Türkçe
İngilizceAra
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 7591
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Who is out there? | Oralarda olan kim? Kurt. | Bitten-1 | 2014 |  |
| The one who betrayed you. | Sana ihanet eden. | Bitten-1 | 2014 | |
| Oh yes... | Evet... Öfkeni hissediyorum. | Bitten-1 | 2014 | |
| Your hands... | Ellerin, başka bir boğaza sarılmış. | Bitten-1 | 2014 | |
| Where is he? | Nerede o? Kızın yanında. Dişi kurdun... | Bitten-1 | 2014 | |
| The white one. I know her. | Beyaz olanın. Onu tanıyorum. | Bitten-1 | 2014 | |
| There is only one. When is this? | Sadece bir tane var zaten. Bu ne zaman olacak? | Bitten-1 | 2014 | |
| As the next Blood Moon rises | Ayı Vadisi'nde, önümüzdeki Kanlı Ay zamanında. | Bitten-1 | 2014 | |
| They... will meet... | Buluşacaklar... Roman'a güvenmediğini biliyorum. | Bitten-1 | 2014 | |
| What else do you see? | Başka ne görüyorsun? | Bitten-1 | 2014 | |
| <font color="ff0000">Sync and corrections by btsix www.addic7ed.com</font> | ~ SEZON 3 BÖLÜM 2 ~ "Kendi Kanımız" | Bitten-1 | 2014 | |
| Elena, stay close. | Elena, uzaklaşma. | Bitten-1 | 2014 | |
| I know. I know it's a lot to take in. | Biliyorum. Kabul etmek çok zor biliyorum. | Bitten-1 | 2014 | |
| A father, family, out of the blue. | Bir baba, bir aile, hem de hiç ummadık bir anda. | Bitten-1 | 2014 | |
| Where did you get this? | Bunu nereden buldun? Sofia'dan. | Bitten-1 | 2014 | |
| She was a nurse at the hospital | Seni bıraktığım hastanede hemşireydi. | Bitten-1 | 2014 | |
| She helped smuggle you out of Soviet Union. | Seni Sovyetler Birliği'nden gizlice kaçırmama yardımcı oldu. | Bitten-1 | 2014 | |
| I was born in Canada. | Ben Kanada'da doğdum. Brendan ile Lisa Michaels. | Bitten-1 | 2014 | |
| They were medical volunteers when they met Sofia. | Sofia'yla tanıştıklarında sağlık gönüllüleriydiler. | Bitten-1 | 2014 | |
| Brendan and Lisa were my parents, okay? | Brendan'la Lisa benim anam babamdı, tamam mı? Evlat edinilmedim. | Bitten-1 | 2014 | |
| You were. | Yanılıyorsun. Neseben ailen biziz. | Bitten-1 | 2014 | |
| I tried, you know, everything I could, | Seni bulmak için elimden gelen her şeyi denedim. Ama malum... | Bitten-1 | 2014 | |
| I was in Soviet Russia, | ...Sovyet Rusya'daydım, batıdan bir haber almak... | Bitten-1 | 2014 | |
| to get any information from the West. | ...neredeyse imkansıza yakındı. | Bitten-1 | 2014 | |
| Who's following you? | Peşinde kim var? | Bitten-1 | 2014 | |
| He's not with you? No. | Seninle değil mi? Hayır. | Bitten-1 | 2014 | |
| There's no vehicle. | Hiç araç yok. Sadece arkadaki izler var. | Bitten-1 | 2014 | |
| Eduardo and his men can't have much of a headstart. | Eduardo'yla adamları bu kadar çok ön almış olamazlar. | Bitten-1 | 2014 | |
| They will not have their heads | Onlarla işimi bitirdiğim zaman, kellelerini yitirmiş olacaklar. | Bitten-1 | 2014 | |
| Did you get in touch with Elena? | Elena'yla irtibata geçtin mi? Hayır, mesajlarıma yanıt vermiyor. | Bitten-1 | 2014 | |
| We need more bodies here. Now. | Burada daha fazla adama ihtiyacımız var. Hem de hemen. | Bitten-1 | 2014 | |
| Three are on the way. | Üçü yoldalar. Birkaç saat içinde evde olurlar. | Bitten-1 | 2014 | |
| I have a few more coming in from Ohio. | Birkaç kişiyi de Ohio'dan getirtiyorum. | Bitten-1 | 2014 | |
| I want you to meet them there at Stonehaven. | Onları Stonehaven'da karşılamanı istiyorum. | Bitten-1 | 2014 | |
| I want you with Elena. | Elena'nın yanında olmanı istiyorum. | Bitten-1 | 2014 | |
| Know what? I'm done. | Bak ne diyeceğim? Benden bu kadar. | Bitten-1 | 2014 | |
| You don't believe me... | Bana inanmıyorsun... Lütfen bekle, bekle. | Bitten-1 | 2014 | |
| Look. | Bak. Bu tarihi tanıdın mı? | Bitten-1 | 2014 | |
| You know what it is? | Bunun ne olduğunu biliyor musun? Hayatımın temelli değiştiği o gün. | Bitten-1 | 2014 | |
| The day you were born. | Senin doğduğun gün. | Bitten-1 | 2014 | |
| I don't know what you want, | Ne istediğini bilmiyorum, ancak bu... | Bitten-1 | 2014 | |
| We have to move. | Harekete geçmemiz lazım. Güvende değiliz. | Bitten-1 | 2014 | |
| This can't go down here. | Böyle olmaz. Hele bir de silahlıysa. 1 | Bitten-1 | 2014 | |
| Elena? | Elena? Buradayım. | Bitten-1 | 2014 | |
| You okay? | İyi misin? Evet. | Bitten-1 | 2014 | |
| He must've really rattled you. | Seni çok sinirlendirmiş olmalı. | Bitten-1 | 2014 | |
| What did you do with the body? | Cesedi ne yaptın? | Bitten-1 | 2014 | |
| I had help. | Yardım aldım. Başka bir kurttan. | Bitten-1 | 2014 | |
| He said he was my father. | Babam olduğunu söyledi. | Bitten-1 | 2014 | |
| Sasha Antonov. Never even heard of him. | Adı Sasha Antonov. Ondan hiç haberim yoktu. | Bitten-1 | 2014 | |
| He said I was born in Russia. | Rusya'da doğduğumu söyledi. Çılgınca. | Bitten-1 | 2014 | |
| He had his kids with him, too. | Yanında çocukları da vardı. Alexei ile Katia. | Bitten-1 | 2014 | |
| And none of them are on our lists. | Hiçbiri listemizde yok. | Bitten-1 | 2014 | |
| He had his daughter with him? | Kızı da mı yanındaydı? | Bitten-1 | 2014 | |
| She knows what we are, Clay. | Kız ne olduğumuzu biliyor Clay. | Bitten-1 | 2014 | |
| He had this, too. | Elinde bu da vardı. | Bitten-1 | 2014 | |
| You and your parents? | Sen ve anan baban mı? Bunu nereden bulmuş yahu? | Bitten-1 | 2014 | |
| Could he be part of Eduardo's team? | Eduardo'nun ekibinden olabilir mi? | Bitten-1 | 2014 | |
| Manipulating you to throw you off your game. | Seni oyun dışı bırakmak için yönlendiriyordur. | Bitten-1 | 2014 | |
| But why would he kill one of his own? | Öyleyse neden kendi adamını öldürsün ki? | Bitten-1 | 2014 | |
| Maybe he didn't really kill him. | Belki aslında öldürmemiştir. Sadece öyle göstermiştir. | Bitten-1 | 2014 | |
| Such a convoluted plan, I mean, | Öyle anlaşılması güç bir plan ki, çocuklar, fotoğraf... | Bitten-1 | 2014 | |
| Clay, he had a tattoo of my birth date. | Clay, doğum günümü yazan bir dövmesi vardı. Eskiden yaptırılmış. | Bitten-1 | 2014 | |
| Look... | Dinle... Tam şu an, savaş durumundayız. | Bitten-1 | 2014 | |
| Okay? You need to assume anything suspicious | Tamam mı? Şüpheli bir şeyin daha büyük bir tehdidin... | Bitten-1 | 2014 | |
| is part of the greater threat. | ...parçası olduğunu varsayman lazım. | Bitten-1 | 2014 | |
| Why would someone come at me like this? | Neden biri böyle üzerime gelir ki? | Bitten-1 | 2014 | |
| I don't have many memories of my parents. | Anne ve babamla ilgili fazla hatıram yok. Sadece anlık hayaller. | Bitten-1 | 2014 | |
| My mom's smile. | Annemin gülümsemesi. Babamın gömleğinin kokusu. | Bitten-1 | 2014 | |
| Mostly just... | Çoğunlukla da, güvende olma duygusu. | Bitten-1 | 2014 | |
| Those memories, that's all that I have | Bu hatıralar, sahip olduğum her şey benim için çok şey ifade ediyorlar. | Bitten-1 | 2014 | |
| And this guy Sasha thinks he can just show up | Bu Sasha denilen adam da, bir anda ortaya çıkıp... | Bitten-1 | 2014 | |
| and try to unhinge all of that. | ...bütün bunları yerinden oynatabileceğini sanıyor. | Bitten-1 | 2014 | |
| So don't let him. | Öyleyse müsaade etme. | Bitten-1 | 2014 | |
| No but at the same time, | Öyle ama aynı zamanda, ailemi hiç tanımadım aslında. | Bitten-1 | 2014 | |
| Those memories that I have, | Sahip olduğum bu anılar, | Bitten-1 | 2014 | |
| I don't even know if they're real, or just... | gerçek olup olmadıklarını ya da, nasıl olup da hatırlamak istediğimi... | Bitten-1 | 2014 | |
| how I want to remember them. | ...bile bilmiyorum. | Bitten-1 | 2014 | |
| I know how important family is to you. | Aile mevhumunun senin için ne kadar önemli olduğunun farkındayım. | Bitten-1 | 2014 | |
| But I hate to see you get torn up by this. | Ancak bunlar yüzünden bu kadar çok üzüldüğünü görmekten nefret ediyorum. | Bitten-1 | 2014 | |
| When my parents died... | Anam babam öldüklerinde... | Bitten-1 | 2014 | |
| no one stepped forward for me. | ...kimse bana doğru adım atmadı. | Bitten-1 | 2014 | |
| So I closed the door on the idea | Bu yüzden, ben de gerçek yakınlarımı bulma fikrine kapıyı kapattım. | Bitten-1 | 2014 | |
| And after many years, | Onca seneden sonra da, en nihayet ailemi buldum. | Bitten-1 | 2014 | |
| With you. | Seninle. | Bitten-1 | 2014 | |
| And now I have to reopen that door... | Şimdi de, o kapıyı yeniden açmak zorundayım... | Bitten-1 | 2014 | |
| Hey... So don't open it. | Açma öyleyse. | Bitten-1 | 2014 | |
| Like you said, you already have a family with me. | Dediğim gibi, senin zaten benimle kurduğun bir aile var. | Bitten-1 | 2014 | |
| And I'm not going anywhere, darlin'. | Benim bir yere gittiğim de yok hayatım. | Bitten-1 | 2014 | |
| Looks like they'd been here a while. | Görünen o ki, bir müddet buradaymışlar. | Bitten-1 | 2014 | |
| They're trying to stay mobile. | Hareketli kalmaya çalışıyorlar. | Bitten-1 | 2014 | |
| So they can strike us in our home, | Ki, bize evimizde, Ayı Vadisinin caddelerinde darbe vurabilsinler. | Bitten-1 | 2014 | |
| They're going to pay for Joey with their own blood. | Joey'in bedelini kendi kanlarıyla ödeyecekler. | Bitten-1 | 2014 | |
| Think anyone else was involved? | Sence başka biri karışmış mıdır? | Bitten-1 | 2014 | |
| No, the Spanish Pack wants Eduardo's head on a pike | Hayır, İspanyol sürüsü de en az benim kadar... | Bitten-1 | 2014 | |
| as much as I do. | ...Eduardo'nun kellesini mızrağın ucunda istiyordur. | Bitten-1 | 2014 | |
| He's loyal to his family but those numbers are dwindling. | Ailesine sadıktır, ancak bu tipler giderek azalıyor. | Bitten-1 | 2014 | |
| He's alone. | Bir başına. | Bitten-1 | 2014 | |
| Hang on... | Dur bakalım... Ne oldu? | Bitten-1 | 2014 | |
| Receipt from that storage place | Pablo'yu köşeye sıkıştırdığımız ambarlara ait bir makbuz. | Bitten-1 | 2014 | |
