Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 183835
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Calmer. | ...hatta sakinmiş. | Zodiac-1 | 2007 | |
| Might have actually been him. | Belki gerçekten arayacaktı. | Zodiac-1 | 2007 | |
| "So I shall change my way of collecting slaves. | Sanırım artık köle toplama yönetimimi değiştireceğim. | Zodiac-1 | 2007 | |
| "I shall no longer announce to anyone when I commit my murders. | Cinayetlerimi işledikten sonra artık kimseye bilgi vermeyeceğim. | Zodiac-1 | 2007 | |
| "They shall look like routine robberies, killings of anger | Artık hepsi basit bir soygun, kızgınlık yüzünden işlenmiş... | Zodiac-1 | 2007 | |
| "and a few fake accidents, et cetera. | ...ya da kaza süsü verilmiş gibi görünecek. | Zodiac-1 | 2007 | |
| "The police shall never catch me | Polis beni hayatta yakalayamaz. Çünkü onlara göre çok zekiyim. | Zodiac-1 | 2007 | |
| "I look like the description passed out only when I do my thing. | Sadece işimi yaparken oradaki tanıma benziyorum. | Zodiac-1 | 2007 | |
| "The rest of the time I look entirely different. | Onun dışında tamamen farklıyım. | Zodiac-1 | 2007 | |
| "I shall not tell you what my disguise consists of when I kill. | Öldürürken neye benzediğimi artık söylemeyeceğim. | Zodiac-1 | 2007 | |
| "As of yet I have left no fingerprints behind me, | Polisin söylediği gibi henüz arkamda parmak izi bırakmış değilim. | Zodiac-1 | 2007 | |
| "I wear transparent fingertips. | Saydam parmak uçları kullanıyorum. | Zodiac-1 | 2007 | |
| "All it is is two coats of airplane cement coated on my fingertips. | Parmaklarımın ucunda çift kat sürdüğüm uçak tutkalı var. | Zodiac-1 | 2007 | |
| "I enjoy needling the blue pigs. Hey, blue pig, I was in the park. | Mavi domuzlarla oynamayı seviyorum. Hey, mavi domuz. Ben parktaydım. | Zodiac-1 | 2007 | |
| "You were using fire trucks to mask the sound of your cruising prowl cars. | Sen ise arabanın sesini örtmek için itfaiye kamyonu kullanıyordun. | Zodiac-1 | 2007 | |
| "Hey, pig, doesn't it rile you up | Hey domuzcuk, hatalarının yüzüne vurulması seni kızdırmıyor mu? | Zodiac-1 | 2007 | |
| "If you cops think I am going to take on a bus the way I stated I was, | Siz polisler söylediğim gibi otobüse saldıracağımı filan sanıyorsanız... | Zodiac-1 | 2007 | |
| "you deserve to have holes in your heads." | ...kafanızda birer deliği hak ediyorsunuz demektir. | Zodiac-1 | 2007 | |
| And you need to look at this. | Şuna baksanız iyi olur. | Zodiac-1 | 2007 | |
| "Take one bag of ammonium nitrate fertilizer, | Bir torba amonyum nitrat gübre ve bir galon soba yağı alın... | Zodiac-1 | 2007 | |
| "and dump a few bags of gravel on top..." | ...ve üzerine birkaç torba çakıl taşı koyun... | Zodiac-1 | 2007 | |
| Okay. It's a bomb. | Anlaşıldı. Bu bir bomba. | Zodiac-1 | 2007 | |
| Okay. We gotta call the Army and see if this | Orduyu arayıp bu deneyin işe yarayıp yaramayacağını öğrenelim. | Zodiac-1 | 2007 | |
| Another cipher. | Bir şifre daha. | Zodiac-1 | 2007 | |
| When did these arrive? They arrived this morning. | Bunlar ne zaman geldi? Sabah. | Zodiac-1 | 2007 | |
| Are you planning to publish? | Yayımlamayı düşünüyor musunuz? | Zodiac-1 | 2007 | |
| We should have a drink. | Bir şeyler içelim. | Zodiac-1 | 2007 | |
| So, tell me about yourself. | Bana kendinden bahset. Şifreci katilin dönüşüyle ilgili söylenecek çok şey var. Bana kendinden bahset. Şifreci katilin dönüşüyle ilgili söylenecek çok şey var. Bana kendinden bahset. | Zodiac-1 | 2007 | |
| You married? Divorced. Two kids. | Evli misin? Boşandım. İki çocuğum var. | Zodiac-1 | 2007 | |
| What do you do for fun? | Boş zamanlarında ne yaparsın? | Zodiac-1 | 2007 | |
| I love to read. | Okurum. | Zodiac-1 | 2007 | |
| I enjoy books. Those are the same things. | Kitapları seviyorum. İkisi aynı şey. | Zodiac-1 | 2007 | |
| Why you been going through my trash? | Neden çöplüğüme girdin? | Zodiac-1 | 2007 | |
| I'll come back to that. | O konuya sonra döneceğim. | Zodiac-1 | 2007 | |
| How did you know he was gonna send another code? | Yeni şifre göndereceğini nereden bildin? Tahmin ettim. | Zodiac-1 | 2007 | |
| Just guessed. The first one seemed too easy. | Tahmin ettin demek. İlki çok kolay görünüyordu. | Zodiac-1 | 2007 | |
| What is that you're drinking? It's an Aqua Velva. | İçtiğin şey ne? Aqua Velva diyorlar. | Zodiac-1 | 2007 | |
| You wouldn't make fun of it if you tried it. | İçersen dalga geçme sakın. | Zodiac-1 | 2007 | |
| But who actually cracked the code? | Şifreyi kim kırdı? | Zodiac-1 | 2007 | |
| A married couple who like puzzles. | Bulmacaları seven evli bir çift. | Zodiac-1 | 2007 | |
| So what's that tell us about the Zodiac? | Bu bize Zodiac ile ilgili ne söylüyor? | Zodiac-1 | 2007 | |
| He's no expert. Right. | Uzman olmadığını. Evet. | Zodiac-1 | 2007 | |
| It's just a simple substitution code | Bu basit bir Sezar şifrelemesi. İzciyken yaptıklarımız gibi. | Zodiac-1 | 2007 | |
| "A" is one, "B" is two. | "A" birdir, "B" ikidir gibi. Hepimiz izci olmadık, Robert. | Zodiac-1 | 2007 | |
| Well, it's not that hard. You just got to know where to start. | İyi de zor değil ki. Sadece nereden başlayacağını bileceksin. | Zodiac-1 | 2007 | |
| In the first cipher... | İlk şifrede... Hep yanında mı taşıyorsun? | Zodiac-1 | 2007 | |
| What's the most common double consonant in the English language? | En nadir kullanılan ünlü harf nedir? | Zodiac-1 | 2007 | |
| Consonant? | Ünlü mü? "Ö" harfi. | Zodiac-1 | 2007 | |
| And what's the one word that we know that he'll use in here, at least once? | Peki, en az bir defa kullanıldığını bildiğimiz kelime nedir? | Zodiac-1 | 2007 | |
| "Kill." Right, "kill." | "Öl". Doğru "Öl". | Zodiac-1 | 2007 | |
| So the Hardens start looking for double symbols, | Hardenler de önce yan yana iki sembole baktılar... | Zodiac-1 | 2007 | |
| In this book, | Bu kitapta yazar, basit bir Sezar şifrelemesi örneği vermiş. | Zodiac-1 | 2007 | |
| Eight of the 26 symbols that he suggests are found in this cipher. | Tercih ettiği 26 sembolün sekiz tanesi bu şifrede var. | Zodiac-1 | 2007 | |
| But then I found a code written in the Middle Ages. | Ama sonra orta çağda yazılmış bu kodu buldum. Adı ne tahmin et? | Zodiac-1 | 2007 | |
| What do you want out of this? | Bu işten çıkarın ne? | Zodiac-1 | 2007 | |
| What? What's your angle? | Ne? Amacın ne? | Zodiac-1 | 2007 | |
| This is good business for everyone but you. | Bu güzel pastadan sen hariç herkese bir dilim var. | Zodiac-1 | 2007 | |
| How do you mean "business"? | "Pasta" derken neyi kastettin? | Zodiac-1 | 2007 | |
| Hey. Come to bed. | Hey. Hadi yatalım. | Zodiac-1 | 2007 | |
| I'll be up in a minute. I need to make a phone call. | Hemen geliyorum. Telefon etmem lazım. | Zodiac-1 | 2007 | |
| Hello? Bill? | Alo? Bill. | Zodiac-1 | 2007 | |
| There's not many basements in California. | California'da fazla bodrum yoktur, değil mi? | Zodiac-1 | 2007 | |
| I'll have Vallejo and Napa check with their city planners. | Vallejo ve Napa'yı arar şehir planlamacılarına sorarım. | Zodiac-1 | 2007 | |
| Get some sleep. Yeah, sure. | Git biraz uyu. Tamam. | Zodiac-1 | 2007 | |
| "Dear Melvin, this is the Zodiac speaking. | Sevili Melvin, ben Zodiac. Sevgili Melvin, ben Zodiac. Sevgili Melvin, ben Zodiac. | Zodiac-1 | 2007 | |
| "I wish you a happy Christmas. | Sana mutlu Noeller dilerim. | Zodiac-1 | 2007 | |
| "The one thing I ask of you is this. Please help me. | Senden tek bir ricam var. Lütfen bana yardım et. | Zodiac-1 | 2007 | |
| "I cannot reach out for help because this thing in me won't let me." | Yardım için sana ulaşamıyorum çünkü içimdeki bu şey bana izin vermiyor. | Zodiac-1 | 2007 | |
| "I am finding it extremely difficult to hold it in check | Onu dizginlemekte çok zorlanıyorum... | Zodiac-1 | 2007 | |
| "and I am afraid I will lose control again | ...ve maalesef yine kontrolümü kaybedeceğim. | Zodiac-1 | 2007 | |
| "and take my ninth and possibly tenth victim." | O yüzden dokuzuncu hatta onuncu kurbanımı öldürebilirim. | Zodiac-1 | 2007 | |
| Inspectors, he sent this letter directly to my residence. | Mektubu doğrudan evime göndermiş, sayın müfettişler. Mektubu doğrudan evime göndermiş. Mektubu doğrudan evime göndermiş. | Zodiac-1 | 2007 | |
| It is a cry for help, intended as a private communique. | Özel bir istek olarak düşünülebilecek bir yardım çağrısı. | Zodiac-1 | 2007 | |
| Which is why you contacted the Chronicle. | O yüzden mi gazeteye haber verdiğiniz? O yüzden mi gazeteye haber verdiniz? O yüzden mi gazeteye haber verdiniz? | Zodiac-1 | 2007 | |
| The people have a right to know. Toddy? | İnsanların bilmeye hakkı var. Toddy isteyen? | Zodiac-1 | 2007 | |
| When did the letter arrive? In the middle of last week. | Mektup ne zaman geldi? Geçen hafta ortası. | Zodiac-1 | 2007 | |
| It is my belief that he only penned this letter | Dunbar'ın programından ya da buradan... | Zodiac-1 | 2007 | |
| He tried to contact you here? Several times. | Size buradan mı ulaşmaya çalıştı. Birkaç defa. Size buradan mı ulaşmaya çalıştı? Birkaç defa. Size buradan mı ulaşmaya çalıştı? Birkaç defa. | Zodiac-1 | 2007 | |
| I was out, but he spoke with my housekeeper. | Ben yoktum. Hizmetçimle konuşmuş. Numara bırakmamış. | Zodiac-1 | 2007 | |
| He's kind of crafty like that. Do you mind if I speak to her? | Böyle kurnaz davranışları var. Hizmetçinizle konuşabilir miyim? | Zodiac-1 | 2007 | |
| Inspector Toschi, it is my belief this is a window into this man's soul. | Müfettiş Toschi, bence bu, bu adamın ruhuna açılan bir pencere. | Zodiac-1 | 2007 | |
| Killing is his compulsion. | Öldürmek onda tutku haline gelmiş. | Zodiac-1 | 2007 | |
| Even though he tries to ignore it, it drives him. | Önlemeye çalışsa bile, tutkusu onu zorluyor. | Zodiac-1 | 2007 | |
| Could be. Or maybe he just likes the attention. | Olabilir. Ya da dikkat çekmeyi seviyor. | Zodiac-1 | 2007 | |
| I didn't mean to scare you, but your right rear wheel is loose. | Korkutmak istemezdim. Ama arka jantınız gevşemiş. | Zodiac-1 | 2007 | |
| If you don't mind. | Zahmet olmazsa. | Zodiac-1 | 2007 | |
| All done. Thank you. | Tamamdır. Teşekkürler. | Zodiac-1 | 2007 | |
| No problem. Have a good night. | Sorun değil. İyi geceler. | Zodiac-1 | 2007 | |
| It's okay. | Ağlama. | Zodiac-1 | 2007 | |
| Yeah. Yeah, we're fine. | Evet, iyiyim. | Zodiac-1 | 2007 | |
| Must have been worse than I thought. | Tahminimden kötüymüş. İsterseniz servise kadar bırakayım. | Zodiac-1 | 2007 | |
| It's okay. Come on. | Ağlama. Gel bakalım. | Zodiac-1 | 2007 | |
| I didn't know you had a baby. | Bebeğiniz olduğunu bilmiyordum. | Zodiac-1 | 2007 | |
| Oh, is that okay? | Sorun olur mu? | Zodiac-1 | 2007 | |
| The more the merrier. | Nerede çokluk orada mutluluk. | Zodiac-1 | 2007 | |
| You shouldn't smoke. It's a bad habit. | Sigara içmemelisiniz. Kötü bir alışkanlık. | Zodiac-1 | 2007 | |
| I think we just passed a filling station. It was closed. | Benzin istasyonundan geçtik galiba. Kapalıydı. | Zodiac-1 | 2007 | |
| Do you always go around helping people in the night? | Siz hep böyle geceleri insanlara yardım etmeye mi çıkarsınız? | Zodiac-1 | 2007 | |
| When I'm done with them, they don't need much help. | Onlarla işim bittiğinde yardıma pek ihtiyaçları kalmaz. | Zodiac-1 | 2007 | |
| It's okay. | Uslu dur. | Zodiac-1 | 2007 |