• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 4702

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
You'd hate him. Ondan nefret edersin. Ondan nefret ederdin. Arlen Faber-1 2009 info-icon
Hey, we have Sağlıklı yaşam... Hey, nefis sağlıklı pastırmamız var. Arlen Faber-1 2009 info-icon
delicious life bacon. ...pastırmamız var. Arlen Faber-1 2009 info-icon
It's for your life. It's delicious, Senin sağlığın için. Çok lezzetli... Arlen Faber-1 2009 info-icon
tastes just like bacon except... ...pastırma tadında yalnız... tadı tıpkı domuz pastırmasına benziyor. Arlen Faber-1 2009 info-icon
But with delicious soy protein Ama lezzetli soya proteini... Ama şekerkamışı suyu ve domates ezmesi ile tatlandırılmış soya proteini ile lezzetli. Arlen Faber-1 2009 info-icon
sweetened with cane juice and tomato pulp. ...şekerkamışı suyu ve domates lapası ile tatlandırılmış. Arlen Faber-1 2009 info-icon
Exactly, and yummy egg whites Kesinlikle, ve nefis yumurta beyazı... Çok doğru, ve nefis yumurta akları Arlen Faber-1 2009 info-icon
Scrambled just the way you like them, Sevdiğin şekilde, çırpılmış... sevdiğin şekilde çırpıldı. Arlen Faber-1 2009 info-icon
which is the scrambly delicious way. ...ki onlarda çırpılmışçasına lezzetli. Ki onları lezzetli yapan şey çırpılması. Arlen Faber-1 2009 info-icon
Uh... Okay. Tamam. Tamam. Arlen Faber-1 2009 info-icon
Okay, mommy has her drink. Tamam. Annen de içeceğini içsin. Tamam, annen içeceğini içsin. Arlen Faber-1 2009 info-icon
All out who's getting out. Herkes, dışarı. Kim dışarı çıkıyor? Dışarı çıkmak için elinden geleni yapan kim? Arlen Faber-1 2009 info-icon
Bye. 1 Öpücük. Hoşça kal. 1 Güle güle. Arlen Faber-1 2009 info-icon
Hurry hurry. Acele, acele. Çabuk çabuk! Arlen Faber-1 2009 info-icon
Here's your lunch. Thank you. Yemeğin burada. Teşekkür ederim. İşte, öğle yemeğin. Teşekkür ederim. Arlen Faber-1 2009 info-icon
Be careful. Have fun. Dikkatli ol! Eğlen! Dikkatli ol. İyi eğlenceler. Arlen Faber-1 2009 info-icon
remember what I said about fear. Korkmak hakkında ne dediğimi hatırla. Korku hakkında söylediğimi hatırla. Arlen Faber-1 2009 info-icon
Fuck everything and run. Her şeye boş ver ve kaç. Her şeyi siktir et ve kaç. Arlen Faber-1 2009 info-icon
Or face everything and relax. Ya da her şeyle yüzleş ve rahat ol. Veya her şeyle yüzleş ve gevşe. Arlen Faber-1 2009 info-icon
Remember, when you get out of here, the first thing you want to do... Unutma, buradan çıkınca yapmak isteyeceğin ilk şey... Unutma, buradan çıktığında yapmak istediğin ilk şey... Arlen Faber-1 2009 info-icon
I know. "Stay sober. Get a sponsor and stay sober". Biliyorum. "Ayık kal, bir sponsor bul ve ayık kal". Biliyorum. "Ayık kal. Bir sponsor bul ve ayık kal." Arlen Faber-1 2009 info-icon
Dad, I'm home. Baba, ben geldim. Baba, ben geldim. Arlen Faber-1 2009 info-icon
Dad. Baba? Baba. Arlen Faber-1 2009 info-icon
I'm back. Ben döndüm! Eve döndüm. Arlen Faber-1 2009 info-icon
Don't be mad! Hey, Kris, don't be mad. Sakın kızma! Kris, sakın kızma. Sinirlenme! Hey, Kris! Sinirlenme! Arlen Faber-1 2009 info-icon
Okay, it's not a big deal, but don't be mad. Tamam, büyütülecek bir şey değil ama sakın kızma. Tamam, büyütülecek bir şey değil ama sinirlenme. Arlen Faber-1 2009 info-icon
Just... okay, just don't be mad, okay? Sadece sakın kızma, tamam mı? Tamam. Sinirlenme sadece, tamam mı? Arlen Faber-1 2009 info-icon
You lost the keys for 27 days. Anahtarların 27 gün boyunca kayıp mıydı? 27 gündür anahtarları bulamadın, öyle mi? Arlen Faber-1 2009 info-icon
The store was closed for 27 days. Dükkân 27 gün boyunca kapalıydı. Yani, 27 gün dükkan kapalı kaldı. Arlen Faber-1 2009 info-icon
I didn't have anyone else to call. Arayacağım kimse yoktu. Arayacak başka kimse yoktu. Arlen Faber-1 2009 info-icon
So I had to wait for you to be released. O yüzden tahliyeni beklemek zorunda kaldım. Bu yüzden tahliye olmanı bekledim. Arlen Faber-1 2009 info-icon
Released? Tahliye mi? Tahliye olmak mı? Arlen Faber-1 2009 info-icon
I wasn't released. I'm not a criminal. Tahliye edilmedim. Ben bir suçlu değilim. Ben tahliye olmadım. Ben bir suçlu değilim. Arlen Faber-1 2009 info-icon
I was having a problem with alcohol. Alkol sorunum vardı. Alkolle ilgili bir problemim vardı. Arlen Faber-1 2009 info-icon
You attacked my umbrella. Şemsiyeme saldırmıştın. Şemsiyeme saldırmıştın. Arlen Faber-1 2009 info-icon
You did. You were screaming at me Evet saldırdın. Bana bağırıyordun... Saldırdın. Bana bağırıyordun. Arlen Faber-1 2009 info-icon
and you were really drunk. And it was scary. ...ve çok sarhoştun. Ve çok korkutucuydu. Ve gerçekten sarhoştun. Ve bu ürkütücüydü. Arlen Faber-1 2009 info-icon
I'm sorry I scared you, Dahlia. Seni korkuttuğum için özür dilerim, Dahlia. Seni korkuttuğum için üzgünüm, Dahlia. Arlen Faber-1 2009 info-icon
I'm sorry I lost the keys Anahtarı kaybettiğim ve... Anahtarları kaybettiğim... Arlen Faber-1 2009 info-icon
and the store was closed, Kris. ...dükkân kapalı kaldığı için özür dilerim, Kris. ...ve dükkan kapalı kaldığı için üzgünüm, Kris. Arlen Faber-1 2009 info-icon
I actually sat in his presence. Gerçekten onun huzurunda bulundum. Ben aslında onun varoluşuna iştirak etmiştim. Arlen Faber-1 2009 info-icon
He actually said to me, "Dominica, you are awake". Bana gerçekten dedi ki, "Dominica, sen erdin". O bana aslında "Dominica, sen erdin" dedi. Arlen Faber-1 2009 info-icon
And I said, "I actually thought I was Ben de dedim ki, "Ben de gerçekten erdiğimi düşünüyordum". Ve ben "aslında ben de öyle olduğumu düşünmüştüm. Arlen Faber-1 2009 info-icon
Because my guru said I was, but then somebody said I wasn't, Çünkü Guru'm erdiğimi söylemişti, ama sonra birisi ermediğimi söyledi... Çünkü benim gurum öyle olduğumu söyledi. Ama sonra birisi öyle olmadığımı söyledi. Arlen Faber-1 2009 info-icon
...so I actually wasn't sure". That is, like... ...o yüzden tereddüde düştüm. Bu, şey gibi... Bu yüzden aslında emin değildim" dedim. Bu, şey gibi... Arlen Faber-1 2009 info-icon
Hey, pretend person, if you're done hallucinating, Numaracı insan. Hayal görmen bittiyse... Hey, rol yapan insan! Eğer hayal görmen bittiyse Arlen Faber-1 2009 info-icon
I'd love a shot at being a customer in this place. ...buranın müşterisi gibi davranmak isterim. bu mekanda bir müşteri olarak şansımı denemek isterdim. Arlen Faber-1 2009 info-icon
Welcome back. Yeniden hoş geldin. Tekrar hoşgeldin! 1 Arlen Faber-1 2009 info-icon
Can I help you? Yardım edebilir miyim? Yardım edebilir miyim? Arlen Faber-1 2009 info-icon
Yes, these don't work. I'd like to sell them. Evet, bunlar işe yaramıyor. Satmak istiyorum. Evet, bunlar işe yaramıyor. Onları satmak istiyorum. Arlen Faber-1 2009 info-icon
If my conscience would allow it, I'd burn them, Vicdanım el verse yakardım... Eğer vicdanım el verseydi, onları yakardım. Arlen Faber-1 2009 info-icon
but instead I'll take pennies on the dollar. ...onun yerine değerinin altına satayım dedim. Ama onun yerine ikinci el parası alacağım. Arlen Faber-1 2009 info-icon
You've read all 21 volumes of "Unlocking the Door to the Heaven Within"? "İçinizdeki Cennetin Kapılarını Açmak"ın 21 cildini de okudunuz mu? "İçinizdeki Cennete Açılan Kapının Kilidini Açmak"ın 21 cildinin hepsini okudunuz mu? Arlen Faber-1 2009 info-icon
Yep, and it still lacked. Evet ve hala kapalı. Evet, ve hala cilalı. Arlen Faber-1 2009 info-icon
I'm sorry. I'm afraid we can't buy any books right now. Üzgünüm, şu anda hiç kitap satın alamıyoruz. Üzgünüm. Korkarım ki şu an için herhangi bir kitap satın alamayız. Arlen Faber-1 2009 info-icon
Oh, well, I'm afraid I can't keep these in my house right now, so... Ben de üzgünüm çünkü şu anda bunları evimde tutamam. O yüzden... Öyle mi? Korkarım ki şu anda bunları evimde tutamam. Bu yüz... Arlen Faber-1 2009 info-icon
So if you could just come back next month... Yani, eğer gelecek ay gelebilirseniz... Bu nedenle, eğer önümüzdeki ay tekrar gelebilirseniz... Arlen Faber-1 2009 info-icon
So if you could just get the manager... Yani, eğer sen müdürünü çağırabilirsen... Bu nedenle, eğer müdürü çağırabilirsen... Arlen Faber-1 2009 info-icon
I am the manager. Müdür benim. Müdür benim. Arlen Faber-1 2009 info-icon
I can't afford it. It's been a tough couple of months. Bunların parasını veremem. Son birkaç ay zor geçti. Bunları ödeyemem. Son birkaç ay zor geçti. Arlen Faber-1 2009 info-icon
Fine. That's just fine. Sorun değil. Hiç sorun değil. Sorun değil. Hiç sorun değil. Arlen Faber-1 2009 info-icon
You can have them free of charge... my gift to you. Bunları ücretsiz alabilirsin, hediyem olsun. Onları bedava alabilirsin. Hediyem olsun. Arlen Faber-1 2009 info-icon
I'm not supposed to owe anyone anything right now. Kimseye borçlu kalmak istemiyorum şu sıralar. Şu an için hiç kimseye hiçbir şey borçlu olmama gerek yok. Arlen Faber-1 2009 info-icon
Stop! Dur! Kes! Arlen Faber-1 2009 info-icon
Look, it's been a little slow. Bak, bir süredir işler kesattı. Bak! Bir süredir işler yavaştı. Arlen Faber-1 2009 info-icon
The store's been closed for a while. Dükkân bir süredir kapalıydı. Bu dükkan bir süredir kapalıydı. Arlen Faber-1 2009 info-icon
We're just getting back up to speed. İşler yeni yeni açılıyor. İşleri hızlandırmaya çalışıyoruz. Arlen Faber-1 2009 info-icon
Let me guess... you were off Tahmin edeyim. Piercing Festivali'nde... Dur tahmin edeyim. Piercing festivalinde Arlen Faber-1 2009 info-icon
giving lap dances at the piercing festival. ...kucak dansı yapmaya gitmiştin? kucak dansı partileri verdiğinizden kapalıydınız. Arlen Faber-1 2009 info-icon
God grant me the serenity Tanrım bana sakinlik ver... Değiştiremeyeceğim bu korkunç saçmalığı kabul etmem için Arlen Faber-1 2009 info-icon
to accept the terrifying bullshit I cannot change. ...bu değiştiremeyeceğim korkunç saçmalığı kabullenmek için. Allah bana sabır ihsan eylesin. Arlen Faber-1 2009 info-icon
Maybe next month. Belki gelecek ay. Belki önümüzdeki ay. Arlen Faber-1 2009 info-icon
Right now I can't afford it. Şu anda bunların parasını veremem. Şu an için ödeyemiyorum. Arlen Faber-1 2009 info-icon
Fine. Çok güzel. Sorun değil. Arlen Faber-1 2009 info-icon
That is just fine. Bu çok güzel! Hiç sorun değil. Arlen Faber-1 2009 info-icon
All right, well, Pekala, şey... Pekala, tamam. Arlen Faber-1 2009 info-icon
Let me tell you something, my little friend. Sana bir şey diyeyim, küçük dostum. Sana bir şey söyleyeyim, küçük dostum. Arlen Faber-1 2009 info-icon
You are gonna take these books. Sen, bu kitapları alacaksın! Sen bu kitapları alacaksın. Arlen Faber-1 2009 info-icon
Come again. Yine bekleriz. Yine gelin. Arlen Faber-1 2009 info-icon
Okay, Anne, 5:00. Tamam, Anne. Saat 5 oldu. Tamam, Anne. Saat 5 oldu. Arlen Faber-1 2009 info-icon
Oh, that's fine. Sorun değil. Oh, öyle iyi. Arlen Faber-1 2009 info-icon
Leave it. Öyle bırak. Bırak onu. Arlen Faber-1 2009 info-icon
Anne, it's fine. Anne, sorun değil Anne, böyle iyi. Arlen Faber-1 2009 info-icon
Look, everything is gonna be fine. Bak, her şey çok güzel olacak. Bak, her şey güzel olacak. Arlen Faber-1 2009 info-icon
Debt, waitressing, chiropractic school... Borçlar, garsonluk, Masözlük okulu. Borç, garsonluk, masözlük okulu... Arlen Faber-1 2009 info-icon
I did not go through four years of doubt and terror 4 yıldır şüpheye ve korkuya ilk aydan... Daha ilk aydan şüphe ve korku doldurarak Arlen Faber-1 2009 info-icon
to tank in the first month. Everything is gonna be fine. ...çuvallamak için katlanmadım. Her şey çok güzel olacak. 4 yıl boyunca zaman geçirmedim. Her şey çok güzel olacak. Arlen Faber-1 2009 info-icon
Fine. Tamam. Güzel. Arlen Faber-1 2009 info-icon
Bye. Good night. Hoşça kal. İyi geceler. Güle güle. İyi geceler. Arlen Faber-1 2009 info-icon
Well, a great day, huh? Ne harika bir gün değil mi? Ee, harika bir gün, ha? Arlen Faber-1 2009 info-icon
Relax. I need to relax. Rahatla. Rahatlamam gerek. Gevşe. Gevşemeye ihtiyacım var. Arlen Faber-1 2009 info-icon
Isn't it romantic? Romantik değil mi? Arlen Faber-1 2009 info-icon
No, I refuse to accept this. Hayır! Bunu kabul etmiyorum. Hayır, bunu kabul etmeyi reddediyorum. Arlen Faber-1 2009 info-icon
No, I do not accept this. Hayır. Bunu kabul etmiyorum. Hayır, bunu kabullenmiyorum. Arlen Faber-1 2009 info-icon
This is bullshit. I do not accept it. Bu saçmalık. Bunu kabul etmiyorum. Saçmalık bu. Bunu kabul etmiyorum. Arlen Faber-1 2009 info-icon
Isn’t it romantic? Romantik değil mi? Arlen Faber-1 2009 info-icon
moving shadows write yürüyen gölgelerin en eski Arlen Faber-1 2009 info-icon
the oldest magic word... büyülü kelimeyi yazması... Arlen Faber-1 2009 info-icon
I hear the breezes playing Rüzgarların müziğini duyuyorum... Arlen Faber-1 2009 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 4697
  • 4698
  • 4699
  • 4700
  • 4701
  • 4702
  • 4703
  • 4704
  • 4705
  • 4706
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim