Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 272
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
That's not me. | O ben değilim. O ben değilim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
That's not his girlfriend. | Onun kız arkadaşı da değil. Onun kız arkadaşı da değil. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Come on, will you at least admit that that's you | Yapma, en azından onun sen olduğunu ve senin görmen... Yapma, en azından onun sen olduğunu ve senin görmen... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and that he put it up there because he wanted you to see it? | için oraya koyduğunu kabul edecek misin? için oraya koyduğunu kabul edecek misin? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And that's actually incredibly romantic. | Aslında son derece romantik. Aslında son derece romantik. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, yeah. That's the most romantic picture | Tabi, bu dünyadaki en romantik resim; Tabi, bu dünyadaki en romantik resim; | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
of a guy who might be kissing someone | hiç de bana benzemeyen birini hiç de bana benzemeyen birini | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
who might look like me, | öpen bir erkeğin resmi. öpen bir erkeğin resmi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
but he didn't because he has a hot british girlfriend | Bana benzemiyor çünkü seksi ingiliz bir kız arkadaşı var Bana benzemiyor çünkü seksi ingiliz bir kız arkadaşı var | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
who seems like kind of a bitch, | ki kız kahpeye benzese de, ki kız kahpeye benzese de, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
but is kind of cooler than I will ever be. | benim olabileceğimden çok daha harika bir kız. benim olabileceğimden çok daha harika bir kız. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I dare you to organize that thought. | Bu düşünceyi organize et bakalım. Bu düşünceyi organize et bakalım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
There's no one cooler than you. | Senden daha harika kimse yok. Senden daha harika kimse yok. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You're 200 feet tall. | Sen 80 metre uzunluğundasın. Sen 80 metre uzunluğundasın. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Yeah, and a bird just took a crap on me. | Evet ve az önce bir kuş üstüme sıçtı. Evet ve az önce bir kuş üstüme sıçtı. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Synced By YesCool www.addic7ed.com | Özgüvenin üstünde cidden çalışmamız gerek. burakettin Burak Sezgin burakettin Burak Sezgin | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Max. | Max. Max. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It's the woman at table 2's 50th birthday and her husband wants us to sing to her. | 2.masadaki bayanın 50.yaşgünüymüş ve kocası, onun için şarkı söylememizi istiyor. 2.masadaki bayanın 50.yaşgünüymüş ve kocası, onun için şarkı söylememizi istiyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
If I had a dollar every time a man asked me to do something to his wife, | Eğer karısı için bir şey isteyen her erkekten para alsaydım, Eğer karısı için bir şey isteyen her erkekten para alsaydım, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'd be a millionaire. | şimdi milyoner olmuştum. şimdi milyoner olmuştum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I remember when Happy Birthday first came up. | Mutlu Yıllar şarkısının ilk çıktığı gün hatırlıyorum. Mutlu Yıllar şarkısının ilk çıktığı gün hatırlıyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I never thought it would catch on. | Bu kadar tutulacağını hiç düşünmemiştim. Bu kadar tutulacağını hiç düşünmemiştim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Go! | Gidin! Gidin! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And smile. | Ve de gülün. Ve de gülün. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
When you fake smile, 1 | Sen yalandan gülersen, 1 Sen yalandan gülersen, 1 | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
everybody else fakes smile back. | herkes de sana yalandan güler. herkes de sana yalandan güler. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Nobody wants to hear that lame song. | Kimse bu ezik şarkıyı duymak istemiyor ki. Kimse bu ezik şarkıyı duymak istemiyor ki. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
If we want to humiliate her in public, why don't we go over there and pull her top down? | Onu küçük düşürmek istiyorsak, neden gidip kıyafetini indirmiyoruz? Onu küçük düşürmek istiyorsak, neden gidip kıyafetini indirmiyoruz? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Come on, let's just go sing and make the best of it. | Hadi, gidip kadın için en iyi şekilde şarkı söyleyelim. Hadi, gidip kadın için en iyi şekilde şarkı söyleyelim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Ready? | Hazır? Hazır? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
One, two, three... | Bir, iki, üç... Bir, iki, üç... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
♪ Happy birthday to you...♪ | Mutlu yıllar sana... Mutlu yıllar sana... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I apologize. | Özür dilerim. Özür dilerim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It's hard enough your husband took you to a diner on your birthday | Doğum gününde kocanın seni böyle bir yere getirmesi yetmezmiş gibi Doğum gününde kocanın seni böyle bir yere getirmesi yetmezmiş gibi | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and now you have to listen to white Mariah? | bir de beyaz Mariah Carey mi dinleyeceksin? bir de beyaz Mariah Carey mi dinleyeceksin? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
No! | Hayır! Hayır! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Happy ***. | Mutlu günyıllar. Mutlu günyıllar. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
♪ To yoooooooou ♪ | sanaaaaaaa. sanaaaaaaa. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I have announcement to make. | Bir duyurum var. Bir duyurum var. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I agree with what Max said before. | Max'in daha önceden söylediği fikre katılıyorum. Max'in daha önceden söylediği fikre katılıyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
What? That we should tie a little bell around you, | Neye? Boynuna ufak bir çan asıp, böylelikle Neye? Boynuna ufak bir çan asıp, böylelikle | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
so we know when you're near? | yakında olduğunu anlamamız fikrine mi? yakında olduğunu anlamamız fikrine mi? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
The diner needs a fresh, new way | Bu lokantanın, müşterinin doğum gününü... Bu lokantanın, müşterinin doğum gününü... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
to celebrate the customer birthday. | ...kutlamak için taze, yeni bir metoda ihtiyacı var. ...kutlamak için taze, yeni bir metoda ihtiyacı var. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
So I just went and wrote a special song. | Bu yüzden ben de özel bir şarkı yazdım. Bu yüzden ben de özel bir şarkı yazdım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Han, I'd be happy to look at what you've written so far. | Han, yazdığın şeye bakmayı çok isterim. Han, yazdığın şeye bakmayı çok isterim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I took music theory in college. | Üniversitede müzik teorisi dersi aldım. Üniversitede müzik teorisi dersi aldım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I once wrote an entire original musical | Bir keresinde, Fransız İhtilali'ne dayanan Bir keresinde, Fransız İhtilali'ne dayanan | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
based on the French revolution. | bir şarkı bestelemiştim. bir şarkı bestelemiştim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Um, sorry to step on your nerd turf, | Senin bu inek damarına bastığım için özür dilerim Senin bu inek damarına bastığım için özür dilerim | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
but Les Mis is already a musical about the French revolution. | ama Les Mis zaten Fransız İhtilal'i hakkında bestelenmiş bir şarkı. ama Les Mis zaten Fransız İhtilal'i hakkında bestelenmiş bir şarkı. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Yes, but mine was from the point of view of the rich. | Evet ama benimkisi zenginlerin bakış açısından. Evet ama benimkisi zenginlerin bakış açısından. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
What are you going to rewrite next | Gelecek sefere yeniden yazacağın şey ne olacak Gelecek sefere yeniden yazacağın şey ne olacak | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
the musical rent from the point of view of the landlord? | ev sahibi bakışı açısından kira müzikali mi? ev sahibi bakışı açısından kira müzikali mi? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Han, this is a lovely start, but | Han, bu çok sevecen bir başlangıç ama Han, bu çok sevecen bir başlangıç ama | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
A lovely start? | Sevecen bir başlangıç mı? Sevecen bir başlangıç mı? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
No, I mean, it's good. | Hayır, demek istediğim iyi bir başlangıç. Hayır, demek istediğim iyi bir başlangıç. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
But not good enough. | Ama yeteri kadar iyi değil. Ama yeteri kadar iyi değil. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I know what you are saying. | Ne söylemeye çalıştığını biliyorum. Ne söylemeye çalıştığını biliyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
"You need to practice more, Han. | "Daha çok pratik yapman lazım, Han. " "Daha çok pratik yapman lazım, Han. " | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
"You never will be as good as your sister, Han. | "Asla kız kardeşin kadar iyi olamayacaksın, Han. " "Asla kız kardeşin kadar iyi olamayacaksın, Han. " | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
"Whole family going on vacation | "Bütün aile sensiz tatile gidecek... "Bütün aile sensiz tatile gidecek... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
without you while you practice, Han." | çünkü sen pratik yapacaksın, Han. " çünkü sen pratik yapacaksın, Han. " | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Back off, tiger mom! | Geri bas, kaplan anne! Geri bas, kaplan anne! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Hey, Caroline, is Max around? | Hey, Caroline, Max buralarda mı? Hey, Caroline, Max buralarda mı? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Um, she might be. I'll go check. | Olabilir. Bir bakayım. Olabilir. Bir bakayım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You'll never guess who just came into the restaurant. | Az önce restorana kimin geldiğini tahmin edemezsin. Az önce restorana kimin geldiğini tahmin edemezsin. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You'll be very happy. | Çok mutlu olacaksın. Çok mutlu olacaksın. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Gary, the fat guy from teen mom? | Teen Mom dizisindeki şişko çocuk Gary mi? Teen Mom dizisindeki şişko çocuk Gary mi? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Someone you like, someone you want to kiss, | Hoşlandığın, öpmek istediğin ve de Hoşlandığın, öpmek istediğin ve de | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
someone you're hot for. | hasta olduğun biri. Doğru. Birlikte "gelen" yeni bir isim. hasta olduğun biri. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Tyler, the skinny guy from teen mom? | Teen Mom'daki sıska çocuk Tyler mı? Teen Mom'daki sıska çocuk Tyler mı? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
What's Johnny doing here? | Johnny'nin burada işi ne? Johnny'nin burada işi ne? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I told him not to show his face unless | Onun yüzünü görmek istemediğimi söyledim. Ta ki Onun yüzünü görmek istemediğimi söyledim. Ta ki | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Unless he broke up with his girlfriend. | Ta ki kız arkadaşından ayrılana kadar. Ta ki kız arkadaşından ayrılana kadar. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And now he's here, showing his face, | Ve şimdi ise burada, ve yüzünü gösteriyor, Ve şimdi ise burada, ve yüzünü gösteriyor, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
which means You can't know that for sure. | ki bu demek ki Bundan emin olamazsın. ki bu demek ki Bundan emin olamazsın. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Fine. Tell me one other reason he could possibly be in here. | Tamam. Bana burada olmasının muhtemel başka bir nedenini söyle. Tamam. Bana burada olmasının muhtemel başka bir nedenini söyle. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
He needs Han to solve a complex math problem? | Karışık bir matematik problemini çözmek için Han'a ihtiyacı var? Karışık bir matematik problemini çözmek için Han'a ihtiyacı var? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Max! | Max! Max! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Max, it's pretty obvious that he's in here | Max, kız arkadaşı Cassandra'dan Max, kız arkadaşı Cassandra'dan | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
because he broke up with his girlfriend "Cassandra" | ayrılıp buraya geldiği çok açık. ayrılıp buraya geldiği çok açık. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I mean, what else could it be? | Yani, başka ne olabilir ki? Yani, başka ne olabilir ki? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
When I had millions of dollars, | Bir milyon dolarım olsaydı, erkeklerin... Bir milyon dolarım olsaydı, erkeklerin... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I had no idea why guys were coming to see me. | neden beni görmeye gelecekleri hakkında bir fikrim olmazdı. neden beni görmeye gelecekleri hakkında bir fikrim olmazdı. ...arz ve talep ilişkisinden biraz anlıyordur. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
"Do they want me, or do they want my money?" | "Acaba beni mi istiyorlar yoksa paramı mı?" "Acaba beni mi istiyorlar yoksa paramı mı?" | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
But you have nothing! | Ama senin hiçbir şeyin yok! Ama senin hiçbir şeyin yok! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
So basically that just leaves you. | Doğal olarak geriye sen kalıyorsun. Doğal olarak geriye sen kalıyorsun. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Way to puff me up before I go through that door. | O kapıdan çıkmadan önce beni gaza getiriyorsun. O kapıdan çıkmadan önce beni gaza getiriyorsun. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
This is so exciting. | Çok heyecanlı. Çok heyecanlı. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Will you stop? Don't be such a girl. | Duracak mısın? Çocukluk yapma. Duracak mısın? Çocukluk yapma. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Hair? Teeth? Anything? | Saç? Diş? Herhangi bir şey? Saç? Diş? Herhangi bir şey? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You're good. | İyisin. İyisin. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Wait. | Bekle. Bekle. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
More. | Biraz daha. Biraz daha. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Really? Trust me. | Gerçekten mi? Bana güven. Gerçekten mi? Bana güven. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, uh, hey, Johnny. When did you get here? | Merhaba Johnny. Ne zaman geldin? Merhaba Johnny. Ne zaman geldin? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Uh, just now. | Az önce. Az önce. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I, uh I came here | Buraya geldim, Buraya geldim, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
because I want to tell you something. | çünkü sana bir şey söylemek istiyorum. çünkü sana bir şey söylemek istiyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 |