Search
English Turkish Sentence Translations Page 160593
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Pink footed goose. I heard it! | Pembe Ayaklı Kaz'ın sesi. Duydum! Pembe ayaklı kaz. Onu duydum! Pembe Ayaklı Kaz'ın sesi. Duydum! Pembe Ayaklı Kaz. Onu duydum! Pembe Ayaklı Kaz'ın sesi. Duydum! | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Come on! | Hadi! Haydi! Hadi! Haydi! Hadi! | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
BRAD: Huh? Oh! | BRAD: Huh? Oh! Ha? Hımm! BRAD: Huh? Oh! Ha? Hımm! BRAD: Huh? Oh! | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Looks like somebody's found a warm place to spend the winter. | Birisi kışı geçirmek için sıcak bir mekân bulmuşa benziyor. Birisi kışı geçirmek için sıcak bir yer bulmuşa benziyor. Birisi kışı geçirmek için sıcak bir mekân bulmuşa benziyor. Birisi kışı geçirmek için sıcak bir yer bulmuşa benziyor. Birisi kışı geçirmek için sıcak bir mekân bulmuşa benziyor. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
BRAD: Wow. | Wow. Vay. Wow. Vay. BRAD: Wow. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
What does that give you? | Senin kaç oldu? Bu seni kaça çıkardı? Senin kaç oldu? Bu seni kaça çıkardı? Senin kaç oldu? | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
741! | 741! | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
That, my friend, is a very Big Year. | Bu, arkadaşım, gerçekten de büyük bir yarış. İşte, dostum bu gerçekten Büyük bir yıl. Bu, arkadaşım, gerçekten de büyük bir yarış. İşte dostum, bu gerçekten büyük bir yıl oldu. Bu, arkadaşım, gerçekten de büyük bir yarış. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
CROWD: ...five, four, three, two, one! | ...beş, dört, üç, iki, bir! | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
(OWL HOOTING) | (OWL HOOTING) | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
(CAMERA CLICKING) | (CAMERA CLICKING) | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
MAN 1: Hey, look who's here, man! WOMAN: Oh, my God, Ray! | Bak burada kim varmış adamım! Aman Tanrım, Ray! Hey, bak burda kim varmış, adamım! Aman Allah'ım, Ray! Bak burada kim varmış adamım! Aman Tanrım, Ray! Hey, bak burada kim varmış, adamım! Aman Allah'ım, Ray! Bak burada kim varmış adamım! Aman Tanrım, Ray! | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
MAN 2: Hey, guys! | Naber millet! Merhaba, millet! Naber millet! Merhaba, millet! Naber millet! | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
CROWD: (SINGING) And never brought to mind | Ve asla aklına getirmedi ve hiçbir zaman akıllara gelmese de Ve asla aklına getirmedi ve hiçbir zaman akıllara gelmese de Ve asla aklına getirmedi | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
We'll take a cup of kindness yet | Alacağız iyilikle gönderilmemiş bir fincan eski güzel günler hatrına Alacağız iyilikle gönderilmemiş bir fincan eski güzel günler hatırına Alacağız iyilikle gönderilmemiş bir fincan | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
For auld lang syne | Eski güzel günler için bir fincan nezaket alacağız Eski güzel günler için bir fincan nezaket alacağız Eski güzel günler için | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Bird, bird, bird, b bird's the word... | Kuş, kuş, kuş, b kuş kelime ... Kuş, kuş, kuş, k kuş kelimesi... Kuş, kuş, kuş, b kuş kelime ... Kuş, kuş, kuş, k kuş kelimesi... Kuş, kuş, kuş, b kuş kelime ... | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Hello? | Efendim? Alo? Efendim? Alo? Efendim? | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Whimbrel. Yep. | Yağmur Kervan Çulluğu. Evet. Yağmur kervan çulluğu. Evet. Yağmur Kervan Çulluğu. Evet. Yağmur Kervan Çulluğu. Evet. Yağmur Kervan Çulluğu. Evet. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
I just... I just wanted to say happy New Year. | Ben... Mutlu yıllar dilemek istemiştim. Ben... Ben yeni yılını kutlamak istemiştim. Ben... Mutlu yıllar dilemek istemiştim. Ben... Ben yeni yılını kutlamak istemiştim. Ben... Mutlu yıllar dilemek istemiştim. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Happy New Year to you. What are you doing? | Sana da mutlu yıllar, neler yapıyorsun bakalım? Sana da mutlu yıllar. Ne yapıyorsun? Sana da mutlu yıllar, neler yapıyorsun bakalım? Sana da mutlu yıllar. Ne yapıyorsun? Sana da mutlu yıllar, neler yapıyorsun bakalım? | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Oh, watching TV by myself. | Bilirsin işte, yalnız başıma TV izliyorum. Aa, tek başıma oturmuş TV izliyorum. Bilirsin işte, yalnız başıma TV izliyorum. Aa, tek başıma oturmuş TV izliyorum. Bilirsin işte, yalnız başıma TV izliyorum. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Darren and I broke up. | Darren'le ayrıldık. Darren ile ayrıldık. Darren'le ayrıldık. Darren ile ayrıldık. Darren'le ayrıldık. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
I am so sorry to hear that. | Bunu duyduğuma çok üzüldüm. Bunu duyduğuma üzüldüm. Bunu duyduğuma çok üzüldüm. Bunu duyduğuma üzüldüm. Bunu duyduğuma çok üzüldüm. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Did you just do a victory dance? | Az önce zafer dansı mı yaptın? Sen az önce zafer dansı mı yaptın? Az önce zafer dansı mı yaptın? Sen az önce zafer dansı mı yaptın? Az önce zafer dansı mı yaptın? | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
No. (CHUCKLES) Maybe. Yes, I did. I did. | Hayır. Belki. Evet, yaptım. Hayır. Belki. Evet, yaptım. Yaptım. Hayır. Belki. Evet, yaptım. Hayır. Belki. Evet, yaptım. Yaptım. Hayır. Belki. Evet, yaptım. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Well, not a victory dance so much as a dance of celebration. | Aslında zafer dansı sayılmaz pek, daha çok kutlama dansı gibi. Güzel, zafer dansı değil, öylesine bir kutlama dansı gibiydi. Aslında zafer dansı sayılmaz pek, daha çok kutlama dansı gibi. Güzel, zafer dansı değil, öylesine bir kutlama dansı gibiydi. Aslında zafer dansı sayılmaz pek, daha çok kutlama dansı gibi. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
STU ON PHONE: Have you seen the results? | Sonuçları gördün mü? Sonuçları görmüş müydün? Sonuçları gördün mü? Sonuçları görmüş müydün? Sonuçları gördün mü? | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
They're in? | Elinde mi? Açıklandı mı? Elinde mi? Açıklandı mı? Elinde mi? | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Okay. Did l win? | Pekâlâ, kazanmış mıyım? Peki. Kazandım mı? Pekâlâ, kazanmış mıyım? Peki. Kazandım mı? Pekâlâ, kazanmış mıyım? | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Bostick got 755 birds, Brad. | Bostick, 755 tane görmüş Brad. Bostick'in 755 kuşu var, Brad. Bostick, 755 tane görmüş Brad. Bostick'in 755 kuşu var, Brad. Bostick, 755 tane görmüş Brad. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
(MOUTHING) No! | Hayır! | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
755? | 755 mi? 755? 755 mi? 755? 755 mi? | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Son of a bitch! I... That's... | Hay anasını satayım ya! Bu... Or.. Çocuğu! Ben... Bu... Hay anasını satayım ya! Bu... Or.. Çocuğu! Ben... Bu... Hay anasını satayım ya! Bu... | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
That's shocking. | Bu korkunç. Şok ediciydi. Bu korkunç. Şok ediciydi. Bu korkunç. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
I know, it's not quite human. | Biliyorum, insan değil o. Biliyorum, iyi bir canlı değil. Biliyorum, insan değil o. Biliyorum, iyi bir canlı değil. Biliyorum, insan değil o. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
But you are second! How amazing is that? | İkinci olmuşsun ama! Ne kadar harika değil mi? Ama sen de ikincisin! Bu ne kadar iyi? İkinci olmuşsun ama! Ne kadar harika değil mi? Ama sen de ikincisin! Bu ne kadar iyi? İkinci olmuşsun ama! Ne kadar harika değil mi? | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
A full time job and you're second? | Gece gündüz çalış ikinci ol. Tam zamanlı çalışma ile ikinci misin? Gece gündüz çalış ikinci ol. Tam zamanlı çalışma ile ikinci misin? Gece gündüz çalış ikinci ol. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
And? You're third? | Ya sen? Üçüncü müsün? Ya sen, üç müsün? Ya sen? Üçüncü müsün? Ya sen, üç müsün? Ya sen? Üçüncü müsün? | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Fourth. What can I say? | Dördüncü. Ne diyebilirim ki? Dört. Ne diyebilirim mi? Dördüncü. Ne diyebilirim ki? Dört. Ne diyebilirim ki? Dördüncü. Ne diyebilirim ki? | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
I waited too long to do it. | Bunu yapmak için çok bekledim. Bunu yapmak için çok beklemiştim. Bunu yapmak için çok bekledim. Bunu yapmak için çok beklemiştim. Bunu yapmak için çok bekledim. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
No, you didn't. Don't say that. | Hayır beklemedin. Öyle deme. Hayır, bitmedi. Öyle söyleme. Hayır beklemedin. Öyle deme. Hayır, bitmedi. Öyle söyleme. Hayır beklemedin. Öyle deme. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Then you would have done it some other year. | Başka bir Büyük Yarış'ta başarırsın. Eminim ki başka bir yıl başaracaksın. Başka bir Büyük Yarış'ta başarırsın. Eminim başka bir yıl başarırsın. Başka bir Büyük Yarış'ta başarırsın. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
And really, we won. | Aslında kazanan bizleriz. Ve gerçekten, biz kazandık. Aslında kazanan bizleriz. Ve gerçekten, biz kazandık. Aslında kazanan bizleriz. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
What do you mean? | Nasıl yani? Ne demek istiyorsun? Nasıl yani? Ne demek istiyorsun? Nasıl yani? | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
We won, Stu! I don't know how else to put it. | Stu, biz kazandık! Başka nasıl anlatılır bilemiyorum. Biz kazandık, Stu! Başka nasıl değerlendirilir, bilmiyorum. Stu, biz kazandık! Başka nasıl anlatılır bilemiyorum. Biz kazandık, Stu! Başka nasıl değerlendirilir, bilmiyorum. Stu, biz kazandık! Başka nasıl anlatılır bilemiyorum. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
I don't just mean I wouldn't have come in second without you. | Sen olmasaydın ikinci olamazdım anlamında söylemiyorum... Sensiz nasıl ikinciliğe gelebildiğimi demek istemiyorum. Sen olmasaydın ikinci olamazdım anlamında söylemiyorum... Sensiz nasıl ikinciliğe gelebildiğimi demek istemiyorum. Sen olmasaydın ikinci olamazdım anlamında söylemiyorum... | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Although that's true | ...ki bu doğru... Bu da doğru fakat ...ki bu doğru... Bu da doğru fakat... ...ki bu doğru... | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
I mean, I don't know, he got more birds, but we got more everything. | ...yani tamam, o daha fazla kuş görmüş olabilir ama biz daha çok şey kazandık. Demek istediğim, bilmiyorum, kuşu daha fazla, ama biz daha fazlasına sahibiz. ...yani tamam, o daha fazla kuş görmüş olabilir ama biz daha çok şey kazandık. Demek istediğim, bilmiyorum, kuşu daha fazla, ama biz daha fazlasına sahibiz. ...yani tamam, o daha fazla kuş görmüş olabilir ama biz daha çok şey kazandık. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Do you know what I mean? | Beni anlıyor musun? Ne demek istediğimi biliyor musun? Beni anlıyor musun? Ne demek istediğimi anlıyor musun? Beni anlıyor musun? | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Yeah, I do. | Evet, anlıyorum. Evet, biliyorum. Evet, anlıyorum. Evet, biliyorum. Evet, anlıyorum. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Thank you, Stu. Have I said thank you? | Stu, teşekkür ederim. Sana teşekkür etmiş miydim? Teşekkür ediyorum, Stu. Daha önce teşekkür etmiş miydim? Stu, teşekkür ederim. Sana teşekkür etmiş miydim? Teşekkür ediyorum, Stu. Daha önce teşekkür etmiş miydim? Stu, teşekkür ederim. Sana teşekkür etmiş miydim? | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Hey, for what? | Ne için? Peki, ne için? Ne için? Peki, ne için? Ne için? | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Congrats. Take care, buddy. | Tebrikler. Görüşürüz kanka. Tebrikler. Kendine iyi bak, dostum. Tebrikler. Görüşürüz kanka. Tebrikler. Kendine iyi bak, dostum. Tebrikler. Görüşürüz kanka. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Yep. | Pekâlâ. Peki. Pekâlâ. Peki. Pekâlâ. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Looks like you'll be spending the weekend | Görünen o ki, hafta sonunu dünyanın Görünüşe bakılırsa güzel bir haftasonu seni bekliyor Görünen o ki, hafta sonunu dünyanın Görünüşe bakılırsa güzel bir haftasonu seni bekliyor. Görünen o ki, hafta sonunu dünyanın 1718 01:36:18,731 > 01:36:20,859 en iyi ikinci kuşçusuyla geçiriyorsun. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
with the second best birder in the world. | en iyi ikinci kuşçusuyla geçiriyorsun. Dünyanın ikinci en iyi kuşçusuyla. en iyi ikinci kuşçusuyla geçiriyorsun. Dünyanın ikinci en iyi kuşçusuyla. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
NARRATOR: Eight weeks later, the ruby throated hummingbird | 5 ay sonra Kara Yelkovan Kuşu... Sekiz hafta sonra, Yakut boğazlı sinek kuşumuz 5 ay sonra Kara Yelkovan Kuşu... Sekiz hafta sonra, yakut boğazlı sinek kuşumuz 8 ay sonra Kara Yelkovan Kuşu... 5 ay sonra Kara Yelkovan Kuşu... | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
begins her migration all over again. | ...kuzeye doğru uçarak Hawaii'ye olan göçüne başlar yeniden yeniden göç etmek için yola koyulacak. ...kuzeye doğru uçarak Hawaii'ye olan göçüne başlar yeniden yeniden göç etmek için yola koyulacak. i>...kuzeye doğru uçarak Hawaii'ye olan göçüne başlar yeniden. ...kuzeye doğru uçarak Hawaii'ye olan göçüne başlar yeniden | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
She hopes it will be uneventful. | Stu tamamıyla emekli oldu artık, yaz günlerini ... Kızımız bu kez göçün olaysız geçmesini ümit ediyor. Stu tamamıyla emekli oldu artık, yaz günlerini ... Kızımız bu kez göçün olaysız geçmesini ümit ediyor. Stu tamamıyla emekli oldu artık, yaz günlerini ... | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
High in the Rockies, | küçük Stu ile dağlarda yürüyüş yaparak geçirmekte ki Yüksekten uçanlar mı? küçük Stu ile dağlarda yürüyüş yaparak geçirmekte ki Yüksekten uçanlar mı? Stu tamamıyla emekli oldu artık, yaz günlerini küçük Stu ile dağlarda... küçük Stu ile dağlarda yürüyüş yaparak geçirmekte ki | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
the retired CEO goes birding with the future CEO, | dedesinin tutkusu ona da geçmiş gibi. Emekli yöneticimiz gelecekte ne kadar sayı ile dedesinin tutkusu ona da geçmiş gibi. Emekli patronumuz gelecekte ne kadar sayı ile... ...yürüyüş yaparak geçirmekte ki dedesinin tutkusu ona da geçmiş gibi. dedesinin tutkusu ona da geçmiş gibi. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
who happily does not yet know how to count. | Şuna bak. mutlu olacağını bilmediği bir kuşçuya yöneticilik yapıyor. Şuna bak. mutlu olacağını bilmediği bir kuşçuya patronluk yapıyor. Şuna bak. Şuna bak. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
That's a male goldfinch. | Bu bir erkek Saka Kuşu. İşte erkek bir saka. Bu bir erkek Saka Kuşu. İşte erkek bir saka. Bu bir erkek Saka Kuşu. Bu bir erkek Saka Kuşu. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
In a couple of months, it's gonna turn all yellow. | Birkaç ay içinde tamamen sarıya dönecek. Bir kaç ay içinde rengi tamamen sarı olacak. Birkaç ay içinde tamamen sarıya dönecek. Bir kaç ay içinde rengi tamamen sarı olacak. Birkaç ay içinde tamamen sarıya dönecek. Birkaç ay içinde tamamen sarıya dönecek. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
To celebrate his victory, the reigning king goes to China. | Bostick zaferini kutlamak için Çin'e gitti. Hüküm süren kralımız da zaferini Çin'de kutluyor. Bostick zaferini kutlamak için Çin'e gitti. Hüküm süren kralımız da zaferini Çin'de kutluyor. Bostick zaferini kutlamak için Çin'e gitti. Bostick zaferini kutlamak için Çin'e gitti. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Only he knows the price that he has paid | Dünyanın en iyi kuşçusu olmak için ödediği bedeli... Dünyanın en iyi kuşçusu olmak için ödediği bedelin Dünyanın en iyi kuşçusu olmak için ödediği bedeli sadece kendisi biliyor. Dünyanın en iyi kuşçusu olmak için ödediği bedelin... Dünyanın en iyi kuşçusu olmak için Dünyanın en iyi kuşçusu olmak için ödediği bedeli sadece kendisi biliyor. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
to be the greatest birder in the world. | ...sadece kendisi biliyor. ağırlığını yalnızca kendi bilir. ödediği bedeli sadece kendisi biliyor. ağırlığını yalnızca kendi bilir. ödediği bedeli sadece kendisi biliyor. ödediği bedeli sadece kendisi biliyor. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
The North American programmer travels to the coast of Maine. | Ben mi? Hala çoğu hafta sonumu kuşçulukla geçiririm. Kuzey Amerikalı yazılımcımız Maine sahili civarında. Ben mi? Hala çoğu hafta sonumu kuşçulukla geçiririm. Kuzey Amerikalı yazılımcımız Maine sahili civarında. Ben mi? Hala çoğu hafta sonumu kuşçulukla geçiririm. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Though still an avid birder, he at last has an even greater passion. | Gerçek şu ki artık kuşlara eskisi kadar çok ilgi göstermiyorum. Çok hevesli bir kuşçu olmasına rağmen sonunda daha büyük bir tutkuya sahip oldu. Gerçek şu ki artık kuşlara eskisi kadar çok ilgi göstermiyorum. Çok hevesli bir kuşçu olmasına rağmen sonunda daha büyük bir tutkuya sahip oldu. Ben mi? Hala çoğu hafta sonumu kuşçulukla geçiririm. Gerçek şu ki artık kuşlara eskisi kadar çok ilgi göstermiyorum. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
There's a message in the skies and in the streets | d Göklerde ve sokaklarda bir mesaj var d Göklerde ve sokaklarda bir mesaj var | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Opportunity, the American y dream | d Bir fırsatta, bir Amerikan rüyasında d Bir fırsatta, bir Amerikan rüyasında | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
It's in the radio It's superstars | d Radyoda ünlü şarkıcılarda d Radyoda ünlü şarkıcılarda | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
The arteries and veins that feed your heart | d Kalbini besleyen arterlerde ve venlerde d Kalbini besleyen arterlerde ve venlerde | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
From the Dairy Queen to the head of the parade | d Sevgili kraliçenin geçiş töreni başında d Sevgili kraliçenin geçiş töreni başında | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
In a blink your life could change | d Göz kırpan şansında d Göz kırpan şansında | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
This could all be yours someday | d Tüm gün senin olabilir d Tüm gün senin olabilir | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
This could all be yours Be yours someday | d Belki bir gün senin olabilir d Belki bir gün senin olabilir | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Someday | d Bir gün d Bir gün | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
You come as Elvis Presley every Halloween | d Her Cadılar Bayramı Elvis Presley gibi giyersin d Her Cadılar Bayramı Elvis Presley gibi giyersin | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
And dream of sing alongs the whole wide world will sing | d Ve şarkı söylemek rüya iken, bütün vahşi dünyaya uzanan bir şarkı olur d Ve şarkı söylemek rüya iken, bütün vahşi dünyaya uzanan bir şarkı olur | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Into the great unknown, Horatio | d Bilinmeyen bir yüceliğe doğru, en güzel dostluğa d Bilinmeyen bir yüceliğe doğru, en güzel dostluğa | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Desire and ambition fuel this heart | d Kalbin yakan arzu ve hırsı bırak d Kalbini yakan arzu ve hırsı bırak | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
So take a breath and step into the light | d Derin bir nefes al, ve ışıkta bekle d Derin bir nefes al, ve ışıkta bekle | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Everything will be all right | d Her şey güzel olacak d Her şey güzel olacak | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
This could all be yours someday | d Bütün bunlar bir gün senin olabilir d Bütün bunlar bir gün senin olabilir | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
This could all be yours All yours someday | d Bütün bunların hepsi bir gün senin olabilir d Bütün bunların hepsi bir gün senin olabilir | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
By the standards of the Yucatén jungle, | Yucaten Ormanının standartlarında, Yucatén Ormanı standartlarına göre, Yucaten Ormanı standartlarına göre, | The Big Year-3 | 2011 | ![]() |
Clark's nutcracker. | Fındıkkıran Kuşu. Clark'kın fındık kıranı. Fındıkkıran Kuşu. Clark'ın fındık kıranı. Fındıkkıran Kuşu. Fındıkkıran Kuşu. | The Big Year-3 | 2011 | ![]() |
He is a birder. A man obsessed. | Dünya'daki en iyi kuş gözlemcisi olmak istiyordum. Ciddiyim. O bir kuşçu. Hem de hastası. Dünya'daki en iyi kuş gözlemcisi olmak istiyordum. Ciddiyim. O bir kuşçu. Hem de hastası. Dünya'daki en iyi kuş gözlemcisi olmak istiyordum. Ciddiyim. | The Big Year-3 | 2011 | ![]() |
Nothing in nature inspires anything like his passion for birds. | Nasıl mı en iyi kuş gözlemcisi olursunuz? Hiçbir şey onun kuşlara olan bu tutkusu kadar doğal bir esin kaynağı olamaz. Nasıl mı en iyi kuş gözlemcisi olursunuz? Hiçbir şey onun kuşlara olan bu tutkusu kadar doğal bir esin kaynağı olamaz. Nasıl mı en iyi kuş gözlemcisi olursunuz? | The Big Year-3 | 2011 | ![]() |
A well a, everybody's heard about the bird | A iyi, Hepsi kuşlar hakkında duydum Ne güzel ne, herkesin bu kuşu duyması A iyi, Hepsi kuşlar hakkında duydum Ne güzel ne, herkesin bu kuşu duyması A iyi, Hepsi kuşlar hakkında duydum | The Big Year-3 | 2011 | ![]() |
Well into the 19th century, | 19. yüzyıla kadar, 19. Yüzyıl'a doğru Amerikalılar, 19. yüzyıla kadar, 19. Yüzyıl'a doğru Amerikalılar, 19. yüzyıla kadar, 19. yüzyıla kadar, | The Big Year-3 | 2011 | ![]() |
Whoa! | Vaay! Vay! Oha! Vay! Oha! | The Big Year-3 | 2011 | ![]() |
A Big Year? | "Büyük Yıl" mı? Yine Büyük Yıl mı? Büyük Yarış mı? Yine Büyük Yıl mı? Büyük Yarış mı? Büyük Yarış mı? | The Big Year-3 | 2011 | ![]() |
The reigning king is right to worry. | Bostick haklıydı. Kralın tahtı için endişelenmesi normaldir. Bostick haklıydı. Kralın tahtı için endişelenmesi normaldir. Bostick haklıydı. Bostick haklıydı. | The Big Year-3 | 2011 | ![]() |
It's your company! Forget the birds. | Bu senin şirketin! Kuşları boş verin. Bu şirket de senin! Unut kuşları. Bu senin şirketin! Kuşları boş verin. Bu şirket de senin! Unut kuşları. Bu senin şirketin! Kuşları boş verin. Bu senin şirketin! Kuşları boş verin. | The Big Year-3 | 2011 | ![]() |
The CEO is frustrated by the persistence | Stu, kararsızdı. Büyük bir şirket yönetiyordu, her günü doluydu... Gecikmiş ergenliğinden süregelen göç içgüdüsü Stu, kararsızdı. Büyük bir şirket yönetiyordu, her günü doluydu... 98 00:05:28,578 > 00:05:31,923 ...ve fikirleri önemseniyordu. Taşınmaya gerçekten hazır mıydı? Gecikmiş ergenliğinden süregelen göç içgüdüsü Stu, kararsızdı. Büyük bir şirket yönetiyordu, her günü doluydu... Stu, kararsızdı. Büyük bir şirket yönetiyordu, her günü doluydu... 98 00:05:28,578 > 00:05:31,923 ...ve fikirleri önemseniyordu. Taşınmaya gerçekten hazır mıydı? | The Big Year-3 | 2011 | ![]() |
Three, two, one! Happy New Year! | Üç, iki, bir! Yeni Yılınız Kutlu Olsun! Üç, iki, bir! Mutlu yıllar! Üç, iki, bir! Yeni Yılınız Kutlu Olsun! Üç, iki, bir! Mutlu yıllar! Üç, iki, bir! Yeni Yılınız Kutlu Olsun! Üç, iki, bir! Yeni Yılınız Kutlu Olsun! | The Big Year-3 | 2011 | ![]() |
Hear, hear. | Bravo, bravo. Duy, duy. Bravo, bravo. Duy, duy. Bravo, bravo. Bravo, bravo. | The Big Year-3 | 2011 | ![]() |