English
TurkishSearch
English Turkish Sentence Translations Page 180699
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| All right, save a few pieces for yourself. | Tamam, kendin için bir parça ayır. | What If...-1 | 2010 |  |
| You're eating for two now. | Artık iki kişilik yemelisin. | What If...-1 | 2010 | |
| Come on, let me see that tummy. | Haydi, bir bakayım şu göbeğe. | What If...-1 | 2010 | |
| Kimberly, happy birthday. | Kimberly, mutlu yıllar. | What If...-1 | 2010 | |
| Happy birthday, Kimberly. | Mutlu yıllar, Kimberly. | What If...-1 | 2010 | |
| Look at you. You're so cute. | Şu haline bak, çok tatlısın. | What If...-1 | 2010 | |
| I mean, you know, you still are, but look at you. | Yani, hala öylesin ama şuna bak. | What If...-1 | 2010 | |
| And that's Megan in there. | Megan da orada. | What If...-1 | 2010 | |
| I mean she must have been born not long after this, huh? | Yani, bundan kısa sonra o da doğmuş olmalı. | What If...-1 | 2010 | |
| You're acting surprised. | Çok şaşırmış görünüyorsun. | What If...-1 | 2010 | |
| Well, you know, I just haven't seen this in a while. | Bunu bayağı zamandır izlememiştim. | What If...-1 | 2010 | |
| Hey, I know I've been a jerk the past few days. | Bir kaç gündür ahmak gibi davrandığımı biliyorum. | What If...-1 | 2010 | |
| I'm saying I've been off my game, | Kendimde değildim... | What If...-1 | 2010 | |
| but I'm gonna try harder to, you know, not be a jerk. | ...ama çabalayacağım, ahmak olmamak için. | What If...-1 | 2010 | |
| So can you wait a few more days before you officially | Sonsuza dek nefret etmemek için bir kaç gün daha bekleyebilir misin? | What If...-1 | 2010 | |
| All right, three more days. | Tamam, üç gün daha. Beş nasıl? | What If...-1 | 2010 | |
| A negotiator, Nice. All right, four. | Arasını bulduk, güzel. Tamam, dört. | What If...-1 | 2010 | |
| Oh my goodness. Hello, little Megan. | Aman Tanrım. Merhaba, küçük Megan. | What If...-1 | 2010 | |
| Give your sister a little kiss, okay? | Kız kardeşine küçük bir öpücük ver, tamam mı? | What If...-1 | 2010 | |
| Kimberly, don't you love her? | Kimberly, onu sevmiyor musun? | What If...-1 | 2010 | |
| Pretty amazing, huh? | Çok şirin, değil mi? | What If...-1 | 2010 | |
| Little Megan. Your little sister. | Küçük Megan. Senin kız kardeşin. | What If...-1 | 2010 | |
| You gonna be a good sister? Yup. | Ona iyi bir abla olacak mısın? Evet. | What If...-1 | 2010 | |
| Not gonna make her mad? Nope. | Onu sinirlendirecek misin? Hayır. | What If...-1 | 2010 | |
| Not gonna make her cry. Nope. | Ağlatacak mısın? Hayır. | What If...-1 | 2010 | |
| I don't believe you. It'll be your job to bug her. | Sana inanmıyorum. Onun canını sıkacaksın. | What If...-1 | 2010 | |
| Mm hmm. Yes, it will. | Evet, öyle olacak. | What If...-1 | 2010 | |
| I gave you that one. | Ver şunu. | What If...-1 | 2010 | |
| First word, flew over the cuckoo's nest. | Bir kelime, guguk kuşu yuvadan uçtu. | What If...-1 | 2010 | |
| You didn't think you could get it. | Bulacağım aklına gelmedi. Evet, anladım. | What If...-1 | 2010 | |
| Okay, what's next? | Tamam, sırada kim var? | What If...-1 | 2010 | |
| More, more, more. Hey, sweetheart. | Biraz daha, biraz daha. Tatlım. | What If...-1 | 2010 | |
| First boat ride. First boat ride. | Bu ilk tekne turu. Bu ilk tekne turu. | What If...-1 | 2010 | |
| Up here, can we look this way? | Yukarı bak, oraya bakalım mı? | What If...-1 | 2010 | |
| Look at this one. | İşte orada. | What If...-1 | 2010 | |
| You see how high that is? | Ne kadar yüksek görüyor musun? | What If...-1 | 2010 | |
| There's a... yeah, you're right. | Evet, haklısın. | What If...-1 | 2010 | |
| There's a bird right there. | Orada bir kuş var. | What If...-1 | 2010 | |
| We got 'em pretty good, huh? | Çok güzel, değil mi? | What If...-1 | 2010 | |
| Hey kiddo. | Merhaba, ufaklık. Merhaba, baba. | What If...-1 | 2010 | |
| You got a minute? | Bir dakikan var mı? Elbette. | What If...-1 | 2010 | |
| What's that? | O da ne? Bu bir akvaryum. | What If...-1 | 2010 | |
| I mean, what's it for? | Yani, ne işe yarıyor? | What If...-1 | 2010 | |
| Well, I happened to be walking past a pet store | Bugün evcil hayvan dükkanının önünden geçiyordum... | What If...-1 | 2010 | |
| and I accidentally went inside, and apparently, I bought this. | ...birden içeri girdim ve bunu satın aldım. | What If...-1 | 2010 | |
| The gravel's pink and purple. | Pembe ve mor çakıllar var. Evet, hoşuna gider dedim. | What If...-1 | 2010 | |
| You see, it's got a lot of space, has a filter. | Bolca yer ve filtresi var. | What If...-1 | 2010 | |
| There's even a little bubbler, you know, | Küçük bir fıskiyesi bile var. | What If...-1 | 2010 | |
| give him a lot of air. | Bu fazladan hava verir. | What If...-1 | 2010 | |
| And then there's even a little heater, in case he gets cold. | Ayrıca su sıcaklığı için küçük bir derece var. | What If...-1 | 2010 | |
| But Jonah's gone. | Ama Jonah öldü. Biliyorum. | What If...-1 | 2010 | |
| maybe he could stay with us. | ...belki bizimle kalabilir. | What If...-1 | 2010 | |
| What should we call him? | Ona ne isim vereceğiz? | What If...-1 | 2010 | |
| Well, I was thinking maybe Jonah the second? | İkinci Jonah deriz dedim? | What If...-1 | 2010 | |
| Or Jonah Jr? Or little Jonah? | Ya da Jonah Jr? Ya da küçük Jonah? | What If...-1 | 2010 | |
| Do you think Jonah would mind if little Jonah has | Sence Jonah, küçük Jonah'ın hazine sandığını almasından rahatsız olur mu? | What If...-1 | 2010 | |
| I think he'd want him to have it. | Bence onu almasını isterdi. | What If...-1 | 2010 | |
| Love you, daddy. | Seni seviyorum, baba. | What If...-1 | 2010 | |
| Megan, stay still, please. | Megan, kıpırdama, lütfen. | What If...-1 | 2010 | |
| Where's Kimberly? | Kimberly nerede? | What If...-1 | 2010 | |
| She's still upstairs. | Hala yukarıda. | What If...-1 | 2010 | |
| Okay, I'll go get her. | Tamam, gidip onu getireyim. | What If...-1 | 2010 | |
| Don't think I'm not still mad at you. | Hala kızgın olduğumu düşünmüyor musun? | What If...-1 | 2010 | |
| I know, you should be. | Biliyorum, kızgın olmalısın da. | What If...-1 | 2010 | |
| I should? | Öyle mi? Elbette. | What If...-1 | 2010 | |
| You're not a little girl anymore, and I shouldn't | Artık küçük bir kız değilsin ve öyle davranmamalıyım. | What If...-1 | 2010 | |
| Does that mean I get to go to Angelina Buckner's | Bu Angelina Buckner'ın partisine gidebileceğim anlamına mı geliyor? | What If...-1 | 2010 | |
| No, It doesn't mean that at all. | Hayır, hiçbir anlama gelmiyor. | What If...-1 | 2010 | |
| I'm pretty sure your mom wouldn't approve, | Annenin bunu onaylamayacağına eminim, ben de öyle. | What If...-1 | 2010 | |
| See, that's the problem. | İşte sorun bu. | What If...-1 | 2010 | |
| You say I'm not a little girl anymore, but you treat me | Küçük bir kız değilsin diyorsun ama hep öyle davranıyorsun. | What If...-1 | 2010 | |
| It's two tickets to the Toby Mac concert | Toby Mac'ın stadyum konserine iki kişilik bilet. | What If...-1 | 2010 | |
| It's because you're not a little girl anymore. | Artık küçük bir kız değilsin. | What If...-1 | 2010 | |
| I don't have anyone to go with. | Gidebileceğim kimse yok ki. | What If...-1 | 2010 | |
| Actually, there's a guy who'd really like | Aslında, seninle gitmeyi çok isteyecek biri var. | What If...-1 | 2010 | |
| Who? | Kim? Dillon. | What If...-1 | 2010 | |
| Dillon? | Dillon mı? | What If...-1 | 2010 | |
| Yes, that Dillon, the I gave him $80 | Evet, senden uzak durması için 80 dolar verdiğim, Dillon. | What If...-1 | 2010 | |
| But what if he doesn't want to... | Benimle gitmek istemezse? İstiyor. | What If...-1 | 2010 | |
| I already talked to him, trust me, he wants to go. | Onunla konuştum, inan bana, gitmek istiyor. | What If...-1 | 2010 | |
| You didn't... | Sen ona... Hayır, ona para vermedim. | What If...-1 | 2010 | |
| What do you think I'm crazy? | Sence deli miyim? Tamam, bu bir randevu değil. | What If...-1 | 2010 | |
| I'm gonna have Wendy, your mom, drive you, and she's gonna sit | Ben Wendy'i götüreceğim, annen de seni götürecek... | What If...-1 | 2010 | |
| But I won't be within a hundred miles so you don't have | Ama ben etrafta olmayacağım. | What If...-1 | 2010 | |
| to worry about me, you know, messing things up. | Böylece hiçbir şeyi mahvetmeyeceğim. | What If...-1 | 2010 | |
| Thanks, daddy. | Teşekkürler, baba. Rica ederim. | What If...-1 | 2010 | |
| Pastor has to be on time, right? | Papaz zamanında gitmeli, değil mi? | What If...-1 | 2010 | |
| So there's Moses, he's minding his own business. | Musa kendi işinde bir adamdı. | What If...-1 | 2010 | |
| He's tending his sheep, whatever that means. | Koyunlarını güdüyordu, bu her ne demekse. | What If...-1 | 2010 | |
| He's, you know, poking at them with a stick. | Onları bir sopayla dürtüp duruyordu. | What If...-1 | 2010 | |
| He's whistling at them. | Islık çalıyordu. | What If...-1 | 2010 | |
| He's doing something. He's tending to them. | Bir şeyler yapıyordu. Onları güdüyordu... | What If...-1 | 2010 | |
| And he sees a burning bush. | ...ve yanan bir çalı gördü. | What If...-1 | 2010 | |
| Be a little freaky, it's a burning bush, | Bu korkutucu bir yanan çalıydı... | What If...-1 | 2010 | |
| and it speaks and it's God. | ...ve konuşuyordu, aslında konuşan Tanrı'ydı. | What If...-1 | 2010 | |
| And god says, "Moses, take off your shoes. | Tanrı, Musa'ya çarıklarını çıkart. | What If...-1 | 2010 | |
| This is holy ground. " | Burası kutsal toprak dedi. | What If...-1 | 2010 | |
| And he did. | O da çıkarttı. | What If...-1 | 2010 | |
| And God said, "I've seen the pain and heard the cries | Tanrı, halkımın Mısır'da... | What If...-1 | 2010 | |
| "of my people in Egypt, and I'm going to deliver them | ...yaşadığı acıyı duydum ve gördüm... | What If...-1 | 2010 | |
