Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 5030
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Stop working, we're on strike. | Çalışmayı bırakın, grevdeyiz. | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| You must be kidding! | Şaka yapıyor olmalısın! | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| We already had a strike this week. | Bu hafta zaten grev yaptık. | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| This one is for solidarity with the railway workers. | Bu, demir yolu işçilerine destek olmak için. | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| Hey, you're not going to leave me like this! | Hey, beni böyle bırakmayacaksınız, değil mi! | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| Sorry. Does it hurt? | Affedersin. Acıyor mu? | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| I have three deliveries tomorrow. I need the truck! | Yarın üç teslimatım var. Kamyon bana lazım! | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| Sorry, buddy. This is democracy. | Üzgünüm dostum. Bu demokrasi. | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| Fuck democracy! | Kahrolası demokrasi! | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| Dora? | Dora? | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| Dear Andrei. | Sevgili Andrei. | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| When you read these words, I shall be far away. | Sen bu kelimeleri okuduğunda, ben çok uzakta olacağım. | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| I left you steaks in the refrigerator and ironed all your shirts. | Senin için buzdolabına biftek bıraktım ve bütün gömleklerini ütüledim. | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| You should know that it was not easy for me | Bu kararı vermenin | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| to make this decision. | benim için kolay olmadığını bilmelisin. | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| I still love you. | Seni hala seviyorum. | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| You are a good man and a wonderful husband. | Sen iyi bir adam ve harika bir eşsin. | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| But I want more out of life | Ama ben hayattan senin bana verebileceğinden | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| than you might be able to offer. | daha fazlasını istiyorum. | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| So here it is: | Olan şu: | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| I've signed a contract to work in France for a couple of years. | Birkaç yıI Fransa'da çalışmak için sözleşme imzaladım. | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| Maybe my life is there, maybe not... Heaven knows. | Belki benim hayatım orasıdır, belki değil... Tanrı bilir. | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| But I just had to give it a shot. | Ama denemek zorundayım. | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| I'm sorry for running away like a thief, | Bir hırsız gibi kaçtığım için özür dilerim, | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| but I don't know how to do it otherwise. | ama başka türlü nasıI yapıIırdı, bilmiyorum. | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| It spares us both a long and painful explanation. | Bu bizi uzun ve sancıIı bir açıklamadan kurtardı. | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| Take care, | Kendine iyi bak, | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| be strong, | güçIü ol, | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| and don't think about it too much. | ve bunu çok fazla düşünme. | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| Dora. | Dora. | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| Dora Lungu, is that it? | Dora Lungu, değil mi? | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| Yes. Where have you worked before? | Evet. Daha önce nerede çalıştın? | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| At the Opera. | Operada. | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| No kidding, classical? | Şaka değil, değil mi, klasik mi? | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| Kind of... | Bir nevi... | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| Wow, an intellectual! | Vay canına, bir entelektüel! | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| Why do you ask? | Neden sordun? | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| I'm making a list of each girl's professional background. | Her kızın profesyonel geçmişi hakkında bir liste yapıyorum. | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| Tonight we'll have a meeting and start organizing. | Bu gece bir toplantı yapıp organize olmaya başlayacağız. | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| Elections, dues... Like a real union. | Seçimler, aidatlar... Gerçek bir sendika gibi. | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| We have to pay dues? Yes! | Aidat mı ödemek zorundayız? Evet! | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| Well, something symbolical. | Sembolik bir şey. | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| we've got to stand up for our rights and impose certain conditions. | haklarımız için direnmeli ve bazı şartları yürürlüğe koymalıyız. | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| With the French, you have to watch out. | Şu Fransız, ona dikkat etmelisin. | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| If they take us for suckers, they'll try to swindle us. | Bizi keriz sanırlarsa, dolandırmaya çalışırlar. | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| Are you sure we can trust them? | Onlara güvenebileceğimize emin misin? | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| Did they read their contracts carefully? | Sözleşmelerini dikkatlice okudular mı? | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| Of course, these girls are real pros. | Elbette, bu kızlar profesyonel. | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| Sure they are, but in what field'? | Elbette öyledir, ama hangi alanda? | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| What are you afraid of, Marion? | Korktuğun şey nedir, Marion? | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| Three days in this country and I'm already going crazy. | Bu ülkede üç gün kalmak bile beni deli etmeye yetiyor. | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| I have a feeling there will be problems. | Bir sorun çıkacağına dair içimde bir his var. | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| Come now... | Hadi ama... | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| I've had problems with ventures much less sophisticated than this one. | Bundan daha az sofistike olan teşebbüslerimde bile problemlerim oldu. | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| I've had problems flushing the toilet in a three star hotel. | Üç yıIdızlı bir otelde tuvaleti kullanırken bile sorun yaşadım. | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| Or making international phone calls. | Ya da ululararası telefon görüşmeleri yaparken. | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| You're experts at creating problems instead of solving them. | Sen sorunları çözmek yerine sorun çıkarmakta uzmansın. | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| Are we far from the border? | Sınırdan uzakta mıyız? | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| Well... About 400 miles. | ...Yaklaşık 400 mil. | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| Of course. And they told me it was a small country... | Elbette. Bu ülkenin küçük olduğunu söylemişlerdi... | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| It is small... But, when the maximum allowed speed is 40 miles an hour, | Küçük... Ama azami hız saatte 40 mil olunca, | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| because there's no highway, it sure becomes big. | ve otoban olmadığı için, büyük görünüyor. | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| Do you think I have fat legs? | Sence bacaklarım şişman mı? | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| Some jerk told me I do. No you don't. | Bazı herifler bana öyle söyledi. Hayır, değil. | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| You want an egg? | Yumurta ister misin? | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| No thank you. On Wednesdays and Fridays I fast. | Hayır, sağ ol. Çarşamba ve Cuma günleri oruç tutuyorum. | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| Are you religious? | Dindar mısın? | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| Me too. But not that much. | Ben de. Ama çok fazla değil. | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| Before I went to church, I weighed 160 pounds. | Kiliseye gitmeye başlamadan önce, 72 kiloydum. | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| I turned to faith in search of salvation | Bir kurtuluş yolu arayışına girdim | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| and God helped me lose weight. | ve Tanrı kilo vermeme yardım etti. | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| Now I'm a true believer. | Şimdi gerçek bir inançIıyım. | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| Frenchmen, now they have class! Real men... | Fransız adamlar, çok klas! Gerçek adamlar... | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| Fine, polite, cultivated, always reciting Jacques Prévert... | İyi, kibar, görgülüler, Jacques Prévert'i ezbere okuyorlar... | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| They just stare at you with their blue eyes, | Sana mavi gözleriyle bakarlarsa, | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| and you flip! | çıIdırırsın! | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| Not me. Italians are better in bed. | Bana göre değil. İtalyanlar yatakta daha iyi. | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| They're all Pigs! | Hepsi domuz! | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| My wife has disappeared! | Karım ortadan kayboldu! | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| Did you two love birds have a little tiff? | Siz iki aşk böceği biraz atıştınız mı? | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| I just hope you hit her too. | Umarım ona vurmamışsındır. | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| My wife was recruited for some international prostitution market. | Karım uluslararası fuhuş piyasası için işe alınmış. | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| And several other girls as well. | Ve birkaç kız da. | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| They left for Paris an hour ago in a yellow bus, a Rocar. | Sarı bir otobüs ile yola çıktılar, bir Rocar ile. | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| You're sure of all this information? | Bütün bu bilgilerden emin misin? | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| Goddammit! Don't you read the papers? | Kahretsin! Hiç gazete okumuyor musunuz? | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| There's a real mafia, a whole industry! | Gerçek bir mafya var, bir endüstri! | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| Here's the repair bill with the plate number. | Bu plaka numarası ve tamir faturası. | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| Don't take it personally, but I can't really blame her. | Kişisel algılama, ama onu suçlayamam. | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| Look at the human aspect. | Şu insanın yüzüne bak. | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| When I see a woman like this, I ask myself: | Onun gibi bir kadın olsam, kendime sorardım: | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| if I was stacked like her, | Onun gibi burada sıkışıp kalsaydım, | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| if I had all those... | bütün bu imkanlara sahip olsaydım... | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| possibilities... wouldn't I try to make a buck out of it? | ...bundan fayda sağlamaya çalışmaz mıydım? | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| Sure, as a defender of the law I condemn it. | Elbette bir kanun koruyucu olarak buna karşıyım. | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| But humanly speaking, | Ama insanca konuşursak, | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| I can understand certain things. | bazı şeyleri anlayabiliyorum. | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| Look at these mountains. | Şu dağlara bak. | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| The evergreens, the sky... | Her yer yeşillik, gökyüzü... | Asphalt Tango-1 | 1996 | |
| This wonderful country... | Bu harika ülke... | Asphalt Tango-1 | 1996 |