Türkçe
İngilizceAra
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 2600
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Oh, God, he got her a dog. | Aman Tanrım. Ona bir de köpek almış. | Agent X-1 | 2015 |  |
| Oh, shit. 1 | Günümüz. Lanet olsun. | Agent X-1 | 2015 | |
| No, please! | Hayır, lütfen! 1 | Agent X-1 | 2015 | |
| Pam, it's okay. | Pam, sorun değil. Sorun değil. | Agent X-1 | 2015 | |
| What are you doing? Are you hurt? | Yaralandın mı? | Agent X-1 | 2015 | |
| Hey, hey, hey! Come on, baby, you got to run. | Hey, hey, hey. Hadi bebeğim, koşman gerek. Koşman gerek bebeğim, Koşman gerek. | Agent X-1 | 2015 | |
| Güvenli Ev | Agent X-1 | 2015 | |
|
| I couldn't call the police. I don't know who to trust. | Polisi arayamadım. Kime güveneceğimi bilemedim. | Agent X-1 | 2015 | |
| Steven... thank you. | Steven, teşekkür ederim. | Agent X-1 | 2015 | |
| You know, actually, I go by "John" now. | Aslında bakarsan şu anda adım John. | Agent X-1 | 2015 | |
| John Case. | John Case hatta. | Agent X-1 | 2015 | |
| You changed your name. | İsmini değiştirmişsin. | Agent X-1 | 2015 | |
| I realize this has got to be really hard for you. | Bunun senin için ne kadar zor olduğunu tahmin edebiliyorum. | Agent X-1 | 2015 | |
| What you did back there, all the shooting... | Orada yaptıkların, tüm bu çatışmalar... | Agent X-1 | 2015 | |
| I knew you were in Black Ops, but... | Gizli Operasyonda yer aldığını biliyordum ama... | Agent X-1 | 2015 | |
| But you can't talk about it. | Bu konuda konuşamazsın ama. | Agent X-1 | 2015 | |
| Look, all that's important is that you're safe, | Önemli olan tek şey, güvende olduğun. Buradasın. | Agent X-1 | 2015 | |
| But I am gonna have to ask you | Ama bana tekrar neler olduğunu anlatmanı istiyorum, tamam mı? | Agent X-1 | 2015 | |
| The man who killed David... you've never seen him before? | David'i öldüren adam... Onu daha önce görmüş müydün? | Agent X-1 | 2015 | |
| There was a fundraiser for David's charity | Başkan Yardımcısı konutunda David'in hayır kurumu partisi vardı. | Agent X-1 | 2015 | |
| Ladies and gentlemen... | Beyler ve bayanlar... | Agent X-1 | 2015 | |
| I'd like to say a few words while we're waiting | Ünlü onur konuğunu beklerken birkaç şey söylemek istiyorum. | Agent X-1 | 2015 | |
| For years, David has represented people | Yıllar boyunca David partilerin her iki tarafını da temsil etmişti... | Agent X-1 | 2015 | |
| The President and Vice President are waiting for you. | Başkan ve Başkan Yardımcısı seni bekliyor. | Agent X-1 | 2015 | |
| Watergate. | Watergate skandalı. | Agent X-1 | 2015 | |
| Five burglars did in seven minutes to Nixon... | Beş hırsızın Nixon'a yedi dakikada yaptığı şeyi... | Agent X-1 | 2015 | |
| I knew about it... | Biliyordum bunu... | Agent X-1 | 2015 | |
| ahead of time. | ...olay gerçekleşmeden evvel. | Agent X-1 | 2015 | |
| Nixon wasn't happy with a landslide victory. | Nixon basit bir galibiyetle yetinmeyecekti. Daha fazlasına ihtiyacı vardı. | Agent X-1 | 2015 | |
| I got a call from Howard Hughes the night before. | Bir gece önce Howard Hughes beni aradı. | Agent X-1 | 2015 | |
| I'm not standing by silently again. | Bu sefer sessiz kalmayacağım. | Agent X-1 | 2015 | |
| There's something that you need to see. | Görmen gereken bir şey var. | Agent X-1 | 2015 | |
| I I was a junior senator. It was my first day on the hill. | Yeni yetme bir senatördüm. Tepedeki ilk günümdü. | Agent X-1 | 2015 | |
| nobody. What are you talking about? | ...kimse. Sen neden bahsediyorsun? | Agent X-1 | 2015 | |
| I got in too deep. | Fazla derine battım. Şeytanı, şeytan olmadan evvel öğrenebilirim dedim. | Agent X-1 | 2015 | |
| You're my hope. If I die, you take the reins. | Sen tek umudumsun. Ölürsem dizginleri sen alacaksın. Ölmek mi? Neden bahsediyorsun? | Agent X-1 | 2015 | |
| At the place we're going, there's something there. | Gideceğimiz yerde almanı istediğim bir şey var. | Agent X-1 | 2015 | |
| Keep me safe? David, you're scaring me. | Beni güvende tutmak mı? David, beni korkutuyorsun. | Agent X-1 | 2015 | |
| It's gonna be my lucky night. | Şanslı gecem olacak. Nerede kaldın? | Agent X-1 | 2015 | |
| Working. | Çalışıyordum. Onur konuğu için hediye getirdin mi? | Agent X-1 | 2015 | |
| They thought they could buy me off. | Beni satın alabileceklerini sandılar. | Agent X-1 | 2015 | |
| They don't teach you in law school | Hukuk fakültesinde sana avukatların suçluları iyi gösterdiğini değil... | Agent X-1 | 2015 | |
| Oh, damn, I forgot something. I got to go back upstairs. | Lanet olsun, bir şey unuttum. Tekrar yukarıya dönmem gerek. | Agent X-1 | 2015 | |
| Do me a favor, huh, please? | Bana bir iyilik yapar mısın sana zahmet? | Agent X-1 | 2015 | |
| You know, if someone wanted to take President Eckhart out, | Başkan Eckhart'ın düşmesini isteyen biri varsa... | Agent X-1 | 2015 | |
| "Little thieves get hanged, | "Gereksiz hırsızlar asılır ama büyük hırsızlar krallığı yönetirler." | Agent X-1 | 2015 | |
| He had that watch for years. | Bu saati yıllardır yanında tutardı. Onsuz hiçbir yere gitmezdi. | Agent X-1 | 2015 | |
| Well, he gave it to you for some reason. | Bunu sana vermesinin bir sebebi var. | Agent X-1 | 2015 | |
| Do you think that watch is the key | Sence bu saat Başkan'a darbe yapmayı planlayanları durdurmak için bir anahtar mı? | Agent X-1 | 2015 | |
| Hey, you know what? If you need to get cleaned up or anything, | Ne var biliyor musun? Temizlenmek falan istiyorsan... | Agent X-1 | 2015 | |
| Keep coming, keep coming, keep coming. | Gel, gel, gel. Dur. | Agent X-1 | 2015 | |
| Where did you find him? | Onu nerede buldun? | Agent X-1 | 2015 | |
| Dumpster... in the garage. | Çöplükte, garajdaki. | Agent X-1 | 2015 | |
| Go grab the acid... I want to get rid of the fingerprints | Git asidi getir. Diğer ikisini paketlemeden önce parmak izlerinden kurtulmak istiyorum. | Agent X-1 | 2015 | |
| Hello? | Efendim? Alamadım. | Agent X-1 | 2015 | |
| But Williams was with a woman. | Williams bir kadınla birlikteydi. Saat onda artık. | Agent X-1 | 2015 | |
| Tall blonde? Yeah, sounds about right. | Uzun, sarışın? Evet, doğru gibi. | Agent X-1 | 2015 | |
| This is for the speaker of the house. | Bu konutun konuşmacısı için. | Agent X-1 | 2015 | |
| Okay, sweetie, what do you want to do? | Tatlım, ne yapmak istiyorsun? Bana az müsaade eder misin? | Agent X-1 | 2015 | |
| F.Y.I., that's called having fun. | Bu arada, eğlenmek diye buna derim ben. 1 | Agent X-1 | 2015 | |
| Williams is dead. | Williams öldü. | Agent X-1 | 2015 | |
| And there was a witness... | Bir tanık var. | Agent X-1 | 2015 | |
| Pamela. | Pamela. Daha da kötüsü var. Williams saati ona vermiş. | Agent X-1 | 2015 | |
| Does Gray know? | Gray biliyor mu? | Agent X-1 | 2015 | |
| Compartmentalization. It's how we work, right? | Bölmelere ayırma. Böyle işliyor sonuçta değil mi? | Agent X-1 | 2015 | |
| There you are. | Buradasın demek. | Agent X-1 | 2015 | |
| I ever tell you about that time | Sana hiç amcamın Camero'sunda kaza yaptığımı... | Agent X-1 | 2015 | |
| and he kicked my ass for it? | ...ve bu yüzden dayak yediğimi anlatmış mıydım? | Agent X-1 | 2015 | |
| My point is, | Demek istediğim şu an bizim aramızdakileri yaşayacağımı onu tekrar yaşarım daha iyi. | Agent X-1 | 2015 | |
| The rules of this program are rather simple... | Bu programın kuralları oldukça basittir. Yarım kalmış hiçbir şey olamaz. | Agent X-1 | 2015 | |
| I followed the rules. No, you didn't! | Kurallara uydum ben. Hayır, uymadın. | Agent X-1 | 2015 | |
| It was a clean break, just like you said. | Basit bir şekilde ayrıldım dediğin gibi. Her ihtimale karşı numaranı mı bıraktın? | Agent X-1 | 2015 | |
| You didn't? | Sen bırakmadın mı? | Agent X-1 | 2015 | |
| What I did was make a choice. | Benim yaptığım bir seçimden ibaretti. | Agent X-1 | 2015 | |
| Duty above all else. | Görev her şeyden önce gelir. | Agent X-1 | 2015 | |
| Well, last call was to Pamela, 1930 hours. | En son Pamela'yı 19:30'da aramış. | Agent X-1 | 2015 | |
| He made one five minutes before that, | Bir defa da ondan beş dakika önce aramış ama numaraya ulaşılamıyor. | Agent X-1 | 2015 | |
| Williams called somebody at the Vice President's residence? | William Başkan Yardımcısı'nın konutundaki birini mi aramış? | Agent X-1 | 2015 | |
| I'm gonna go debrief the Vice President. | Başkan Yardımcısı'na haber vereyim ben. Williams'ı ne yapacaksın? | Agent X-1 | 2015 | |
| Awful car wreck... like this whole operation. | Berbat bir araba kazası. Aynı tüm bu operasyon gibi. | Agent X-1 | 2015 | |
| What's wrong? | Ne oldu? Buradan hemen kaçmalıyız. | Agent X-1 | 2015 | |
| You said we were safe here. | Burada güvende olduğumuzu söylemiştin hani? Birini mi aradın? | Agent X-1 | 2015 | |
| My fiancé... I texted him, but don't worry, he's a good guy. | Nişanlımı. Ona mesaj attım ama merak etme, iyi birisidir. | Agent X-1 | 2015 | |
| Well, the guys monitoring your phone aren't. | Telefonu dinleyenler iyi insanlar değil ama. | Agent X-1 | 2015 | |
| I count seven of them. | Yedi tanesini saydım. | Agent X-1 | 2015 | |
| Down the hall. | Koridorun sonuna. | Agent X-1 | 2015 | |
| Here, here! | Buraya, buraya. Tamamdır. | Agent X-1 | 2015 | |
| Back in the closet, in the closet. | Dolaba gir, dolaba git. | Agent X-1 | 2015 | |
| Come, come. | Gel, gel. | Agent X-1 | 2015 | |
| Okay, go. Go, go. | Tamam, git. Git, git. | Agent X-1 | 2015 | |
| Get up against that wall by the door. | Sırtını duvara dön. Biri gelirse çığlık at, tamam mı? | Agent X-1 | 2015 | |
| Steven? | Steven? | Agent X-1 | 2015 | |
| Steven?! | Steven? | Agent X-1 | 2015 | |
| Hurry! Come on. | Acele et. Hadi. | Agent X-1 | 2015 | |
| Come on, you're okay. | Hadi gel, iyisin. İyisin, gidelim. | Agent X-1 | 2015 | |
| In here! | Buraya! | Agent X-1 | 2015 | |
| I'll see your 5 and raise you 10. | 5'ini görüyor ve 10 arttırıyorum. | Agent X-1 | 2015 | |
| Done. | Almayayım. | Agent X-1 | 2015 | |
| I'm out. | Benden bu kadar. | Agent X-1 | 2015 | |
| I'm trained in kinesics, | Kinezik eğitimi almış olmama rağmen blöf yapıp yapmadığını anlayamıyorum. | Agent X-1 | 2015 | |
