Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 5041
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| friend | Arkadaşız. Çalışma partneri gibiyiz | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| why you look upset? | Neden keyfin kaçmış gibi görünüyorsun? | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| do you able to speak Bahasa Indonesia? | Sen Endonezce konuşabiliyor muydun? | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| my job is tour guide, I have to master many languages | İşim tur rehberliği. Birçok dil konuşabiliyorum. | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| why do you look shy, Ashima? | Utanmış gibi görünüyorsun, Ashima? | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| oh... I see | Anlıyorum. | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| Does the tower can be used as Adzan place? // yes | Kule yönetim yeri gibi de kullanabiliyor mu? Evet. | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| there! the sun watch | Oradaki de Güneş saati. | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| that be used to determine the prayer times, right? // right | O da namaz vakitlerini belirlemek için değil mi? Evet. | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| you have a lot of knowledges about this Masjid, are you maybe.... | Belki bu mescit hakkında bilgiler verirsin. Ya da belki... | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| maybe what? | Belki ne? | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| no, will ask it later | Bir şey yok, daha sonra söylerim. Hadi içeri girelim. | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| Im sorry, i cant go inside | Özür dilerim, içeri giremem. Neden? | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| I meant Im not allowed to go inside // why? | Benim içeriye girme iznim yok? Neden? | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| beacuse I'm not a Muslim | Çünkü sadece müslümanlar girebilir. | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| please have inside I'll wait for you here | Lütfen sen gir. Seni burada bekleyeceğim. | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| this is for you | Bu senin için. Benim için mi? | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| but Im not Muslim | Ama ben Müslüman değilim ki. Sorun değil, sadece kabul et. | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| thank you | Teşekkür ederim. Dener misin? | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| looking good | İyi görünüyorsun. Gerçekten mi? | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| yes, especially hijabis | Evet. Bu tesettürün bir özelliği. | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| so men and women can't doing skinship at all? | Yani, kadının ve erkeğin teni birbirine değmiyor öyle mi? | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| yes except their Mahram | Mahremleri hariç değmiyor evet. Mahrem mi? | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| how about kissing for non mahram? | Öpüşme nasıl oluyor, o da mı yok? İzin verilmiyor. Peki sarılma? | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| I won't answer you | Cevap vermeyeceğim. Cidden soruyorum. Onlar da yasak. | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| these things not just happen because of religion but because human ambition who wants to look more powerful from others | Böyle şeyler sırf din var diye olmuyor ki... | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| that because of the human not religion | Çünkü dinle bir alakası yok. | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| interesting | Çok enteresan. Neden? | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| smart thought | Çok zekice! | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| well, lets go there | Pekala. Hadi şuraya gidelim. | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| what we think is simple its often has a meaning that not simple. drinking tea as example | Bizim için basittir ama onlar için öyle değildir. | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| the culture of drinking tea in China has been started since centuries its about 4000 years ago | Çin’de çay içme kültürü... | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| and to pour tea for someone is a form of apology | Ve birilerinin özür şeklidir çay sunmak. | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| what are you apologize for? do you mistaken? | Ne için özür diliyorsun? | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| Im mistaken Ashima | Özür mü? | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| nonsense | Anlamsız. | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| there is a deep philosophy in boiling tea here in China | Çin’de kaynar çay derin bir felsefe içerir. | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| to enjoy tea it will be more sensational if we already felt the sense of real culture | Kültürü gerçekten hissettiğinde çay keyfi daha heyecan verici olacaktır. | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| I'm a villager Ashima. my village is the poorest village in China | Benim köyüm Ashima. Fakir bir köydür. | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| one day, I was really angry to God | Bir gün, Tanrı’ya kızgındım. | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| because my village hitted by drought, hunger and all diseases began appeared | Çünkü köyümde kuraklık, açlık ve hastalıklar vardı. Bu yüzden bende bir nefret başladı. | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| where is your village? | Köyün nerede? | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| Im gonna tell you if you promise me to go there with me | Benimle oraya gelmeye söz verirsen anlatırım. Neden? | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| because its only for special person I'll invite there | Çünkü oraya sadece özel kişileri davet ederim de ondan. | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| am I special? | Ben senin için özel biri miyim ki? Bana söz verecek cesaretin varsa? | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| insyaa Allah (if God is willing) | İnşallah. Lütfen bir kez daha söyle! | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| sounds really nice that I hear it from you | Bunu senden duymak çok hoşuma gidiyor. | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| what does it mean? | Ne demek? Bir gün sana anlatırım. | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| you should write it then | O zaman buraya yaz. | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| here it is | Al. | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| dont give it back to me | Onu bana verme. Nedenmiş? O senin kitabın. | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| Im forget | Kusura bakma. | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| one day in a village, in Yunan | Yunan'da bir köyde adlı bir köyde... | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| he promised to invite me to see Ashima statue in Yunan next week | Söz verdi gelecek hafta Ashima’nın heykelinin olduğu köye götürecekmiş. | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| are you sure he invites you to Yunan? | Yunan'a davet ettiğine emin misin? | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| but you have to make him sure to be Muallaf | Ama emin olmak için Muallaf olmalısın. | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| I'll take you a cup of water, please wait a sec | Bir dakika bekle, su alacağım. | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| I think he is my husband. can you open the door for him please | Bence kocam geldi. Lütfen kapıyı açar mısın? | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| nice to meet you, Ra | Seni gördüğüme memnun oldum, Ra. O kim? | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| Sekar | Sekar! | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| what should he come here? | Buraya gelme amacı ne ki? | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| don't open the door for him | Onun için kapıyı açma sakın. | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| you really my bestfriend | Gerçekten benim en iyi arkadaşımsın. | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| why you never reply my e mail? | Neden maillerime cevap vermedin. | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| because I dont open them I dont know what should I reply | Çünkü, ne cevap vermem gerektiğini bilmiyordum. | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| I already forgive you since long time ago | Ben zaten uzun zaman önce seni affettim. | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| I feel guilty I made your life terrible | Hayatını berbat ettim kendimi suçlu hissediyorum. | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| I can't forget you my only love just for you | Sen benim tek aşkımsın. Seni unutamıyorum. | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| I have to go now | Şimdi gitmem lazım. | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| lets take dinner together | Birlikte akşam yemeği yiyelim. Tokum! | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| Asmara | Asmara. | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| "Thank you for another chance for me" | "Bana bir şans ver lütfen, teşekkür ederim". | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| there is a flower bouquet for y... where will you put it? | Çiçeği nereye koyayım? | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| may you give it to Mr. Daniel please | Onu lütfen Bay Daniel’e verir misin? Bay Daniel'e mi? | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| I bought 2 train tickets to Yunan next week | Önümüzdeki hafta Yunan’a iki bilet aldım. Ashima heykeline mi? | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| where will you go? let me take you somewhere you want | Nereye gidiyorsun? İstediğiniz yere götürmeme izin verin. | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| please go along with me you said you give me chance | Lütfen bana bir şans ver, birlikte gidelim. | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| can you take us to Temple of Heaven, please? | Cennet Tapınağına götürebilir misiniz? Evet. | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| I'm Zhong Wen Asma's tour guider here | Ben Zhong Wen, Esma’ya rehberlik ediyorum. | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| just kidding | Sadece şaka. Hiç komik değil. | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| do you still remember this song? its our song | Bu şarkıyı hatırlıyor musun? Bizim şarkımız. | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| you are right this song is nice for travelling | Seyahat için güzel bir şarkı, haklısın. | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| do you remember it? | Hatırladın mı? | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| she is learning Mandarin | Mandarince öğreniyor. Biliyorum. | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| this song is nice | Şarkı güzelmiş. | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| here we are at the temple of earth and the temple of heaven | Dünya ve Cennet Tapınağındayız. Hadi gidelim. | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| the temple of earth and the temple of heaven | Dünya ve Cennet Tapınağı. | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| let's go over there, we can be late // okay | Oraya gidelim, yoksa geç kalabiliriz? Tamam. | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| are you sure that is halal meal? | Helal yemek olduğuna emin misin? | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| it's just chicken and vegetables dont keep complaining just eat it | Sadece tavuk ve sebze işte. Şikayet etme de yemene bak. | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| this tea also is the best tea arround here | Çayı da civarın en iyi çayıdır. | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| actually I prefer coffee can you please offer for me a cup? | Aslında, bir fincan kahveyi tercih ederim tabi ikram ederseniz? | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| yes please wait a moment | Evet, tabi lütfen bekleyin. | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| what did you do toward him? he is not your assistant | Ona karşı nasıl davranıyorsun öyle. O senin hizmetçin değil. | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| dont change the topic it has no correlation | Ne alakası var, konuyu değiştirme. Aranızdaki bağ açıkça görünüyor. | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| I came thousand milles to here because I want to fight to get back for something lose that I've ever had, because of my fault. | Onca kilometreyi buraya kavga etmek için gelmedim... | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| Im promise I'll make you happy | Söz veriyorum, artık mutlu olacağız. | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| we will go wherever you want we'll do travelling, backpacker and many more | Seyahat etmek mi istiyorsun? Birçok yere gideriz, istediğimiz her yere. | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| there is another bouquet for you | Sana bir buket çiçek geldi. | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 | |
| there is card do you want to read it? | Bir de kart var. Okumak ister misin? | Assalamualaikum Beijing-1 | 2014 |