Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 4856
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| I stole from my friends, my family. | Arkadaşlarımdan çaldım, ailemden. | Arthur-1 | 2011 | |
| I sold my son's tricycle so I could score some junk. | Biraz içki almak için oğlumun bisikletini sattım. | Arthur-1 | 2011 | |
| Jesus. I was so drunk once... | Tanrım. Bir keresinde o kadar sarhoş oldum ki... | Arthur-1 | 2011 | |
| ...I backed my car over my mother outside Walgreens. | ...Walgreens'in dışında geri geri giderken annemin üstünden geçtim. | Arthur-1 | 2011 | |
| Thirty seven days sober. | 37 gündür ayığım. | Arthur-1 | 2011 | |
| But sometimes, it's just so hard. | Ama bazen, çok zor oluyor. | Arthur-1 | 2011 | |
| Like I'm in this grave... | Sanki bir mezardaymışım da... | Arthur-1 | 2011 | |
| Whoa, this is depressing. It's like unhappy hour. | Bu ne moral bozuculuk böyle. Sanki mutsuzluk saati gibi. | Arthur-1 | 2011 | |
| Shh. It is. I don't like it in here. | Öyle ama. Ben burayı sevmedim. | Arthur-1 | 2011 | |
| This is making me want to drink more. | Daha çok içmek istememe neden oluyor. | Arthur-1 | 2011 | |
| Sir, you need to wait till the end of the meeting. Go on, James. | Bayım, toplantının sonuna kadar beklemek zorundasınız. Devam et James. | Arthur-1 | 2011 | |
| It's okay. I'm done. | Tamam. Bitirdim zaten. | Arthur-1 | 2011 | |
| And you are? | Ya siz? | Arthur-1 | 2011 | |
| ...Gandalf. | ...Gandalf. | Arthur-1 | 2011 | |
| Hi, Gandalf. | Merhaba Gandalf. | Arthur-1 | 2011 | |
| And I came here because I'd like to drink a bit less. Not give it up altogether. | Buraya biraz daha az içmek için geldim. Tamamen bırakmayacağım. | Arthur-1 | 2011 | |
| Maybe 5, 10 percent cut down. Reasonable. | Belki yüzde 5 10 azaltırım. Mantıklı bence. | Arthur-1 | 2011 | |
| Look, I'm sorry. No one's gonna convince me that my life isn't fun, okay? | Bakın, üzgünüm ama kimse bunun eğlenceli olmadığına beni ikna edemez. | Arthur-1 | 2011 | |
| And forgive my crassness... | Kabalığımı mazur görün ama... | Arthur-1 | 2011 | |
| ...but if I ran my mother over, I'd be out celebrating with booze. | ...annemin üstünden geçsem, bunu güzel bir içkiyle kutlardım. | Arthur-1 | 2011 | |
| Which is what I plan to do right now. | Şimdi planladığım şey de bu zaten. | Arthur-1 | 2011 | |
| Cheerio. | Şerefe! | Arthur-1 | 2011 | |
| Excuse me. Hobson. | İzninizle. Hobson. | Arthur-1 | 2011 | |
| My name is Lillian and I'm an alcoholic. | Adım Lillian ve ben bir alkoliğim. | Arthur-1 | 2011 | |
| Hi, Lillian. | Merhaba Lillian. | Arthur-1 | 2011 | |
| Good afternoon. | Herkese iyi günler. | Arthur-1 | 2011 | |
| I'm rich. I'm fabulously rich. | Ben zenginim. Hem de müthiş zenginim. | Arthur-1 | 2011 | |
| I'm also generous and kindhearted. | Ayrıca cömert ve iyi kalpli biriyim. | Arthur-1 | 2011 | |
| My father died when I was young and my mother was absent most of the time. | Babam ben küçükken öldü ve annem de çoğu zaman yanımda olmadı. | Arthur-1 | 2011 | |
| Is this an excuse for making a mockery of my life? | Bu, hayatla dalga geçmem için bir bahane mi? | Arthur-1 | 2011 | |
| Oh, sure, it all looks very wild from the outside. | Tabii, dışarıdan çok vahşi gözüküyor. | Arthur-1 | 2011 | |
| Do you know, I once went to bed with three European princesses at the same time. | Biliyor musunuz, bir keresinde yatağa üç avrupa güzeliyle birden girdim... | Arthur-1 | 2011 | |
| But, A, I can't remember anything about it... | ...ama A) o gecenin hiçbir kısmını hatırlamıyorum... | Arthur-1 | 2011 | |
| ...and, B, apparently, I vomited on two of them... | ...ve B) anlaşılan, ikisinin üstüne kusmuşum... | Arthur-1 | 2011 | |
| ...before losing control of my bladder on the third. | ...üçüncüye de mesanemin kontrolünü kaybedip bırakmışım. | Arthur-1 | 2011 | |
| Oh, yes, all such fun. | Evet, ne kadar eğlenceli. | Arthur-1 | 2011 | |
| Until the fog parts, and suddenly there's a hole so big... | Sisli zamanlara kadar iyiydi ama birden öyle bir boşluk oldu ki... | Arthur-1 | 2011 | |
| ...that all the vintage champagne and the Batmobiles in the world won't fill it. | ...hiçbir yıllanmış şampanya veya dünyadaki hiçbir Batmobil bunu dolduramaz oldu. | Arthur-1 | 2011 | |
| And then? Well, then, I'm all alone on my magnetic bed... | Peki ya sonra? Sonra mıknatıslı yatağımda hangi zührevi hastalığa... | Arthur-1 | 2011 | |
| ...wondering what venereal disease I've just caught. | ...yakalandım diye düşünürken yapayalnız kaldım. | Arthur-1 | 2011 | |
| Always the quiet ones. | Hep sessiz olanlardan korkacaksın. | Arthur-1 | 2011 | |
| This is itchy. | Bu çok kaşındırıyor. | Arthur-1 | 2011 | |
| That was really lovely what you said in there about me. | İçeride hakkımda söylediklerin çok hoştu gerçekten. | Arthur-1 | 2011 | |
| Now, if you could just do the drinking for me, I think we'd have this thing cracked. | Şimdi, bu içkiyi de benim yerime içersen, sanırım bütün sorunu çözeriz. | Arthur-1 | 2011 | |
| Vivienne. Yes? | Vivienne. Evet? | Arthur-1 | 2011 | |
| Don't make me do this, please. | Bana bunu yaptırma lütfen. | Arthur-1 | 2011 | |
| I'm not the one with a choice. | Seçim şansı olan ben değilim. | Arthur-1 | 2011 | |
| You can walk away any time you like. | İstediğin anda vazgeçebilirsin. | Arthur-1 | 2011 | |
| There's a simple solution to all of this, Arthur. | Her şeyin çok basit bir çözümü var, Arthur. | Arthur-1 | 2011 | |
| Marry Susan and cheat with the nobody from Queens. | Susan'la evlen ve onu Queens'ten kimseyle aldatma. | Arthur-1 | 2011 | |
| Hello, Naomi's dad. Is your daughter here? | Merhaba Naomi'nin babası. Kızın burada mı? | Arthur-1 | 2011 | |
| Her name is Naomi. Just clear up any confusion. | Onun adı Naomi. Karışıklık olmasın. | Arthur-1 | 2011 | |
| It's a little late, but I wasn't sleeping myself. Come in, come in. | Biraz geç oldu ama ben de uyumuyordum. İçeri gel. İçeri gel. | Arthur-1 | 2011 | |
| Oh, hello, Naomi. | Merhaba Naomi. | Arthur-1 | 2011 | |
| You may wanna sit down. | Oturmak isteyebilirsin. | Arthur-1 | 2011 | |
| Or lay down. | Ya da yat en iyisi. | Arthur-1 | 2011 | |
| Although I prefer you stayed awake, because this is important. | Uyanık olmanı tercih ederim ama, çünkü bu çok önemli. | Arthur-1 | 2011 | |
| I'm engaged to another Susan. | Ben başka bir Susan'la nişanlıyım. | Arthur-1 | 2011 | |
| Woman. Another Susan woman. | Bir kadın. Başka bir Susan kadını. | Arthur-1 | 2011 | |
| You're engaged? | Nişanlı mısın? | Arthur-1 | 2011 | |
| I'm so sorry I didn't tell you. I meant to before. | Daha önce söylemediğim için özür dilerim. Çok istedim. | Arthur-1 | 2011 | |
| You meant to tell me that you were engaged to another woman. | Yani başka bir kadınla nişanlı olduğunu mu söylemek istedin bana? | Arthur-1 | 2011 | |
| I was gonna get Hobson to do it... Oh, my God. Arthur. | Hobson'dan isteyecektim söylemesini Tanrım. Arthur. | Arthur-1 | 2011 | |
| Who do you think you are? Naomi. | Sen kim olduğunu zannediyorsun? Naomi. | Arthur-1 | 2011 | |
| I'm not saying I think I'm Naomi. You are. | Yani Naomi olduğumu sandığımı söylemiyorum. O sensin. | Arthur-1 | 2011 | |
| Why else would you be wearing her pajamas. | Yoksa neden onun pijamalarını giyesin ki? | Arthur-1 | 2011 | |
| I didn't mean for this to happen, but then I started falling for you. | Böyle olmasını istemedim ama sonra sana aşık olmaya başladım. | Arthur-1 | 2011 | |
| And I thought, "Oh, no. I'm falling for Naomi... | Sonra düşündüm, dedim ki: "Olamaz, Naomi'ye aşık oluyorum." | Arthur-1 | 2011 | |
| ...and I have to marry Susan woman or I'll lose the money. " | "Ama Susan kadınıyla evlenmek zorundayım yoksa bütün parayı kaybederim." | Arthur-1 | 2011 | |
| Let me get this straight. You don't wanna marry this woman. | Şunu düzgünce bir anlat. O kadınla evlenmek istemiyorsun. | Arthur-1 | 2011 | |
| Susan woman. But you're going to... | Susan kadını, evet. Ama evleneceksin... | Arthur-1 | 2011 | |
| ...because you're scared of losing the money? | ...çünkü paranı kaybetmekten korkuyorsun? | Arthur-1 | 2011 | |
| Yeah, see, I'm trapped by the money. Oh, you're trapped by the money. | Evet, paranın tuzağına düştüm. Demek paranın tuzağına düştün. | Arthur-1 | 2011 | |
| Oh, okay. Well, we should probably start a telethon. | Tamam. Telefon yardım kampanyası başlatalım. | Arthur-1 | 2011 | |
| And then people could call in and relieve you from this horrible money. | İnsanlar arar ve seni bu korkunç paradan kurtarır. | Arthur-1 | 2011 | |
| If you think it would help. | Yardımı olur diyorsan... | Arthur-1 | 2011 | |
| Naomi, Naomi, Naomi, please. | Naomi, Naomi, Naomi, lütfen. | Arthur-1 | 2011 | |
| You're the most special person... | Sen hayatımdaki en özel insansın... | Arthur-1 | 2011 | |
| ...that I have ever... What, lied to? | ...yani bugüne kadar Yalan söylediğin mi? | Arthur-1 | 2011 | |
| I was gonna say "met. " | Tanıştıklarım içinde diyecektim. | Arthur-1 | 2011 | |
| Am I the most special person you ever made this for? | Bunu yaptığın en önemli insan ben miyim? | Arthur-1 | 2011 | |
| Who makes a PEZ dispenser of somebody's head... | Hangi insan bir başkasıyla nişanlıyken... | Arthur-1 | 2011 | |
| ...when they're engaged to someone else? | ...bir başkasına Pezden heykel yaptırabilir? | Arthur-1 | 2011 | |
| Admittedly, we're a small demographic. | Kabul etmek lâzım ki, küçük bir toplumda yaşıyoruz. | Arthur-1 | 2011 | |
| Stop joking. | Dalga geçmeyi kes artık. | Arthur-1 | 2011 | |
| Okay. Let me run this up the flag pole. | Tamam. Ben sana fikrimi sunana kadar beni dinle. | Arthur-1 | 2011 | |
| What if I were to install a secret door? | Gizli bir kapı yaptırmama ne dersin? | Arthur-1 | 2011 | |
| It leads to an apartment. And you live in that. | Başka bir daireye açılır. Orada da sen yaşarsın. | Arthur-1 | 2011 | |
| On the other side of that door, I'm married to Susan. | Kapının diğer tarafında, ben Susan'la evli olurum. | Arthur-1 | 2011 | |
| That's not ideal. But on the bright side, I assure you it's entirely sexless. | İdeal bir durum değil ama iyi tarafından bak, seks olmayacağına garanti veriyorum. | Arthur-1 | 2011 | |
| What? Naomi, don't leave, Naomi. | Ne oldu? Naomi, lütfen gitme Naomi. | Arthur-1 | 2011 | |
| This is my apartment, Arthur. You have to leave. | Bu ev benim Arthur, gidecek olan sensin. | Arthur-1 | 2011 | |
| For your dad. For your writing career. | Baban için. Yazarlık kariyerin için. | Arthur-1 | 2011 | |
| Nine hundred and ninety nine thousand dollars. | 999,000 dolar. | Arthur-1 | 2011 | |
| I thought a million would be vulgar. We don't want your money. | Milyon olsa bayağı olur dedim. Paranı istemiyoruz. | Arthur-1 | 2011 | |
| Could you leave? | Gider misin lütfen? | Arthur-1 | 2011 | |
| Can I just stay here for a minute, please? | Bir dakika daha kalabilir miyim, lütfen? | Arthur-1 | 2011 | |
| Because it will reduce the proportion of my life that I spend feeling utterly miserable. | Çünkü fazlasıyla sefil geçireceğim hayattan biraz daha kısmak istiyorum. | Arthur-1 | 2011 | |
| Goodbye, Arthur. | Güle güle Arthur. | Arthur-1 | 2011 | |
| Closet. | Orası dolap. | Arthur-1 | 2011 |