Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 32
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Target is heading west on 3rd street. | Hedef 3. caddenin batı girişine doğru ilerliyor. | 100 Million BC-1 | 2008 | |
Stingray One, copy? | Stingray One, anlaşıldı mı? | 100 Million BC-1 | 2008 | |
Copy Alpha One, | Anlaşıldı Alfa One... | 100 Million BC-1 | 2008 | |
but we can't take it out without doing serious damage to real estate. | ...fakat binalara zarar vermeden onu vuramayız. | 100 Million BC-1 | 2008 | |
Serious damage to real estate? | Binalara zarar vermeden mi? | 100 Million BC-1 | 2008 | |
I am not launching a missile attack against a major US city. | Bir Amerikan şehrine bomba yağdıramam. | 100 Million BC-1 | 2008 | |
Stingray One, hold your position, wait for my orders. | Stingray One, pozisyonunuzu koruyun, emirlerimi bekleyin. | 100 Million BC-1 | 2008 | |
Roger that. | Anlaşıldı. | 100 Million BC-1 | 2008 | |
Alright, LAPD is ready to block both ends of the tunnel. | Pekala, polis tünel girişlerini kapatmak için hazır. | 100 Million BC-1 | 2008 | |
They have incendiary bombs and flame throwers. | Yangın bombaları ve alev püskürtücüleri var. | 100 Million BC-1 | 2008 | |
Okay, we're going to burn that son of a bitch. | Tamam, o onun bunun çocuğunu yakacağız. | 100 Million BC-1 | 2008 | |
Is he still following us? | Hala bizi kovalıyor mu? | 100 Million BC-1 | 2008 | |
Where the hell is he going? | Hangi cehenneme gidiyor? | 100 Million BC-1 | 2008 | |
It didn't work. | İşe yaramadı. | 100 Million BC-1 | 2008 | |
Big Red kept right on going. | Big Red yemi yutmadı. | 100 Million BC-1 | 2008 | |
We'll catch him on the other side of the tunnel. | Tünelin diğer tarafında onu yakalarız. | 100 Million BC-1 | 2008 | |
Shit, come on! | Lanet olsun, hadi! | 100 Million BC-1 | 2008 | |
He's coming over Bunker Hill, | Bunker Hill tarafından geliyor! | 100 Million BC-1 | 2008 | |
Shit, what the hell is happening? | Lanet olsun. Orada neler oluyor? | 100 Million BC-1 | 2008 | |
Where'd that tank come from? | Bu tank ta nereden çıktı şimdi? | 100 Million BC-1 | 2008 | |
I don't know sir, | Bilmiyorum efendim... | 100 Million BC-1 | 2008 | |
but it doesn't look like it came from Van Nuys! | ...fakat bizimkilerden birine benzemiyor! | 100 Million BC-1 | 2008 | |
Go! | Devam et! | 100 Million BC-1 | 2008 | |
Frank?! | Frank! | 100 Million BC-1 | 2008 | |
Oh my god, Erik? | Aman Tanrım, Erik! | 100 Million BC-1 | 2008 | |
Oh, I missed you, I'm glad you're okay. | Seni çok özledim. İyi olmana sevindim. | 100 Million BC-1 | 2008 | |
How did you get back here? | Buraya nasıl gelebildin? | 100 Million BC-1 | 2008 | |
About a year or so after you guys disappeared, | Kaybolduğunuz yılın 1 yıl sonrasından... | 100 Million BC-1 | 2008 | |
I came back 60 years older went through the time portal | ...yani 60 yıl öncesinden zaman geçidinden geldim... | 100 Million BC-1 | 2008 | |
to try to beat you guys back. | ...sizi geri getirmeyi denemek için. | 100 Million BC-1 | 2008 | |
He went through the time portal and tried to reset the timeline. | O, zaman geçidinden geldi ve zaman çizelgesini sıfırlamak için uğraştı. | 100 Million BC-1 | 2008 | |
He went through as it was closing up. | Tam geçit kapanırken gitti. | 100 Million BC-1 | 2008 | |
You crazy old man. | Çılgın ihtiyar. | 100 Million BC-1 | 2008 | |
As far as I know, his trip was cut short, | Tek bildiğim, yolculuğu kısa sürdü... | 100 Million BC-1 | 2008 | |
got sent back to 1950, mortally wounded. | ...1950'ye geri döndü, ölümcül şekilde yaralanmıştı. | 100 Million BC-1 | 2008 | |
Before he died, he told me everything. | Ölmeden önce bana her şeyi anlattı. | 100 Million BC-1 | 2008 | |
He showed me how to use the Rainbow Device. | Gökkuşağı Aletini nasıl kullanacağımı bana gösterdi. | 100 Million BC-1 | 2008 | |
I could have never done what he did. | Asla onun yaptığı gibi başaramayabilirdim. | 100 Million BC-1 | 2008 | |
But you did, you did! | Fakat yaptın. Başardın. | 100 Million BC-1 | 2008 | |
God, we missed you Squirt! | Tanrım seni çok özledik, bücür! | 100 Million BC-1 | 2008 | |
Oh, don't call me Squirt! | Bana bücür deme! | 100 Million BC-1 | 2008 | |
He told you. | Sana her şeyi anlattı. | 100 Million BC-1 | 2008 | |
He didn't have to. | Mecbur değildi. | 100 Million BC-1 | 2008 | |
Alright, I'm loving the reunion and all, | Pekala, tekrar bir araya gelmemize ben de sevindim... | 100 Million BC-1 | 2008 | |
but, what about the dinosaur? | ...fakat ne yapacağız bu dinozorla? | 100 Million BC-1 | 2008 | |
Well that's why I'm here. | Evet. Ben bunun için buradayım. | 100 Million BC-1 | 2008 | |
So, what are we supposed to do? | Şimdi ne yapacağız? | 100 Million BC-1 | 2008 | |
We wait. | Bekleyeceğiz. | 100 Million BC-1 | 2008 | |
Take position over the top of that bridge. | Köprünün üzerinde pozisyon alın. | 100 Million BC-1 | 2008 | |
Be ready for when the beast gets back. | Geri geldiği zaman hazır olun. | 100 Million BC-1 | 2008 | |
No! No! Not this time | Hayır! Hayır! Henüz değil. | 100 Million BC-1 | 2008 | |
Jesus Christ! | İsa aşkına! | 100 Million BC-1 | 2008 | |
Just be ready! Be ready! | Sadece hazır ol! Hazır ol! | 100 Million BC-1 | 2008 | |
Kowalski, get a look, look down over that rail, | Kowalski, korkulukların orada konum al... | 100 Million BC-1 | 2008 | |
see if you can see him anywhere. | ...onu görebileceğin bir yerde. | 100 Million BC-1 | 2008 | |
There's no way LAPD is going to block every downtown LA access, | Polisinin şehirdeki her caddeyi trafiğe kapatmasının imkanı yok... | 100 Million BC-1 | 2008 | |
before rush hour starts, we've got to end this now. | ...caddeler iyice kalabalıklaşmadan bu işi hemen bitirmeliyiz. | 100 Million BC-1 | 2008 | |
This is Stingray One | Burası Stingray One. | 100 Million BC-1 | 2008 | |
You can't do that sir, | Bunu yapamazsınız, efendim... | 100 Million BC-1 | 2008 | |
it's our people down there! | ...aşağıda insanlar var! | 100 Million BC-1 | 2008 | |
I've got no choice. | Seçeneğim yok. | 100 Million BC-1 | 2008 | |
Lock on to these coordinates and arm your Mavericks. | Koordinatlara kilitlen ve füzelerini ateşle. | 100 Million BC-1 | 2008 | |
What about collateral damage sir? | Ya vereceğimiz zararlar ne olacak efendim? | 100 Million BC-1 | 2008 | |
Light them up Stingray. This one's on me! | Ateşle şunları Stingray. Gerisi benim sorumluluğum! | 100 Million BC-1 | 2008 | |
Copy that sir. | Anlaşıldı efendim. | 100 Million BC-1 | 2008 | |
Stingray, this is, on my mark! | Stingray! Görüş alanımda! | 100 Million BC-1 | 2008 | |
I'm locked on target and ready to fire. | Hedefe kilitlendim ve ateşe hazırım. | 100 Million BC-1 | 2008 | |
Sir, he's leading Big Red back to the tunnel. | Efendim, Big Red tekrar tünele yöneldi. | 100 Million BC-1 | 2008 | |
Stingray, stay, hold your fire! | Stingray, bekle, ateş etme! | 100 Million BC-1 | 2008 | |
I repeat, hold your fire! | Tekrarlıyorum, ateş etme! | 100 Million BC-1 | 2008 | |
Please tell me that was one of ours. | Lütfen onun bizim tarafımızda olduğunu söyle. | 100 Million BC-1 | 2008 | |
It's over, it's gone, it's over. | Bitti. Gitti. | 100 Million BC-1 | 2008 | |
Looks like you're stuck with us, Doc. | Burada bizimle kaldın gibi Doktor. | 100 Million BC-1 | 2008 | |
Well, not quite, | Tam anlamıyla değil. | 100 Million BC-1 | 2008 | |
I never make the same mistake twice. | Asla aynı hatayı ikinci kez yapmam. | 100 Million BC-1 | 2008 | |
1950, anyone? | 1950'ye gelen var mı? | 100 Million BC-1 | 2008 | |
Go home? See my Vivian again? | Eve mi dönüyoruz? Vivian'ı mı tekrar görebilir miyim? | 100 Million BC-1 | 2008 | |
She's alive? | Hala yaşıyor mu? | 100 Million BC-1 | 2008 | |
I think I'd like to grow old with you. | Sanırım seninle birlikte yaşlanmak istiyorum. | 100 Million BC-1 | 2008 | |
Now, wait a minute. Wait a minute. | Bir dakika bekle şimdi. | 100 Million BC-1 | 2008 | |
Someone's supposed to stay behind and close that portal, right? | Sanırım birisi burada kalıp bu şeyi kapatmalı, değil mi? | 100 Million BC-1 | 2008 | |
No, it's my turn. | Hayır, sıra bende. | 100 Million BC-1 | 2008 | |
You're crazy. | Sen delisin. | 100 Million BC-1 | 2008 | |
He won't be alone. | Yalnız olmayacak. | 100 Million BC-1 | 2008 | |
Good luck, Lieutenant. | İyi şanslar Teğmen. | 100 Million BC-1 | 2008 | |
Take care of that son of yours. Alright? | Oğluna iyi bak, tamam mı? | 100 Million BC-1 | 2008 | |
Yes, sir. | Emredersiniz efendim. | 100 Million BC-1 | 2008 | |
Oh, I'm going to miss you Squirt, | Seni özleyeceğim bücür. | 100 Million BC-1 | 2008 | |
I may have picked the wrong man | Sanırım yanlış adamı seçmişim. | 100 Million BC-1 | 2008 | |
Oh, I'm going to miss you girl. | Kız seni özleyeceğim. | 100 Million BC-1 | 2008 | |
Take care, little bro, take care. | Kendine iyi bak küçük kardeşim. İyi bak. | 100 Million BC-1 | 2008 | |
I'll see you 60 years later. | 60 yıl sonra görüşürüz. | 100 Million BC-1 | 2008 | |
Take care bro. | Kendine iyi bak kardeşim. | 100 Million BC-1 | 2008 | |
You know I will. | Bakacağımı biliyorsun. | 100 Million BC-1 | 2008 | |
Hey, hey, hey. One more thing, where did you send Big Red? | Bir şey daha, Big Red'i nereye gönderdin? | 100 Million BC-1 | 2008 | |
Back where he belongs. | Ait olduğu yere. | 100 Million BC-1 | 2008 | |
David! | David! | 11 11 11-1 | 2011 | |
David! | David! Haydi gidelim, David! | 11 11 11-1 | 2011 | |
I love you, Joseph. | Seni seviyorum, Joseph. 1 | 11 11 11-1 | 2011 | |
Hey, I can wait out here all day. | Bütün gün burada bekleyebilirim. | 11 11 11-1 | 2011 |