Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 183774
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
That's good. Let's mention this in the press conference. | Çok iyi. Bunu basın toplantısında söyleyelim. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Another important thing. | İşin başka yanı da önemli. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
What happened to all of those gangs? | Ne oldu bu örgütlere? | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Did they say ''The Coup has happened... | İhtilal oldu bırakalım mı silahları dediler? | Zincirbozan-1 | 2007 | |
I want an investigation about this. Yes, Sir. | Harekattaki çocuklar bunun bir tahlilini yapsınlar. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
You forgot these at the office yesterday. | Dün ofiste bunları unutmuşsunuz. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
So? | Eeee. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
You found out. | Öğrenmişsin işte. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
We were in this together with the US. Nothing you didn't know about. | Bu işte Amerika'yla müşterek hareket ettik. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
There is only America in these files. | Bu dosyada sadece Amerika var. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
We're in it too. | Biz varız. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Mr. Cuneyt. When you say ''we''... | Cüneyt bey. Biz derken... | Zincirbozan-1 | 2007 | |
...if you mean us this office, that's true. | ...bizim büroda bulunanları kastediyorsanız bu doğru. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
But if you mean, Ankara, Military, MIT (The Intelligence)... | Ama Ankara, ordu, MİT falan diyorsanız... | Zincirbozan-1 | 2007 | |
...that's unknown. There is no Ankara in here. | ...orası belli değil. Yani bunlarda Ankara yok. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Look Sedat. | Bak Sedat. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
There is a thing called ''State Security". | Devlet sırrı diye bir şey var. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
We don't have time to loose. | Vakit kaybedemeyiz. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Shut Sedat up. | Sustur Sedat'ı. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
But doing something without a plan would be a big mistake. | Evet ama plansız bir şey yapmak da hata olur. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Better to stay awake than to see a nightmare. | Cüneyt, korkulu rüya görmektense uyanık kalmak iyidir. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Hi. Hi. | İyi akşamlar. İyi akşamlar. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Fifth floor? Fifth floor. | 5. kata mı? Beşinci kat. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
I guess you are here for Mr. Sedat. Yes. | Sedat bey'e geldiniz galiba. Evet. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Why? Is this a bad time? No. | Zamansız falan mı geldim? Yoo. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
I know this is not a pleasant situation for you... | Sizler açısından sıkıntılı bir durum... | Zincirbozan-1 | 2007 | |
...but the intervention was unavoidable. | ...ancak bu müdahale kaçınılmazdı. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
You know where the country was headed. | Memleketin halini en iyi sizler biliyorsunuz. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
I believe it would be better for us... | Bence... Yani bana sorarsanız, | Zincirbozan-1 | 2007 | |
...if you make a statement indicating that... | ...12 Eylül'ün lüzumlu olduğu hakkında... | Zincirbozan-1 | 2007 | |
...Sep. 12th Intervention was necessary... | ...bir beyanat verirseniz... | Zincirbozan-1 | 2007 | |
...it will be good for us and it will get you out of here faster. | ...hem bizim için iyi olur hem de sizlerin çıkışı kolaylaşır. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Commander, I don't doubt your well meaning words. | Komutan bunları söylerken iyi niyetinizden şüphe etmem. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
But we still don't now why we are here. | Ama biz daha buraya neden getirildiğimizi bilmiyoruz. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Yes. That's true. | Evet, doğru. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Let me make it clear. | Açık söyleyeyim. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
We are not going to sacrifice ourselves here. | Biz şahsiyetimizi burada bırakmaya gelmedik. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
You may never let us go; it's up to you. | Bizleri buradan hiç çıkarmayabilirsiniz, bu elinizdedir. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
But I won't be finished when I leave. | Ama ben buradan cenaze halinde çıkmam. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
This is not a closed matter for us yet. | Biz daha defteri kapatmadık. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Mr. Demirel stated it very clearly. I am on the same page. | Sayın Demirel ifade ettiler. Benim açımdan da durum budur. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
I stepped into the political arena with a vision. | Siyasete bir iddiayla girdim. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
I believed the public determines what is right and what is wrong. | Doğru ve yanlışı en iyi halkın değerlendireceğine inandım. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
I wasn't in the Government either on March the 12th or now. | 12 Mart'ta da iktidarda değildim, bu sefer de. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
I can't sit back and say... | Nasıl olsa iktidarda olan başkasıdır diyerek... | Zincirbozan-1 | 2007 | |
...this is not my problem. | ...elimi ovuşturmam. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Therefore my reaction is the same. | Dolayısıyla tepkim aynıdır. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Maybe you offer this as the request of the commanders in Ankara. | Bu öneriyi belki de Ankara'daki komutanlardan gelen istekle... | Zincirbozan-1 | 2007 | |
No Mr. Ecevit. No. | Hayır, sayın Ecevit. Hayır. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
I said ''maybe''. But it doesn't matter... | Belki dedim zaten. Ancak öyleyse de... | Zincirbozan-1 | 2007 | |
...if it is or not. This is our current position. | ...değilse de fark etmez. Tavrımız sanıyorum bu! | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Check it out. | Öğrenin bakalım neymiş | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Do we have tea? Yes. | Çayın var mı? Var. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Mr. Cakmur a situation has risen... | Ordunun müdahaleden kaçınamayacağı... | Zincirbozan-1 | 2007 | |
...and the military could not help but intervene. It's very clear. | ...bir durum oluşturuldu Sayın Çakmur. Bu çok açık. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
To keep me and the party (CHP) out. | Neden olacak? CHP'yi ve beni saf dışı bırakmak için. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
I've been telling them about a coalition for months. | Aylarca geniş tabanlı hükümet diye çırpındım durdum. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
The old economic model will be practiced even better... | Önceden izlenen ekonomik model yeni durumun sağlayacağı... | Zincirbozan-1 | 2007 | |
...with the new political platform. | ...olanaklarla daha etkin şekilde uygulanacak göreceksiniz. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
It would be in vain to expect any resistance from the Public. | Halktan direnmesini beklemek beyhude. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
I just heard in the radio that the Left and Right wing prisoners... | Az önce radyoda sağ sol eylemcilerin cezaevlerinde... | Zincirbozan-1 | 2007 | |
...are celebrating together. | ...barışıp kucaklaştıkları haberi vardı. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Actually, this alone, is the evidence that there is somebody else... | Aslında tek başına bu dahi perdenin arkasında... | Zincirbozan-1 | 2007 | |
...manipulating this game behind closed doors. | ...birilerinin oyunu yönlendirdiğinin kanıtı bence. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Really? | Ya, öyle mi? | Zincirbozan-1 | 2007 | |
He's been taking notes. | Not almış söylediklerimi. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Distribute it under the table, not as a press release. | Demeç olmamak kaydıyla dağıtsın. İyi olur. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
No! It's good that you have been taking notes. | Yo. Not almanız bence de iyi olmuş. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
You can give this to my friends at the party and to the media... | Bunu demeç mahiyetinde değil ama benim değerlendirmem olarak... | Zincirbozan-1 | 2007 | |
...as my evaluation, not as a press release. | ...partili arkadaşlara, hatta gazetecilere verebilirsiniz. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Sure. Sure. I'll see you. Have a nice day. | Tabii tabii. Görüşürüz. İyi günler. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
It will create chaos if Cakmur releases this. | Yüksel Çakmur bunu dağıtırsa ortalık karışır. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Their game will be screwed. | Bizimkilerin oyunu bozulur. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
He would release it to BBC too. This is good. | BBC de verir bunu, herkes haberdar olur. İyi oldu. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
You better speak up. Tell me where the copies of the files are. | Konuş arkadaş. Belgelerin kopyasını kime verdin söyle. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Look I am loosing my temper. | Tepem atıyor bak. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Do you want me to deal with your fianc�? | İlla nişanlının üzerine mi çökeyim? | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Bring her in? | Getireyim mi kızı buraya? | Zincirbozan-1 | 2007 | |
She doesn't even know what I do for a living. | Ne iş yaptığımı bile bilmez o. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Take him away. | Alın götürün. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
He'll sleep like a baby at least 48 hours. | 48 saat mışıl mışıl uyuyacak. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Take him to the airport. | Alana götürün. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Adana knows about this. They will do the exchange. | Adana'nın bilgisi var. Transferi onlar yapacak. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Keep the box firmly shut. | Sandığın ağzını iyi çivileyin. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
I believe we've been debating long enough. | Sanırım yeterli derecede müzakere yapıldı. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
It's become clear. | Konu vuzuha kavuşmuş durumda bence. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Now I'd like to present both laws for your votes. | Şimdi her iki kanunu da ayrı ayrı oylarınıza sunacağım. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
First, let's start with Erdal Eren's files. | Önce Erdal Eren in dosyasından başlayalım. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Ankara Central Prison, 15 Dec. 1980 Erdal Eren | Ankara Merkez Cezaevi, 15 Aralık 1980 Erdal Eren | Zincirbozan-1 | 2007 | |
He joined the protest meeting for the killing of Sinan Suner. | Sinan Suner'in öldürülmesini protesto gösterisine katıldı. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
He was taken custody in the turmoil. | Gösterilerle çıkan arbedede gözaltına alındı. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
He was arrested for killing Private Zekeriya Onge. | Er Zekeriya Önge'yi öldürmek iddiasıyla tutuklandı. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
He was sentenced to death at March 19th 1980. | 19 Mart 1980'de idama mahkum edildi. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Ankara Central Prison Mustafa Pehlivanoglu | Ankara Merkez Cezaevi Mustafa Pehlivanoğlu | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Open your mouth. You won't suffer if you take the olive. | Ağzını aç. Acı çekmezsin, zeytin bu. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Aren't you the street vendor who got picked up with us? | Sen bizle alınan simitçi değil miydin? | Zincirbozan-1 | 2007 | |
They were going to release you that night. | Akşam bırakacaklardı seni. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
They didn't. | Salmadılar. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
Didn't you tell them your situation? I did. | Anlatmadın mı durumunu? Anlattım. | Zincirbozan-1 | 2007 | |
They said I shot somebody. | Adam vurdun dediler. | Zincirbozan-1 | 2007 |