Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 183782
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
As you wish. Pay in installments or a lump sum... it's okay | Dilediğiniz gibi. Peşin veya taksitle ödeme... tamam mı | Zinda-3 | 2006 | |
Why did you do it? Business. Nothing personal | Bunu neden yaptın? İş. Kişisel bir şey değil | Zinda-3 | 2006 | |
Who asked you to do it? | Bunu kim istedi? | Zinda-3 | 2006 | |
Who makes us do it and why... we never know anything | Kim ve neden bunu bize yapar... biz asla birşey bilmeyiz | Zinda-3 | 2006 | |
We only do ourjob | Biz sadece işimizi yaparız | Zinda-3 | 2006 | |
Will you now sgueal? | Şimdi ispiyonlayacak mısın? | Zinda-3 | 2006 | |
l don't know him | Onu tanımıyorum | Zinda-3 | 2006 | |
l've only spoken to him over the phone | Onunla sadece telefonda konuştum | Zinda-3 | 2006 | |
l never could meet him | Asla onunla karşılaşmadım | Zinda-3 | 2006 | |
''Death has been shamed...'' | "Ölüm utandırdı..." ''Ölüm utandırdı...'' | Zinda-3 | 2006 | |
''for, in body...'' | "bedenin için..." ''bedenin için...'' | Zinda-3 | 2006 | |
''there is still life'' | "hayat halâ var" ''hayat halâ var'' | Zinda-3 | 2006 | |
''So much of wind, after all, my breathing...'' | "Öyle çok rüzgar, sonunda, nefesim..." ''Öyle çok rüzgar, sonunda, nefesim...'' | Zinda-3 | 2006 | |
''everything else has been reduced to dust'' | "toz oldu herşey" ''toz oldu herşey'' | Zinda-3 | 2006 | |
''l live...'' | "Yaşıyorum..." ''Yaşıyorum...'' | Zinda-3 | 2006 | |
''but whatever for?'' | "ama ne için?" ''ama ne için?'' | Zinda-3 | 2006 | |
''l'm alive...'' | "Hayattayım..." ''Hayattayım...'' | Zinda-3 | 2006 | |
''but what for?'' | "ama ne için?" ''ama ne için?'' | Zinda-3 | 2006 | |
''The assault was murderous...'' | "Saldırı kanlı oldu..." ''Saldırı kanlı oldu...'' | Zinda-3 | 2006 | |
''and yet my fondness for wounds...'' | "yaralar için henüz sevgim..." ''yaralar için henüz sevgim...'' | Zinda-3 | 2006 | |
''is still alive'' | "halâ hayatta" ''halâ hayatta'' | Zinda-3 | 2006 | |
''My pulse is dipping, the pain agonises me...'' | "Nabzım düşüyor, ıstıraplar bana acı veriyor..." ''Nabzım düşüyor, ıstıraplar bana acı veriyor...'' | Zinda-3 | 2006 | |
''everything else is dust'' | "toz oldu her şey" ''toz oldu her şey'' | Zinda-3 | 2006 | |
''l am alive...'' | "Hayattayım..." ''Hayattayım...'' | Zinda-3 | 2006 | |
Chao Thep. Club no 62 | Chao Thep. Klüb no 62 | Zinda-3 | 2006 | |
Look after yourself, Bala | Kendine iyi bak, Bala | Zinda-3 | 2006 | |
You...? You've come back? | Sen...? Geri döndün? | Zinda-3 | 2006 | |
Spare me, please! | Lütfen! beni bağışla | Zinda-3 | 2006 | |
l don't want your money, okay? Find yourself another taxi! | Paranı istemiyorum, anlaşıldı mı? Kendine başka taksi bul! | Zinda-3 | 2006 | |
Hey ass... you brought him here? | Eşşek herif... onu buraya mı getirdin? | Zinda-3 | 2006 | |
Look, mister... you're trouble, okay? | Bak, bayım... siz sorunsunuz, tamam mı? | Zinda-3 | 2006 | |
Trouble in my cab, trouble at China Town and now trouble in my house! | taksimde sorun, China Town' da sorun ve şimdi de evimde sorun! | Zinda-3 | 2006 | |
Look, l don't want to die so soon | Bak, Bu kadar çabuk ölmek istemiyorum | Zinda-3 | 2006 | |
l want to live | Yaşamak istiyorum | Zinda-3 | 2006 | |
Have you really been through all this? | Gerçekten tüm bunlara değer mi? | Zinda-3 | 2006 | |
You were guite ill last night. You fainted... and l got worried | Dün çok hastaydın. Bayıldın... ve endişelendim | Zinda-3 | 2006 | |
l called a doctor... | Doktor çağırdım... | Zinda-3 | 2006 | |
he put stitches on your back and gave some medicines for you | Sırtınıza dikiş attı ve bazı ilaçlar verdi | Zinda-3 | 2006 | |
Do you have a tape recorder? | Kaset çaların var mı? | Zinda-3 | 2006 | |
Why don't you have him killed? lt's necessary for me that he lives | Neden onun ölmesini istemiyorsunuz? Benim için hayatta kalmalı | Zinda-3 | 2006 | |
As you wish, sir. A client's wish is our command. So we'll keep him alive | Nasıl isterseniz, efendim. İsteğiniz bizim için emirdir. Onu hayatta tutacağız | Zinda-3 | 2006 | |
But keeping him alive for so long can even drive him insane | Ama bu kadar uzun süre hayatta tutmak bile onu delirtir | Zinda-3 | 2006 | |
No. He mustn't go insane | Hayır. Delirmemeli | Zinda-3 | 2006 | |
Keep giving him medicines and see that he remains in his senses | Ona ilaç vererek ve aklının yerinde olmasını sağla | Zinda-3 | 2006 | |
How long do we hold him here? | Onu burada ne kadar alakoyacağız? | Zinda-3 | 2006 | |
We hold him for 14 years. 14 years? | 14 yıl onu tutacağız. 14 yıl mı? | Zinda-3 | 2006 | |
We haven't held anyone captive for so long | Kimseyi bu kadar süre esir etmedik | Zinda-3 | 2006 | |
May l ask you a guestion, if it does not offend you sir? | Sakıncası yoksa size bir soru sorabilir miyim? | Zinda-3 | 2006 | |
What's his fault? | Suçu ne? | Zinda-3 | 2006 | |
Balajit's fault is that he has no control over his tongue | Balajit' in suçu diline sahip olmamasıdır | Zinda-3 | 2006 | |
Neither will he live, nor die | Ne canlı kalacak, ne de ölecek | Zinda-3 | 2006 | |
He'll be fed twice a day. ln a fully monitored room | Günde iki defa yemek verilecek. Odası kamerayla izlenecek | Zinda-3 | 2006 | |
l want him alive | Hayatta kalmasını istiyorum | Zinda-3 | 2006 | |
Okay, sir | Peki, efendim | Zinda-3 | 2006 | |
We share very old relations, Bala | Bala ile ilişkimiz çok eskiye dayanıyor | Zinda-3 | 2006 | |
The moment you and l have spent 14 years waiting for... | Bu an için sen ve ben 14 yıl geçmesi bekledik... | Zinda-3 | 2006 | |
is now very close. But it hasn't yet arrived | şimdi çok yakın. Fakat henüz yeterli değil | Zinda-3 | 2006 | |
Anyway, let me give you another clue to get closer to me | Neyse, bana yaklaşman için sana bir ipucu vereyim | Zinda-3 | 2006 | |
To Sea Runset | To Sea Runset | Zinda-3 | 2006 | |
Where is To Sea Runset? | To Sea Runset nerede? | Zinda-3 | 2006 | |
That's the old name of a club | Klübün eski adı | Zinda-3 | 2006 | |
But you can get there only by boat | Oraya sadece tekneyle gidebilirsin | Zinda-3 | 2006 | |
Bala...? | Bala...? | Zinda-3 | 2006 | |
Balajit is a special guest of mine. Do not bother about money | Balajit özel misafirim. Ücret almayın | Zinda-3 | 2006 | |
Such guests do not come calling on me every other day | Böyle beni çağıran misafir gelmiyor her zaman | Zinda-3 | 2006 | |
He must get VlP treatment. Lace his drink... | VIP muamelesi görmeli. Alkollü içecek | Zinda-3 | 2006 | |
so that he neither dies, nor goes mad | bu şekilde ne ölür, ne de delirir | Zinda-3 | 2006 | |
l want Balajit Roy alive | Balajit Roy' u canlı istiyorum | Zinda-3 | 2006 | |
Neither do l have the time to tell you my story, nor even time to shed tears | Hikayemi anlatmak için ne zamanım var, ne de gözyaşı bile dökecek zamanım | Zinda-3 | 2006 | |
l want this man. You recognise this voice? | Bu adamı istiyorum. Bu sesi tanıyor musun? | Zinda-3 | 2006 | |
But who could hate you so much? | Ama kim bu kadar senden nefret edebilir ki? | Zinda-3 | 2006 | |
The guestion is how did he get to know where you live? | Soru! Nerede yaşadığımı nasıl bildiği? | Zinda-3 | 2006 | |
Only he can tell | Sadece o söyleyebilir | Zinda-3 | 2006 | |
How's the reunion of friends after 14 years, Joy Fernandes? | 14 yıl aradan sonra arkadaşınla nasıl buluştun, Joy Fernandes? | Zinda-3 | 2006 | |
How did you get to know my whereabouts? | Benim nerede olduğum hakkında nasıl bilgi aldın? | Zinda-3 | 2006 | |
Whereabouts is no big thing, Joy. Your blood group, your DNA... | Nerede olduğunu bulmak büyük birşey değil, Joy. Kan grubun, DNA'n... Nerede olduğunu bulmak büyük birşey değil, Joy. Kan grubun, DNA' n... | Zinda-3 | 2006 | |
and the number of snooker games you've won in the last 14 years... | ve son 14 yıl içinde kazandığın bilardo oyunları sayısı ve ve ve... | Zinda-3 | 2006 | |
l know everything Listen, you... | Herşeyi biliyorum Dinle, sen... | Zinda-3 | 2006 | |
l can trace this number. How? lt's a private number | Bu numarayı takip edebilirim. Nasıl? Özel bir numara | Zinda-3 | 2006 | |
l have my contacts | Bağlantılarım var | Zinda-3 | 2006 | |
Before that, l need to talk to the cabbie | Önce, taksici ile konuşmam gerek | Zinda-3 | 2006 | |
Don't except mercy because you're a woman | Bir kadısın diye merhamet etmem | Zinda-3 | 2006 | |
Tell me... who is he? l don't know anything | Söyle... kim o? Hiç bir şey bilmiyorum | Zinda-3 | 2006 | |
His name. Where does he live? | Onun adı. Nerede oturuyor? | Zinda-3 | 2006 | |
l don't know anyone! lf you don't... | Kimseyi tanımıyorum! Eğer sen... | Zinda-3 | 2006 | |
how did he get to know where you live? How could he send the cabbie here? | Senin nerede oturduğunu o nasıl biliyor? Buraya nasıl taksici gönderebildi? | Zinda-3 | 2006 | |
Why don't you ask him? You have his number! | Neden ona sormuyorsun? Sende numarası var! | Zinda-3 | 2006 | |
Bala, l've traced him. He lives in the house opposite Jenny's | Bala, onu takip ettim. Jenny'nin karşısındaki evde oturuyor | Zinda-3 | 2006 | |
So here we are | Burada bizbize | Zinda-3 | 2006 | |
Face to face | Yüz yüze | Zinda-3 | 2006 | |
You and l have waited 14 years for this moment | Sen ve ben bu an için 14 yıl bekledik | Zinda-3 | 2006 | |
That's because before l kill you... | Sebep şu ki seni öldürmeden önce... | Zinda-3 | 2006 | |
or perhaps before you kill me... | veya belki sen beni öldürmeden... | Zinda-3 | 2006 | |
we must enjoy this moment to the fullest. Am l right? | Bu anın tadını tam olarak çıkarmalıyız. Doğru mu diyorum? | Zinda-3 | 2006 | |
What is know is that you made me, Bala | Bana ne yaptığını biliyormusun, Bala | Zinda-3 | 2006 | |
And l made you | Ve benim sana | Zinda-3 | 2006 | |
By the way, l also created a huge business empire in these 14 years | Bu arada, 14 yıl içerisinde büyük bir iş imparatorluğu yarattım | Zinda-3 | 2006 | |
But more than that, l'm proud of the monster l have created. You | But more than that, l'm proud of the monster l have created. You | Zinda-3 | 2006 | |
You make me proud, Bala. To make money is easy | Beni gururlandırdın, Bala. Para kazanmak kolaydır | Zinda-3 | 2006 | |
But to make a monster is the work of a genius | Ama bir canavar yaratmak bir dahinin işidir | Zinda-3 | 2006 |