitsem iyi olacak.	You're Telling Me!-1	1934
ABIGAIL: Samuel,	Samuel, icadını buradan götürür müsün lütfen?	You're Telling Me!-1	1934
I take it Mr. Bisbee did not come from Virginia.	Sanırım, Bay Bisbee Virginia'dan gelmedi.	You're Telling Me!-1	1934
So Abigail's been telling you her family history, eh?	Abigail, size aile tarihini anlatıyordu, değil mi?	You're Telling Me!-1	1934
Well, you ain't seen a thing.	Daha hiçbir şey görmedin sen.	You're Telling Me!-1	1934
Wait till I show you the Bisbee clan.	Sana, Bisbee kabilesini gösterene kadar bekle.	You're Telling Me!-1	1934
We were all Union men.	Hepimiz Union erkeğiyiz.	You're Telling Me!-1	1934
Sam, I don't think Mrs. Murchison would be interested in those pictures.	Sam, Bayan Murchison'un o fotoğrafları görmek isteyeceğini sanmıyorum.	You're Telling Me!-1	1934
Oh, sure she would. Real down to earth people.	İster ister. Gerçekçi insanlar.	You're Telling Me!-1	1934
Speak our language.	Türkçe konuş.	You're Telling Me!-1	1934
Now, there's Uncle Bean. Bean Bisbee, the tiger.	Şimdi bu, Bean amca. Kaplan, Bean Bisbee.	You're Telling Me!-1	1934
Fight at the drop of a hat,	Bir çırpıda savaşır...	You're Telling Me!-1	1934
and yet underneath it all as tenderhearted as a baby lamb.	...ve buna rağmen, yufka yüreklidir.	You're Telling Me!-1	1934
Look at those eyes...	Şu gözlere bak...	You're Telling Me!-1	1934
Wrong picture. That was Uncle Jim.	Yanlış resim. O, Jim amcaydı.	You're Telling Me!-1	1934
He was the black sheep of the family, until he got into politics.	Politikaya atılana kadar, ailenin kara koyunuydu o.	You're Telling Me!-1	1934
Now he's got a big home up at Passamaquoddy.	Şimdi ise, Passamaquoddy'da büyük bir evi var.	You're Telling Me!-1	1934
And that's Aunt Minnie,	Ve bu da, Minnie teyze,...	You're Telling Me!-1	1934
an angel of mercy if ever there was one, and there was.	...birinin yardıma ihtiyacı olursa o da orada olurdu.	You're Telling Me!-1	1934
Known from California to Maine and back again.	Kaliforniya'dan Maine'a kadar tanınırdı.	You're Telling Me!-1	1934
Stay up all night taking care of the boys,	Bütün gece ayakta kalır ve çocuklarla ilgilenirdi.	You're Telling Me!-1	1934
night after night.	Gecelerce.	You're Telling Me!-1	1934
I really must be going now.	Cidden gitmem gerekli.	You're Telling Me!-1	1934
Wait a minute. I want to show you my private art collection.	Bir dakika. Size, özel sanat koleksiyonumu göstermek istiyorum.	You're Telling Me!-1	1934
Okay, Abigail?	Tamam mı, Abigail?	You're Telling Me!-1	1934
Not bad, eh?	Fena değil, değil mi?	You're Telling Me!-1	1934
Get the knee action?	Dirsek hareketini anladın mı?	You're Telling Me!-1	1934
And stands without hitching!	Ve iple bağlanmadan duruyor.	You're Telling Me!-1	1934
Another relative, I presume.	Başka bir akraba herhalde.	You're Telling Me!-1	1934
Just a little girl I met down in the New Hebrides Islands.	Hebrides Adalarından tanıştığım küçük bir kız.	You're Telling Me!-1	1934
What's the news from the front?	Cepheden bir haber var mı?	You're Telling Me!-1	1934
All quiet, up to now.	Şimdiye kadar bir şey yoktu.	You're Telling Me!-1	1934
Shall we take a chance? Now or never!	Şansımızı deneyelim mi? Ya şimdi ya hiç!	You're Telling Me!-1	1934
Your naive gaucherie is amazing. Huh?	Sizin saf beceriksizliğiniz hayret verici. Ne?	You're Telling Me!-1	1934
I said your naive gaucherie.	Saf beceriksizliğiniz dedim.	You're Telling Me!-1	1934
Thanks, thanks very much. Nice of you to mention that.	Teşekkürler, çok teşekkürler. Bahsetmeniz büyük incelik.	You're Telling Me!-1	1934
So this is the family my son wants to marry into.	Demek, oğlumun damat olarak girmek istediği aile bu.	You're Telling Me!-1	1934
Yes, it is. I really can't believe it.	Evet, bu. Gerçekten inanamıyorum.	You're Telling Me!-1	1934
The whole affair will be definitely broken up at once.	Bütün ilişkiler hemen şimdi son bulacak.	You're Telling Me!-1	1934
We shall disinherit Robert	Böyle bir evliliğe razı olursa, Robert'i evlatlıktan reddederiz.	You're Telling Me!-1	1934
Why, I'll crack her in the eye.	Onun gözüne vuracağım.	You're Telling Me!-1	1934
Come, Robert. Just a moment, Mother.	Gel Robert. Bir dakika, anne.	You're Telling Me!-1	1934
I don't know what's happened, but I'm sure my mother doesn't mean...	Ne oldu anlamadım ama eminim ki annem...	You're Telling Me!-1	1934