Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 8497
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
You have a computer? | Bilgisayarın var mı? Bilgisayarın var mı? Bilgisayarın var mı? | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Yup. Hey, Ed, it's me. | Evet. Selam, Ed, benim. Evet. Selam, Ed. Benim. Evet. Selam, Ed, benim. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
I got an Iraqi walk in, up near Samarra. | Samarra yakınlarında, sızma bir Iraklı buldum. Samarra yakınlarda, elimde bir Iraklı var. Samarra yakınlarında, sızma bir Iraklı buldum. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
He's got a communiqué video here that somebody walked across the Iranian border. | Elinde, İran sınırından geçirilmiş bir bildiri görüntüsü var. Elinde birisinin İran sınırından geçirdiği bir duyuru videosu var. Elinde, İran sınırından geçirilmiş bir bildiri görüntüsü var. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
I'm watching it right now, sir. | Şu anda izliyorum, efendim. Şu anda onu izliyorum, efendim. Şu anda izliyorum, efendim. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Can you see his face? Yes, captain. | Yüzünü görebiliyor musun? Evet, komutanım. Yüzünü görebiliyor musun? Evet, efendim. Yüzünü görebiliyor musun? Evet, komutanım. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
I am looking at the white whale. | Beyaz balinaya bakıyorum. Beyaz balinaya bakıyorum. Beyaz balinaya bakıyorum. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
It is Al Saleem. What's he saying? | Al Saleem. Ne söylüyor? Bu Al Saleem. Ne söylüyor? Al Saleem. Ne söylüyor? | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Well, it's gotta be current. | Güncel bir görüntü olmalı. Doğrusu, bunun güncel olması gerek. Güncel bir görüntü olmalı. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
He mentions the Sheffield bus bombings a week ago. | Bir hafta önceki Sheffield otobüsü bombalamasından bahsediyor. Bir hafta önce, Sheffield'daki otobüs bombalama olayından bahsediyor. Bir hafta önceki Sheffield otobüsü bombalamasından bahsediyor. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
He's telling the brothers to prepare for a UK operation's already planned... | Kardeşlerine planlanmış bir Birleşik Krallık bombalamasını anlatıyor... Kardeşlerine, önceden plânlanmış İngiltere operasyonu için hazır olmalarını söylüyor. Kardeşlerine planlanmış bir Birleşik Krallık bombalamasını anlatıyor... | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
...which is the bombing these people fucked up in Manchester this morning. | ...yani, Manchester'da bu sabah batırdıkları bombalamayı kastediyor. Bu da, bu sabahki Manchester'da berbat ettikleri operasyon. ...yani, Manchester'da bu sabah batırdıkları bombalamayı kastediyor. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Let me translate this part for you directly. | Bu kısmı size direkt tercüme edeceğim. Bu bölümü izin ver sana direk çevireyim. Bu kısmı size direkt tercüme edeceğim. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
"We will avenge the America wars on the Muslim world. | "Müslüman Dünyasına karşı yapılan Amerikan Savaşlarının intikamını alacağız." "Müslüman dünyasındaki Amerika savaşlarının intikamını alacağız. "Müslüman Dünyasına karşı yapılan Amerikan Savaşlarının intikamını alacağız." | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
We will come at them everywhere. | Her yerde onların üzerine gideceğiz. Onların her yerde üstüne yürüyeceğiz. Her yerde onların üzerine gideceğiz. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
We will strike at random, across Europe, then America, continually. | Gelişigüzel bir şekilde Avrupa'ya sonra da Amerika'ya saldıracağız. Önce Avrupa ve daha sonra Amerika'da devamlı olarak gelişigüzel saldıracağız. Gelişigüzel bir şekilde Avrupa'ya sonra da Amerika'ya saldıracağız. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
We have bled. | Kanımız aktı. Bizim kanımız aktı. Kanımız aktı. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Now they will bleed. And bleed. | Artık onların kanı akacak ve akacak. Şimdi onların kanı akacak. Ve akacak. Artık onların kanı akacak ve akacak. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Until they are bled out." | Kanları bitene kadar. Ta ki kanları bitene kadar. " Kanları bitene kadar. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Ed. | Ed. Ed. Ed. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
It's 6:00 in the morning. | Saat sabahın altısı. Saat sabahın altısı. Saat sabahın altısı. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Saving civilization, honey. | Medeniyeti kurtarıyorum, tatlım. Medeniyeti kurtarıyorum, tatlım. Medeniyeti kurtarıyorum, tatlım. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Disks are passed from hand to hand. | Diskler elden ele dağıtılıyor. Disketler elden ele dolaştırıIıyor. Diskler elden ele dağıtılıyor. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
The communiqués are not transmitted, not copied. | Bildiriler telsizle iletilmiyor, kopyalanmıyor. Duyurular başka yere iletilmiyor ve kopyası yapıImıyor. Bildiriler telsizle iletilmiyor, kopyalanmıyor. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
My man says that real orders are verbal or in code on paper. | Adam, gerçek emirlerin, sözlü veya kağıt üzerinde şifreli olduğunu söylüyor. Adamım, gerçek emirlerin sözle ya da kağıt üzerinde kodla verildiğini söylüyor. Adam, gerçek emirlerin, sözlü veya kağıt üzerinde şifreli olduğunu söylüyor. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Is there any indication of where he is? | Nerede olduğuna dair bir iz var mı? Nerede olduğuna dair bir bilgisi var mı? Nerede olduğuna dair bir iz var mı? | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
No, sir. He definitely does not have his location. | Hayır, efendim. Yerini kesinlikle bilmiyor... Hayır, efendim. Onun yerine kesinlikle sahip değil. Hayır, efendim. Yerini kesinlikle bilmiyor... | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
But he did mention there's a safe house up north, near Balad... | ...ama kuzeyde, Balad yakınlarında Al Saleem'in bulunabileceği... Ama kuzeyde Balad yakınlarında, Al Saleem'in olabileceği... ...ama kuzeyde, Balad yakınlarında Al Saleem'in bulunabileceği... | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
... where Al Saleem may have been. | ...bir güvenli mekandan bahsetti. ...bir örgüt evinden bahsetti. ...bir güvenli mekandan bahsetti. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Dad? | Babacığım? Baba. Babacığım? | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Hey. | Selam. Hey. Selam. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
They're killing anyone who knows anything. He's scared. | Bir şeyler bilen herkesi öldürüyorlar. Adam korkuyor. Bir şey bilen herkesi öldürüyorlar. Adam korkmuş durumda. Bir şeyler bilen herkesi öldürüyorlar. Adam korkuyor. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
We need to debrief him very carefully. | Onu dikkatlice sorgulamalıyız. Onu çok dikkatli bir şekilde sorguya çekmeliyiz. Onu dikkatlice sorgulamalıyız. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
All right, so do it. In the States. | Tamam, o zaman sorgula. Birleşik Devletler'de. Pekâlâ, o zaman yap. Amerika'da. Tamam, o zaman sorgula. Birleşik Devletler'de. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
No. Ahem. | Olmaz. Hayır. Olmaz. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
They're onto him. That's the reason he's running. | Adamın peşindeler. O yüzden kaçıyor. Onun peşindeler. Kaçmasının sebebi de bu. Adamın peşindeler. O yüzden kaçıyor. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
On the toilet, not the floor. You hear me, right? | Klozetin içine, yere değil. Beni duyuyor musun? Yere değil, tuvalete. Beni duydun, değil mi? Klozetin içine, yere değil. Beni duyuyor musun? | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
So he wants to come to America in one piece... | Demek binlerce parça halinde cennette gitmek yerine... Demek gidilebilecek binlerce cennet varken... Demek binlerce parça halinde cennette gitmek yerine... | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
...instead of going to paradise in a thousand. | ...tek parça olarak Amerika'ya gelmek istiyor. ...Amerika'ya tek parça halinde gelmek istiyor. ...tek parça olarak Amerika'ya gelmek istiyor. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
He should've thought of that before. | Bunu önceden düşünmesi gerekirdi. Bunu daha önceden düşünmüş olmalı. Bunu önceden düşünmesi gerekirdi. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
I'm telling you. They will kill him within a few days, Ed. | Sana söylüyorum ya. Onu bir kaç güne kadar öldürürler, Ed. Sana söylüyorum. Onu birkaç gün içinde öldürecekler, Ed. Sana söylüyorum ya. Onu bir kaç güne kadar öldürürler, Ed. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Yep. And if they do, that's all right... | Evet ve öldürürlerse de, bir sorun olmaz... Evet. Ve eğer yaparlarsa, sorun değil... Evet ve öldürürlerse de, bir sorun olmaz... | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
...because we can be there to see who pulls the trigger. | ...çünkü tetiği çekenin kim olduğunu görmek için, orada olacağız. ...çünkü biz tetiği kimin çektiğini görmek için orada olacağız. ...çünkü tetiği çekenin kim olduğunu görmek için, orada olacağız. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Now, get back to bed. Good night. | Yatağına geri dön bakalım. İyi geceler. Yatağına geri dön. İyi geceler. Yatağına geri dön bakalım. İyi geceler. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Am I missing the point? I just offered him asylum. | Kaçırdığım bir yer mi var? Az önce ona sığınma teklif ettim. Bir nokta kaçırıyor muyum? Ona az önce sığınma teklif ettim. Kaçırdığım bir yer mi var? Az önce ona sığınma teklif ettim. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Well, you lied, buddy. | Demek ki, yalan söylemişsin, dostum. Yalan söyledin, dostum. Demek ki, yalan söylemişsin, dostum. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
So just cut him loose... | O yüzden, adamın tasmasını çöz... O yüzden onun iplerini çöz... O yüzden, adamın tasmasını çöz... | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
... and put him back on the street. | ...ve sokaklara geri yolla. ...ve sokaklara geri sal. ...ve sokaklara geri yolla. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
All right. | Tamam. Pekâlâ. Tamam. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Okay, so everything's fine. No, no, no problem. No problem. | Tamam, her şey yolunda. Yok, yok. Sorun yok. Tamam, her şey yolunda. Problem yok. Problem yok. Tamam, her şey yolunda. Yok, yok. Sorun yok. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
We just have to ask you a few more questions, and then we can go. | Sadece bir kaç soru daha sormamız gerekiyor, sonra da gideceğiz. Sana sadece birkaç soru daha sormak zorundayız, ondan sonra gidebilirsin. Sadece bir kaç soru daha sormamız gerekiyor, sonra da gideceğiz. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
No, no more questions. Take me to the Green Zone. | Hayır, başka soru yok. Beni yeşil hatta götürün. Hayır, daha fazla soru yok. Beni Yeşil Bölge'ye götür. Hayır, başka soru yok. Beni yeşil hatta götürün. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Maybe we could help. We have a few questions. Everything will be fine. | Belki yardımcı olabiliriz. Bir kaç sorumuz var. Her şey yoluna girecek. Belki yardım edebiliriz. Birkaç sorumuz daha var. Her şey yoluna girecek. Belki yardımcı olabiliriz. Bir kaç sorumuz var. Her şey yoluna girecek. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Trust me. Okay? It's okay. Sit down. | Güven bana. Tamam mı? Her şey yolunda. Otursana. Güven bana, tamam mı? Sorun yok. Otur. Güven bana. Tamam mı? Her şey yolunda. Otursana. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
You're a liar. You're a liar. You fucking d... | Yalancısın. yalancısın. Siktiğimin Sen yalancısın. Sen yalancısın. Seni lanet olası... Yalancısın. yalancısın. Siktiğimin | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Get on the fucking... Back the fuck up! Step back! | Bin şu lanet Geri çekil! Geri çekil! Yat şu lanet... Geri git! Geri çekil! Bin şu lanet Geri çekil! Geri çekil! | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
I talk to you! I talk to you! And that's all you want! | Sana anlatıp duruyorum! Tek istediğin bu! Seninle konuştum! Seninle konuştum! Ve senin tüm istediğin bu! Sana anlatıp duruyorum! Tek istediğin bu! | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
You want to see who kills me, huh? Bassam. Search him. Get his phone. | Beni kimin öldüreceğini görmek istiyorsun, değil mi? Beni kimin öldüreceğini mi görmek istiyorsun? Bassam. Üzerini ara. Telefonunu al. Beni kimin öldüreceğini görmek istiyorsun, değil mi? | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Now you've seen our faces. You know what that means. | Yüzlerimizi gördün. Bunun anlamını biliyorsun. Şimdi bizim suratlarımızı gördün. Bunun ne demek olduğunu biliyorsun. Yüzlerimizi gördün. Bunun anlamını biliyorsun. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Computer. | Bilgisayar. Bilgisayar. Bilgisayar. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Guantanamo? You threaten me with Guantanamo? | Guantanamo mu? Beni Guantanamo ile mi tehdit ediyorsun? Guantanamo? Beni Guantanamo ile mi tehdit ediyorsun? Guantanamo mu? Beni Guantanamo ile mi tehdit ediyorsun? | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
If you don't do exactly what I say... | Dediğimi harfiyen yapmazsan... Eğer dediğimi harfiyen yapmazsan... Dediğimi harfiyen yapmazsan... | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
...I will execute you right here. Do you understand? | ...seni hemen burada infaz ederim. Beni anlıyor musun? ...seni burada infaz ederim. Anladın mı? ...seni hemen burada infaz ederim. Beni anlıyor musun? | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Listen, we are your friends, okay? We're your friends. | Dinle, biz senin arkadaşınız, tamam mı? Senin arkadaşınız. Bak, biz dostuz, tamam mı? Biz senin dostunuz. Dinle, biz senin arkadaşınız, tamam mı? Senin arkadaşınız. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
We're here to watch you. We're here to protect you. | Buraya seni gözlemeye geldik. Seni korumaya geldik. Burada seni gözetmek için varız. Burada seni korumak için varız. Buraya seni gözlemeye geldik. Seni korumaya geldik. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
You can't even protect yourselves. | Siz kendinizi bile koruyamıyorsunuz. Siz kendinizi bile koruyamıyorsunuz. Siz kendinizi bile koruyamıyorsunuz. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Boss? Yeah, I'm right here. | Patron? Evet, buradayım. Patron? Evet, buradayım. Patron? Evet, buradayım. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
I got a visual on him. | Görüntüye ulaştım. Görsel temasım var. Görüntüye ulaştım. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Okay, where's he coming from? | Tamam, ne taraftan geliyor? Tamam, nereden geliyor? Tamam, ne taraftan geliyor? | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
He's riding up right now. Coming right to us. | Bisikletle yukarı doğru geliyor. Bize doğru geliyor. Şu an yukarı doğru çıkıyor. Bize doğru geliyor. Bisikletle yukarı doğru geliyor. Bize doğru geliyor. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Yes. I see him. I see him. | Evet. Gördüm onu. Gördüm onu. Evet. Onu görüyorum. Onu görüyorum. Evet. Gördüm onu. Gördüm onu. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
He's coming down the street. He's coming north towards the square. | Sokağın aşağısından geliyor. Kuzeyden köşeye doğru geliyor. Sokaktan aşağı doğru geliyor. Kuzeyden meydana doğru geliyor. Sokağın aşağısından geliyor. Kuzeyden köşeye doğru geliyor. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
I'm gonna hang back. All right, I'll let you know what he's doing. | Kapatıyorum. Tamam, ne yaptığını sana bildiririm. Ben geride duruyorum. Pekâlâ, sana ne yaptığını söylerim. Kapatıyorum. Tamam, ne yaptığını sana bildiririm. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Keep an eye on him for me. He stopped in front of the café. | Gözünü ondan ayırma. Kafenin önünde durdu. Benim için gözünü ondan ayırma. Kafe'nin önünde durdu. Gözünü ondan ayırma. Kafenin önünde durdu. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
He's walking right up. | Sana doğru yürüyor. Dümdüz yürüyor. Sana doğru yürüyor. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Listen, Bassam? Yeah? | Dinle, Bassam? Efendim? Bassam, dinle. Evet? Dinle, Bassam? Efendim? | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
There is a black van heading this way with some pretty dangerous looking guys. | İçinde oldukça tehlikeli görünüşlü adamların olduğu siyah minibüs buraya doğru geliyor. Buraya doğru gelen, oldukça tehlikeli adamlarla dolu siyah bir minibüs var. İçinde oldukça tehlikeli görünüşlü adamların olduğu siyah minibüs buraya doğru geliyor. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
They're staring right at him. Yeah, I see it. | Ona doğru bakıyorlar. Evet, görüyorum. Ona gözlerini dikmiş durumdalar. Evet, görüyorum. Ona doğru bakıyorlar. Evet, görüyorum. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Tell me what it does. All right. | Aracın durumunu söyle bana. Tamamdır. Bana ne yaptığını anlat. Pekâlâ. Aracın durumunu söyle bana. Tamamdır. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Looks like it's parking right up ahead. Yeah, it stopped. The van stopped. | Park edecek gibi görünüyor. Evet, durdu. Minibüs durdu. Görünüşe göre doğruca park ediyor. Evet, durdu. Minibüs durdu. Park edecek gibi görünüyor. Evet, durdu. Minibüs durdu. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Can I turn around? | Yüzümü dönebilir miyim? Geriye dönebilir miyim? Yüzümü dönebilir miyim? | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Yeah, yeah, Nizar's getting on his bike. | Evet, evet, Nizar bisikletine biniyor. Evet, evet, Nizar motosikletine biniyor. Evet, evet, Nizar bisikletine biniyor. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
There's like four or five guys getting out of that van. | Minibüsten dört beş kişi iniyor. Dört ya da beş adam minibüsten çıkıyor. Minibüsten dört beş kişi iniyor. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Can you identify any of these guys? I've never seen these guys before. | Herhangi birini teşhis edebiliyor musun? Bu adamları daha önce hiç görmedim. Onlardan birini teşhis edebilir misin? Bu adamları daha önce hiç görmedim. Herhangi birini teşhis edebiliyor musun? Bu adamları daha önce hiç görmedim. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
We gotta move. | Devam etmemiz lâzım. Harekete geçmeliyiz. Devam etmemiz lâzım. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Did you see a flash? What? | Bir parlama gördün mü? Ne? Bir parlama gördün mü? Ne? Bir parlama gördün mü? Ne? | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Did somebody get hit? | Biri mi vuruldu? Birisi mi vuruldu? Biri mi vuruldu? | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Let's see a playback on that. Stay with him. | Tekrar izleyeceğim. Onunla kal. Tekrar izleyelim. Onunla kal. Tekrar izleyeceğim. Onunla kal. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Hello. In case you didn't see it, I executed him. | Alo. Görmediysen söyleyeyim, onu infaz ettim. Alo. Görmediysen diye söylüyorum, onu infaz ettim. Alo. Görmediysen söyleyeyim, onu infaz ettim. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
You did what you had to do. | Yapman gerekeni yaptın. Sen yapman gerekeni yaptın. Yapman gerekeni yaptın. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
If you hadn't, he would be describing you down to your eyebrows to them right now. | Yapmasaydın, şu anda kaşına kadar seni onlara tarif ediyor olurdu. Eğer yapmasaydın, şimdiye kadar seni baştan aşağı tarif etmiş olacaktı. Yapmasaydın, şu anda kaşına kadar seni onlara tarif ediyor olurdu. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
I did it, all right? It's done. I killed him. | Yaptım işte, tamam mı? Halloldu. Öldürdüm onu. Başardım, tamam mı? Bitti. Onu öldürdüm. Yaptım işte, tamam mı? Halloldu. Öldürdüm onu. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
He was always gonna get killed no matter what he did. | Ne yaparsa yapsın, her halükâarda öldürülecekti. Ne yaparsa yapsın zaten öldürülecekti. Ne yaparsa yapsın, her halükâarda öldürülecekti. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Besides, you'd milked him and he was dry. | Ayrıca, onu sağdın ve herif kuruydu. Ayrıca, onu sağmıştın ve kurumuştu. Ayrıca, onu sağdın ve herif kuruydu. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Excuse me. | Affedersin. Affedersiniz. Affedersin. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Ferris? | Ferris? Ferris? Ferris? | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Is your silence supposed to say something? | Sessizliğinin bir şey ifade etmesi gerekiyor mu? Sessizliğinin bir şey mi ifade etmesi gerekiyor? Sessizliğinin bir şey ifade etmesi gerekiyor mu? | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Because you do know we're at war, right? | Çünkü savaşta olduğumuzu biliyorsun, değil mi? Çünkü savaşta olduğumuzu biliyorsun, değil mi? Çünkü savaşta olduğumuzu biliyorsun, değil mi? | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Your friend, who you must have had some intense cross cultural eye contact with... | Çünkü kültürel göz teması yaptığın arkadaşın... Senin şiddetli bir şekilde kültürel alışveriş yapmak zorunda kaldığın arkadaşın... Çünkü kültürel göz teması yaptığın arkadaşın... | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
...was a terrorist a hole, who turned out to be a coward... | ...sonradan bir korkağa dönüşüp, Disneyland'a gitmek isteyen... ...teröristler tarafından paketlenince, tam bir korkağa dönüp... ...sonradan bir korkağa dönüşüp, Disneyland'a gitmek isteyen... | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |