Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 9165
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
as much a pan' of us as we are of it. | ...bir parçamızın ondan geldiğini. | Brave-1 | 2012 | ![]() |
Others say fate is woven together like a cloth. | Bazılarıysa kaderin kumaş gibi birbiriyle örülü olduğunu. | Brave-1 | 2012 | ![]() |
So that one's destiny intertwines with many others. | Yani birinin kaderi birçoğununkiyle sarılıdır. | Brave-1 | 2012 | ![]() |
It's the one thing we search for or fight to change. | Aradığımız yahut değiştirmek için savaştığımız şeydir kader. | Brave-1 | 2012 | ![]() |
Some never find it. | Bazıları onu asla bulamaz. | Brave-1 | 2012 | ![]() |
But there are some who are led. | Fakat onu bulanlar da vardır. | Brave-1 | 2012 | ![]() |
The story of how my father lost his leg | Babamın, ayağını şeytan ayı Mor'du'ya kaptırmasının hikayesi... | Brave-1 | 2012 | ![]() |
to the demon bear Mor'du became legend. | ...bir efsaneye dönüştü. | Brave-1 | 2012 | ![]() |
I became a sister to three new brothers. | Üç ufaklığın ablası oldum. | Brave-1 | 2012 | ![]() |
The princes. Hamish, Hubert and Harris. | Prensçikler: Hamish, Hubert ve Harris. | Brave-1 | 2012 | ![]() |
Wee devils, more like. | Dahası, küçük canavarlar gibiler. | Brave-1 | 2012 | ![]() |
They get away with murder. | Birini öldürseler paçalarını sıyırırlar. | Brave-1 | 2012 | ![]() |
I can never get away with anything. | Bense asla bir şeyden paçayı sıyıramam. | Brave-1 | 2012 | ![]() |
I'm the princess. | Ben prensesim. | Brave-1 | 2012 | ![]() |
I'm the example. | Örnek insanım. | Brave-1 | 2012 | ![]() |
I've got duties, responsibilities, expectations. | Görevlerim, sorumluluklarım, benden beklenenler var. | Brave-1 | 2012 | ![]() |
My whole life is planned out, | Tüm hayatım planlanmış durumda... | Brave-1 | 2012 | ![]() |
preparing for the day I become... | ...şey gibi olacağım güne hazırlanıyorum... | Brave-1 | 2012 | ![]() |
Well, my mother. | ...annem gibi. | Brave-1 | 2012 | ![]() |
She's in charge of every single day of my life. | Hayatımın her günü onun kontrolünde. | Brave-1 | 2012 | ![]() |
"Aye, Robin, Jolly Robin, and thou shalt know of mine." | "Hey Robin, Tatlı Robin, sen de benimkini bileceksin." | Brave-1 | 2012 | ![]() |
Project! | Yüksek sesle! | Brave-1 | 2012 | ![]() |
"And thou shalt know of mine!" | "Sen de benimkini bileceksin." | Brave-1 | 2012 | ![]() |
Enunciate. You must be understood from anywhere in the room, | Telaffuza dikkat. Odanın her yerinden anlaşılmalısın... | Brave-1 | 2012 | ![]() |
or it's all for naught. | ...yoksa boşa konuşursun. | Brave-1 | 2012 | ![]() |
This is all for naught. I heard that! | Boşa zaten bu. Duydum seni! | Brave-1 | 2012 | ![]() |
From the top. | Baştan başla. | Brave-1 | 2012 | ![]() |
A princess must be knowledgeable about her kingdom. | Bir prenses, krallığı hakkında bilgi sahibi olmalıdır. | Brave-1 | 2012 | ![]() |
She does not doodle. | Karalama yapmaz. | Brave-1 | 2012 | ![]() |
That's a C, dear. | Tatlım o Do. | Brave-1 | 2012 | ![]() |
A princess does not chortle. | Bir prenses kıkırdamaz. | Brave-1 | 2012 | ![]() |
Does not stuff her gob! | Ağzını şapırdatmaz! | Brave-1 | 2012 | ![]() |
Rises early. | Erken kalkar... | Brave-1 | 2012 | ![]() |
...Is compassionate... | ...merhametlidir... | Brave-1 | 2012 | ![]() |
...patient, cautious, | ...sabırlıdır, ihtiyatlıdır, temizdir. | Brave-1 | 2012 | ![]() |
And above all, a princess strives for... Well, perfection. | Her şeyden önemlisi de, bir prensesin gayesi... | Brave-1 | 2012 | ![]() |
But every once in a while, | Ama arada bir de olsa... | Brave-1 | 2012 | ![]() |
there's a day when I don't have to be a princess. | ...prenses olmak zorunda olmadığım bir gün olur. | Brave-1 | 2012 | ![]() |
No lessons, no expectations. | Dersler yok, beklentiler yok. | Brave-1 | 2012 | ![]() |
A day where anything can happen. | Her şeyin yaşanabileceği bir gün. | Brave-1 | 2012 | ![]() |
A day I can change my fate. | Kaderimi değiştirebileceğim bir gün. | Brave-1 | 2012 | ![]() |
I'm starving. You hungry too, Angus? | Ölüyorum açlıktan. Sen de acıktın mı Angus? | Brave-1 | 2012 | ![]() |
Oats it is, then. | Yulaf geliyor o zaman. | Brave-1 | 2012 | ![]() |
Good day, Princess. | İyi günler, Prenses. | Brave-1 | 2012 | ![]() |
I cannot find the salt. Where did you put it? | Tuzu bulamıyorum. Nereye koydun? | Brave-1 | 2012 | ![]() |
It was over there a minute ago, the last time I looked at it. | Son baktığımda şuradaydı. | Brave-1 | 2012 | ![]() |
And then, out of nowhere, the biggest bear you've ever seen! | Sonra da, bir anda görebileceğiniz en kocaman ayı çıktı ortaya! | Brave-1 | 2012 | ![]() |
His hide littered with the weapons of fallen warriors. | Postu ölmüş savaşçıların silahları yüzünden darmadağınıktı. | Brave-1 | 2012 | ![]() |
His face scarred with one dead eye. | Yüzünde tek gözünü kör eden bir yara vardı. | Brave-1 | 2012 | ![]() |
I drew my sword and... | Kılıcımı çektim ve | Brave-1 | 2012 | ![]() |
One swipe, his sword shattered. | Tek darbeyle, kılıcı parçalanmış. | Brave-1 | 2012 | ![]() |
Then "chomp"! Dad's leg was clean off. | Sonra da "çat"! Babamın ayağı gidivermiş. | Brave-1 | 2012 | ![]() |
Down the monster's throat it went. | Doğruca canavarın midesine. | Brave-1 | 2012 | ![]() |
That's my favorite part. | En sevdiğim kısım burasıydı. | Brave-1 | 2012 | ![]() |
Mor'du has never been seen since, | Mor'du o zamandan beri hiç görülmedi... | Brave-1 | 2012 | ![]() |
and is roaming the wilds waiting his chance of revenge. | ...ve yabanda gezinip intikam gününü bekliyor. | Brave-1 | 2012 | ![]() |
Let him return. | Dönsün bakalım! | Brave-1 | 2012 | ![]() |
I'll finish what I guddled in the first place. | Ta en başında yapmam gerekeni yaparım. | Brave-1 | 2012 | ![]() |
Merida, a princess does not place her weapons on the table. | Merida, bir prenses silahını masaya koymaz. | Brave-1 | 2012 | ![]() |
Mum! It's just my bow. | Anne! Alt tarafı yayım. | Brave-1 | 2012 | ![]() |
A princess should not have weapons in my opinion. | Bana kalırsa bir prensesin silahı da olmamalı. 1 | Brave-1 | 2012 | ![]() |
Leave her be. 1 | Rahat bırak kızı. | Brave-1 | 2012 | ![]() |
Princess or not, learning to fight is essential. | Prenses olsun olmasın, dövüşmeyi öğrenmek şarttır. | Brave-1 | 2012 | ![]() |
Mum? You'll never guess what I did today. | Anne, bugün ne yaptım tahmin edemezsin. | Brave-1 | 2012 | ![]() |
I climbed the Crone's Tooth, | Kocakarı Dişi'ne tırmandım... | Brave-1 | 2012 | ![]() |
and drank from the Fire Falls. | ...ve Alev Şelalesi'nden su içtim. | Brave-1 | 2012 | ![]() |
Fire Falls? | Ateş Şelalesi mi? | Brave-1 | 2012 | ![]() |
They say only the ancient kings were brave enough to drink the fire. | Derler ki yalnızca antik krallar ateş içecek kadar cesurmuş. | Brave-1 | 2012 | ![]() |
What did you do, dear? Nothing, Mum. | Ne yaptın hayatım? Hiçbir şey anne. | Brave-1 | 2012 | ![]() |
Hungry, aren't we? | Açız herhalde? | Brave-1 | 2012 | ![]() |
Mum! You'll get dreadful collywobbles. | Anne! Miden ağrıyacak sonra. | Brave-1 | 2012 | ![]() |
Oh, Fergus, will you look at your daughter's plate? | Fergus, kızının tabağına bakar mısın? | Brave-1 | 2012 | ![]() |
So what? | N'olmuş? | Brave-1 | 2012 | ![]() |
You great... Don't let them lick... | Sizi gidi... Seni yalamalarına izin... | Brave-1 | 2012 | ![]() |
Boys, you're naughty. | Çocuklar, yaramazlık yapmayın. | Brave-1 | 2012 | ![]() |
Don't just play with your haggis. | Oynamayın şu yahniyle. | Brave-1 | 2012 | ![]() |
How do you know you don't like it, | Denemezseniz sevmeyeceğinizi... | Brave-1 | 2012 | ![]() |
if you won't try it? | ...nereden biliyorsunuz? | Brave-1 | 2012 | ![]() |
That's just a wee sheep's stomach. | Küçük bir kuzunun midesi işte. | Brave-1 | 2012 | ![]() |
It's delicious. | Çok lezzetlidir. | Brave-1 | 2012 | ![]() |
My lady. Thank you, Maudie. | Leydim. Teşekkürler, Maudie. | Brave-1 | 2012 | ![]() |
You're getting too big, the two of you. | İkiniz de gittikçe büyüyorsunuz. | Brave-1 | 2012 | ![]() |
From the Lords Macintosh, MacGuffin and Dingwall. | Mektuplar Lord Macintosh, MacGuffin ve Dingwall'dan gelmiş. | Brave-1 | 2012 | ![]() |
Their responses, no doubt. | Şüphesiz, cevaplarını bildirmişler. | Brave-1 | 2012 | ![]() |
Aye, aye! | Tamam, tamam! | Brave-1 | 2012 | ![]() |
Stay out of my food, you greedy mongrels. | Uzak durun yemeğimden, sizi pisboğaz kırmalar. | Brave-1 | 2012 | ![]() |
Chew on that, you manky dogs! | Şunu çiğneyin sizi kepazeler! | Brave-1 | 2012 | ![]() |
Fergus? | Fergus? | Brave-1 | 2012 | ![]() |
They've all accepted. | Hepsi kabul etmiş. | Brave-1 | 2012 | ![]() |
Who's accepted what, Mother? | Kim neyi kabul etmiş anne? | Brave-1 | 2012 | ![]() |
Boys, you are excused. | Çocuklar, artık gidebilirsiniz. | Brave-1 | 2012 | ![]() |
What did I do now? | Şimdi ne yaptım? | Brave-1 | 2012 | ![]() |
Your father has something to discuss with you. | Babanın sana söylemesi gereken bir şey var. | Brave-1 | 2012 | ![]() |
Merida. | Merida. | Brave-1 | 2012 | ![]() |
The lords are presenting their sons as suitors for your betrothal. | Lordlar, oğullarını senin talibin olarak takdim ediyorlar. | Brave-1 | 2012 | ![]() |
What? The clans have accepted. | Ne? Klanların hepsi kabul etmiş. | Brave-1 | 2012 | ![]() |
Dad! What? I... | Baba! Ne? Ben... | Brave-1 | 2012 | ![]() |
You... She... Elinor? | Sen... O... Elinor? | Brave-1 | 2012 | ![]() |
Honestly, Merida, I don't know why you're reacting this way. | Açıkçası Merida, niye böyle tepki veriyorsun anlamıyorum. | Brave-1 | 2012 | ![]() |
This year, each clan will present a suitor | Bu yıl her klan, nişanlın olabilmeleri için... | Brave-1 | 2012 | ![]() |