Türkçe
İngilizceAra
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 7683
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| I take them at face value, which I assume is what you want. | Notunu ilk izlenim olarak kabul ettim. Yani isteğin şeyin o olduğunu varsayıyorum. | Black Box-1 | 2014 |  |
| Well, it's what you want, isn't it? | Senin istediğin şey de o, değil mi? | Black Box-1 | 2014 | |
| I'm open. | Ben her şeye açığım. | Black Box-1 | 2014 | |
| You want to talk about this? | Bunun hakkında konuşmak ister misin? | Black Box-1 | 2014 | |
| Sure. | Olur. Sen istiyorsan. | Black Box-1 | 2014 | |
| You have no worries that we can go on | Hiçbir şey olmamış gibi beraber çalışmaya... | Black Box-1 | 2014 | |
| I'm not bothered. Are you? | Ben rahatsız değilim. Sen? | Black Box-1 | 2014 | |
| So nothing happened? | Yani hiçbir şey olmadı? Öyle bir şey demedim. | Black Box-1 | 2014 | |
| I don't know what's going on here. | Neler olduğunu anlamıyorum. Ben de | Black Box-1 | 2014 | |
| Dinner? Tonight? | Akşam yemeği? Bu akşam? | Black Box-1 | 2014 | |
| I have to figure a few things out first. | Önce bir şeyleri açığa kavuşturmalıyım. | Black Box-1 | 2014 | |
| Be calm. Be calm. | Sakin ol. Sakin ol. Sakin ol. | Black Box-1 | 2014 | |
| My assistant, Rachael, is at lunch. | Asistanım Rachael öğle yemeğinde. | Black Box-1 | 2014 | |
| Control. Control. Please just call her and cancel... | Kontrol. Kontrol. Lütfen onu arayıp iptal... | Black Box-1 | 2014 | |
| Control your anger. | Öfkeni kontrol et. | Black Box-1 | 2014 | |
| Control. Control. | Kontrol. Kontrol. | Black Box-1 | 2014 | |
| Hi, I'm, uh... I'm Daniel James Walker. | Merhaba. Ben Daniel James Walker. Üzgünüm. Randevum yok. | Black Box-1 | 2014 | |
| Oh, then I'm sorry. I can't see you. | O zaman kusura bakmayın sizinle görüşemem. | Black Box-1 | 2014 | |
| Please, I need... I need to talk to someone. | Lütfen, biriyle konuşmam lazım. | Black Box-1 | 2014 | |
| I think something's seriously wrong with me. | Sanırım benim çok ciddi bir sorunum var. | Black Box-1 | 2014 | |
| I have these thoughts that I don't understand. | Anlayamadığım düşüncelerim var. Beni korkutuyorlar. | Black Box-1 | 2014 | |
| I'll see if I can find a number for a referral. | Sevk numarası bulabilecek miyim diye bir bakayım. | Black Box-1 | 2014 | |
| Wait here a moment. | Burada bekleyin. | Black Box-1 | 2014 | |
| Mr. Walker. | Bay Walker. | Black Box-1 | 2014 | |
| Uh... Daniel James Walker. | Daniel James Walker. | Black Box-1 | 2014 | |
| I asked you to wait. I know. | Beklemenizi istemiştim. Biliyorum. | Black Box-1 | 2014 | |
| That's why none of this makes sense. | Bu yüzden bunların hiçbiri mantıklı gelmiyor. | Black Box-1 | 2014 | |
| Pounding headaches, I can't sleep, | Yoğun baş ağrılarım var, uyuyamıyorum. Her gün kusuyorum. Çok yorgunum. | Black Box-1 | 2014 | |
| I read about you in a magazine. | Sizi bir dergide gördüm. | Black Box-1 | 2014 | |
| The "10 best psychiatrists" article. | "En iyi 10 psikiyatrist" makalesinde. Dergi annemin evindeydi. | Black Box-1 | 2014 | |
| I thought if anyone could help me... | Düşündüm ki eğer biri bana yardım edecekse... | Black Box-1 | 2014 | |
| I'm not the kind of doctor you need to see. | Görünmeniz gereken doktor ben değilim. | Black Box-1 | 2014 | |
| You have headaches, you have nausea... No, no, no, no. | Baş ağrıların, mide bulantın var. Hayır, hayır, hayır. | Black Box-1 | 2014 | |
| I I took a whole bottle of ibuprofen this week. Nothing helps, all right? | Bu hafta bir şişe ibuprofen içtim. Hiç etkisi olmadı. | Black Box-1 | 2014 | |
| And... and... and the vomiting started about 10 days ago, | 10 gün önce kusmaya başladım ve şimdi de bir şeyleri kırmak istiyorum. | Black Box-1 | 2014 | |
| I I never used to feel like that. | Daha önce hiç böyle hissetmemiştim. | Black Box-1 | 2014 | |
| I mean, these thoughts... They... they aren't mine. | Yani tüm o düşünceler. Bana ait değiller. | Black Box-1 | 2014 | |
| I I push them back, I try not to think them, but they keep coming. | Onları geri ittim, düşünmemeye çalıştım ama gelmeye devam ettiler. | Black Box-1 | 2014 | |
| Mr. Walker, you need a neurological examination. | Bay Walker nörolojk muayeneye ihtiyacınız var. | Black Box-1 | 2014 | |
| We're quite near one of the finest centers in the country... | Ülkedeki en iyi merkezlerden birine oldukça yakınız. | Black Box-1 | 2014 | |
| The Cube. | Küp. | Black Box-1 | 2014 | |
| Would you please wait outside? | Lütfen dışarıda bekler misiniz? | Black Box-1 | 2014 | |
| I don't want to see another doctor. | Başka bir doktora görünmek istemiyorum. Sizinle görüşmek istiyorum. | Black Box-1 | 2014 | |
| I insist. | Israr ediyorum. | Black Box-1 | 2014 | |
| It sounded important. What's going on? | Önemli bir şeye benziyordu. Neler oluyor? | Black Box-1 | 2014 | |
| I have to break up with Will. | Will'den ayrılmak zorundayım. Ne? | Black Box-1 | 2014 | |
| "Have to"? Why? | "Zorundayım"? Neden? | Black Box-1 | 2014 | |
| We love him, Esme especially. Yeah, I know. | Ona bayılıyoruz özellikle de Esme. Evet, biliyorum. | Black Box-1 | 2014 | |
| He's good for you, Kate. | O tam sana göre Kate. | Black Box-1 | 2014 | |
| What if I'm not good for him? | Ya ben ona göre değilsem? | Black Box-1 | 2014 | |
| I didn't say there was someone else. | Başka biri var demedim. | Black Box-1 | 2014 | |
| Does he know you're bipolar? There is no one else. | Bipolar bozukluğun olduğunu biliyor mu? Başka biri falan yok. | Black Box-1 | 2014 | |
| What are you doing, Catherine? | Ne yapıyorsun Catherine? Bilmiyorum. | Black Box-1 | 2014 | |
| Maybe I'm self destructing. | Belki de kendi kendimi incitmeyi seviyorumdur. | Black Box-1 | 2014 | |
| When I think about marrying him, I just want to run. | Onunla evlenmeyi düşünürken bir anda kaçmak istiyorum. | Black Box-1 | 2014 | |
| I feel trapped. Do you understand? | Sıkışmış gibi hissediyorum. Anlıyor musun? | Black Box-1 | 2014 | |
| You think I didn't go through this with Reagan? | Reagan ile bunları yaşamadığımı mı sanıyorsun? | Black Box-1 | 2014 | |
| I walked out a couple of times, but I always came back. | Bir çok kez çekip gittim ama her seferinde geri döndüm. | Black Box-1 | 2014 | |
| I wanted my family. | Bir aile istedim. Benim önceliğim her zaman için buydu. | Black Box-1 | 2014 | |
| People... They spend years in therapy | İnsanlar ne istediklerini bulmak için terapilerde yıllarını harcıyorlar. | Black Box-1 | 2014 | |
| No one can tell you. | Bunu kimse sana söyleyemez. Cevap senin eylemlerinde gizli. | Black Box-1 | 2014 | |
| If you want Will, then you'll work it out. | Eğer Will'i istiyorsan, işleri yoluna koy. | Black Box-1 | 2014 | |
| If you want some other guy or if you want to self destruct, | Eğer başka bir adamı ya da kendini incitmek istiyorsan, öyle yap. | Black Box-1 | 2014 | |
| Even I can't stop you. | Ben bile seni durduramam. | Black Box-1 | 2014 | |
| After last night, I never want to see you again. | Dün geceden sonra seni bir daha görmek istemiyorum. | Black Box-1 | 2014 | |
| Easy. I'm apologizing. | Sakin ol. Özür dileyeceğim. | Black Box-1 | 2014 | |
| I took it too far. I'm sorry. | Çok ileri gittim. Özür dilerim. | Black Box-1 | 2014 | |
| I was desperate to get your attention. | İlgini çekemediğim için çok çaresizdim. | Black Box-1 | 2014 | |
| Bit of an extreme way to get my attention. | İlgi çekmek için biraz uç bir yöntem. Çok aptalca bir davranıştı. | Black Box-1 | 2014 | |
| I know. | Biliyorum. Bir daha tekrarlanmayacak. | Black Box-1 | 2014 | |
| Okay, stop that. | Tamam, kes şunu. | Black Box-1 | 2014 | |
| Trying to manipulate me again. | Beni tekrar kandırmaya çalışmayı. | Black Box-1 | 2014 | |
| Move on, why don't you? | Hayatına devam et. Neden etmiyorsun ki? | Black Box-1 | 2014 | |
| You're beautiful, smart, you have a lot to offer. | Güzelsin, zekisin, potansiyel sahibisin. | Black Box-1 | 2014 | |
| Why throw yourself at someone who doesn't care about you? | Neden seni umursamayan biriyle uğraşıyorsun? | Black Box-1 | 2014 | |
| Do you think Catherine cares about you? | Catherine'nin seni umursadığını mı sanıyorsun? | Black Box-1 | 2014 | |
| We're engaged. | Nişanlandık. | Black Box-1 | 2014 | |
| She'll never go through with it. | Nişanı asla devam ettiremeyecek. | Black Box-1 | 2014 | |
| She doesn't love you, and you know that in your heart. | Seni sevmiyor ve içten içe sen de bunu biliyorsun. | Black Box-1 | 2014 | |
| Look, you want her to be someone she's not | Onun olmadığı biri gibi davranmasını istiyorsun. | Black Box-1 | 2014 | |
| just like I want to believe that you could love me. | Tıpkı senin, beni sevebileceğine inanmam gibi. | Black Box-1 | 2014 | |
| We have the same problem, you and I. | İkimizin problemi de aynı. Senin ve benim. | Black Box-1 | 2014 | |
| We do. | Öyle. | Black Box-1 | 2014 | |
| So, you got your Step 2 coming up... | 2.seviye sınavını geçtin. Sırada Tıp fakültesinin final sınavı var. | Black Box-1 | 2014 | |
| You worried about it? | Endişeleniyor musun? | Black Box-1 | 2014 | |
| I'm studying like crazy. Good. | Deli gibi çalıştım. İyi. | Black Box-1 | 2014 | |
| You'll need to ace that test... | O sınavda başarılı olman lazım çünkü senin için tavsiye mektubu yazamam. | Black Box-1 | 2014 | |
| This rotation, I gave you a "satisfactory." | Stajından sana "yeterli" notu veriyorum. | Black Box-1 | 2014 | |
| I'm sorry, Leo. | Üzgünüm Leo. | Black Box-1 | 2014 | |
| I'd like to make allowances, but in neurosurgery, you can't. | Sinir cerrahisinde yapamayacağını hesaba katmalıydım. | Black Box-1 | 2014 | |
| I know that there is a good reason you weren't capable of high honors, | Üstün başarılı olamamak için iyi bir sebebin olduğunu biliyorum ama... | Black Box-1 | 2014 | |
| but the fact that there is an excuse for it doesn't matter | ...eğer işin ucunda bir hastanın hayatı varsa bunun bir önemi kalmıyor. | Black Box-1 | 2014 | |
| But I believe in the future... Speculation about the future | Ama inanıyorum ki gelecekte... | Black Box-1 | 2014 | |
| The fact right now is, you aren't performing | Şu an ki gerçek ise senin sinir cerrahisinin gerektirdiği performansta olmaman. | Black Box-1 | 2014 | |
| especially not a residency at the Cube. | Özellikle de Küp'te çalışmak için. | Black Box-1 | 2014 | |
| Control your thoughts. | Düşüncelerini kontrol et. | Black Box-1 | 2014 | |
| Don't hurt her. | Onu incitme. Düşüncelerini kontrol et, öfkeni kontrol et. | Black Box-1 | 2014 | |
| Don't hurt her. Don't hurt her. | Onu incitme. Onu incitme. | Black Box-1 | 2014 | |
| Control your thoughts. Control your anger. | Düşüncelerini kontrol et. Öfkeni kontrol et. | Black Box-1 | 2014 | |
| Okay, calm down. Calm down. | Sakin ol. Sakin ol. | Black Box-1 | 2014 | |
