Search
English Turkish Sentence Translations Page 154662
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
But then Victoria and the star just popped into... | Ama sonra Victoria ve o yıldız aklıma geliverdi... | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Oh, excuse me, madam. Sorry. | Affedersiniz, bayan. Özür dilerim. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
This may seem strange, but have you seen a fallen star anywhere? | Size biraz garip gelebilir ama buralarda kayan bir yıldız gördünüz mü? | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
You're funny. No, really, we're in a crater. | Çok komiksin. Hayır, gerçekten, bir kraterdeyiz. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
This must be where it fell. | Düştüğü yer burası olmalı. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
It is. Or if you want to be really specific, | Öyle. Daha açık konuşmamı istersen,... | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
up there is where this weird, bloody necklace | ...yukarıda kendi işiyle meşgulken, birdenbire bu garip, kahrolası kolye ortaya çıkıverdi... | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
And over there is where it landed. | İndiği yer tam şurasıydı. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
And right here, this is where it got hit by a magical flying moron! | Ve burada da, sihirle uçan bir salak ona çarptı! | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
You're the star! You're the star? Really? | O yıldız sendin! Yıldız sen miydin? Sahiden mi? | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Oh, wow. I'm sorry. I had no idea you'd be a... | Vay canına. Özür dilerim. Şey olacağın hiç aklıma gelmemişti. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
May I just say in advance that I am sorry? | Şimdiden özür dileyebilir miyim? | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Sorry for what? For this. | Ne için? Bunun için. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Now, if I am not mistaken, this means you have to come with me. | Şimdi, eğer yanılmıyorsam, bu benimle geleceğin anlamına geliyor. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
See, you're going to be a birthday gift for Victoria, my true love. | Gerçek aşkım Victoria için, doğum günü hediyesi olacaksın. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
But of course! | Tabii ya! | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Nothing says romance like the gift of a kidnapped, injured woman! | Hiçbir şey, kaçırılmış, yaralı bir kadından daha romantik bir hediye olamaz! | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Hurry. You should be on your way now, Primus. | Acele et. Çoktan yola koyulmuş olmalıydın, Primus. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
You must find the royal necklace with the ruby before your brothers. | Üzerinde yakut bulunan o kraliyet kolyesini kardeşlerinden önce bulmalısın. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
I should like to see you take the throne. The first benevolent king. | Hayırsever bir kral olarak, tahta ilk senin geçtiğini görmek isterim. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
I don't doubt Stormhold would be a better place under your rule. | Yönetimin altında, Stormhold'un daha iyi bir yer olacağından hiç şüphem yok. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Well, that is fascinating. | Bu çok enteresan. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Don't you think, Tertius? Yes, indeed. | Sence de öyle değil mi, Tertius? Evet, gerçekten öyle. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Prince Septimus! Tertius. Well... Well. Well, well, I... | Prens Septimus! Tertius. Şey... Evet. Şey, şey, ben... | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Since you're all here, won't you join me in a toast? | Hepiniz burada olduğunuza göre, benimle kadeh kaldırmaz mıydınız? | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
What a very good idea. | Ne kadar iyi bir fikir. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
To the new King of Stormhold, | Stormhold'un yeni kralına,... | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
whichever of you fine fellows it might be. | ...aranızdan hanginiz olursa, ona, sevgili dostlarım. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
To the new King of Stormhold. | Stormhold'un yeni kralına. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
You really thought that you were king? | Kral olabileceğini gerçekten düşündün mü? | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
You killed the Bishop? No, Primus. | Piskoposu mu öldürdün? Hayır, Primus. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
I think you'll find that you killed the Bishop by drinking out of the wrong cup. | Sanırım, senin de fark edeceğin üzere, yanlış kadehi alarak Piskoposu öldüren sensin. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Oh, look, when you finish wrestling with your conscience, | Bak, vicdanınla boğuşmayı bitirince, odana dönmeni tavsiye edebilir miyim? | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Leave the quest for the stone to me. | Taşı arama görevini bana bırak. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
How have we lived this way all these years? | Onca yıldır, nasıl oldu da bu şekilde yaşadık? | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
In my absence, I expect you to make it fit for the queens we are. | Ben yokken, kraliçelere lâyık bir şekilde hazırlanmanızı bekliyorum. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
When I return with our prize, all of us shall be young again. | Ödülümüzle birlikte geri döndüğümde, yeniden gençliğimize kavuşacağız. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Don't you ever sleep? | Sen hiç uyumaz mısın? Geceleri uyumam. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
May have escaped your notice, genius, | Dikkatinden kaçmış olabilir dâhi çocuk,... | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
but that's when stars have rather better things to do. | ...ama yıldızlar işlerini daha ziyade geceleri yapar. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
They're coming out, shining, that sort of thing. | Ortaya çıkıp parlarlar, bunun gibi şeyler işte. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Yeah, well, it may have escaped yours, but you're not in the sky anymore. | Evet, dikkatinden kaçmış olabilir ama artık gökyüzünde değilsin. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Coming out is off the agenda. | Ortaya çıkman söz konusu bile değil. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Shining has been suspended until further notice. | İkinci bir emre kadar parlaman yasak. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Oh, and sleeping during the day is O U T. | Gündüzleri uyumayı da unut. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Unless you have some magical ability to sleep while you're walking. | Uykunda, sihirli bir biçimde, yürümeyi becerebiliyorsan, o zaman başka. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Have you not got it into your thick head yet? | Daha o kalın kafana sokamadın mı? Ben hiçbir yere gitmiyorum! | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Sit in a crater. I've had enough of you anyway. | Bir kraterde otur. Sana yeterince katlandım zaten. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
I was gonna put you back in the sky once I'd brought you to my Victoria, | Victora'ya götürdükten sonra seni gökyüzüne geri gönderecektim,... | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
but clearly, you'd rather sit on your own in the middle of nowhere forever. | ...ama belli ki, ıssız bir yerde sonsuza dek oturmayı tercih ediyorsun. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
And just how were you planning to get me back to the sky? | Peki beni gökyüzüne nasıl göndermeyi planlıyorsun? | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
I find the fastest way to travel is by candlelight. | Seyahat etmenin en hızlı yolunun mum ışığı olduğunu öğrendim. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
You've got a Babylon candle. Yeah, I have a bubbling candle. | Elinde bir Babil mumu var. Evet, sanırım bal mumundan yapılmış. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
A Babylon candle. That's what I said. | Babil mumu. Ben de öyle dedim. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
You said "Bubbling. " | "Bal mumu dedin." | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Anyway, I was going to give what's left of it to you. | Her neyse, kalanını sana verecektim. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Well, that barely has one use left. | Zaten geriye tek kullanımlık kalmış. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
So be grateful I'm not using it right now to get us both back to the wall. | Öyleyse bunu duvara geri dönmek için kullanmadığıma minnettar olmalısın. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Unless you have a better way of getting yourself home. | Tabii eve dönmenin daha iyi bir yolunu bilmiyorsan. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
All right. All right. I'm helping. | Tamam. Tamam. Yardım ediyorum. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
And you are gonna have to walk quicker than that. | Bundan daha hızlı yürümen gerekecek. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Otherwise, I'll never get you back to Victoria in a week. | Aksi taktirde, bir hafta içinde seni hayatta Victoria'ya götüremem. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Don't take less than a florin for him, Bernard! You understand? | Keçiyi, 1 florin'den aşağıya satma, Bernard! Anladın mı? | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Yes, Mother. No dilly dallying! | Evet, anne. Oyalanayım deme! | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
And don't even think of stopping at the tavern, Bernard, or you'll be sorry! | Ve sakın meyhaneye uğramaya kalkma, Bernard, yoksa buna pişman olursun! | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
A florin for your goat, boy. | Keçin için 1 florin, evlat. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
He's a bit small to pull your can't. | Arabanızı çekmek için biraz küçük kalır. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
You're quite right. | Kesinlikle haklısın. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Get on! | Koşun! | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
What do you want with me, a poor old flower... | Benim gibi yaşlı bir kadından ne istiyor... | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Oh, do shut up. I know what you are | Kapa çeneni. Kim olduğunu biliyorum... | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
and I swear by the ordinances of the sisterhood to which we both belong | ...ve ikimizin de bağlı olduğu kardeşliğin kuralları gereğince... | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
that I mean you no harm this day. | ...sana zarar vermeyeceğime dair yemin ediyorum. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
I wish to share your meal. | Yemeğini paylaşmanı rica ediyorum. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Well, one can never be too careful. Sit down. I'll get you a seat. | İnsan yeterince dikkatli olamıyor. Otursana. Sana bir sandalye bulayım. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Anything else? Nope. | Başka bir şey? Hayır. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
What's it to be? | Neresini olsun? | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Heads or tails? | Başı mı kuyruğu mu? | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Heads. | Başı. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
So, stranger, | Peki, yabancı,... | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
where are you headed off to on this fine day? | ...bu güzel günde nereye gidiyorsun? | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
I seek a fallen star. | Kayan bir yıldızı arıyorum. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
She fell not far from here. | Buranın yakınlarına düştü. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
And when I find her, I shall take my great knife | Onu bulduğumda, bıçağımı çıkaracağım ve canlı canlı kalbini sökeceğim. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
And the glory of our youth shall be restored. | Ve gençliğimizin bütün ihtişamı geri gelecek. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Fallen star? | Kayan bir yıldız mı? | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
That's the best news I've had in ages. | Asırlardır duyduğum en iyi haber. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
I could do with losing a few years meself. | Birkaç yıl gençleşsem, hiç fena olmaz. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
So whereabouts did you... | Peki nereden geliyor... | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
You dare to steal truth from my lips by feeding me limbus grass? | Bana limbus otu yedirerek, ağzımdan gerçekleri almaya nasıl cüret edersin? | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Do you have any idea what a big mistake you've made, Ditchwater Sal? | Ne kadar büyük bir hata işlediğinin farkında mısın, Ditchwater'lı Sal? | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
How do you know my... | Adımı nereden biliyor... | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
I shall not seek the star, Your Dark Majesty. I swear. | O yıldızı aramaya kalkışmayacağım, Yüce Majesteleri. Yemin ederim. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Seek all you wish. | İstediğin kadar ara. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
You will not perceive her even if she stands before you. | Karşında dikilip dursa bile, onu fark edemeyeceksin. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Pray you never meet me again, Ditchwater Sal. | Benimle bir daha karşılamamak için dua et, Ditchwater'lı Sal. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Oh, right. So let me get this straight. | Tamam. Şu işi açıklığa kavuşturmama izin ver. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
You think you know we're going the right way because... | Doğru yolda gittiğimizi düşünüyorsun çünkü... | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
And I quote, "I just do. " | Tek duyduğum, "Biliyorum işte." | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
I do, though. I don't know why. | Öyle olduğunu zannediyorum. Sebebini bilmiyorum. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |