• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 3529

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
MAN 3: Hurry up, man! Acele edin çocuklar! Hadisene! Amelia-1 2009 info-icon
WOMAN: Welcome, Miss Earhart! Hoşgeldiniz Bayan Earhart! Hoş geldiniz, Bayan Earhart! Amelia-1 2009 info-icon
WOMAN: Miss Earhart! Bayan Earhart! Bayan Earhart! Amelia-1 2009 info-icon
MAN: Morgan, be careful. That's precious cargo! Morgan dikkatli ol. O değerli bir yük! Morgan, dikkat et. Çok değerli insanları taşıyorsun! Amelia-1 2009 info-icon
MAN: There you go, lovely lady. Watch your step. Buyrun sevgili bayan. Adımınıza dikkat edin. İşte, genç bayan. Adımınıza dikkat edin. Amelia-1 2009 info-icon
Welcome. Hoşgeldiniz. Hoş geldiniz. Amelia-1 2009 info-icon
AMELIA: Thank you. Teşekkürler. Teşekkürler. Amelia-1 2009 info-icon
Is it Irish tradition to greet newcomers with song? Yeni gelenleri şarkıyla karşılamak İrlanda geleneği midir? İrlandalılar misafirlerini böyle şarkılarla mı karşılarlar? Amelia-1 2009 info-icon
I couldn't say. This is Wales! Bilemem. Burası Galler! Nereden bileyim. Burası Galler! Amelia-1 2009 info-icon
Bill, look! Bill bak! Bill, bak! Amelia-1 2009 info-icon
GEORGE: Hello, Dorothy. Merhaba Dorothy. Merhaba, Dorothy. Amelia-1 2009 info-icon
Are you going to be the next girls to become pilots? Bir sonraki pilot kızlar siz misiniz? Siz de mi büyüyünce pilot olacaksın? Amelia-1 2009 info-icon
It feels strange. Tuhaf bir his. Garip geliyor. Amelia-1 2009 info-icon
We haven't had a moment alone. Just the two of us. Hiç yalnız anımız olmadı. Sadece ikimiz. Yalnız hiç zaman geçiremedik. Sadece sen ve ben. Amelia-1 2009 info-icon
REPORTER: Miss Earhart, do you have a statement for the Times? Bayan Earhart, Times için bir demeciniz var mı? Bayan Earhart, Times gazetesi için bir şeyler söylemek ister misiniz? Amelia-1 2009 info-icon
WOMAN 1: We're so proud of you! Sizinle gurur duyuyoruz! Seninle çok gurur duyuyoruz! Amelia-1 2009 info-icon
GEORGE: Amelia! Not in the rain! Amelia! Yağmurda olmaz! Amelia! Yağmurlu havada olmaz! Amelia-1 2009 info-icon
I flew across the Atlantic! Okyanusun üstünde uçtum! Atlantik'i uçarak geçtim ben! Amelia-1 2009 info-icon
PHOTOGRAPHER: Hold it right there. Tam orda tut. Öyle durun. Amelia-1 2009 info-icon
Now, this is a list of the shots they want. Bu istedikleri resimlerin listesi. İşte istedikleri pozların listesi. Amelia-1 2009 info-icon
GEORGE: Do you have dirt on your face? Yüzünde kir mi var? Yüzünde çamur mu var? Amelia-1 2009 info-icon
I believe you are referring to my freckles. Umarım çillerime istinaden söylüyorsun. Umarım çillerimden bahsediyorsundur. Amelia-1 2009 info-icon
They come with the skin. I don't like them. Deriyle birlikte gelir. Onları sevmedim. — Doğuştan onlar. — Hoşuma gitmiyorlar. Amelia-1 2009 info-icon
GEORGE: Very heroic. Think Lindbergh. Lady Lindy. That's what they'll call you. Çok kahramanca. Lindbergh'i düşün. Lindy Hanım. Seni böyle çağıracaklar. Çok kahramanca. Lindbergh’i düşün. Bayan Lindy. Sana böyle diyecekler. Amelia-1 2009 info-icon
AMELIA: As I look back on the flight, O uçuşa baktığım zaman... Geriye dönüp uçuğa tekrar baktığımda... Amelia-1 2009 info-icon
I think of two questions that have been asked me most frequently: bana en çok sorulan iki soruyu düşünüyorum: ...aklıma bana en çok sorulan iki soru geliyor. Amelia-1 2009 info-icon
'Where are you going next? ' "Bundan sonra nereye gideceksin?" "Bundan sonra nereye uçacaksınız?" Amelia-1 2009 info-icon
And 'What did you wear? ' ve "Ne giyiyorsun?" ...ve "Nasıl bir kıyafet giydiniz?" Amelia-1 2009 info-icon
Lucky Strike endorsement. Lucky Strike'ın cirosu. Lucky Strike onayı. Amelia-1 2009 info-icon
I wrote the copy myself. Bir nüshasını kendim yazdım. Kendi ellerimle yazdım. Amelia-1 2009 info-icon
What does it say? "I don't smoke, but you should"? Ne diyor? "Ben sigara içmem ama siz içmelisiniz" mi? "Ben sigara içmiyorum ama siz içmelisiniz " mi diyor? Amelia-1 2009 info-icon
No, it says that Lucky Strikes were the only cigarettes aboard the Friendship. Hayır. Diyor ki Lucky Strike Friendship uçağındaki tek sigaraydı. Hayır, "Friendship'de uçan tek sigara, Lucky Strike." diyor. Amelia-1 2009 info-icon
Which is true. I hid them under the seat. Ki bu doğru. Koltuğun altına kendim saklamıştım. ...ki bir bakımdan doğru. Onları koltuğun altına saklamıştım. Amelia-1 2009 info-icon
True, maybe, but misleading. Why would I sign that? Belki doğru ama yanıltıcı. Bunu neden imzalamalıyım? Belki doğru ama tamamen yanlış yönlendirme. Bunu niye imzalayayım ki? Amelia-1 2009 info-icon
So that Bill and Slim get paid. Bill ve Slim para alabilsin diye. İmzala ki Bill ve Slam ücretlerini alsınlar. Amelia-1 2009 info-icon
NEWSCASTER: Amelia Earhart, the only woman to fly across the Atlantic, Amelia Earhart, Atlas Okyanusu'nu uçarak geçen tek kadın... Amelia Earhart, Atlantik'i uçarak geçen tek kadın... Amelia-1 2009 info-icon
just can't keep her feet on the ground. ayaklarını yerde tutamıyor. ...ayağını yerde tutamıyor. Amelia-1 2009 info-icon
The publisher George Putnam has commissioned her Yayıncı George Putnam onu... Yayımcı George Putnam, onu... Amelia-1 2009 info-icon
to write a book on her flying adventures. uçuş maceralarını anlatan bir kitap yazması için görevlendirdi. ...uçuş hatıralarını bir kitap haline getirme konusunda görevlendirdi. Amelia-1 2009 info-icon
Thanks, fellas! MAN: You're welcome, Miss Earhart. Sağolun beyler! Hoş geldiniz Bayan Earhart. — Teşekkürler, arkadaşlar! Önemli değil, Bayan Earhart. Amelia-1 2009 info-icon
AMELIA: You didn't have to come get me. Beni almak için gelmedin değil mi? Beni almaya gelmen gerekmezdi. Amelia-1 2009 info-icon
You do have a dress to change into, I hope. Umarım içinde değiştirebileceğin bir kıyafetin vardır. Umarım kıyafetlerini değiştirmeyi düşünüyorsundur. Amelia-1 2009 info-icon
Well, it's just a college class, George. No, no, no. Sadece bir kolej sınıfı George. Yo, yo, yo. — Sadece bir fakülte, George. — Hayır, hayır, hayır. Amelia-1 2009 info-icon
No. You have to take every appearance seriously. Hayır. Herşeyde dış görünüşü ciddiye almalısın. Hayır. Her zaman görünüşüne dikkat etmek zorundasın. Amelia-1 2009 info-icon
You never know what it might lead to. Neye yolaçacağını asla bilemezsin. İşin sonunun nereye varacağını bilemezsin. Amelia-1 2009 info-icon
Spoken by a man who should know. Bilmesi gereken adam gibi konuştun. Tecrübe konuşuyor herhalde. Amelia-1 2009 info-icon
What was that for? Bu ne içindi? Bu ne içindi? Amelia-1 2009 info-icon
Good luck? İyi şans. İyi şans olabilir mi? Amelia-1 2009 info-icon
What happened to tipping your hat and crossing your fingers? Şapkana dokunup parmağını çaprazlamaya ne oldu? Şans dilemeye ne oldu? Amelia-1 2009 info-icon
Oh, I'm afraid I'm way beyond that now, like it or not. Korkarım o noktadan ilerdeyim. Sev yada sevme. İster sev ister sevme, bunları geçtim artık. Amelia-1 2009 info-icon
I think I like it. Galiba sevdim. Sanırım sevdim. Amelia-1 2009 info-icon
What did your mother say when she knew you flew across the Atlantic? Atlas Okyanusu'nu geçtiğinizi anneniz öğrendiğinde ne dedi? Atlantik'i geçtiğinizi öğrendiğinde, anneniz ne söyledi? Amelia-1 2009 info-icon
Well, she sent a telegram congratulating me Bana bir tebrik telgrafı yolladı... Beni tebrik ettiğini söyleyen bir telgraf yolladı... Amelia-1 2009 info-icon
and then she said the next time ve bir dahaki sefere... ...ve bir sonraki sefere... Amelia-1 2009 info-icon
she wants to sit beside me in the cockpit. pilot kabininde yanımda oturmak istediğini söyledi. ...kokpitte yanımda oturmak istediğini söyledi. Amelia-1 2009 info-icon
How did it feel to fly over the ocean? Okyanusun üstünde uçmak nasıl bir his? Okyanusun üstünde uçmak nasıl bir duygu? Amelia-1 2009 info-icon
Were you scared? Korktunuz mu? Korktunuz mu? Amelia-1 2009 info-icon
When I looked down at the sea, Aşağıya denize baktığımda... Denize doğru baktığımda... Amelia-1 2009 info-icon
it seemed much like the sky to me. bana daha çok gökyüzü gibi göründü. ...aynı gökyüzü gibi gözüküyordu. Amelia-1 2009 info-icon
As if the sky and the sea were the same. Sanki deniz ve gök aynıymış gibi. Sanki deniz ve gökyüzü aynı gibiydi. Amelia-1 2009 info-icon
I felt much as I do when I'm flying upward toward the sun. Yukarıya doğru güneş karşı uçtuğumda... Güneşe doğru uçarken birçok şey hissettim. Amelia-1 2009 info-icon
Transported somehow to a simple, herşeyin anlaşılabilir olduğu... Sanki her şeyin basit olduğu... Amelia-1 2009 info-icon
safe, beautiful place, where everything is comprehensible. güvenli ve çok güzel bir yere bir şekilde ışınlanmışım gibi hissettim. ...çok güzel ve güvenli bir yere gittim. Amelia-1 2009 info-icon
FEMALE STAFF: Welcome to the Chicago Congress Plaza Hotel. Şikago Kongresi Plaza Oteli'ne hoşgeldiniz. Chicago Congress Plaza Otel’e hoş geldiniz. Amelia-1 2009 info-icon
Good night, Amelia. İyi geceler Amelia. İyi geceler, Amelia. Amelia-1 2009 info-icon
It must have been moonglow Ay ışığı olmalı... Mavide yol alan Amelia-1 2009 info-icon
Way up in the blue hüznün içinde... Bu ay ışığı olmalı Amelia-1 2009 info-icon
It must have been moonglow Ay ışığı olmalı... Beni sana yönlendiren Amelia-1 2009 info-icon
That led me straight to you Beni doğruca sana getiren. Bu ay ışığı olmalı Amelia-1 2009 info-icon
I still hear you... Seni hala duyuyorum... Seni hala duyuyorum... Amelia-1 2009 info-icon
Dance with me, George. Dans et benimle George. Dans et benimle, George. Amelia-1 2009 info-icon
And I keep on praying Hala dua ediyorum. Ve dua etmeye devam ediyorum Amelia-1 2009 info-icon
'Oh, Lord, please let this last' "Tanrım bu son olsun". "Tanrım, lütfen bu son olsun" Amelia-1 2009 info-icon
We seemed to float right through the air Havada süzülür gibiydik. Sanki hava içinde yüzüyorduk Amelia-1 2009 info-icon
Heavenly songs Cennet şarkıları... Harika şarkılar Amelia-1 2009 info-icon
Seemed to come from everywhere Her taraftan geliyor gibiydi... Sanki her yerden geliyordu Amelia-1 2009 info-icon
And now when there's moonglow Ve şimdi ne zaman ay ışığı... Ve sonra mavide yol alan Amelia-1 2009 info-icon
Way up in the blue hüznün içinde olursa... Bu ay ışığı olmalı Amelia-1 2009 info-icon
I'll always remember her zaman hatırlayacağım... Her zaman hatırlayacağım Amelia-1 2009 info-icon
That moonglow gave me you ay ışığının bana seni verdiğini. Seni bana veren ay ışığını Amelia-1 2009 info-icon
Hello, Elinor. Merhaba Elinor. Merhaba, Elinor. Amelia-1 2009 info-icon
Mr. Putnam. Bay Putnam. Bay, Putnam. Amelia-1 2009 info-icon
Yes, please come in. Evet. Lütfen girin. Lütfen içeri gir. Amelia-1 2009 info-icon
Amelia. Amelia. Amelia. Amelia-1 2009 info-icon
Miss Smith. Bayan Smith. Bayan Smith. Amelia-1 2009 info-icon
I've been following your career with a great deal of admiration. Kariyerinizi büyük bir hayranlıkla takip ediyordum. Büyük bir hayranlıkla kariyerinizi takip ediyorum. Amelia-1 2009 info-icon
Oh, Miss Earhart, you are such an inspiration. Bayan Earhart siz bir ilham kaynağısınız. Bayan Earhart, benim için büyük bir ilham kaynağı oldunuz. Amelia-1 2009 info-icon
ELINOR: I never get tired of reading about you. Sizi okumaktan asla yorulmayacağım. Sizin hakkınızda okumaktan yorulmuyorum. Amelia-1 2009 info-icon
They're saying you get $500 a week on the lecture circuit. Konferanslardan haftada 500 dolar kazandığınızı söylüyorlar. Verdiğiniz dersler sayesinde haftalık 500$ kazandığınızı duydum. Amelia-1 2009 info-icon
On a good week. On a bad week. İyi bir haftada. Kötü bir haftada. — İyi bir haftada. — Kötü bir haftada. Amelia-1 2009 info-icon
Depends on whether you want the real or the sell. Gerçeği mi pazarlamayı mı istediğinize bağlı. Gerçeği mi pazarlamayı mı istediğinize bağlı. Amelia-1 2009 info-icon
Oh, I don't underestimate the value of selling. Pazarlamanın değerini küçümsemiyorum. Pazarlamanın önemi küçümsemiyorum. Amelia-1 2009 info-icon
A 16 year old girl makes headlines illegally flying 16 yaşında bir kız, doğu nehrindeki dört köprünün altından... 16 yaşındaki bir kız East River'deki... Amelia-1 2009 info-icon
under the four bridges of the East River. kanunsuz geçerek manşet oluyor. ...dört köprünün altından uçarak manşetlere konu oldu. Amelia-1 2009 info-icon
You don't seem to need much help selling yourself. Kendini pazarlama konusunda yardıma ihtiyacın var gibi görünmüyor. Kendini fazla gösteremiyorsun galiba. Amelia-1 2009 info-icon
Actually, Mr. Putnam, Aslında Bay Putnam,... Aslında, Bay Putnam... Amelia-1 2009 info-icon
I was hoping you could do to me what you've done to her. ona yaptığınızı bana da yapar mısınız diye umut ediyordum. ...ona yaptığınızı, bana da yapabileceğinizi umuyordum. Amelia-1 2009 info-icon
What's your primary ambition? Birincil tutkun nedir? Öncelikli tutkun nedir? Amelia-1 2009 info-icon
To take Amelia's place as the number one female pilot. Bir numaralı kadın pilot olarak Amelia'nın yerini almak. Bir numaralı kadın pilot olarak Amelia'nın yerini almak. Amelia-1 2009 info-icon
You want a tip? I do. İpucu ister misin? İsterim. — İpucu ister misin? — Evet. Amelia-1 2009 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 3524
  • 3525
  • 3526
  • 3527
  • 3528
  • 3529
  • 3530
  • 3531
  • 3532
  • 3533
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim