Search
English Turkish Sentence Translations Page 154659
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Are you all right? Billy! | Sen iyi misin? Billy! Iyi misin? Billy! | Stardust-5 | 2007 | ![]() |
is so much better than your frightened Iittle heart. | ...senin korkudan titreyen küçücük kalbinden kat ve kat iyidir. korkmuş küçük bir kalpten çok daha iyidir. | Stardust-5 | 2007 | ![]() |
What the hell did you do? What did I do? What did you do? | Sen ne yaptın? Ne mi yaptım? Asıl sen ne yaptın? Ne yaptın sen? Ne mi yaptım? Asıl sen ne yaptın? | Stardust-5 | 2007 | ![]() |
Some crazy Iady was going to cut your heart out | Deli kadının teki kalbini söküp almak üzereydi... Deli bir kadın kalbini kesip çıkarıcaktı | Stardust-5 | 2007 | ![]() |
Perhaps you'd Iike it in writing! Or a diagram, maybe! | Belki de yazılı olarak istersin! Ya da çizerek anlatmamı! Belki yazılı olarak isterdin ha! ya da çizilmiş halde! | Stardust-5 | 2007 | ![]() |
Look, Captain Shakespeare! Caught ourselves a Iittle bonus! | Bakın, Kaptan Shakespeare! Kendimize ufak bir ikramiye yakaladık! Bakın, Kaptan Shakespeare! kendimize küçük bir ödül yakaladık! | Stardust-5 | 2007 | ![]() |
They don't Iook Iike Lightning Marshals to me. | Bana pek de Yıldırım Polisi'ymiş gibi görünmediler. Bana pek de şimşek mareşali gibi gelmediler. | Stardust-5 | 2007 | ![]() |
Well, Iet's think. | Şey, bir düşünelim. Hmmm, bir düşünelim. | Stardust-5 | 2007 | ![]() |
Get them in the brig! You heard the man! Let's go! | Onları hapishaneye götürün! Kaptanı duydunuz! Gidelim! ikisini de hapisaneye getirin! Adamı duydun! gidelim! | Stardust-5 | 2007 | ![]() |
We've got Iightning to catch! Come on! | Yakalamamız gereken bir yıldırım var! Haydi! Yakalamamız gereken şimşekler var! Hadiii! | Stardust-5 | 2007 | ![]() |
They're going to kill us, aren't they? I don't know. | Bizi öldürecekler, öyle değil mi? Bilmiyorum. bizi öldürücekler değil mi? Bilmiyorum. | Stardust-5 | 2007 | ![]() |
No. No, I didn't... I didn't mean it Iike that. | Hayır. Hayır, ben öyle. Ben öyle demek istemedim. Hayır, Hayır. Öyle demek istemedim. | Stardust-5 | 2007 | ![]() |
Shop boy Iike me, | Benim gibi bir tezgâhtarın,... Benim gibi bir çırak, | Stardust-5 | 2007 | ![]() |
I just thought I'd find some Iump of celestial rock | Sadece gökten düşen bir taş parçası bulacağımı... Ufak bir göktaşı parçası bulup | Stardust-5 | 2007 | ![]() |
If there's one thing I've Iearned in all my years watching Earth, | Dünyayı seyrettiğim onca yıl boyunca, öğrendiğim tek bir şey varsa,... Bu kadar yıldır dünyayı izlerken ögrendiğim birşey varsa o da, | Stardust-5 | 2007 | ![]() |
You saved my Iife. Thank you. | Hayatımı kurtardın. Teşekkür ederim. Hayatımı kurtardın.Teşekkür ederim | Stardust-5 | 2007 | ![]() |
The Iast brother dead. | Son kardeşim de öldü. son kardeş de ölmüş. | Stardust-5 | 2007 | ![]() |
Your brother doesn't have it? Well, why don't you find out? | Taş kardeşinizde değil mi? Neden kendin öğrenmiyorsun? Kardeşiniz de yok mu? Niye, ögrenip bana söylemiyorsun? | Stardust-5 | 2007 | ![]() |
What girl? I don't know. | ne kızı? bilmiyorum. | Stardust-5 | 2007 | ![]() |
A woman you should pray you'II never meet. | Karşılaşmamak için dua edeceğiniz bir kadın. Karşılaşmadığınız için şükretmeniz gereken bir kadın. | Stardust-5 | 2007 | ![]() |
Everlasting Iife. | Sonsuz yaşam. Sonsuz hayat. | Stardust-5 | 2007 | ![]() |
Ask again. We have asked again | Bir daha sorun. Tekrar sorduk... Tekrar sorun. Tekrar sorduk | Stardust-5 | 2007 | ![]() |
Watch your tongue, sister! It is you and not we who've Iost her. | Söylediklerine dikkat et, kardeşim! Onu elinden kaçıran sensin, biz değiliz. Laflarına dikkat et abla! Onu kaybeden sensin, biz değil. | Stardust-5 | 2007 | ![]() |
I'II bring her home and deal with her there. | Onu eve getireceğim ve işini orada bitireceğim. Onu eve getireceğim İcabına orda bakarım. | Stardust-5 | 2007 | ![]() |
Because the Iittle I know about Iove is that it's unconditional. | Aşk hakkında bildiğim tek şey, kayıtsız ve şartsız olduğudur. eğer aşk hakkında azıcık birşey biliyorsam o da,aşkın koşulsuz olduğudur. | Stardust-5 | 2007 | ![]() |
Hang on. This wasn't about me buying her Iove. | Orada dur bakalım. Aşkını satın almaya çalışmıyordum. Dur bi dakika. Bu benim onun aşkını satın almamla alakalı değil. | Stardust-5 | 2007 | ![]() |
We've Iocated the sky vessel. | Bir hava aracında olduğunu tespit ettik. Uçan geminin yerini tespit ettik. | Stardust-5 | 2007 | ![]() |
Or I'II snap her pretty Iittle fingers one by one Iike dry twigs! | Yoksa bu kızın, küçük güzel parmaklarını kuru birer dalmış gibi kıracağım. Yoksa onun güzel,küçük parmaklarını kuru dallar gibi teker teker kırıveririm! | Stardust-5 | 2007 | ![]() |
This is my wife, Yvaine. Your wife? | Bu da eşim, Yvaine. Eşin mi? Bu da karım, Yvaine. Karın? | Stardust-5 | 2007 | ![]() |
You may think you're showing a Iittle spirit in front of your Iady friend, | Bu genç bayanın önünde, bir cesaret gösterisi sergilediğini zannedebilirsin,... Bayan arkadaşının yanında,cesurluk tasladığını düşünüyor olabilirsin, | Stardust-5 | 2007 | ![]() |
but if you talk back to me again, I'II feed your tongue to the dogs, | ...ama benimle bir daha bu şekilde konuşursan, dilini köpeklere yediririm,... Ama bir daha bana cevap verirsen, Dilini köpeklere yediririm | Stardust-5 | 2007 | ![]() |
you impertinent Iittle pup! | ...seni saygısız köpek eniği! Seni küstah küçük enik ! | Stardust-5 | 2007 | ![]() |
Sir? Better! But still interrupting. | Efendim? Daha iyi! Ama hâlâ sözümü kesiyorsun. Bayım? Daha iyi! ama hala rahatsız edici. | Stardust-5 | 2007 | ![]() |
Maybe we'II watch you dance a gallows jig! | Belki de seni, bir darağacında dans ederken izlemeliyiz. Belki sizi darağacı dansı yaparken izleriz ha?? | Stardust-5 | 2007 | ![]() |
It's a very Iong way down. | Aşağı epey uzun bir yol var. aşağıya kadar oldukça uzun bir yol var. | Stardust-5 | 2007 | ![]() |
PIenty of time to reminisce about your pitifully short Iives. | Acınası hayatlarınızı hatırlamak için yeterince vaktiniz olur. Acınası kısa hayatlarınızı yadetmek için bol bol zamanınız olur. | Stardust-5 | 2007 | ![]() |
That's one Iie too many, my son. | Yalanlarını yeterince dinledim, evlat. Bu çok büyük bir yalan oğlum. | Stardust-5 | 2007 | ![]() |
He is. Yeah, he's gonna... And Iive to tell the tale? | ...yaşayabileceğini mi sandın? Atacak. Evet, onu atacak. Yapacak. evet, yapacak... ve hikayeyi anlatacak kadar yaşayacagını? | Stardust-5 | 2007 | ![]() |
AII right, go, on the deck, on the deck, on the deck! Now, go, go, go! | Tamam, koşun, güverteye, güverteye, güverteye! Hemen, koşun, koşun, koşun! Hadi, güverteye, güverteye Şimdi, gidelim, gidelim | Stardust-5 | 2007 | ![]() |
Big mistake, Mr. Thorn! And the Iast one you'II ever make! | Büyük hata, Bay Thorn! Yaptığınız son hata buydu! Büyük hata, Bay Thorn! Yapacağınız son hata! | Stardust-5 | 2007 | ![]() |
No! No! You brute! Come... Come on! | Hayır! Hayır! Hayvan! Gel... Haydi! Hayı!Hayır!! Seni hayvan! Hadi... Hadi! | Stardust-5 | 2007 | ![]() |
You murderer! You pig! Come on! Get up! Get up! | Katil! Domuz! Haydi! Kalk ayağa! Ayağa kalk! Katil! domuz! Yürü! ayağa kalk! Kalk! | Stardust-5 | 2007 | ![]() |
will get the same treatment! What? You'II... | ...ona da aynı şekilde davranırım! Ne? Sen... aynı muammeleyi görecek! Ne? Siz... | Stardust-5 | 2007 | ![]() |
No, you idiot! I'II sling you over the side as well! | Hayır, seni salak! Sizi de tuttuğum gibi aşağı atarım! Hayır, seni salak! Seni de aşağıya atacağım! | Stardust-5 | 2007 | ![]() |
Aphilosopher once asked, | Bir zamanlar, bir filozof sormuş;... | Stardust-6 | 2007 | ![]() |
1 50 years ago at the Royal Academy of Science | ...içinde garip bir soru bulunan bir mektubun ulaştığı... 150 sene önce Kraliyet Bilim Akademisi | Stardust-6 | 2007 | ![]() |
It'll bring you Iuck. | Sana şans getirir. Sana şans getirecek. | Stardust-6 | 2007 | ![]() |
has Ied an unremarkable life. | ...sürdüğünü rahatlıkla söyleyebilirim. pek de hoşa gitmeyen hayatlar yaşadılar. | Stardust-6 | 2007 | ![]() |
Do you know he's going all the way to ipswich just to buy me a ring? | Bana bir yüzük almak için, ta Ipswich'e kadar gittiğini biliyor musun? Taa Ipswich'e gidip bana bir yüzük aldığını biliyor muydun? | Stardust-6 | 2007 | ![]() |
ipswich? | Ipswich mi? Ipswich? | Stardust-6 | 2007 | ![]() |
I can't exactly say no after he's gone all the way to ipswich. | Ipswich'e kadar onca yolu teptikten sonra ona hayır diyemem ki. Benim için taa Ipswich'e gitmişken hayır diyemem. | Stardust-6 | 2007 | ![]() |
"All the way to ipswich"? | "Ipswich'e kadar onca yol" mu? "Taa Ipswich'e"? | Stardust-6 | 2007 | ![]() |
More beautiful than a fancy ring from ipswich? | Ipswich'ten alınan süslü bir yüzükten daha mı güzel? Ipswich'den gelen bir yüzükten de mi güzel? | Stardust-6 | 2007 | ![]() |
If these divinations are correct, the fallen star lies 1 00 miles away. | Kehanetler doğruysa, kayan yıldız buradan 150 kilometre uzakta. eğer bu kehanetler doğruysa Yıldız 140 km ötede yatıyor demektir. | Stardust-6 | 2007 | ![]() |
I've his kidney. I've his liver. | Böbreği bende. Karaciğeri de bende. Bende böbrek var. Bende ciğer. | Stardust-6 | 2007 | ![]() |
You'll be needing what's Ieft of the Iast star. | Son yıldızdan geriye kalanlara ihtiyacın olacak. En son yıldızdan kalana ihtiyacın olacak. | Stardust-6 | 2007 | ![]() |
There's not much Ieft. Soon, there'll be plenty for us all. | Fazla bir şey kalmadı. Yakında hepimiz için yeterince olacak. Çok fazla kalmadı. Yakında, hepimiz için yeteri kadar olacak. | Stardust-6 | 2007 | ![]() |
Oh. You do Iook a bit like your father. | Hık demiş, babanın burnundan düşmüşsün. Oh. Biraz babanı andırıyorsun. | Stardust-6 | 2007 | ![]() |
Do I Iook like I'm your mother? | Annene benzer bir halim mi var? Annene benzer bi tarafım var mı? | Stardust-6 | 2007 | ![]() |
PIease. Yvonne, whether you like it or not... | Yapma. Yvonne, hoşuna gitse de gitmese de... Of Lütfen!. Yvonne, beğensen de beğenmesen de... | Stardust-6 | 2007 | ![]() |
What are you doing? What does it Iook like I'm doing? | Sen ne yapıyorsun? Ne yapıyor gibi görünüyorum? Sen napıyorsun? Napıyormuşum gibi duruyor? | Stardust-6 | 2007 | ![]() |
Okay, you... Well, then I'll... You sleep. I'll go and get something to eat. | Tamam, sen... Ben de... Sen uyu. Ben de gidip yiyecek bir şeyler bulayım. Tamam, sen... neyse, o zaman ben... Sen uyu. Ben gidip yiyecek birşeyler getireyim. | Stardust-6 | 2007 | ![]() |
What does it Iook like I'm doing? I'm making sure you don't run away. | Ne yapıyor gibi görünüyorum? Kaçmayacağından emin oluyorum. Ne yapıyormuş gibi gözüküyorum? Kaçmayacağından emin olmak istiyorum sadece. | Stardust-6 | 2007 | ![]() |
"Are we human because we gaze at the stars, | "Yıldızlara baktığımız için mi insanız,... | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
"or do we gaze at them because we are human?" | ...yoksa insan olduğumuz için mi onlara bakıyoruz?" | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Pointless, really. | Gerçekten anlamsız. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Now, that's a question. | İşte, asıl soru bu. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
But I'm getting ahead of myself. | Ama ben cevabını çoktan aldım. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Our story really begins here, | Hikayemiz 150 yıl önce tam da burada,... | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
150 years ago at the Royal Academy of Science | ...içinde garip bir soru bulunan bir mektubun ulaştığı... | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
where a letter arrived, containing a very strange inquiry. | ...İngiltere'de, Londra'daki Kraliyet Bilim Akademisi'nde başlıyor. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
It had come from a country boy | Mektup, taşralı bir çocuktan geliyordu... | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
and the scientist who read it thought it might be a practical joke of some kind. | ...ve onu okuyan bilim adamı bunun bir tür şaka olabileceğini düşünmüştü. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
But he duly wrote a reply | Ama kibarca, bu sorunun saçma olduğunu belirten bir cevap yazdı... | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
And posted it to the boy who lived in a village called Wall, | ...ve "Duvar" isimli köyde yaşayan çocuğa postaladı. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
so named, the boy had said, for the wall that ran alongside it. | Çocuğun dediğine göre, köy adını yakınlarda bulunan duvardan almıştı. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
A wall that, according to local folklore, hid an extraordinary secret. | Öyle bir duvar ki, yerel efsanelere göre, sıra dışı bir sırrı saklıyordu. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
I'm charged with guarding the portal to another world. | Başka bir dünyaya açılan bu geçidi korumakla görevliyim. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
And you're asking me to just let you through? | Sen ise kalkıp, öylece geçmene izin vermemi mi bekliyorsun? | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Yes. Because, let's be honest, it's a field. | Evet. Çünkü, dürüst olmak gerekirse, orası açık arazi. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Look, do you see another world out there? | Bak, orada başka bir dünya görüyor musun? | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
No. You see a field. Do you see anything nonhuman? | Hayır. Bir arazi görüyorsun. İnsan dışı bir şey görüyor musun? | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
No. And you know why? Because it's a field! | Hayır. Neden biliyor musun? Çünkü orası bir arazi! | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Hundreds of years, this wall's been here. | Yüzlerce yıldır, bu duvar burada. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Hundreds of years, this gap's been under 24 hour guard. | Yüzlerce yıldır, bu boşluk 24 saat gözetim altında tutuluyor. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Well... One more word, | İyi de... Bir kelime daha edersen,... | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
and I'll have you up in front of the village council! | ...kendini ihtiyar heyetinin önünde bulursun! | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Well, that sounds rather final. Yeah. | Şey, sanırım son sözün bu. Evet. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Better just go home, then, I suppose. Right, then. Night, Dunstan. | Öyleyse, eve gitsem iyi olacak. Haklısın. İyi geceler, Dunstan. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Give my best to your father. | Babana selamlarımı ilet. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
I don't deal with time wasters. | Senin gibilerle vaktimi boşa harcayamam. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Get over here and tend this stall. | Buraya gel ve tezgâha bak. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
I'm off to The Slaughtered Prince for a pint. | "Katledilen Prens"e gidip bir şeyler içeceğim. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
See anything you like? | Hoşuna giden bir şey var mı? | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
I mean, what I meant was these ones, the blue ones. | Yani, benim... Benim demek istediğim, şunlardı, şu mavi olanlar. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
They might be the color of your hair. | Saçının rengine... | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Or they might be all of your memories before you were three. | ...veya üç yaşından önceki tüm anılarına mâl olabilir. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
I can check if you like. | İstersen kontrol edebilirim. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Anyway, you shouldn't buy the bluebells. Buy this one instead. | Neyse, mavi çan çiçeklerinden almanı tavsiye etmem. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
It'll bring you luck. | Sana şans getirir. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |