Search
English Turkish Sentence Translations Page 1974
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| I'll come to game night. Great. | Oyun gecesine geliyorum. Harika. Bu gece görüşürüz. | About a Boy-3 | 2014 | |
| Really gonna miss you, Will. | Seni gerçekten özleyeceğiz, Will. | About a Boy-3 | 2014 | |
| He took the belt illegally, and you just stood there. | Kuraldışı bir şekilde kemeri aldı ve sen sadece dikildin. | About a Boy-3 | 2014 | |
| You let it happen. You let him win. | Böyle olmasına izin verdin. Kazanmasına izin verdin. | About a Boy-3 | 2014 | |
| I was on his team. It was a victory for me too. | Onun takımındaydım. Benim için de bir galibiyetti. | About a Boy-3 | 2014 | |
| And he was just showing off for Fiona. | Sadece, Fiona'ya gösteriş yapıyordu. Niye sen bile böyle bir şey söylüyorsun? | About a Boy-3 | 2014 | |
| So he dates Fiona. What do you care? | Böylece, Fiona'yla flörtleşebilir. Sana ne ki? | About a Boy-3 | 2014 | |
| There's only one way that would end: disaster. | Sadece şu şekilde sonuçlanabilir: Felaket ile. | About a Boy-3 | 2014 | |
| Maybe they go out, and they fall madly in love. | Belki, flört ederler ve deliler gibi aşık olurlar. | About a Boy-3 | 2014 | |
| Oh, yeah? Well, that's very bad for me. | Öyle mi? Bu, çok kötü bir şey benim için. Sürekli buralarda. | About a Boy-3 | 2014 | |
| She's all up in my world. | Benim dünyamda boy gösteriyor. TJ, aniden vejeteryan oldu. Tamam mı? | About a Boy-3 | 2014 | |
| Poker night turns into couples yoga therapy. | Poker gecesi, çiftler için yoga terapisine döndü. Kraliyet İngilizcesi konuşuyoruz. | About a Boy-3 | 2014 | |
| What if they go out a couple times | Ya, onlar flörtleşirse ve sadece fos çıkarsa? | About a Boy-3 | 2014 | |
| That is also very bad. Let me explain it to you. | Bu da oldukça kötü. Sana açıklamama müsaade et. | About a Boy-3 | 2014 | |
| She doesn't take it well. | Tam olarak anlamıyor. O, üzgün ve savunmasız. | About a Boy-3 | 2014 | |
| and suddenly she joins a cult, | Aniden, bir mezhebe katılıyor ve bu ev, Waco Santrali olmaya başlıyor. | About a Boy-3 | 2014 | |
| You're insane. You know what? | Sen delirmişsin. Biliyor musun? Neden endişeleniyorum ki? | About a Boy-3 | 2014 | |
| There is no way that Fiona would ever | Fiona'nın, TJ'yi ilgi çekici bulması mümkün değil. | About a Boy-3 | 2014 | |
| It's T.J. This was a good talk. | TJ'den bahsediyoruz. Güzel konuşmaydı. Teşekkür ederim. | About a Boy-3 | 2014 | |
| Okay. | Pekala. Merhaba. | About a Boy-3 | 2014 | |
| I know it's a bit presumptuous, | Biraz küstahça olduğunu biliyorum, ama... | About a Boy-3 | 2014 | |
| but as you're not going out tonight, | ...bu gece dışarı çıkmıyorsan, Marcus'a göz kulak olabilir misin? | About a Boy-3 | 2014 | |
| 'Cause my usual sitter just canceled. | Çünkü, her zamanki bakıcım biraz önce iptal etti. | About a Boy-3 | 2014 | |
| Did you just look at my boobs? | Göğüslerime mi baktın az önce? Ne? Hayır, hayır. Yani, baktım. Evet. | About a Boy-3 | 2014 | |
| but it's just a reflex, so don't be flattered. | Ama sadece, bir refleksti. Bu yüzden, gururun okşanmasın. | About a Boy-3 | 2014 | |
| Does the fact that I'm now covering up my boobs | Göğüslerimi örtmem gerçeğine rağmen, gururum okşanmış izlenimi mi yaratıyorum? | About a Boy-3 | 2014 | |
| suggest flattery? | Marcus... | About a Boy-3 | 2014 | |
| Well, you're... you're dressed up. | Giyinip süslenmişsin. Neden giyinip süslendin? Bilmiyorum. | About a Boy-3 | 2014 | |
| I just, you know, wanted to look nice for game night. | Oyun gecesinde güzel görünmek istedim. | About a Boy-3 | 2014 | |
| Right. | Doğru ya. Marcus işi ne oldu? Düşüneyim. | About a Boy-3 | 2014 | |
| What... what was the question? Can you watch Marcus tonight? | Soru ne idi? Bu gece, Marcus'a bakabilir misin? | About a Boy-3 | 2014 | |
| No, no, no, I can't. I'm gonna be at Andy's. | Hayır, hayır. Bakamam. Ben de Andyler'de olacağım. | About a Boy-3 | 2014 | |
| But I thought you said... No, I love games. | Ama, şey dediğini sanıyordum. Hayır, oyunları severim. | About a Boy-3 | 2014 | |
| I love game night. I love the whole thing. | Oyun gecesini severim. Bütün her şeyi severim. | About a Boy-3 | 2014 | |
| So I'll see you there. | Bu yüzden, orada görüşürüz. Peki, orada görüşürüz. | About a Boy-3 | 2014 | |
| I'm actually quite looking forward to it. | Açıkçası, o anı iple çekiyorum. Oyunlara bayılıyorum. | About a Boy-3 | 2014 | |
| Did you just look at my boobs again? | Biraz önce, göğüslerime tekrar mı baktın? | About a Boy-3 | 2014 | |
| You brought 'em. All right? | Sen getirdin onları. Tamam mı? | About a Boy-3 | 2014 | |
| What are you doing? You can't come to game night. | Ne yapıyorsun sen? Oyun gecesine gelemezsin. Tek sayı olacak. Laurie çılgına dönecek. | About a Boy-3 | 2014 | |
| Laurie will freak out. Did you just see her outfit? | Laurie, çıldıracak. Kıyafetini gördün mü? Bir randevu olduğunu zannediyor. | About a Boy-3 | 2014 | |
| I need to stop this, Andy. I don't care. | Bunu durdurmam lazım, Andy. Umrumda değil. | About a Boy-3 | 2014 | |
| All I care about is tonight going well. | Umrumda olan tek şey, bu gecenin iyi geçmesi. | About a Boy-3 | 2014 | |
| This is a rare opportunity for me to have sex. | Seks yapabilmem için nadiren elime geçen bir fırsat. Ne tür bir oyun gecesi bu? | About a Boy-3 | 2014 | |
| It's the kind where Laurie gets in a good mood. | Laurie'nin kendini iyi hissettiği türden. Devam eden bir şarap mutluluğu var. | About a Boy-3 | 2014 | |
| Grandparents have the kids all night. | Çocuklar, bütün gece dedeleri ve nineleri ile olacak. | About a Boy-3 | 2014 | |
| Then odd numbers... | Sonra, tek sayılar... Tek sayılar, her şeyi mahvedecek. | About a Boy-3 | 2014 | |
| All right, I'll bring a date. | Pekala, ben de eş getiririm. Fahişe olmaz. | About a Boy-3 | 2014 | |
| Oh, this one sounds kind of promising. | Bu kişi, kulağa umut verici geliyor. | About a Boy-3 | 2014 | |
| Janine Rotterdale. | Janine Rotterdale. İsminin yanına dört tane yıldız koymuşsun. | About a Boy-3 | 2014 | |
| Well, those aren't the kind of stars | Oyun gecesine getirebileceğin türden yıldızlar değil onlar, Marcus. | About a Boy-3 | 2014 | |
| Who's next? Cassandra Krull. | Sıradaki kim? Cassandra Krull. | About a Boy-3 | 2014 | |
| Her forte really isn't game night, | Güçlü tarafı, oyun gecesine göre değil. Başka alanlarda öne çıkıyor. Misty Laurel? | About a Boy-3 | 2014 | |
| Dakota Glen? | Dakota Glen? Olmaz. Bekle, hoparlör sistemi o. Açarsan bütün okul duyar. | About a Boy-3 | 2014 | |
| The girl I bring needs to be awesome. | Getireceğim kızın harika biri olması lazım. Tam paket olması lazım. | About a Boy-3 | 2014 | |
| someone who can beat T.J. into humiliation | TJ'i rezil edecek şekilde yenebilecek, ama geceyi hâlâ eğlenceli tutabilecek biri. | About a Boy-3 | 2014 | |
| She needs to be like... Dr. Samantha Lake. | Şey gibi birisi olması lazım. Dr. Samantha Lake. | About a Boy-3 | 2014 | |
| She's the next person in your contacts. | Rehberinde, sıradaki kişi o. Hayır, hayır. Kesinlikle olmaz. | About a Boy-3 | 2014 | |
| My situation with Sam is way too precarious right now. | Sam ile olan durumum, şu anda çok riskli. | About a Boy-3 | 2014 | |
| I can't have Laurie insulting me and T.J. hitting on someone. | Lauire'nin beni aşağılamasını ve TJ'in birilerine asılmasını aynı anda yaşayamam. | About a Boy-3 | 2014 | |
| When I make my move on Sam, it needs to be perfect. | Sam'e yaklaştığım zaman, mükemmel olması lazım. | About a Boy-3 | 2014 | |
| Hi, Dr. Sam. This is Marcus. | Merhaba, Dr. Sam. Ben Marcus. Will'in en iyi arkadaşı. Selam, Marcus. | About a Boy-3 | 2014 | |
| Marcus, tell me you did not just call Sam. | Marcus, bana Sam'i aramadığını söyle. | About a Boy-3 | 2014 | |
| Okay, okay, so Will was wondering | Pekala. Will, bu gece oyun gecesi için ona katılmak ister misin merak ediyordu. | About a Boy-3 | 2014 | |
| Marcus. Andy's house. | Marcus. Andy'nin evinde. | About a Boy-3 | 2014 | |
| Game night, seriously? | Oyun gecesi mi? Cidden mi? Scattergories gibi mi? | About a Boy-3 | 2014 | |
| She's wondering if you play scattergories. | Scattergories oynayabiliyor musun, onu merak ediyor. Ne olduğunu bile bilmiyorum. | About a Boy-3 | 2014 | |
| Okay, we're a little bit unclear | Scattergories konusunda pek net değiliz. Ama Will'in feci şekilde eşe ihtiyacı var. 1 | About a Boy-3 | 2014 | |
| And by some minor miracle, I actually have the night off, | Ayrıca, küçük bir mucize sayesinde, bu gece boşum. | About a Boy-3 | 2014 | |
| so just have Will send me the deets, | Will, bana ayrıntıları göndersin. Ben de mesaim bitince orada olurum. | About a Boy-3 | 2014 | |
| Sounds like a plan. She said yes. | Kulağa plan gibi geliyor. Evet dedi. | About a Boy-3 | 2014 | |
| Don't you ever, ever, ever do that again. | Bunu asla ama asla yapma bir daha. | About a Boy-3 | 2014 | |
| Did she sound excited? Yeah. | Sesi heyecanlı mı geliyordu? Evet. Güzel. | About a Boy-3 | 2014 | |
| Just one more time. Just one more time. | Bir kere daha. Bir kere daha. | About a Boy-3 | 2014 | |
| Oh, there she is. You're alone. | İşte buradasın. Yalnız gelmişsin. | About a Boy-3 | 2014 | |
| You look lovely tonight. Look at that belt. | Harika görünüyorsun bu gece. Şu kemere de bak. | About a Boy-3 | 2014 | |
| That's a cute little button you got there on your sleeve. | Kolunun üzerinde küçük, tatlı bir düğme var. | About a Boy-3 | 2014 | |
| What is this? What are we playing? | Bu da ne? Ne oynuyoruz burada? | About a Boy-3 | 2014 | |
| Just playing the games you're providing tonight | Senin şart koştuğun oyunları oynuyoruz bu gece ve bunun için çok heyecanlıyım. | About a Boy-3 | 2014 | |
| You're creeping me out, but the orchid is beautiful. | Beni korkutuyorsun, ama orkideler güzelmiş. Bunu alıyorum. Bir de bunu. | About a Boy-3 | 2014 | |
| What are you doing? | Ne yapıyorsun sen? Onunla tartışmaya girme. Sadece iyi davranıyordum. | About a Boy-3 | 2014 | |
| What's your game? What are you playing? | Ne halt yiyorsun? Ne iş çeviriyorsun? Karından da betersin. | About a Boy-3 | 2014 | |
| Okay, look, Dr. Sam is coming tonight, | Pekala. Bak, Dr. Sam bu gece geliyor ve her şeyin iyi gitmesine ihtiyacım var. | About a Boy-3 | 2014 | |
| Not as much as I do. | Benim kadar yoktur. Laurie mutlu olduğu zaman, Andy de mutludur. | About a Boy-3 | 2014 | |
| Beautiful. | Güzel. O zaman, bir takımız. Tamam mı? Getir onu. Hadi. | About a Boy-3 | 2014 | |
| Hello, people of game night! Oh, my. | Merhaba, oyun gecesinin insanları. Yok artık. | About a Boy-3 | 2014 | |
| Is he wearing... | Şeyi mi giyiyor? Gerçekten mi? | About a Boy-3 | 2014 | |
| Yeah, you brought it. That's good. | Evet, getirmişsin. Harika. Gerçekten klas bir hareket. | About a Boy-3 | 2014 | |
| Yo, yo, yo, Richard and Richard's wife. | Richard ve Richard'ın hanımı. N'aber? Ne n'aber? | About a Boy-3 | 2014 | |
| It's Ann. I've known you for a decade. | Adım Ann. Seni on yıldır tanıyorum. Düğünümüze gelmiştin. Leydim nerede? | About a Boy-3 | 2014 | |
| You got to stop saying that, dude, all right? | Şunu söylemeyi kesmelisin. Tamam mı? Demode oluyor. | About a Boy-3 | 2014 | |
| She's dropping Marcus off at the babysitter, hon. | Marcus'u bakıcısına bırakıyor, hayatım. Dosdoğru. | About a Boy-3 | 2014 | |
| Mama's got a hall pass. Nice. | Anneciğin, evlilik dışı bir hayatı var. Harika. | About a Boy-3 | 2014 | |
| You think you got a hall pass? I'm a chaperone from hell. | Evlilik dışı bir hayatın mı var sanıyorsun? Cehennemden gelen bir refakatçiyim ben de. | About a Boy-3 | 2014 | |
| She's nice... Cheryl. You'll like her. | İyi birisi. Adı Cheryl. Hoşuna gidecektir. Hayvan barınağında gönüllüyken tanışmıştım. | About a Boy-3 | 2014 | |
| This house is too nice. It feels unsettling. | Ev çok güzel. Rahatsızlık veriyor. | About a Boy-3 | 2014 | |
| Oh, darling, it'll be all right. | Hayatım, her şey iyi olacak. Üç tane kızı var. Eğlenebilirsin. | About a Boy-3 | 2014 | |
| Hi, Cheryl. Hi. | Merhaba, Cheryl. Merhaba. | About a Boy-3 | 2014 | |
| You're a lifesaver for taking Marcus. | Marcus'a baktığın için tam bir cankurtaransın. Teşekkür ederim. | About a Boy-3 | 2014 | |
| They must keep Cinderella in the back. | Arkada bir yerlerde Cinderella'yı tutuyor olmaları lazım. | About a Boy-3 | 2014 | |
| Good win today. Hard fought. | Bugünkü iyi bir galibiyetti. Zor bir savaştı. Çak bakalım. Ne iş çeviriyorsun? | About a Boy-3 | 2014 |