Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 8648
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
I feel that a courtesan should be of Lucknow... | Lucknow Bölgesinin sosyete orospusu olmak istiyordum... | Bol-1 | 2011 | ![]() |
...otherwise it is better to be born in a decent household. | ...ama hoşgörülü bir evde doğmuş olmayı da tercih ederdim. | Bol-1 | 2011 | ![]() |
She is Ms. Meena. The heroine of 'Pakeezah'. | O kadının adı Mine. "Pakize" filminin kadın kahramanı. | Bol-1 | 2011 | ![]() |
Imitating her I changed my name from Safina to Meena. | Onu örnek alarak ismimi Safina'dan Mine'ye değiştirdim. | Bol-1 | 2011 | ![]() |
Now let go of your anger. | Artık gerilmekten vazgeç ve benim yaptığım gibi sen de kendini tanıt. | Bol-1 | 2011 | ![]() |
My name is Shafathullah Khan. | Benim adım Shefathullah Khan. | Bol-1 | 2011 | ![]() |
Excuse me, Ms. Meena. | Affedersiniz Mine Hanım. | Bol-1 | 2011 | ![]() |
Mallik's driver is troubling us as if he is dying. | Malik'in şoförü bizim için sorun oluyor, herif sanki ölmek üzere. | Bol-1 | 2011 | ![]() |
He keeps asking whether he should leave. | Ölsem mi, kalsam mı diye sorup duruyor. | Bol-1 | 2011 | ![]() |
And you too should control yourself. | Sen de idareyi ele al. | Bol-1 | 2011 | ![]() |
You keep interrupting me. | Sözümü kesip duruyorsun. | Bol-1 | 2011 | ![]() |
Get lost. | Def ol. | Bol-1 | 2011 | ![]() |
I will ask them to send dinner. | Akşam yemeğini göndermelerini isteyeceğim. | Bol-1 | 2011 | ![]() |
Do you also sleep in this dress? | Bu kıyafetle mi uyursun? | Bol-1 | 2011 | ![]() |
Morning. Good morning. | Günaydın, hayırlı sabahlar. | Bol-1 | 2011 | ![]() |
Come. Don't be scared. | Gel, korkmana gerek yok. | Bol-1 | 2011 | ![]() |
He, too, is a member of our family. | Bu da ailemizin bir üyesi. | Bol-1 | 2011 | ![]() |
Like you are, now. | Şu an senin olduğun gibi. | Bol-1 | 2011 | ![]() |
Ever since I grew up... | Çocukluğumdan beri... | Bol-1 | 2011 | ![]() |
...this is the first time I missed my morning prayer. | ...ilk kez sabah namazını kaçırdım. | Bol-1 | 2011 | ![]() |
Meena will sleep till afternoon. | Mine öğleye kadar uyur. | Bol-1 | 2011 | ![]() |
You can say your prayers. | Namazını kılabilirsin. | Bol-1 | 2011 | ![]() |
Let's go. Come on. | Hadi gel bakalım. | Bol-1 | 2011 | ![]() |
We should note down this date. | Bu tarihi not etmemiz gerek. | Bol-1 | 2011 | ![]() |
That on this day so much sweets came at home... | Bugün eve bir sürü tatlı geldi... | Bol-1 | 2011 | ![]() |
...but Hifza didn't even touch it. | ...ama Hıfzı ona dokunmadı bile. | Bol-1 | 2011 | ![]() |
I can't eat it out of fear. | Korkudan yiyemiyorum. | Bol-1 | 2011 | ![]() |
Instead of getting scared think that... | Korkacağına azıcık kafayı çalıştır, | Bol-1 | 2011 | ![]() |
...there will be at least one of us who will live happily as she wills. | ...en azından içimizden biri mutlu yaşayacak. | Bol-1 | 2011 | ![]() |
And the hell that will break lose here... | Ve kıyamet de burada kopacak. | Bol-1 | 2011 | ![]() |
Nothing is going to happen. | Hiçbir şey olmayacak. | Bol-1 | 2011 | ![]() |
What is the most that can happen? | En kötü ne olabilir ki? | Bol-1 | 2011 | ![]() |
Hell is on its way. | Kıyamet geliyor. | Bol-1 | 2011 | ![]() |
Everyone in this house has forgotten how to greet someone. | Bu evdeki herkes nasıl selamlaşacağını unutmuş. | Bol-1 | 2011 | ![]() |
Hello, father. | Selam aleyküm, baba. | Bol-1 | 2011 | ![]() |
Father, tell me whether I should get you a stick or... | Baba, söylesenize, büyük bir günah işlediğim için... | Bol-1 | 2011 | ![]() |
...kerosene and a matchbox because... | ...size sopa mı getireyim yoksa gazyağıyla kibrit mi? | Bol-1 | 2011 | ![]() |
But I gave it a thought before doing it. | Ama yine de düşünmek için size bir şans vermek isterim. | Bol-1 | 2011 | ![]() |
And I am ready for any punishment you give me for it. | Bunun için bana vereceğiniz her türlü cezaya razıyım. | Bol-1 | 2011 | ![]() |
What have you done now? | Gene ne haltlar karıştırdın? | Bol-1 | 2011 | ![]() |
I didn't want you to do with Aisha... | Bana yaptıklarınızı Ayşe'ye de yapmanızı istemedim. | Bol-1 | 2011 | ![]() |
Hence I... | Bu yüzden... | Bol-1 | 2011 | ![]() |
...forced mother and... | ...annemi zorladım ve... | Bol-1 | 2011 | ![]() |
...got Aisha married to Mustafa. | ...Ayşe ile Mustafa'yı evlendirdim. | Bol-1 | 2011 | ![]() |
You wretched woman! | Seni rezil kadın! | Bol-1 | 2011 | ![]() |
Disloyal woman! | Hain evlat! | Bol-1 | 2011 | ![]() |
Sister. | Abla. | Bol-1 | 2011 | ![]() |
What are you doing? Let go of her. You are shameless. | Ne yapıyorsun? Bırak onu, Seni utanmaz kadın. | Bol-1 | 2011 | ![]() |
What have you done? Let go of her. Let go of her. | Ne yaptın sen? Bırak onu, bırak. | Bol-1 | 2011 | ![]() |
You have ruined your family. | Ailenin hayatını mahvettin. | Bol-1 | 2011 | ![]() |
Will you listen to me once she is dead? | O ölmeden önce beni bir dinler misiniz? | Bol-1 | 2011 | ![]() |
What kind of a man are you? | Siz ne biçim adamsınız? | Bol-1 | 2011 | ![]() |
Ma'am, you are putting undue pressure on me. | Hanım, bana gereksiz bir baskı oluşturuyorsun. | Bol-1 | 2011 | ![]() |
The president doesn't pardon a death sentence if I tell him to. | Ona söylesem de Başbakan ölüm cezasını mazur göremez. | Bol-1 | 2011 | ![]() |
Who is asking you to pardon it? | Sizden af bekleyen yok. | Bol-1 | 2011 | ![]() |
I am just asking you to stop it. | Ben sadece durdurmanızı istiyorum. | Bol-1 | 2011 | ![]() |
I mean once the case reopens I am sure she will get pardoned. | Yani davayı yeniden açmayı kastediyorum, bu durumda affedileceğine eminim. | Bol-1 | 2011 | ![]() |
I know that this girl is innocent. | Bu kızın masum olduğunu biliyorum. | Bol-1 | 2011 | ![]() |
Hello. Hello. | Alo. Alo. | Bol-1 | 2011 | ![]() |
'Wadhuha'. Not 'Wazzuha'. | "Wadhuha". "Wazzuha" değil. | Bol-1 | 2011 | ![]() |
Sir, you have been summoned. | Efendim, sizi çağırıyorlar. | Bol-1 | 2011 | ![]() |
Come on, go. | Hadi bakalım, çalışın. | Bol-1 | 2011 | ![]() |
But this shouldn't happen tomorrow. | Lakin, yarın daha iyi olacaksınız. | Bol-1 | 2011 | ![]() |
You are less of a Nawab and more of a priest. | Sen ne Hint valisinden az ne de bir rahipten fazlasın. | Bol-1 | 2011 | ![]() |
And a very miser priest. | Ayrıca çok da kabasın. | Bol-1 | 2011 | ![]() |
That day I said such beautiful things about your feet. | O gün ayağın hakkında güzel şeyler söylemiştim. | Bol-1 | 2011 | ![]() |
But you don't bother to praise me a bit. | Lakin, siz beni övmek için hiç zahmete girmiyorsunuz. | Bol-1 | 2011 | ![]() |
Aren't my feet pretty? | Ayaklarım güzel değil mi? | Bol-1 | 2011 | ![]() |
Your feet are so pretty that when you walk... | Cariyelerin yürüdüğü gibi ellerini aşağıda tutarak... | Bol-1 | 2011 | ![]() |
...slaves should line up to keep their hands beneath them. | ...hizaya girdiğinde, ayakların çok güzel görünüyor. | Bol-1 | 2011 | ![]() |
You said something better than the Nawab in 'Pakeezah'. | "Pakize" filmindeki Vali'den daha güzel bir şey söyledin. | Bol-1 | 2011 | ![]() |
However... you didn't say it from your heart. | Yine de... kalpten söylemedin. | Bol-1 | 2011 | ![]() |
Why are you saying that? | Neden böyle diyorsun? | Bol-1 | 2011 | ![]() |
Look, my feet are right next to you... | Baksana, ayağım hemen dibinde dursa da... | Bol-1 | 2011 | ![]() |
...but your hands seem to be elsewhere. | ...ellerin başka bir yerde. | Bol-1 | 2011 | ![]() |
If these hands are always present... | Bu eller seni nereye götürürse götürsün... | Bol-1 | 2011 | ![]() |
...will your feet follow me wherever I take you? | ...bu ayaklar her zaman onun peşinden gelecek mi? | Bol-1 | 2011 | ![]() |
You are planning to take me along... | Beni yanında götürmeyi planlıyorsan... | Bol-1 | 2011 | ![]() |
...so that you don't have to leave your unborn daughter here. | ...doğmamış kızını burada bırakmana gerek kalmaz. | Bol-1 | 2011 | ![]() |
But I am saying all this for you. | Ama tüm bunları ben senin için söylemiştim. | Bol-1 | 2011 | ![]() |
I got married to you. | Seninle evlendim. | Bol-1 | 2011 | ![]() |
You are my honour. | Benim onurumsun. | Bol-1 | 2011 | ![]() |
Marriage was only your requirement, sir. | Evlilik senin zorlamandı. | Bol-1 | 2011 | ![]() |
There is no such tradition here. | Burada böyle bir gelenek yoktur. | Bol-1 | 2011 | ![]() |
Tell me, will it be possible for you... | Söylesene, eşini ve kızlarını terk edip... | Bol-1 | 2011 | ![]() |
...to leave your wife and daughters... | ...sonsuza kadar başka bir yere gitmek... | Bol-1 | 2011 | ![]() |
...and go somewhere forever. | ...senin için mümkün olabilir mi? | Bol-1 | 2011 | ![]() |
They don't have any other male member other than me... | Onların geçimini sağlayacak... | Bol-1 | 2011 | ![]() |
...to earn for them. | ...benden başka erkek yok. | Bol-1 | 2011 | ![]() |
And here? | Peki ya burada? | Bol-1 | 2011 | ![]() |
And here, there is no other woman here... | Burada da, para kazandıracak başka... | Bol-1 | 2011 | ![]() |
...to earn for them. | ...kadın yok. | Bol-1 | 2011 | ![]() |
You... don't answer. | Cevap vermiyorsun. | Bol-1 | 2011 | ![]() |
Tell that slut who started it all to leave the room. | Her şeyi başlatan o rezil kadına söyle, odayı terk etsin. | Bol-1 | 2011 | ![]() |
Beware if anyone talks about stepping outside the house. | Herkes evin dışındaki konuşmalarına dikkat etsin. | Bol-1 | 2011 | ![]() |
These girls will work? What will they do? | Bu kızlar mı çalışacak? Ne yapacaklar? | Bol-1 | 2011 | ![]() |
They will work as an officer in an office? | Ofisin birinde bir memur gibi mi çalışacaklar? | Bol-1 | 2011 | ![]() |
Will they open a clinic of their own? | Kendi kliniklerini mi açacaklar? | Bol-1 | 2011 | ![]() |
Or will they become Ministers in cabinet? | Yoksa kabinedeki bakanlardan biri mi olacaklar? | Bol-1 | 2011 | ![]() |
Tell me. Tell me. | Söyle hadi, söylesene. | Bol-1 | 2011 | ![]() |