Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 183780
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
I know Bangkok like the back of my hand | Bangkok' u avucumun içi gibi bilirim | Zinda-1 | 2006 | |
That's because my father used to be the driver of tourist buses | Çünkü babam eskiden turist otobüsü kullanırdı | Zinda-1 | 2006 | |
And I spent more time in the buses than I spent at home | dolayısıyla otobüslerde evde geçirdiğimden daha fazla zaman geçirdim | Zinda-1 | 2006 | |
That's because my Mom died even before I could say "Mummy" | Daha "Anne" diyemeden annem öldü Daha ''Anne'' diyemeden annem öldü | Zinda-1 | 2006 | |
My Papa and I were the only ones | Babam ve ben sadece ikimiz vardık | Zinda-1 | 2006 | |
Papa resigned from his post at the bus service and bought this cab | Babam otobüs servis şoförlüğünden istifa etti ve bu arabayı aldı | Zinda-1 | 2006 | |
But you know, tragedies and bananas never come in singles | Bilirsiniz, üzüntü ve mutluluk asla tek başına gelmez | Zinda-1 | 2006 | |
Dad died too. Maybe to drive God's car | Babam da öldü. Belki Tanrının arabasını sürüyor | Zinda-1 | 2006 | |
All that is left now is this taxi and my antique house | Tüm bunları bana bıraktı. Bu taksi ve eski evimi | Zinda-1 | 2006 | |
Plot number 62. Belonging to Jenny Singh, sir | Kapı numarası 62. Jenny Singh' e ait ev, efendim | Zinda-1 | 2006 | |
The most beautiful one in Chao Thep | Chao Thep (Bangkok)' in en güzel kızlarından biri | Zinda-1 | 2006 | |
You appear to be silent types | Sessiz tiplerden görünüyorsunuz | Zinda-1 | 2006 | |
Where do you want to go now, sir? How much do you earn in a day? | Şimdi nereye gitmek istiyorsunuz, efendim? Günde ne kadar kazanıyorsun? | Zinda-1 | 2006 | |
You're not a tax man, are you? | Vergi memuru değilsiniz, değil mi? | Zinda-1 | 2006 | |
Without tips, 3000. On good days, I make 5000 | Bahşiler olmadan, 3000. İyi günümde, 5000 kazanırım | Zinda-1 | 2006 | |
Here's 10,000. I want to go around the whole of Bangkok today | Burada 10,000 var. Tüm gün Bangkok' u dolaşmak istiyorum | Zinda-1 | 2006 | |
For so much, I'd take you around the whole of Thailand | O kadar para için, size Tayland' ı dolaştırırım | Zinda-1 | 2006 | |
Where'll I get fried wantons? China Town. Let's go | Kızarmış wanton nerede bulunur? China Town' da. Gidelim | Zinda-1 | 2006 | |
"This then, is my story..." | "Bu daha sonra, benim hikayem..." ''Bu daha sonra, benim hikayem...'' | Zinda-1 | 2006 | |
"about a quiet life" | "sakin bir hayat hakkında" ''sakin bir hayat hakkında'' | Zinda-1 | 2006 | |
"The silence asks me..." | "Sessizlik bana sor..." ''Sessizlik bana sor...'' | Zinda-1 | 2006 | |
"why I'm tolerating the indignities' | "Neden hakaretlere boyun eğdim' ''Neden hakaretlere boyun eğdim' | Zinda-1 | 2006 | |
"A legend, of days gone by..." | "Gün geçti bir efsane" ''Gün geçti bir efsane'' | Zinda-1 | 2006 | |
"from the lips of loneliness" | "yalnızlık dudaklarından" ''yalnızlık dudaklarından'' | Zinda-1 | 2006 | |
"Every wound seems to speak..." | "Her yara konuşmak gibi görünüyor..." ''Her yara konuşmak gibi görünüyor...'' | Zinda-1 | 2006 | |
"it seems to say something to me" | "bana birşey söyleyeceksin gibi görünüyor" ''bana birşey söyleyeceksin gibi görünüyor'' | Zinda-1 | 2006 | |
"Agonising thorns of memories..." | "Anıların dikenli ızdırapları..." ''Anıların dikenli ızdırapları...'' | Zinda-1 | 2006 | |
"I pick from my past" | "Geçmişimden koparım" ''Geçmişimden koparım'' | Zinda-1 | 2006 | |
"In the refuge of crumbling walls..." | "Duvarı çöken Sığınma evinde..." ''Duvarı çöken Sığınma evinde...'' | Zinda-1 | 2006 | |
"I'm still alive" | "Halâ ayaktayım" ''Halâ ayaktayım'' | Zinda-1 | 2006 | |
"It's certainly not love, my rose garden sees..." | "Bu kesinlikle aşk değil, gül bahçem görür..." ''Bu kesinlikle aşk değil, gül bahçem görür...'' | Zinda-1 | 2006 | |
"lurking shadows of death" | "ölümün gizlenmiş gölgelerini" ''ölümün gizlenmiş gölgelerini'' | Zinda-1 | 2006 | |
"My eyes are excited with everything that is familiar" | "Tanıdık olan her şey ile gözlerim aşina" ''Tanıdık olan her şey ile gözlerim aşina'' | Zinda-1 | 2006 | |
"There is no one who can tell me how much I will have to wait for light" | "Aydınlığa kavuşmak için ne kadar bekleyeceğimi bana söyleyecek biri yok" ''Aydınlığa kavuşmak için ne kadar bekleyeceğimi bana söyleyecek biri yok'' | Zinda-1 | 2006 | |
"There is no one... neither with me, nor at a distance" | "Biri yok... ne benimle, ne de bir mesafede" ''Biri yok... ne benimle, ne de bir mesafede'' | Zinda-1 | 2006 | |
"There is a friend, my heartbeat..." | "Bir arkadaşım var, ruhum..." ''Bir arkadaşım var, ruhum...'' | Zinda-1 | 2006 | |
"which keeps telling me what I seek" | "Ne aradığımı bana söyleyip durduğu" ''Ne aradığımı bana söyleyip durduğu'' | Zinda-1 | 2006 | |
"Life, I live..." | "Hayat, Yaşamak..." ''Hayat, Yaşamak...'' | Zinda-1 | 2006 | |
"swallowing on my own blood..." | "kendi kanımı yutuyorum..." ''kendi kanımı yutuyorum...'' | Zinda-1 | 2006 | |
"trying to sew life together with thorns" | "dikenler ile birlikte hayatını dikmek için çalışıyor" ''dikenler ile birlikte hayatını dikmek için çalışıyor'' | Zinda-1 | 2006 | |
"There is no one with me anymore..." | "Artık benimle birlikte yanımda hiç kimse yok..." ''Artık benimle birlikte yanımda hiç kimse yok...'' | Zinda-1 | 2006 | |
"and yet, there is the realisation..." | "ve henüz gerçekleşiyor..." ''ve henüz gerçekleşiyor...'' | Zinda-1 | 2006 | |
Stop, stop! How many restaurants are you going to visit? | Dur, dur! Kaç restaurant ziyaret edeceksiniz? | Zinda-1 | 2006 | |
What on earth are you looking for? "My desire to live" | Ne arıyorsun yeryüzünde? "Yaşamak benim arzum" Ne arıyorsun yeryüzünde? ''Yaşamak benim arzum'' | Zinda-1 | 2006 | |
"My heart, like a jungle of memories" | "Kalbim, anıların ormanı gibi" ''Kalbim, anıların ormanı gibi'' | Zinda-1 | 2006 | |
"My heart, scarred by thorns" | "Kalbim, dikenler yaraladı" ''Kalbim, dikenler yaraladı'' | Zinda-1 | 2006 | |
C'mon. Let's go to another restaurant | Haydi. Diğer restauranta gidelim | Zinda-1 | 2006 | |
"Piercing thorns of memories..." | "Anıların delen dikenleri..." ''Anıların delen dikenleri...'' | Zinda-1 | 2006 | |
"I pick from my past" | "Geçmişimden koptum" ''Geçmişimden koptum'' | Zinda-1 | 2006 | |
I'll wait for you in your cab | Taksinde seni bekleyeceğim | Zinda-1 | 2006 | |
l don't know what time has turned me into | Bilmiyorum Ne zamandır içime dönüğüm | Zinda-2 | 2006 | |
For, l was human once | Bir zamanlar insandım | Zinda-2 | 2006 | |
You're not married? But l am married! | Evli değil misiniz? Fakat ben evliyim! | Zinda-2 | 2006 | |
l tell you, she's made a huge mistake by marrying my friend | Size söyleyeyim, Nisha arkadaşımla evlenerek büyük bir hata yapmış | Zinda-2 | 2006 | |
lf not marry her, l'm surely going to have an affair with her | Eğer evli olmasaydı, Onunla gerçekten bir ilişki yaşardım | Zinda-2 | 2006 | |
See... Mr Bala... may l have have affair with your woman? | Anlıyorum... Mr Bala... Kadınınla ilişkim olabilir mi? | Zinda-2 | 2006 | |
Sorry, sir, l'll have to ask the manager | Üzgünüm, efendim, Müdüre sormam gerekecek | Zinda-2 | 2006 | |
When l got married, did l ask the manager? | Ben evlendiğimde müdüre sormalımıydım | Zinda-2 | 2006 | |
So why must l ask the manager before booking a table? | Masa rezervasyonundan önce müdüre sormalı mıyım? | Zinda-2 | 2006 | |
l know my friend made a reservation | Arkadaşım rezervasyon yaptırdı biliyorum | Zinda-2 | 2006 | |
lt's your wedding anniversary. Correct? Correct | Sizin evlilik yıldönümünüz. Doğru mu? Doğru | Zinda-2 | 2006 | |
So why would l make a reservation? Enough of all this | Peki neden rezervasyon yaptırmalıyım? Tüm bunlar yeterli | Zinda-2 | 2006 | |
Let's go to another place, or l'm leaving | Haydi başka bir yere gidelim, ya da ben ayrılıyorum | Zinda-2 | 2006 | |
But you need to reserve a table! But l want to have an affair and... | Ama bir masa rezerve etmek gerekir! Ama bir ilişki istiyorum ve... | Zinda-2 | 2006 | |
Honey, ask him. l used to be a terrific actor in school | Tatlım, Okuldayken müthiş bir oyuncu olup olmadığımı sor ona | Zinda-2 | 2006 | |
lf this guy were in the movies, Shah Rukh Khan would've been out! | Eğer bu adamın filmleri olsaydı, Shah Rukh Khan out olurdu! | Zinda-2 | 2006 | |
You jerk, l'm here in Bangkok and you're returning to Mumbai? | Sen jerk, Ben burada Bangkok' dayım ve siz Mumbai(Bombay)'ye dönüyorsunuz? | Zinda-2 | 2006 | |
But my brother's getting married. lt's your brother's wedding, not yours | Ama kardeşim evleniyor. Kardeşinin düğünü, senin değil | Zinda-2 | 2006 | |
lf you guys are finished with your flashback, may we order some food? | Geçmişimle işin bittiyse, biraz yiyecek sipariş edebilirsin? | Zinda-2 | 2006 | |
l'm very hungry. Sure, darling | Çok acıktım. Eminim, sevgilim | Zinda-2 | 2006 | |
lndeed. He had to become a chef... One moment, hang on | Aslında. Aşçı olmak vardı... Bir dakika, bekle | Zinda-2 | 2006 | |
You say the romantic things, l'll settle for romance | Romantik şeyler söyle, Ben romantizme razı olurum | Zinda-2 | 2006 | |
l do, but one look at my face, and she goes running away | Yaparım, ama yüzüme bakar ve kaçıp gider | Zinda-2 | 2006 | |
Don't let my father hear that. lt'll give him strange ideas | Babamın bunları duymasına müsaade etme. Ona tuhaf fikirler verir | Zinda-2 | 2006 | |
l've never been able to figure out the friendship you guys share | Sizin dostluğunuzu ve paylaştıklarınızı anlamam mümkün olmadı | Zinda-2 | 2006 | |
and what do l have? Come closer | ve benim neyim var? Yaklaş | Zinda-2 | 2006 | |
l wish my company would let me develop software in lndia itself | Şirketimin Hindistan' da yazılım geliştirmeme izin vermesini isterim | Zinda-2 | 2006 | |
Tell me something. ls this software really going to be... | Bana bir şey söyle. Bu yazılım gerçekten... | Zinda-2 | 2006 | |
But their condition is that l operate only from their office in Bangkok | Fakat onların şartı benim sadece onların Bangkok' daki ofisinde çalışmam | Zinda-2 | 2006 | |
l'm going to have an affair with your wife | Korkarım eşin benim olacaK | Zinda-2 | 2006 | |
l was about to hit on her when you... | Ona vurmak üzere olduğum zamanı... | Zinda-2 | 2006 | |
l was about to... when you made away with her | Onunla kaçtığın zaman... | Zinda-2 | 2006 | |
See? lsn't she beautiful? | Anlıyor musun? Güzel dimi? | Zinda-2 | 2006 | |
lt'll take me four hours on the flight now... | Şimdiki uçuşum dört saat sürecek... | Zinda-2 | 2006 | |
l'll see whether l can find a nice airhostess | Güzel bir hostes bulabilirmiyim bulamazmıyım göreceğim | Zinda-2 | 2006 | |
lt'll take us a week to shop and do up the house | Evi tamamlamak için bir haftasonu bizi götürürler | Zinda-2 | 2006 | |
And l'd have fun with my wife. Oh yes | Ve eşimle eğlenirdim Oh evet | Zinda-2 | 2006 | |
Looks like even the aircraft will crash at the way l burn | Bu gidişle parçalanmış uçak gibi görünüp yanacağım | Zinda-2 | 2006 | |
Well, l must leave you now | Peki, şimdi ayrılmalıyım | Zinda-2 | 2006 | |
Go on... l'll fix you later | Haydi... Seni sonra teskin ederim | Zinda-2 | 2006 | |
May l speak to Dr Chadha please? Speaking | Dr Chadha ile konuşabilir miyim lütfen? Buyurun | Zinda-2 | 2006 | |
l was calling regarding my pregnancy test | Hamilelik testimle ilgili aramıştım | Zinda-2 | 2006 | |
l'm sure your husband is going to be delighted too | Eminim eşiniz de çok memnun olacak | Zinda-2 | 2006 | |
l must go and give him the news now. Thank you, doctor! | Gitmeliyim ve bu haberi şimdi ona vermeliyim. Teşekkürler doktor! | Zinda-2 | 2006 | |
lt's already 3 months! | 3 ay oldu! | Zinda-2 | 2006 | |
Please... at least tell me what wrong l have done! | Lütfen... En azından neyi yanlış yaptığımı söyleyin! | Zinda-2 | 2006 | |
What have l done? At least tell me what l've done! | Ben ne yaptım? En azından ne yaptığımı söyleyin! | Zinda-2 | 2006 | |
lf you have the balls, come on inside! | Taşaklıysan içeri gel! | Zinda-2 | 2006 | |
l'll take you apart! l'll tear you to shreds! | Seni öldüreceğim! Dövdükçe döveceğim! | Zinda-2 | 2006 | |
Okay, okay... l'm sorry. Terribly sorry | Tamam, tamam... Üzgünüm. Çok özür dilerim | Zinda-2 | 2006 |