Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 2510
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| We were finished together in Paris. | Paris'te mükemmeldik. Paris'ten sonra birbirimizden koptuk. | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| But then I married and went somewhere | Ama ben evlendim ve bi yere gittim Sonra ben evlendim ve başka bir yere gittim. | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| and she married and went somewhere. | ve annen evlendi ve bi yere gitti. ve o da evlendi. | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| And then your father was posted again. | Ve baban daha sonra yeniden bir yere yollandı. Babanın görevi için nereye gitmişlerdi... | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| Was it Rhodesia? India. | Rhodesia mıydı? hindistan. ...Rodezya, Hindistan. | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| But I was sent to school in England. | Ama İngiltere'de okula yollandım. Ama ben İngiltere'de okudum. | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| In the holidays, I boarded with a family in Suffolk. | Tatil zamanı Suffolk'ta bir aile yanında kalıyordum. Tatillerde, Suffolk'de bir ailenin yanında kaldım. | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| I hardly saw Mummy and Daddy until they retired to Eastbourne. | Eastbourne emekli olup taşındıklarından beri annemi ve babamı göremiyordum. Eastbourne'da emekli olana kadar da onları pek göremedim. | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| But you weren't at Eastbourne when it... | Ama Eastbourne değildiniz olay olduğunda... Olay gerçekleştiğinde sen orada değildin değil mi? | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| No. I was away at school. | Hayır okul yüzünden orda değildim. Hayır, okuldaydım. | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| What can you tell me, Ariadne? | Bana ne söyliyebilirsin, Ariadne? Bana ne anlatabilirsin, Ariadne? | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| Have you got any inside knowledge? No, my dear. I haven't. | Hiçbir bilginiz var mı? Hayır hayatım yok. Hiç içeriden bilgin var mı? Hayır, tatlım, maalesef. | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| I know only what I read in the papers. | Gazetede okuduklarımı biliyorum. Sadece gazetelerde okuduklarımı biliyorum. | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| No obvious motive. | Açık bir neden yok. Açık bir sebep yok. | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| No sign of a quarrel. No evidence of attack from outside. | Bir kavganın izi yok. Dışardan bir saldırının izi yok. Tartışma işareti yok, dışarıdan herhangi bir saldırı yok. | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| Nobody knows. | Kimse bilmiyor. Kimse bilmiyor. | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| That's just it. Nobody knows. | İşte bu kadar. Kimse bilmiyor. Sadece bu kadar, kimse bilmiyor. | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| I was shielded from it when I was young. | Küçükken bu konulardan korundum. Genç olduğum için beni koruma altına aldılar. | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| But I think of it constantly. | Ama sık sık bunu düşümnüyorum. Ama sürekli bunu düşünüyorum. | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| Please, please find out what happened. | Lütfen lütfen ne olduğunu bulun. Lütfen, lütfen neler olduğunu bulun. | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| Not for Mrs Burton Cox. For me. | Bayan Burton Cox için değil . Kendim için. Bayan Burton Cox için değil, benim için. | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| I have to know. | Benim bilmem gerekiyor. Bilmek zorundayım. | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| Will you help me, Ariadne? | Bana yardım eder misin, Ariadne? Bana yardım edecek misin, Ariadne? | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| I have to help Celia. | Celia yardım etmem lazım. Celia'ya yardım etmem lazım. | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| The girl deserves to know. | O kız bunu bilmeyi hakediyor. Kızın bilmeye hakkı var. | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| Yet I can't, for the life of me, see what to do! | Daha yapamam, kendi yaşamım için, ne yapacağımı görmem lazım! Ama ne yapacağımı bilemiyorum. | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| How may one discover anything years afterwards? | Yılalr sonra bir kişi ne kadarını keşfedebilir? Yıllar sonra herhangi bir şey bulunabilir mi? | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| I know you're busy. But will you help me look into it? | Meşgulsünüz biliyorum. Ama incelemede bulunmama yardımcı olur musunuz? Meşgul olduğunu biliyorum Ama araştırmama yardım edecek misin? | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| Je suis desole, madame. | Je suis desole, madame. Üzgünüm, Madam. | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| I have an affair of consequence to which I must attend. | Katılmam gereken sonuç ilişkileri var. Gitmem gereken acil bir mesele var. | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| The matter of the Ravenscrofts, it is in the past. | Ravenscroftlarla ilgi meseleler, onlar geçmişte olan şeyler. Ravenscroft olayı geçmişte kaldı. | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| And Poirot, he must march in the present. | Ve Poirot, o uyguna dım geleceğe ilerliyordur Poirot, bugünü araştırır. | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| Give me one moment of your time. | Bir dakikanızı verin bana. Bana zamanını ayır. | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| My friend Margaret Ravenscroft died a horrible death. | Arkadaşım Margaret Ravenscroft dehşet verici şekilde öldü. Arkadaşım Margaret Ravenscroft korkunç bir şekilde öldü. | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| I have to find out why. | Neden olduğunu bulmam lazım. Nedenini bulmalıyım. | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| What should I do? | Ne yapmalıyım? Ne yapabilirim? | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| Bien sur. | Bien sur. | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| Madame, what have you told to me, hm? | Bayan bana ne demiştiniz? Madam, bana ne anlattınız? | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| A husband and wife who never argue, who live in complete harmony. | Hiç tartışmadan ve tamamen bir harmoni içinde yaşayan bir çift Hiçbir zaman kayga etmeyen bir çift, uyum içerisinde yaşayan... | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| Whoever has heard of such a thing?! | Kim böyle birşey duyduki?! Böyle bir şeyi kim daha önce duymuştur? | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| There was a motive. There is always a motive. | Bir neden var. Her zaman bir neden vardı. Bir sebep vardır. Her zaman bir sebep vardır. | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| And if the police, they could not find this motive at the time, | Ve polis bu nedeni zamanında bulamadıysa, Polis, o zaman bu sebebi bulamadıysa... | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| then this motive, it is... How do you say? | bu motif daha sonra... Nasıl dersiniz? ...nasıl dersiniz.. | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| It is... unorthodox. | Bu neden.... bu sebep olağandışı olmalıdır. | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| The answer, madame, lies in the past. | Cevap Bayan,geçmişteki yalanlar. Cevap, Madam, geçmişte saklı. | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| You must delve into the past. | Geçmişi altüt etmeniz gerekir. Geçmişe dalmalısınız. | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| You say they lived near to Eastbourne? | Eastbourne yakın yaşadıkalrını söylemiştiniz? Eastbourne yakınlarında mı yaşıyorlardı demiştiniz? | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| You have acquaintance there? | Orda tanıdıklarınız var mı? Orada tanıdıklarınız var mı? | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| Then go! Allez y! Allez y! | HAde gidelim! Allez y! Allez y! O zaman gidin, | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| Drive about, ask the questions. Be the person with a nose. | Takip et, sorular sor. Burnu koku alan bir insan ol. Sorular sorun, burnunu sokan kişi olun. | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| Oh, I see. Someone will remember something. | Oh, Anlıyorum. Birileri birşeyler hatırlar. Anladım. Birileri bir şeyler hatırlar. | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| Always someone remembers something. | HEr zaman birileri bişeyler hatırlar. Her zaman birileri bir şeyler hatırlar | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| You mean elephants. | Filler demek istediniz. Filleri mi kastediyorsun? | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| Sorry, I was thinking of elephants at that dinner last night. | Özür dilerim dün akşamki yemekte filleri düşünüyordum. Pardon, dün gece yemekte filleri düşünüyordum. | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| With hesitation, I ask why. | Tereddüt ile, neden diye sordum. Nedenini sorabilir miyim? | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| Because the meringue got stuck in my teeth. | Çünkü beze dişime takıldı. Çünkü azı dişime takıldı. | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| I see. The pathway of logic, it is there somewhere. | Anlıyorum. Mantığın yolunu, orda bir yerde. Anlıyorum, belli bir mantık sırası var gibi.... | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| Meringue, dentures. | beze, takma dişler. Azı dişi, dişler... | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| Ivory, elephants. | fildişi, filler. Fil dişleri ve filler | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| Must find the elephants. | filleri bulmalıyım. Filleri bulmalıyım | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| Elephants can remember. | Filler hatırlar. Filler hatırlayabilir. | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| Then go. Drive about, ask the questions. | Git o zaman. Takip et, Sorular sor. O zaman git, sorular sor, | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| Be the person with a nose. | burnu koku alan insan ol. Burnunu sokan kişi ol. | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| If I had to say which was most likely, I should say my father. | Kim daha çok olabilir derseniz babam derim. Eğer en mümkün olanı söylemem gerekseydi, babam derdim. | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| It's more natural for a man to shoot someone, isn't it? | Bir erkeğin birini vurması daha normal dimi? Bir erkeğin birilerini vurması daha doğal olurdu, değil mi? | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| I don't think my mother would have fired a gun. | Annemin bir silah ateşleyeceğini düşünemiyorum. Annemin silah ateşleyebileceğini sanmam | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| Who else was in the house when it happened? | Olay olduğunda evde başka kim olabilir? Olay olduğunda evde başka kim vardı? | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| There was an old housekeeper. She was half blind and a bit deaf. | Yaşlı bir ev çalışanı vardı. O yarı kör ve yarı sağardır. Yaşlı bir hizmetçi. Biraz kör ve sağırdı. | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| Sometimes there was my aunt. | Bazen halan oluyor. Bazen teyzem gelirdi. | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| And there was a foreign girl. An au pair girl. | ve yabancı bir kız. au pair kız. Ve yabancı bir kız, bir bakıcı. | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| She'd be my governess when I was young. | Küçükken benim dadımdı. Küçükken öğretmenimdi. | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| She'd come back to help Mummy, who'd been unwell. | Annem kötü olduğu zaman ona yardıma geliyordu. Annem kötüyken yardıma geliyordu. | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| Ariadne! | Ariadne! Ariadne! | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| My word! | Benim sözüm! Tanrım! | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| Come in! Thank you. | İçeri gelin Teşekkürler. Gel içeri, teşekkürler. | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| Where did we last meet? The Llewellyn wedding, was it? | Dün gece nerde buluştuk? Llewellynlerin düğünü, dimi? En son Llewellyn'lerin düğününde beraberdik, değil mi? | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| All the bridesmaids in a vile shade of apricot! | Bütün nedimeler iğrenç kayısı gölgesindeydi! Tüm nedimeler basit bir kayısı rengindeydi! | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| Funny, the things one remembers. | İlginç,bazı insanların hatırladığı şeyler. Tuhaf, insanların hatırladığı şeyler. | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| Bridesmaids! | Nedimeler! Nedimeler! | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| Geldings. | Hadım edilmiş hayvanlar. İğdiş edilmiş hayvanlar | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| Dogs. | Köpekler. Köpekler | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| Other things one forgets. I saw my god daughter the other day. | Diğer şeyler hep unutulmuş. Geçenlerde torunumu gçrdüm. Unutulan şeyler. Geçen gün vaftiz kızımı gördüm. | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| Celia Ravenscroft. Do you remember the Ravenscrofts? | Celia Ravenscroft. Ravenscroftları hatırlıyor musunuz? Celia Ravenscroft mu? Onları hatırlıyor musun? | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| The Ravenscrofts. | Ravenscroftlar. Ravenscroft'lar. | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| Wait a minute. That was that very sad tragedy, wasn't it? | bir dakika. O acı trajedi buydu dimi? Bir dakika. Åu korkunç olaydı değil mi? | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| Yes. It wasn't far from here. I never knew them in Sussex. | Evet burdan pek uzakta değil. Sussex'te olduklarını bilmiyordum. Evet. Buradan pek uzakta değildi Onları Sussex'te hiç tanımadım. | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| I knew them in Amritsar. Not in Sussex. | Amritsar'da olduklarını biliyorum. Sussex'te değil. Onları Amritsar'da tanıdım. Sussex'te değil. | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| She used to wear a wig. Do you remember? | O peruk giyiyordu. Hatırlıyor musun? Peruk takardı, hatırladın mı? | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| Who? Margaret? Yes! | Kim? Margaret? Evet! Kim? Margaret mi? Evet. | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| She wore a wig! | Peruk giyiyordu! Peruk takardı. | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| I don't know if she had cancer if she was just bald. | Kanser olup olmadığını tam bilmiyorum Ama kel olduğunu sanıyorum. Kanser miydi ya da gerçekten kel miydi bilmiyorum. | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| She tried to persuade me to get one. | Benide bir tane almaya ikna etmeye çalışıyordu. Beni de bir tane almaya ikna etmeye çalışmıştı. | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| Bit bloody hard in Amritsar! | Amritsar'da biraz zor! ...O korkunç meseleyi. | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| Awful business though. | Zor bir iş. Amritsar'da haber aldım... | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| At the time of the shooting, I was in America. | Vurulma zamanı, Ben Amerika'daydım. Ben Amerika'daydım. | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| Speaking engagements. You're so modern, Ariadne! | Nişanlar hakkında konuşurken. Çok modernsin, Ariadne! Konferanslarda. Çok modernsin, Ariadne! | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| No one else in my circle has speaking engagements! | Benim etrafımdakiler nişanlar hakkında konuşmaz! Benim çevremdekilerin konferansları yoktur. | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| They only left the house to take a walk. | Evi sadece yürüyüş için terkediyorlar. Yürüyüş için dışarı çıkmışlar. | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| They didn't come back for their dinner. | Akşam yemeği için geri dönmediler. Akşam yemeğine geri gelmemişler. | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 | |
| Somebody or other found them dead. | Birileri onları ölü buldu. Birileri onları ölü bulmuş. | Agatha Christies Poirot-1 | 1989 |