Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 5022
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| No, but I've heard a lot about him. | Yok tanımıyorum ama hikayelerini çok dinledim. | Ask ve devrim-1 | 2011 | |
| He's a school friend of Yusuf and Şirin's. | Yusuf babayla Şirin annenin okuldan arkadaşıymış. | Ask ve devrim-1 | 2011 | |
| Well, how could he do something like that? | Nasıl böyle bir şey yapar peki? | Ask ve devrim-1 | 2011 | |
| That's people for you. | İnsan bu. | Ask ve devrim-1 | 2011 | |
| We'll see. There'll be a conference in the next few days. | Bakalım önümüzdeki günlerde konferans toplanacak. | Ask ve devrim-1 | 2011 | |
| It'll be discussed there. What else is there to be discussed? | Orada konuşulur. Daha ne konuşulacak ki? | Ask ve devrim-1 | 2011 | |
| The guy betrayed us. | Adam ihanet etmiş işte. | Ask ve devrim-1 | 2011 | |
| We all know the penalty for betrayal, don't we? | İhanetin cezası belli değil mi? | Ask ve devrim-1 | 2011 | |
| What is the penalty for betrayal? | Neymiş ihanetin cezası? | Ask ve devrim-1 | 2011 | |
| Go on, what is it? | Söylesene. | Ask ve devrim-1 | 2011 | |
| I'm going. I have a few things to do. | Ben kalkayım biraz işim var benim. | Ask ve devrim-1 | 2011 | |
| Kemal... | Kemal... | Ask ve devrim-1 | 2011 | |
| Why are you being like this? Like what? | Sen niye böylesin? Nasılım? | Ask ve devrim-1 | 2011 | |
| Like this. | Böyle işte. | Ask ve devrim-1 | 2011 | |
| Aren't you going to talk about it? | Anlatmayacak mısın? | Ask ve devrim-1 | 2011 | |
| Aren't you going to talk to me? | Sen benimle konuşmayacak mısın? | Ask ve devrim-1 | 2011 | |
| Aren't you going to talk to me? | Konuşacak bir şey yok. | Ask ve devrim-1 | 2011 | |
| As if the working class really cared. | İşçi sınıfının çok da umurundaydı sanki. | Ask ve devrim-1 | 2011 | |
| The ABİ came back and confessed to the state. | Abi gelmiş de devlete itiraflarda bulunmuş. | Ask ve devrim-1 | 2011 | |
| If you said his name, no one would know it. | İsmini söylesen tanıyan adam bulamazsın. | Ask ve devrim-1 | 2011 | |
| Betrayal is like a cancerous cell. | İhanet kanserli bir hücre gibidir. | Ask ve devrim-1 | 2011 | |
| First it invades part of the body... | Önce vücudun bir bölümünü sarar... | Ask ve devrim-1 | 2011 | |
| ...then consumes the whole thing like an infectious disease. | ...sonra tamamını çürütür öldürür insanı, bulaşıcı hastalık gibi. | Ask ve devrim-1 | 2011 | |
| You have to stamp out the cancerous cell. | Kanserli hücreyi çekip kopartmak lazım. | Ask ve devrim-1 | 2011 | |
| You may lose an organ along the way but you'll survive. | Belki bir organını kaybedersin ama hayatta kalırsın. | Ask ve devrim-1 | 2011 | |
| What are you trying to say? | Ne demek şimdi bu? | Ask ve devrim-1 | 2011 | |
| First we have to restore ourintegrity, Şirin. | Önce namusumuzu temizleyeceğiz Şirin. | Ask ve devrim-1 | 2011 | |
| Look, Vedat! | Bak Vedat! | Ask ve devrim-1 | 2011 | |
| Forthe last six months, ourintegrity has been the workers resisting in tents. | Bu örgütün namusu altı aydır şu çadırlarda direnen işçilerdir. | Ask ve devrim-1 | 2011 | |
| It's been theirwives and kids... | Onların kanları çocuklarıdır. | Ask ve devrim-1 | 2011 | |
| ...the young revolutionaries wasting away in torture houses. | İşkencehanelerde gencecik bedenleri çürüyen devrimcilerdir. | Ask ve devrim-1 | 2011 | |
| Our integrity has nothing to do with the ABİ who imagined for years... | Yıllardır Avrupa'dan örgütü yönettiğini sanan abi değildir bizim namusumuz. | Ask ve devrim-1 | 2011 | |
| Hi. Welcome. | Merhaba. Hoşgeldin. Merhaba. Hoşgeldin. | Askin ikinci yarisi-1 | 2010 | |
| Zuhal, will you marry me? 1 | Zuhal, benimle evlenir misin? Zuhal, benimle evlenir misin? | Askin ikinci yarisi-1 | 2010 | |
| I am sorry. | Affedersin. Affedersin. | Askin ikinci yarisi-1 | 2010 | |
| Being the children of anothertime is like living farfrom one's homeland. | Başka zamanın çocukları olmak gurbette yaşamak gibi. Başka zamanın çocukları olmak gurbette yaşamak gibi. | Askin ikinci yarisi-1 | 2010 | |
| Incomplete... | Eksik, Eksik, | Askin ikinci yarisi-1 | 2010 | |
| ...crushed... | ezik, ezik, 1 | Askin ikinci yarisi-1 | 2010 | |
| ...resentful. | küskün. 1 küskün. | Askin ikinci yarisi-1 | 2010 | |
| You are trying hard to understand... | Sakladığı şeyleri niye bu denli şımarık sarıp sarmalıyor diye... Sakladığı şeyleri niye bu denli şımarık sarıp sarmalıyor diye... | Askin ikinci yarisi-1 | 2010 | |
| ...why even the gifts are wrapped up so lavishly. | ...kaybetmeye baştan mahkumlar galiba. ...kaybetmeye baştan mahkumlar galiba. | Askin ikinci yarisi-1 | 2010 | |
| The lover inside me did not have a dagger, darling. | İçimdeki aşığın hançeri olmadı gülüm. İçimdeki aşığın hançeri olmadı gülüm. | Askin ikinci yarisi-1 | 2010 | |
| Neitherwhen I loved you to death... | Ne ölümüne severken seni... Ne ölümüne severken seni... | Askin ikinci yarisi-1 | 2010 | |
| ...norwhen I left you. | ...ne de çekip giderken. ...ne de çekip giderken. | Askin ikinci yarisi-1 | 2010 | |
| Please forgive me for not learning to cope up with this life. | Bu hayatla baş etmeyi öğrenemediğim için beni bağışla. Bu hayatla baş etmeyi öğrenemediğim için beni bağışla. | Askin ikinci yarisi-1 | 2010 | |
| I told the following story in my article. | Yazımda şu öyküyü anlattım. [TELEVİZYON YAYINI] Yazımda şu öyküyü anlattım. | Askin ikinci yarisi-1 | 2010 | |
| Avery old woman living in France, anArmenian woman... | Fransa'da yaşayan çok yaşlı bir bayan, Ermeni bayan. Fransa'da yaşayan çok yaşlı bir bayan, Ermeni bayan. | Askin ikinci yarisi-1 | 2010 | |
| ...comes each yearfrom France to Uludere village in Sivas. | Her sene Fransa'dan kalkıyor, geliyor Sivas'ın Uludere Köyü'ne... Her sene Fransa'dan kalkıyor, geliyor Sivas'ın Uludere Köyü'ne... | Askin ikinci yarisi-1 | 2010 | |
| She spends fifteen daysthere. She does it once ortwice every year. | ...gidiyor onbeş gününü orada geçiriyor. Bunu senede bir, iki yapıyor bu insan. ...gidiyor onbeş gününü orada geçiriyor. Bunu senede bir, iki yapıyor bu insan. | Askin ikinci yarisi-1 | 2010 | |
| She has relatives and a daughter in Istanbul. | İstanbul'da akrabaları var, kızı var. İstanbul'da akrabaları var, kızı var. | Askin ikinci yarisi-1 | 2010 | |
| Sometimes she doesn't even stop by them. | Bazen onlara bile uğramıyor. Bazen onlara bile uğramıyor. | Askin ikinci yarisi-1 | 2010 | |
| On her last visit, the poorwoman diesthere. | Ve son seferinde ölüyor kadıncağız orada. Ve son seferinde ölüyor kadıncağız orada. | Askin ikinci yarisi-1 | 2010 | |
| An old man called me from Sivasthen. | Beni o zaman Sivas'tan yaşlı bir bey aradı... Beni o zaman Sivas'tan yaşlı bir bey aradı... | Askin ikinci yarisi-1 | 2010 | |
| He said "Son, they told me about you and I found you. | ..."Oğul" dedi, "seni söylediler ben seni buldum". ..."Oğul" dedi, "seni söylediler ben seni buldum". | Askin ikinci yarisi-1 | 2010 | |
| "Now we performed the namaz, prayed for her and buried her here. | Şimdi biz bunu burada, namazımızı kıldık duamızı yaptık gömdük. (Kapı sesi) Şimdi biz bunu burada, namazımızı kıldık duamızı yaptık gömdük. | Askin ikinci yarisi-1 | 2010 | |
| She should have some relatives. | Vardır herhalde bunun bir yakını... | Askin ikinci yarisi-1 | 2010 | |
| If you find them, they can come and we will help them." | ...bulursan söyle gelsinler biz de yardımcı olalım. | Askin ikinci yarisi-1 | 2010 | |
| I looked forthem, I found her daughter and I sent herthere. | Ben aradım, buldum, kızını buldum, gönderdim. Ben aradım, buldum, kızını buldum, gönderdim. | Askin ikinci yarisi-1 | 2010 | |
| She identified the woman as her mother. | Kız tespit etti annesinin o olduğunu. | Askin ikinci yarisi-1 | 2010 | |
| I said "Well, are you bringing her body back home?" | "Peki" dedim, "Alıp geliyor musun cenazede?" | Askin ikinci yarisi-1 | 2010 | |
| The daughtertold me "I was going to make bring the body... | Kız dedi ki, "Abi ben alıp getirecem ama cenazeyi... Kız dedi ki, "Abi ben alıp getirecem ama cenazeyi... | Askin ikinci yarisi-1 | 2010 | |
| ...but the old man here said something to me." | ...buradaki yaşlı amca bana bir söz söyledi." dedi. ...buradaki yaşlı amca bana bir söz söyledi." dedi. | Askin ikinci yarisi-1 | 2010 | |
| And she started to cry. | Ağlamaya başladı. Ağlamaya başladı. | Askin ikinci yarisi-1 | 2010 | |
| When I asked her "Why are you crying", the old man took the phone. | "Niye ağladın" derken yaşlı amca aldı telefonu. "Niye ağladın" derken yaşlı amca aldı telefonu. | Askin ikinci yarisi-1 | 2010 | |
| I asked him "What have you done to her? What have you told her?" | "Amca ne yaptın, ne dedin kıza?" dedim. "Amca ne yaptın, ne dedin kıza?" dedim. | Askin ikinci yarisi-1 | 2010 | |
| He said "Nothing. I told her nothing. | "Hiç, oğlum" dedi, "hiç birşey demedim". "Hiç, oğlum" dedi, "hiç birşey demedim". | Askin ikinci yarisi-1 | 2010 | |
| I told her "She is yourmum, yourproperty. | "Ben ona dedim ki, kızım anandır malındır, "Ben ona dedim ki, kızım anandır malındır, | Askin ikinci yarisi-1 | 2010 | |
| If you want, you can take her away but you can also leave her here. | istersen alır götürürsün ama beni dinlersen bırak, istersen alır götürürsün ama beni dinlersen bırak, | Askin ikinci yarisi-1 | 2010 | |
| The water has found its way." | su çatlağını buldu." su çatlağını buldu." | Askin ikinci yarisi-1 | 2010 | |
| Does she know? | Biliyor mu? Biliyor mu? | Askin ikinci yarisi-1 | 2010 | |
| I can't believe this! | İnanamıyorum! İnanamıyorum! | Askin ikinci yarisi-1 | 2010 | |
| I just can't believe it! | İnanamıyorum. İnanamıyorum. | Askin ikinci yarisi-1 | 2010 | |
| How could you take the risk, Zuhal? | Nasıl cesaret ettin Zuhal? Nasıl cesaret ettin Zuhal? | Askin ikinci yarisi-1 | 2010 | |
| When they put the gown on me... | Önlüğü giydirdiklerinde... Önlüğü giydirdiklerinde... | Askin ikinci yarisi-1 | 2010 | |
| ...I imagined herface. | Onun yüzünü hayal etmiştim. Onun yüzünü hayal etmiştim. | Askin ikinci yarisi-1 | 2010 | |
| It was as if she was looking into my eyes! | Gözlerime bakıyordu sanki! Gözlerime bakıyordu sanki! | Askin ikinci yarisi-1 | 2010 | |
| It is the same face. | Aynı yüz... Aynı yüz... | Askin ikinci yarisi-1 | 2010 | |
| I don't expect you to understand what I felt, Arif. | Bu duyguları anlamanı beklemiyorum Arif. Bu duyguları anlamanı beklemiyorum Arif. | Askin ikinci yarisi-1 | 2010 | |
| No man will ever know these feelings! | Hiçbir erkek bunları bilemeyecek! Hiçbir erkek bunları bilemeyecek! | Askin ikinci yarisi-1 | 2010 | |
| Didn't she ask who herfatherwas? | "Babam kim?" diye sormadı mı? "Babam kim?" diye sormadı mı? | Askin ikinci yarisi-1 | 2010 | |
| She asked "Where is he?" | "Nerede?" diye sordu. "Nerede?" diye sordu. | Askin ikinci yarisi-1 | 2010 | |
| You've talked to Fikret. | Fikret'le konuşmuşsun. Fikret'le konuşmuşsun. | Askin ikinci yarisi-1 | 2010 | |
| He is going to set up a date forthe exhibition. | Evet. Sergi için tarih ayarlayacaklar. Evet. Sergi için tarih ayarlayacaklar. | Askin ikinci yarisi-1 | 2010 | |
| Don't talk to him! | Konuşma! Konuşma! | Askin ikinci yarisi-1 | 2010 | |
| Why do you talk to him? | Niye konuşuyorsun? Niye konuşuyorsun? | Askin ikinci yarisi-1 | 2010 | |
| Don't speak on my behalf. | Benim adıma konuşma. Benim adıma konuşma. | Askin ikinci yarisi-1 | 2010 | |
| Don't ask anything from anyone! I don't need anyone to help me! | Kimseden bir şey isteme! Hiç kimsenin yardımına ihtiyacım yok! Kimseden bir şey isteme! Hiç kimsenin yardımına ihtiyacım yok! | Askin ikinci yarisi-1 | 2010 | |
| I don't need anyone to help me! | Hiç kimsenin yardımına ihtiyacım yok! Hiç kimsenin yardımına ihtiyacım yok! | Askin ikinci yarisi-1 | 2010 | |
| I can't do it! | Yapamam! Yapamam! | Askin ikinci yarisi-1 | 2010 | |
| I just can't. | Yapamam! Yapamam! | Askin ikinci yarisi-1 | 2010 | |
| We don't have any otheroption! | Başka çaremiz yok! Başka çaremiz yok! | Askin ikinci yarisi-1 | 2010 | |
| Leave them! | Bırak, bırak! Bırak, bırak! | Askin ikinci yarisi-1 | 2010 | |
| I'll take them out. | Ben götürürüm. Ben götürürüm. | Askin ikinci yarisi-1 | 2010 | |
| Lunch is ready. | Yemek hazır kızım. Yemek hazır kızım. | Askin ikinci yarisi-1 | 2010 | |
| The child must be hungry too. | Çocuk da acıkmıştır. Çocuk da acıkmıştır. | Askin ikinci yarisi-1 | 2010 | |
| Thank you, Nedim. | Teşekkür ederim Nedim abi... Teşekkür ederim Nedim abi... | Askin ikinci yarisi-1 | 2010 | |
| Leave herwith your mom. | Annen'e bırak. Annen'e bırak. | Askin ikinci yarisi-1 | 2010 | |
| Even if she is a bit old, it is better to leave herwith your mom. | Biraz yaşlı da olsa, doğrusu ona bırakman. Biraz yaşlı da olsa, doğrusu ona bırakman. | Askin ikinci yarisi-1 | 2010 | |
| I can't do it. | Ben yapamam... Ben yapamam... | Askin ikinci yarisi-1 | 2010 | |
| I can't. I would not be able to do it. | Yapamam, beceremem. Yapamam, beceremem. | Askin ikinci yarisi-1 | 2010 |