Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 2022
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Old school, I'll show you. | Eski toprak, göstereceğim gününü. Eski toprak, göstereceğim gününü. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Get on! | Gel! Gel! | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Yo, Flip, what's up, man? | Flip, ne oldu, adamım? Flip, ne oldu, adamım? | Above the Rim-1 | 1994 | |
| A deal's a deal. | Anlaşma, anlaşmadır. Anlaşma, anlaşmadır. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| What's up with the boonks? | Topla vurmaya ne oldu, adamım? Topla vurmaya ne oldu, adamım? | Above the Rim-1 | 1994 | |
| What you walking up on me like John Gotti? | Neden benimle birlikte John Gotti gibi yürüyorsunuz? Neden benimle birlikte John Gotti gibi yürüyorsunuz? | Above the Rim-1 | 1994 | |
| You don't want none of this. | Böyle olmasını istemezsiniz. Böyle olmasını istemezsiniz. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| You don't want none of this here! | Burada olmasını istemezsiniz! Burada olmasını istemezsiniz! | Above the Rim-1 | 1994 | |
| I know you ain't gonna let that nigger bitch you like that. | Bu pis zencinin böyle konuşmasına izin vermeyeceksin, değil mi? Bu pis zencinin böyle konuşmasına izin vermeyeceksin, değil mi? | Above the Rim-1 | 1994 | |
| You smell like a park bum. | Park ayyaşı gibi kokuyorsun. Park ayyaşı gibi kokuyorsun. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| What the fuck's wrong with you? | Derdin ne senin? Derdin ne senin? | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Man, what's... | Sende kim Sende kim | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Just like I thought. | Tam da düşündüğüm gibi. Tam da düşündüğüm gibi. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| I don't need no motherfucking help, man. | Senin yardımına ihtiyacım yok, adamım. Senin yardımına ihtiyacım yok, adamım. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Sheppard? | Sheppard? Sheppard? | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Tommy Sheppard? | Tommy Sheppard? Tommy Sheppard? | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Man, I thought you were dead. | Senin öldüğünü duymuştum, adamım. Senin öldüğünü duymuştum, adamım. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Oh, man. Now I've seen it all. | Adamım, her şeyi gördüm işte. Adamım, her şeyi gördüm işte. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| A bum with a bodyguard. | Ayyaşın biri korumasıyla. Ayyaşın biri korumasıyla. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| You're going to let them talk to us like that, man? | Bizimle böyle konuşmalarına izin mi vereceksin, adamım? Bizimle böyle konuşmalarına izin mi vereceksin, adamım? | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Forget about it, Flip. Go home. | Boş ver, Flip. Eve git. Boş ver, Flip. Eve git. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| That's the point, man. He ain't got no home. | Olay budur, adamım. Onun gidecek evi yok. Olay budur, adamım. Onun gidecek evi yok. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| He ain't got shit 'cause he ain't shit. | Hiçbir şeyi yok, çünkü o hiçbir şey. Hiçbir şeyi yok, çünkü o hiçbir şey. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| That's enough. | Yeter bu kadar! Yeter bu kadar! | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Go home. | Eve git. Eve git. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| They can't erase what we were, man. | Ne olduğumuzu silemezler, adamım. Ne olduğumuzu silemezler, adamım. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Sheppard, they can't erase what we were, baby. | Sheppard, ne olduğumuzu silemezler, bebek. Sheppard, ne olduğumuzu silemezler, bebek. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Champions, baby. | Şampiyonlar, bebek. Şampiyonlar, bebek. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| How you doing, coach? | Nasılsın, koç? Nasılsın, koç? | Above the Rim-1 | 1994 | |
| I've been better. | Daha iyiyim. Daha iyiyim. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| We were too damn close not to win last night. | Dün gece kazanmaya çok yakındık. Dün gece kazanmaya çok yakındık. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| It happens. | Olur böyle şeyler. Olur böyle şeyler. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Not when you were playing. | Sen oynarken olmazdı. Sen oynarken olmazdı. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Hey... l'm coaching a team in the shoot out if you're interested. | Eğer ilgilenirsen, bir takıma turnuva için koçluk yapıyorum. Eğer ilgilenirsen, bir takıma turnuva için koçluk yapıyorum. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| I'm not. | İlgilenmiyorum. İlgilenmiyorum. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| I put your name on the list anyway. | Yine de adını listeye yazacağım. Yine de adını listeye yazacağım. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Call it an old coach's dream. | Eski koçun rüyası de. Eski koçun rüyası de. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| So... | Şimdi... Şimdi... | Above the Rim-1 | 1994 | |
| You gonna help me get down to Florida | Ya bana Florida'yı yenmemiz için yardım edeceksin... Ya bana Florida'yı yenmemiz için yardım edeceksin... | Above the Rim-1 | 1994 | |
| or make me stay here and freeze? | ...ya da beni burada tutup donduracak mısın? ...ya da beni burada tutup donduracak mısın? | Above the Rim-1 | 1994 | |
| I'm not keeping you here. | Seni burada tutmuyorum. Seni burada tutmuyorum. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Until you agree to replace me, you are. | Benim yerime geçmeyi kabul edene kadar. Benim yerime geçmeyi kabul edene kadar. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| That's why you got me this job? | Beni bu işe bu yüzden mi aldın? Beni bu işe bu yüzden mi aldın? | Above the Rim-1 | 1994 | |
| I hate to say no, but I ain't nobody's coach. | Hayır demeyi hiç sevmem, ama ben kimsenin koçu değilim. Hayır demeyi hiç sevmem, ama ben kimsenin koçu değilim. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Bullshit. You're wrong about that. | Laf salatası. Bu konuda haksızsın. Laf salatası. Bu konuda haksızsın. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Look, I don't know. Maybe I'm just getting too old, | Bilemiyorum. Belki ben çok yaşlıyım, Bilemiyorum. Belki ben çok yaşlıyım, | Above the Rim-1 | 1994 | |
| but I don't understand these kids anymore. | ...ama artık bu çocukları anlayamıyorum. ...ama artık bu çocukları anlayamıyorum. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| You could do a lot of good here. | Burada bir çok iyi şey yapabilirsin. Burada bir çok iyi şey yapabilirsin. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| I came here to bury my mom and take this job. | Annemi gömmek için geldim buraya, ve sen bana bu işi verdin. Annemi gömmek için geldim buraya, ve sen bana bu işi verdin. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Basketball is not part of the plan. | Basketbol, bu planın bir parçası değil. Basketbol, bu planın bir parçası değil. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Plans can change. Not this one. | Planlar değişebilir. Bu sefer değil. Planlar değişebilir. Bu sefer değil. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| I've got a lot of work to do in the office. | Ofiste yapmam gereken çok iş var. Ofiste yapmam gereken çok iş var. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| But at least think about it, will you? | En azından düşün bunu, tamam mı? En azından düşün bunu, tamam mı? | Above the Rim-1 | 1994 | |
| If Kyle Watson shows up, | Kyle Watson gelirse, Kyle Watson gelirse, | Above the Rim-1 | 1994 | |
| you tell him to get his butt into my office pronto. | ...ona söyle hemen benim ofisime gelsin. ...ona söyle hemen benim ofisime gelsin. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| I ain't no coach, Mike. | Ben koç değilim, Mike. Ben koç değilim, Mike. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| I ain't no coach. | Ben koç değilim. Ben koç değilim. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Yo, what's up? | N'aber? N'aber? | Above the Rim-1 | 1994 | |
| You know it's a good thing you pulled me off that bum. | O aylaktan beni çekip almak iyi bir fikirdi. O aylaktan beni çekip almak iyi bir fikirdi. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| The whole shit was his fault, man. | Hepsi onun hatasıydı, adamım. Hepsi onun hatasıydı, adamım. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Nobody fronts me when I'm playing hoops. | Ben oynarken kimse karşıma çıkamaz. Ben oynarken kimse karşıma çıkamaz. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| What am I telling you for? | Ne diye konuşuyorum ki? Ne diye konuşuyorum ki? | Above the Rim-1 | 1994 | |
| It's not like you understand. | Sanki anlıyormuşsun gibi. Sanki anlıyormuşsun gibi. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Coach wants to see you in his office. | Koç seni ofiste görmek istiyor. Koç seni ofiste görmek istiyor. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Yeah, well, coach can wait. | Koç bekleyebilir. Koç bekleyebilir. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Why don't you watch? | Neden oturup beni biraz izlemiyorsun? Neden oturup beni biraz izlemiyorsun? | Above the Rim-1 | 1994 | |
| You might learn a little something from me. | Belki benden bir şeyler öğrenirsin. Belki benden bir şeyler öğrenirsin. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| How do you like that, toy cop? | Nasıl olacak o iş, çömez güvenlik? Nasıl olacak o iş, çömez güvenlik? | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Snap your wrists more. | Bileklerini daha çok bük. Bileklerini daha çok bük. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Excuse me? | Efendim? Efendim? | Above the Rim-1 | 1994 | |
| The ball needs rotation. Spread your fingers. | Topun dönmesi gerekli. Parmaklarını arala. Topun dönmesi gerekli. Parmaklarını arala. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| This is Candid Camera, right? | Yoksa bu kamera şakası mı? Yoksa bu kamera şakası mı? | Above the Rim-1 | 1994 | |
| A toy cop is going to teach Kyle Watson | Yeni polis, Kyle Watson'a zıplayarak şut atmayı öğretiyor. Yeni polis, Kyle Watson'a zıplayarak şut atmayı öğretiyor. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| You rent a Dick Vitale video or some shit? | Video kiralama işi de mi yapıyorsun? Video kiralama işi de mi yapıyorsun? | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Actually, I saw you miss that jumper last night. | Aslında, dün gece kaçırdığın şutu gördüm. Aslında, dün gece kaçırdığın şutu gördüm. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Why don't I stick to basketball | Neden ben basketbolla ilgilenmiyorum... Neden ben basketbolla ilgilenmiyorum... | Above the Rim-1 | 1994 | |
| and you stick to saving bums in the park? | ...ve sen de parktaki aylaklarla ilgilenmiyorsun? ...ve sen de parktaki aylaklarla ilgilenmiyorsun? | Above the Rim-1 | 1994 | |
| You forget how to read a clock? | Kyle, saati okumayı mı unuttun? Kyle, saati okumayı mı unuttun? | Above the Rim-1 | 1994 | |
| What, you think I got 30 minutes to waste waiting for you? | Senin için harcayacağım 30 dakika olduğunu mu düşünüyorsun? Senin için harcayacağım 30 dakika olduğunu mu düşünüyorsun? | Above the Rim-1 | 1994 | |
| In my office. | Ofisime gel. Ofisime gel. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| The next time you're late for a meeting with me, | Eğer bir daha benimle buluşmaya gecikirsen, Eğer bir daha benimle buluşmaya gecikirsen, | Above the Rim-1 | 1994 | |
| you'll be doing laps until you drop. | ...seni geberene kadar koştururum. Anladın mı? ...seni geberene kadar koştururum. Anladın mı? | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Sit down. | Otur. Otur. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| What are you doing talking to Phil Redd? | Phil Redd ile konuşarak ne yapıyorsun? Phil Redd ile konuşarak ne yapıyorsun? | Above the Rim-1 | 1994 | |
| You want to make yourself ineligible? | Kendini 'seçilemez' yapmaya mı çalışıyorsun? Kendini 'seçilemez' yapmaya mı çalışıyorsun? | Above the Rim-1 | 1994 | |
| The man wouldn't look me in the eye. | Adam gözlerimin içine bile bakmadı. Adam gözlerimin içine bile bakmadı. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| I just wanted to know when he was sending my recruitment letter. | Sadece bana çağrı mektubunu ne zaman göndereceğini öğrenmek istedim. Sadece bana çağrı mektubunu ne zaman göndereceğini öğrenmek istedim. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| The guy is here at every game just to watch you. | Telaş yapma. Adam buraya her maç seni izlemeye geliyor. Telaş yapma. Adam buraya her maç seni izlemeye geliyor. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| You can't be sure. You know that. | Ama emin olmazsın. Sen de biliyorsun. Ama emin olmazsın. Sen de biliyorsun. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Especially if you keep playing like you did last night. | Özellikle dün geceki gibi oynamaya devam edersen. Özellikle dün geceki gibi oynamaya devam edersen. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| What's that supposed to mean? | Bu da ne demek? Bu da ne demek? | Above the Rim-1 | 1994 | |
| You forgot about your team. | Takımı tümden unuttun. Takımı tümden unuttun. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| I had 22 points and 8 rebounds. | 22 sayı ve 8 ribaunt yaptım. 22 sayı ve 8 ribaunt yaptım. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| And we lost. | Ve kaybettik. Ve kaybettik. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Then maybe the entire team should be here instead of just me. | O zaman belki de sadece benim yerime bütün takım burada olmalıydı. O zaman belki de sadece benim yerime bütün takım burada olmalıydı. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| Nobody else had a good game. | Yani, kimse iyi oynamadı ki. Yani, kimse iyi oynamadı ki. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| You didn't give them a chance to. | Onlara bir şans tanımadın. Onlara bir şans tanımadın. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| That's what recruiters look at. | Bu gözlemcilerin baktığı bir şey. Bu gözlemcilerin baktığı bir şey. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| We both know there's more to making it than what happens on the court. | Hadi ama koç, ikimizde biliyoruz ki, sahada olanlardan daha iyisi olmaz. Hadi ama koç, ikimizde biliyoruz ki, sahada olanlardan daha iyisi olmaz. | Above the Rim-1 | 1994 | |
| What is that supposed to mean? | Bu da ne demek? Bu da ne demek? | Above the Rim-1 | 1994 |