Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 7795
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
It would seem these monsters are men | Görünüşe göre bu canavarlar da insan. Görünüşe göre bu canavarlar da insan. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Sons, brothers, | Oğullar, ağabeyler, babalar. Oğullar, ağabeyler, babalar. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
And it would seem these men | Ve gördüğüm kadarıyla bu adamlar kendi canavarlarından korkuyorlar. Ve gördüğüm kadarıyla bu adamlar kendi canavarlarından korkuyorlar. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
An empire... | Bir imparatorluk. Bir donanma. Bir imparatorluk. Bir donanma. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
a king. | Bir kral. Bir kral. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
My father. | Babam. Babam. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
So much I've left behind me | Ardımda çok şey bıraktım. Ardımda çok şey bıraktım. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
London, my youth, | Londra, gençliğim ve tatminkâr hikâyeler. Londra, gençliğim ve tatminkâr hikâyeler. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
So much lies ahead in Charles Town | Charles Town'da bizi çok şey bekliyor. Charles Town'da bizi çok şey bekliyor. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
A future and harder truths. | Bir gelecek ve acı gerçekler. Bir gelecek ve acı gerçekler. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I feel I must face it honestly, bravely. | Onu dürüstçe karşılamam gerektiğini hissediyorum, cesurca. Onu dürüstçe karşılamam gerektiğini hissediyorum, cesurca. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I must face it as my father's daughter, | Babamın kızı olarak karşılamalıyım. Babamın kızı olarak karşılamalıyım. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
and I believe that in order to do that, | Ve bunu yapabilmek için de... Ve bunu yapabilmek için de... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I have to tell these people that which I've kept from them. | ...bu insanlara onlardan sakladığım şeyi anlatmalıyım. ...bu insanlara onlardan sakladığım şeyi anlatmalıyım. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I have to tell them what I know. | Onlara bildiklerimi anlatmalıyım. Onlara bildiklerimi anlatmalıyım. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I've told you my father is a reasonable man, | Babamın makul bir adam olduğunu söylemiştim. Babamın makul bir adam olduğunu söylemiştim. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
and that is true about most things. | Ve çoğu şeyin yanında bu da doğru. Ve çoğu şeyin yanında bu da doğru. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Until I received a letter from him | Ta ki yıllar önce ondan bir mektup alana dek. Ta ki yıllar önce ondan bir mektup alana dek. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
in which he recounted to me the story of a ship... | Bir geminin hikâyesini anlatıyordu. Bir geminin hikâyesini anlatıyordu. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
headed for Charles Town | Charles Town'a giden. Korsanlar tarafından saldırıya uğrayan. Charles Town'a giden. Korsanlar tarafından saldırıya uğrayan. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
The ship which was attacked was named the Maria Aleyne. | Saldırıya uğrayan geminin adı Maria Aleyne idi. Saldırıya uğrayan geminin adı Maria Aleyne idi. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
The ship was set upon by Captain Flint and his men. | Gemi Kaptan Flint ve adamları tarafından zapt edilmişti. Gemi Kaptan Flint ve adamları tarafından zapt edilmişti. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
And in the midst of the bloody assault, | Kanlı saldırının ortasında belirli bir kurban vardı. Kanlı saldırının ortasında belirli bir kurban vardı. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
a very important man | Takma bir isimle seyahat eden önemli bir adam. Takma bir isimle seyahat eden önemli bir adam. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
His name was Alfred Hamilton. | Adı Alfred Hamilton'dı. Adı Alfred Hamilton'dı. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Given the lengths to which this man had gone | Bu adamın kendini korumak için yaptıklarına rağmen... Bu adamın kendini korumak için yaptıklarına rağmen... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
the fact that he fell under Captain Flint's sword... | ...gerçek Kaptan Flint'in kılıcının altında kaldığıdır. ...gerçek Kaptan Flint'in kılıcının altında kaldığıdır. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
suggested he'd been hunted, | Avlandığı varsayılmaktadır. Avlandığı varsayılmaktadır. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
pursued, and then executed in cold blood | Peşine düşüldüğü sonra da soğukkanlılıkla infaz edildiği. Peşine düşüldüğü sonra da soğukkanlılıkla infaz edildiği. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
and with great malice aforethought. | Büyük bir kötülük niyetiyle yapılmıştır. Büyük bir kötülük niyetiyle yapılmıştır. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
The motive unclear, | Sebep belirsizdir... Sebep belirsizdir... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
but the intent apparently dark and awful, | ...ancak amaç karanlık ve korkunçtur. ...ancak amaç karanlık ve korkunçtur. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
monstrous. | Canavarcadır. Canavarcadır. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
He said the act was completely incompatible with civilized society. | Bu eylemin uygar toplumla asla uyuşmayacağını söylemişti. Bu eylemin uygar toplumla asla uyuşmayacağını söylemişti. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
That he would dedicate his life to eradicating it. | Kurmak için hayatını adadığı şeyle. Kurmak için hayatını adadığı şeyle. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
And that there would be law in the Americas... | Ve Amerika'daki adaletin yerini bulacağı gün de... Ve Amerika'daki adaletin yerini bulacağı gün de... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
the day Captain Flint swung over Charles Town. | ...Kaptan Flint'in Charles Town'da sallandırıldığı gün olacaktır. ...Kaptan Flint'in Charles Town'da sallandırıldığı gün olacaktır. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I appreciate what you've done for me. | Benim için yaptıklarına minnettarım. Benim için yaptıklarına minnettarım. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I respect what you hope to accomplish, | Başarmak istediğin şeye saygı duyuyorum. Bu yüzden söylüyorum... Başarmak istediğin şeye saygı duyuyorum. Bu yüzden söylüyorum... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
when you return me to Charles Town, | ...beni Charles Town'a ulaştırınca arkanı dön ve denize açıl. ...beni Charles Town'a ulaştırınca arkanı dön ve denize açıl. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Do you think those patrol ships have clearance to fire? | O devriye gemilerinin atış yetkisi olduğunu düşünmüyor musun? O devriye gemilerinin atış yetkisi olduğunu düşünmüyor musun? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Not while we're out of range of that fort. | O kalenin menzilinde değilsek saldırmazlar. O kalenin menzilinde değilsek saldırmazlar. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
As long as we don't come any further, they know we're no threat. | Daha yakına girmediğimiz sürece tehdit olmadığımızın farkındalar. Daha yakına girmediğimiz sürece tehdit olmadığımızın farkındalar. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I don't want to see a single one of our gun ports open. | Top deliklerinin birinin dahi açık olmasını istemiyorum. Top deliklerinin birinin dahi açık olmasını istemiyorum. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I don't want to see a single man on deck with a weapon in his hand. | Güvertede elinde silah olan bir adam dahi görmek istemiyorum. Güvertede elinde silah olan bir adam dahi görmek istemiyorum. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
This only works if we can make it clear | Bu yalnızca kimseyi vurma niyetimizin olmadığını gösterirsek işe yarar. Bu yalnızca kimseyi vurma niyetimizin olmadığını gösterirsek işe yarar. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
What if they start shooting at us? | Ya onlar ateş etmeye başlarsa? Eğilin. Ya onlar ateş etmeye başlarsa? Eğilin. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Prepare to drop anchor! | Demir atılmaya hazırlanılıyor. Demir atılmaya hazırlanılıyor. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I've made arrangements. | Ayarlamalar yaptım. Ben dönene dek burada güvendesin. Ayarlamalar yaptım. Ben dönene dek burada güvendesin. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
What are you talking about? I'm going with you. | Sen ne diyorsun? Seninle geliyorum. Sen ne diyorsun? Seninle geliyorum. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
You heard what she said. It's too dangerous. | Ne dediğini duydun. Çok tehlikeli. Ne dediğini duydun. Çok tehlikeli. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
If I'm standing next to you, he's far more likely to see you as the man you were. | Eğer yanında durursam seni olduğun adam olarak görmesi daha muhtemel. Eğer yanında durursam seni olduğun adam olarak görmesi daha muhtemel. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
He's more likely to see you as a woman | Seni bilinen bir korsanın suç ortağı olarak görüp yanımda sallandırması da öyle. Seni bilinen bir korsanın suç ortağı olarak görüp yanımda sallandırması da öyle. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I see no reason for you to take that risk. Of course there is reason. | Bu riske girmen için bir sebep yok. Elbette sebep var. Bu riske girmen için bir sebep yok. Elbette sebep var. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
None that I am willing to take. It was my fault. | Ben bu riski almaya razı değilim. Benim hatamdı. Ben bu riski almaya razı değilim. Benim hatamdı. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I'm the one who learned Alfred Hamilton was a passenger on that ship. | Alfred Hamilton'un o gemide yolcu olduğunu öğrenen bendim. Alfred Hamilton'un o gemide yolcu olduğunu öğrenen bendim. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I knew the moment I told you what it would drive you to do. | Sana söylediğim an ne yapacağını biliyordum. Sana söylediğim an ne yapacağını biliyordum. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I knew the danger it would put you in, | Seni içine atacağı tehlikeyi ve seni tahrik edeceğini biliyordum. Seni içine atacağı tehlikeyi ve seni tahrik edeceğini biliyordum. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I told myself to remain silent and spare him, | Kendime sessiz kalmam gerektiğini ve onu bağışlamamı söyledim. Kendime sessiz kalmam gerektiğini ve onu bağışlamamı söyledim. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
If you're going to face judgment behind those walls, | Eğer o duvarlar ardında yargılanmayla baş başa kalacaksan ben de kalmalıyım. Eğer o duvarlar ardında yargılanmayla baş başa kalacaksan ben de kalmalıyım. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
for if anyone is responsible for what happened that day, | O gün olanlardan sorumlu biri varsa o da benim. O gün olanlardan sorumlu biri varsa o da benim. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Captain Vane! | Kaptan Vane! Kaptan Vane! | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Are you Captain Vane? | Kaptan Vane sen misin? Kaptan Vane sen misin? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
We received your letter and your demands. | Mektubun ve isteklerin bize ulaştı. Mektubun ve isteklerin bize ulaştı. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
We are prepared to pay the sum you requested | Abigail Ashe için isteklerini ödemeye hazırız. Abigail Ashe için isteklerini ödemeye hazırız. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I am not Charles Vane. | Ben Charles Vane değilim. İsteğim yok. Ben Charles Vane değilim. İsteğim yok. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
But I do have a request. | Ancak bir ricam olacak. Ancak bir ricam olacak. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Captain James Flint. | Kaptan James Flint. Kaptan James Flint. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
You're Captain Flint? | Sen Kaptan Flint misin? Sen Kaptan Flint misin? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I am. | Öyleyim. Öyleyim. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
And you wish an audience with Lord Ashe? | Ve Lord Ashe ile görüşme mi talep ettin? Ve Lord Ashe ile görüşme mi talep ettin? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I do. | Evet. Evet. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
This was a different place before the governor arrived. | Burası Vali gelmeden önce başka bir yerde. Burası Vali gelmeden önce başka bir yerde. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Raiders routinely hit our shipping. | Yağmacılar sürekli nakliyemize saldırırlardı. Yağmacılar sürekli nakliyemize saldırırlardı. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
All up and down the coast | Tüm kıyı boyunca. Tüm kıyı boyunca. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
as far north as Mt. Pleasant, | Mt. Pleasant kadar kuzeyden, Cumberland Sound kadar güneye kadar. Mt. Pleasant kadar kuzeyden, Cumberland Sound kadar güneye kadar. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
It took him a short while to learn how to deal with it. | Bu sorunla nasıl ilgileneceğimizi öğrenmemiz biraz zaman aldı. Bu sorunla nasıl ilgileneceğimizi öğrenmemiz biraz zaman aldı. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
But once he committed to fighting the problem, things changed. | Ancak bir kere sorunla savaşmak için kendini adadın mı işler değişir. Ancak bir kere sorunla savaşmak için kendini adadın mı işler değişir. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
You see, he made these people unafraid. | Görüyorsun, bu insanları korkusuz yaptı. Görüyorsun, bu insanları korkusuz yaptı. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Everyone realized, like just about anything else in this life... | Herkes farkına vardı, tıpkı hayattaki diğer şeyler gibi oldu. Herkes farkına vardı, tıpkı hayattaki diğer şeyler gibi oldu. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
the moment you stop fearing it, | Korkmayı bıraktığın an tüm gücünü yitirir. Korkmayı bıraktığın an tüm gücünü yitirir. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
No! | Hayır! Vali dostumuz! Hayır! Vali dostumuz! | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
The governor gave very specific instructions. | Vali emirlerinde çok netti. Vali emirlerinde çok netti. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
No, don't! If we were able to get our hands on Captain Vane, | Hayır, yapmayın! Eğer Charles Vane'i ele geçirirsek... Hayır, yapmayın! Eğer Charles Vane'i ele geçirirsek... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
he never leaves this place again. | ...buradan bir daha ayrılamayacaktı. Durun. ...buradan bir daha ayrılamayacaktı. Durun. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I don't see any reason those instructions don't apply to you, too. | Bu emirlerin sana uygulanmaması için bir sebep göremiyorum. Bu emirlerin sana uygulanmaması için bir sebep göremiyorum. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
If anything Stop! | Eğer herhangi... Durun! Eğer herhangi... Durun! | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
They're telling the truth. | Doğruyu söylüyorlar. O babamın eski bir dostu. Doğruyu söylüyorlar. O babamın eski bir dostu. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I remember him. I know him. | Onu hatırlıyorum, onu tanıyorum. Onu hatırlıyorum, onu tanıyorum. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
And if you strike him again, my father will know | Eğer ona vurmaya devam edersen babam seni uyardıktan sonra devam ettiğini bilir. Eğer ona vurmaya devam edersen babam seni uyardıktan sonra devam ettiğini bilir. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Welcome to Charles Town. | Charles Town'a hoş geldiniz. Charles Town'a hoş geldiniz. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Charles Vane corralled 40 of the hardest men in the New World, | Charles Vane Yeni Dünya'daki 40 adamı toplayıp... Charles Vane Yeni Dünya'daki 40 adamı toplayıp... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
brought them in line, brought them across an ocean to this fort | ...onları hizaya sokup, okyanusun karşısındaki bu hisara getirip... ...onları hizaya sokup, okyanusun karşısındaki bu hisara getirip... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
and conquered it | ...sudan destek almadan fethetti. ...sudan destek almadan fethetti. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
no siege engineering, just the will to take it, | ...kuşatmada mühendislik kullanmadı sadece almak istedi. ...kuşatmada mühendislik kullanmadı sadece almak istedi. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
and throughout all that time, | Ve tüm bu zaman boyunca, tehdit, tehlike ve kan arasında... Ve tüm bu zaman boyunca, tehdit, tehlike ve kan arasında... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
the greatest threat he faced, | ...en büyük düşmanıyla yüzleşti. Ona yıkım getiren tek düşmanı. ...en büyük düşmanıyla yüzleşti. Ona yıkım getiren tek düşmanı. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
was, you know, someone I once heard him | Bir keresinde ona Leydi Hopeypot dediğini duymuştum. Bir keresinde ona Leydi Hopeypot dediğini duymuştum. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Beware the women, Mr. Featherstone. They bite. | Kadınlardan uzak durun, Bay Featherstone. Dişlerler. Kadınlardan uzak durun, Bay Featherstone. Dişlerler. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I'm in love with a good woman, sir. | İyi bir kadına aşığım, efendim. Endişeli değilim. İyi bir kadına aşığım, efendim. Endişeli değilim. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |