Search
English Turkish Sentence Translations Page 154663
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Maybe it's my love for Victoria guiding me home. | Belki de Victoria'ya duyduğum aşk bana evin yolunu gösteriyordur. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Please. Yvonne, whether you like it or not... | Yapma. Yvonne, hoşuna gitse de gitmese de... | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Yvaine! My name is Yvaine, so... | Yvaine! Adım Yvaine, peki... | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
How many times do I have to... | Bunu daha kaç kere söylemek zorundayım. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Would you... Would you please slow down? | Yavaşla... Lütfen biraz yavaşlar mısın? | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Look, we're... We're going north, all right? | Bak, kuzeye doğru gidiyoruz, tamam mı? | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
And if you look up in the sky, even during the day, you can see the... | Gündüz olsa bile, kafanı kaldırıp gökyüzüne baktığında, akşam yıldızını... | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
The evening star. That's so weird. | ...görebilirsin. Bu çok garip. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
That's funny. Hilarious. My sides are splitting. | Çok komik. Gülünç. Her yanım ağrıyor. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
No, I'm being... | Hayır, ben mantıklı olmaya... | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Wait that... That was you! Really? | Dur biraz... O sendin! Gerçekten mi? | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
What are you doing? What does it look like I'm doing? | Sen ne yapıyorsun? Ne yapıyor gibi görünüyorum? | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
We agreed we'd stop off at the next village to eat and rest. | Bir sonraki kasabada durup yemek yiyeceğimiz ve dinleneceğimiz konusunda anlaşmıştık. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Come on, Tristan. It's midday. | Haydi ama, Tristan. Gün ortasındayız. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
I never stay up this late! Just, please, let me sleep! | Hiç bu saate kadar ayakta kalmamıştım! Lütfen, uyumama müsaade et! | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Okay, you... Well, then I'll... You sleep. I'll go and get something to eat. | Tamam, sen... Ben de... Sen uyu. Ben de gidip yiyecek bir şeyler bulayım. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
What does it look like I'm doing? I'm making sure you don't run away. | Ne yapıyor gibi görünüyorum? Kaçmayacağından emin oluyorum. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Your Highness, the soothsayer, as you requested. | Efendim, isteğiniz üzerine, kâhini getirdik. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
South, you said. | Güneye dedin, güneye gittik. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Still no stone. | Taşı hâlâ bulamadık. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Do you now propose we start swimming? | Şimdi de yüzmeye başlamamızı mı önereceksin? | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Sire, I've merely relayed to you what the runes have told me. | Efendim, ben sizi sadece taşların söylediği şekilde yönlendirdim. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
I can do no more. | Bundan fazlasını yapamam. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Well, consult them again. | Öyleyse, onlara yeniden danış. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Before we seek the stone, I have another question. | Taşı aramaya başlamadan önce, bir sorum daha olacak. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Am I the seventh son? | Kralın yedinci oğlu muyum? | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Another question. | Bir soru daha. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Has excessive begging or pleading ever persuaded me | Bir hainin, hayatını bağışlamam için bana yalvarması, beni iknâ etmeye yeter mi? | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
That means no. Good. | Bu, hayır demek. Güzel. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Throw them again. This time, throw them high. | Yine fırlat. Bu sefer, daha yükseğe olsun. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Do you work for my brother? | Kardeşim adına mı çalışıyorsun? | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
So, do we continue west? | Peki, batıya mı gidelim? | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Be careful how much magic you use, sister. | Kullandığın sihirlere dikkat et, kardeşim. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
It's beginning to show. | Kendini belli etmeye başladın. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
One goat and a small enchantment. Hardly extravagant. | Bir keçi ve ufak bir büyü. Daha fazlası değil. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Well, even using the ring will take its toll. | Yüzüğü kullansan bile, bir karşılığı olacaktır. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Better you call on us only in dire need. | Sadece acil durumlarda bizi çağırsan iyi olur. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
And use your runes to locate the star yourself. | Yıldızın yerini bulmak için taşları kullan. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
I used them and she should be here. | Onları kullandım, burada olması gerekirdi. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
But now they're just telling me gibberish. | Ama şimdi, saçma sapan kehanetlerde bulunuyorlar. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
It is because you must stay where you are, my sister. | Çünkü olduğun yerde kalmalısın, kardeşim. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
She is coming to you. | Sana doğru geliyor. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Oh, be warned, Lamia. Delicacy is needed. | Dikkatli ol, Lamia. Bu işte incelik gerekiyor. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Misery has drained her. She's barely shining. | Sefalet onu tüketiyor. Parıldaması kayboluyor. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Set a trap that ensures her heart is glowing before you cut it out. | Kalbini kesip çıkarmadan önce, parlamasını sağlayacak bir tuzak kurduğundan emin ol. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Oh, you idiot. | Seni ahmak. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
You shall become human. | İkiniz de insan olacaksınız. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
You are Billy, the innkeeper. I am your wife, and you're our daughter. | Sen hancı Billy'sin. Ben eşinim ve sen de bizim kızımız. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Now, make everything ready. Our special guest will be here soon. | Şimdi, her şeyi hazırlayın. Özel konuğumuz yakında burada olacak. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
I mean, who's to say he'd have even kept his promise about the candle? | Demek istediğim, mum hakkında verdiği sözü tutacağını kim bilebilir? | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
I just refuse to believe he's the only person in Stormhold | Stormhold'da bana yardım edebilecek tek insanın, o olduğuna inanmak istemiyorum. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Going on and on and on. Just "Victoria this" and "Victoria that. " | Durmadan aynı şeyi tekrarlıyor. Victoria şöyleymiş, Victoria böyleymiş. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Please protect our sister, Tristan. | Lütfen kız kardeşimizi koru, Tristan. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Yvaine is in grave danger. | Yvaine büyük bir tehlikede. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
The unicorn came to help her. | Unicorn, ona yardım etmek için gelmişti. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
But now they're heading into a trap. | Ama şimdi, bir tuzağa doğru gidiyorlar. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
No star is safe in Stormhold. | Stormhold'da, hiçbir yıldız güvende değil. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
The last to fall, 400 years ago, | En son kayan yıldız, 400 yıl önce,... | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
was captured by the same witches who seek Yvaine now. | ...şu anda Yvaine'i arayan cadılar tarafından ele geçirildi. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
They tricked her, | Onu kandırdılar,... | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
cared for her, | ...ona özen gösterdiler,... | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
and when her heart was once more aglow, | ...kalbi bir kez daha parlamaya başladığında,... | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
they cut it from her chest | ...göğsünden kesip aldılar... | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
and ate it. | ...ve onu yediler. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
There's no time to waste. | Kaybedecek vakit yok. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
By any means possible, you must get on it. | Ne pahasına olursa olsun, o arabaya binmelisin. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
If Septimus insists on sending a boy to do a mars job... | Septimus, bir erkeğin yapması gereken iş için bir çocuğu göndermekte ısrarlıysa,... | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
No, no, no, wait, please! | Hayır, hayır, durun, lütfen! | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
I don't know a Septimus. I just need a lift. | Septimus diye birini tanımıyorum. Sadece bir arabaya ihtiyacım var. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Look at me, look at me. I'm unarmed. Please. | Bana bakın, bana bakın. Silahsızım. Lütfen. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Please, let me ride with you. | Lütfen, izin verin sizinle geleyim. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
I'm afraid that's impossible. I'm on a quest of enormous importance. | Korkarım bu mümkün değil. Çok önemli bir görevim var. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Well, then all the more reason to take me with you. | Öyleyse, beni de yanınıza almalısınız. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
There may come a time when you need a second pair of hands. Sir? | Bana ihtiyaç duyabileceğiniz bir an gelebilir. Bayım? | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Please. Maybe providence sent me to you just as it sent you to me. | Lütfen. Belki de Tanrı, beni size gönderdiği gibi sizi de bana göndermiştir. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Get on. Oh, yes. Thank you. | Atla. Tamam. Teşekkür ederim. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Goodness me, my dear. Come in out of this wretched rain! | Tanrı aşkına, tatlım. İçeri gel, bu berbat yağmurda ıslanma! | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
We have food and drink, a warm bed and plenty of hot water for a bath. | Yiyeceğimiz, içeceğimiz, sıcak bir yatağımız ve banyo için yeterince sıcak suyumuz var. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
How do you like your bath? Warm, hot or boil a lobster? | Banyonu nasıl istersin? Ilık, sıcak yoksa derini haşlayacak kadar mı olsun? | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Then let me choose for you, | Öyleyse, senin yerine ben karar vereyim, bu arada kocam da atını ahıra götürsün. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Now, let's get you out of your wet things, shall we? | Şimdi, üzerindeki şu ıslak kıyafetlerden kurtulalım, olur mu? | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Feeling better? | Böyle iyi misin? Daha iyiyim. Teşekkür ederim. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
The warm water's actually done me a world of good. | Aslında bu sıcak su bana çok iyi geldi. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
You see? The powers of a nice, hot bath. | Gördün mü? Sıcak, güzel bir banyonun faydaları. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
And your leg? Any improvement? | Bacağın nasıl oldu? Bir düzelme var mı? | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
That is extraordinary. | Bu olağanüstü. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
It's the very least I could do. I'm just glad you're feeling better. | En azından bu kadarını yapabilirim. Kendini iyi hissetmene sevindim. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
You seem happier in yourself, too. | Hem daha mutlu görünüyorsun. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
I do feel happier. Less troubled. | Kendimi daha mutlu hissediyorum. Sorunlarımın azaldığını. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Nothing like a nice soak to warm the cockles of your heart. | Kalbini daraltan sorunlardan kurtulmak için sıcak bir banyo gibisi yoktur. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Now, I'm only a simple innkeeper's wife, | Sıradan bir hancının karısı olabilirim,... | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
but I've been told I have a healer's hands. | ...ama bir şifacının ellerine sahip olduğumu söylerler. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
I'd be glad to give you a massage. | Sana masaj yapmaktan büyük bir mutluluk duyarım. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Never had... Well, bless my soul. | Hiç mi masaj... Sen aklımı koru. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Nothing like a massage to send you off for the finest and deepest night's sleep. | Güzel ve derin bir uyku çekmek için masaj gibisi yoktur. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
I do have trouble sleeping at night. | Geceleri uyumakta zorluk çekerim. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Lie on your back, dear. | Sırt üstü uzan, tatlım. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
You'll drift off better that way. | Öyle daha rahat olursun. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Service! | Buraya bakın! | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Maybe we should carry on and try the next inn, | Belki de yola devam edip bir sonraki handa durmalıyız. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |