Search

English Turkish Sentence Translations Page 159737

English	Turkish	Film Name	Film Year	Details
I'm going to look in on you later and if you're not asleep,	Daha sonra sana bakmağa gelirim. Uyumamışsan,	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
I shall be very severe. Uh uh.	çok kızarım. Ih hıh.	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
Whatever is the matter with you, my dear?	Neyin var, tatlım?	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
I just noticed the time.	Zaman dikkatimi çekti de.	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
That clock on the landing.	Merdiven başındaki şu saat.	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
It's seven minutes to twelve.	Onikiye yedi dakika var.	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
In another eight minutes it won't be May the 13th anymore.	Sekiz dakika sonra artık Mayısın 13'ü olmayacak.	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
You must go to bed at once, You really must.	Hemen yatmalısın, mutlaka.	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
I'll go with you. I'd like you to.	Seninle geleyim. Çok isterim.	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
Only I shouldn't take you away.	Sizi alıkoymak istemem.	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
Nonsense. They've all gone.	Saçma. Herkes gitti.	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
Besides no one misses a middle aged hostess.	Ayrıca kimse orta yaşlı bir ev sahibini aramaz.	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
Have a good rest, my dear, and be sure to sleep late.	İyice dinlen, tatlım, ve asla erken kalkma.	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
It's an invariable custom of the house.	Evin değişmez adetidir.	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
Good night. Good night, my dear.	İyi geceler. İyi geceler, tatlım.	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
I was just coming to find you, Miss Brandon.	Ben de tam size geliyordum, Matmazel Brandon.	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
There's a gentleman on the terrace asking to see you	Terasta sizi görmek isteyen bir beyefendi var.	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
and he says it's most important.	Çok önemli olduğunu söylüyor.	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
Mr. Holmes, thank you.	Bay Holmes olmalı, teşekkür ederim.	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
Ann, my dear.	Ann, sevgilim.	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
Am I so unwelcome then?	Demek bu kadar istenmeyen biriyim?	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
Why did you come?	Niçin geldin?	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
I've been terribly worried about you, darling.	Seni çok merak ettim, sevgilim.	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
I wanted to be sure you were safe.	Güvende olduğundan emin olmak istedim.	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
Why did you think I might not be safe?	Güvende olmayacağımı da nereden çıkardın?	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
Ann, whatever has come over you?	Ann, sana neler oldu?	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
Don't touch me. Don't touch me.	Dokunma bana. Dokunma bana.	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
Surely you're not afraid of me?	Herhalde benden korkmuyorsun?	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
That's how much all the years have counted.	O kadar yıl birlikte geçti.	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
You think I want to hurt you.	Sense seni inciteceğimi düşünüyorsun.	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
I don't know why I don't.	Bilmiyorum, neden yapmadım.	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
Ann! Wait!	Ann, bekle.	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
Come here, Ann!	Buraya gel, Ann!	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
Come along this way. Quick.	Bu tarafa gelin. Çabuk.	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
Ahh!	Aahh!	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
Holmes, you all right? Never better, Watson.	Holmes, iyi misin? Daha iyi olamazdım, Watson	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
And Miss Brandon?	Matmazel Brandon nasıl?	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
She'll be all right, the poor child she's fainted.	Bir şeyi kalmayacak, zavallı çocuk bayıldı.	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
Look after her will you, Andrews, and take her back to the house.	Ona göz kulak ol, olur mu, Andrews, ve onu eve götür.	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
Very good, Mr. Holmes?	Peki, Bay Holmes.	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
What on earth is this, Holmes?	Bu da ne, Holmes?	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
This, Watson, is a South American bolas,	Bu, Watson, Güney Amerika topları,	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
the instrument that killed Lloyd Brandon. What?	Lloyd Brandon'u öldüren alet. Ne?	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
Yes. Come and take a look at his murderer.	Evet. Gel de onun katiline bir göz at.	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
He's badly hurt.	Kötü yaralanmış.	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
Can he be moved, doctor?	Hareket edebilir mi, doktor?	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
Yes. Then I'll take him to The Yard.	Evet. Öyleyse onu Yard'a götüreyim.	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
Yes, it's just as I suspected.	Evet, tam şühelendiğim gibi.	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
This club footed shoe was a very clever device	Bu topuklu ayakkabı çok ustaca bir araç	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
but not quite clever enough, my friend.	fakat yeterince ustaca değil, dostum.	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
I'll wager you didn't think of it yourself. Who put you up to it?	Bahse girerim, bunu kendin düşünmedin. Seni bu işe kim soktu?	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
The professor. He's said he'd fix it so I don't get caught.	Profesör. Yakalanmamam için gereğini yapacağını söylemişti.	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
Si, Moriarty.	Evet, Moriarty.	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
I scarcely think you'll have the chance now.	Artık fırsatın olacağını pek sanmam.	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
So that clears up our case.	Böylece olay açıklığa kavuşuyor.	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
Clears it up? We've only just begun. Come along, Watson. Quick!	Açıklığa kavuşuyor mu? Daha yeni başlamıştık. Haydi gel, Watson. Çabuk!	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
Shh. Don't move.	Şışş. Kımıldama.	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
Stay where you are and keep your eyes open.	Olduğun yerde kal ve gözünü dört aç.	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
All right, come on, Watson. There's nobody here.	Pekala, haydi gel, Watson. Burada kimse yok.	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
Well, why didn't you say so before?	Bunu daha önce neden söylemedin?	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
Oh, lilly pond.	Oh, nilüfer havuzu.	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
Damp. Damp, I'm wet through.	Nemli. Nemli, her tarafım ıslandı.	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
He's been shaving.	Traş oluyormuış.	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
Moriarty's worn that beard for years. Why would he shave it off?	Moriarty yıllardır sakal bırakıyordu. Acaba sakalını niçin kesmiş?	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
To disguise himself, of course. Obviously, Watson.	Kendisini gizlemek için, elbette. Öyle görünüyor, Watson.	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
But why tonight especially for what purpose?	Fakat hangi amaçla özellikle bu gece?	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
A Baedeker.	Bir seyahat rehberi.	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
What would Moriarty be doing with a guidebook?	Moriarty'nin bir rehberle işi ne?	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
He knows London like a cab driver.	Londra'yı bir araba sürücüsü kadar bilir.	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
Look, Watson, look.	Bak, Watson, bak.	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
The Tower of London.	Londra Kulesi.	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
Sergeant Bullfinch.	Çavuş Bullfinch.	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
Moriarty without his beard.	Sakalsız Moriarty.	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
Then he stole the emerald! I wonder what exactly he did do, or rather is doing.	Demek zümrüdü o çaldı! Acaba tam olarak ne yaptı, ya da daha ziyade ne yapıyor?	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
Don't you see, my dear Watson.	Görmüyor musun, Watson?	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
Moriarty concocted that Brandon case	Moriarty benim dikkatimi Deli Yıldızının teslimatı	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
with all its fantastic convolutions expressly to divert my attention	yapılıncaya kadar dağıtmak için Brandon olayını o inanılmaz	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
till the time the Star of Deli was delivered.	karmaşıklığıyla tezgahladı.	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
So that he could steal the emerald but he didn't get it. We fooled him.	Böylece zümrüdü çalacaktı ama çalamadı. Biz onu oyuna getirdik.	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
That's exactly the point, Watson. He didn't want the Star of Deli.	Mesele de tam olarak bu, Watson. O Deli Yıldızının peşinde değildi.	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
The real crime has not yet come to light.	Gerçek suç henüz gün ışığına çıkmadı.	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
He caused a man to be murdered solely in order to distract me.	Sırf benim dikkatimi dağıtmak için bir adamı öldürttü.	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
He staged that fiasco at the Tower of London.	Lonra Kulesindeki o fiyaskoyu tezgahladı.	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
Why I don't know but one thing I'm certain. It was all done with a purpose.	Niçin, bilmiyorum, fakat emin olduğum bir şey var. Hepsi bir amaçla yapıldı.	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
Somewhere in London at this very moment something tremendous is happening.	Tam şu anda Lonra'nın bir yerinde çok büyük bir şey oluyor.	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
He said he was going to do it and he's doing it now,	Bunu yapacağını söylemişti. Şu anda yapıyor,	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
the most stupendous, the most incredible crime of the century,	yüzyılın en dehşetli, en inanılmaz suçunu işliyor, mesleğinin en	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
the crowning act of his career...	taçlandırıcı eylemini gerçekleştiriyor.	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
The crowning act.	Taçlandırıcı eylem.	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
Crowning?	Taçlandırmak?	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
"St. Edward's crown."	"St. Edward'ın tacı."	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
This was the crown stolen from the Tower of London in 1671	Bu 1671'de albay Blood ve işbirlikçilerinin Londra	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
by Colonel Blood and his accomplices,	Kulesinden çaldıkları taç,	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
"the total value of the regalia is estimated at three million pounds."	"kraliyet giysi ve takılarının tam değerinin üç milyon sterlin olduğu tahmin ediliyor."	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
Watson, the Crown Jewels! We're wasting time.	Watson, Kraliyet Mücevherleri! Zamanımızı boşa harcıyoruz.	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
Ay, cabby.	Hey, arabacı.	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
Never mind, get in, Watson.	Boş ver, atla, Watson.	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
I say, steady. Drive a little careful, old boy.	Hey, yavaş ol. Biraz dikkatli sürsene, eski dostum.	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
Serg, Sergeant!	Çavuş, Çavuş!	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939
What is it, McKenzie? An accident, Sergeant.	Ne oldu, McKenzie? Bir kaza oldu, Çavuş.	The Adventures of Sherlock Holmes-2	1939