Search
English Turkish Sentence Translations Page 2055
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| So cut the crap. | O yüzden saçmalamayı kes. | Absolution-1 | 2015 | |
| You got something for me? | Benim için bir şeyin var mı? | Absolution-1 | 2015 | |
| Well... as promised, here's your camera. | Söz verdiğim gibi, burada kameran. | Absolution-1 | 2015 | |
| It's kind of a reminder of all your good work. | Tüm iyi işinin bir çeşit hatırlatıcısı bu. | Absolution-1 | 2015 | |
| Kill him. | Öldürün onu. | Absolution-1 | 2015 | |
| Where's your little friend? | Nerede senin küçük arkadaşın? | Absolution-1 | 2015 | |
| Let's finish this. | Bitirelim şunu. | Absolution-1 | 2015 | |
| So you're Chi, huh? | Demek Chi sensin, ha? | Absolution-1 | 2015 | |
| What the fuck are you? | Nesin lan sen? | Absolution-1 | 2015 | |
| I'm the last thing you're ever gonna see. | Göreceğin son şeyim. | Absolution-1 | 2015 | |
| That's the best you can do? | Yapabildiğinin en iyisi bu mu? | Absolution-1 | 2015 | |
| I did like those lads. So let's try this. | O delikanlılar gibi yaptım. O zaman bunu deneyelim. | Absolution-1 | 2015 | |
| So sure about that now? | Şimdi bu kadar emin misin? | Absolution-1 | 2015 | |
| I'm positive. | Pozitifim. | Absolution-1 | 2015 | |
| Alright, you son of a bitch. | Pekala, seni orospu çocuğu. | Absolution-1 | 2015 | |
| OK, I think I've had about enough of this shit. | Tamam, sanırım bu boka yeterince bulaştım. | Absolution-1 | 2015 | |
| It's time for you to die. | Ölme zamanın geldi. | Absolution-1 | 2015 | |
| You're out, bitch. What now? | Mermin bitti, orospu. Şimdi ne var? | Absolution-1 | 2015 | |
| What about up close and personal? | Delikanlı gibi dövüşmeye ne dersin? | Absolution-1 | 2015 | |
| Get up. Get up and fight, bitch. | Kalk. Ayağa kalk ve dövüş, sürtük. | Absolution-1 | 2015 | |
| No, no more. | Hayır, yeter. | Absolution-1 | 2015 | |
| Why'd you come back? | Neden geri döndün? | Absolution-1 | 2015 | |
| When the knives come out... No words need to be spoken. | Bıçaklar çekildiğinde... Konuşulacak bir şeye gerek yok. | Absolution-1 | 2015 | |
| That was the last job I ever did for anybody. | <I> Bu şimdiye kadar biri için yaptığım son işti. </ i> | Absolution-1 | 2015 | |
| I just figured it was time for a new beginning. | <I> Sadece yeni bir başlangıç zamanı olduğunu anladım. </ I> | Absolution-1 | 2015 | |
| Time for me to turn my sights in a different direction. | <I> Görüşlerimi farklı bir yöne çevirmenin zamanı. </ i> | Absolution-1 | 2015 | |
| Time for me to start things over. | <I> Bir şeylere yeniden başlamanın zamanı. </ i> | Absolution-1 | 2015 | |
| As for Chi... | <I> Chi'ye gelince... </ i> | Absolution-1 | 2015 | |
| with the debt finally paid, he decided to stay behind. | <I> ...sonunda ödenen borç ile birlikte arkada kalmaya karar verdi. </ I> | Absolution-1 | 2015 | |
| When God divided up the land of the earth, so the legend goes, | Efsaneye göre, Tanrı yeryüzünü bölüştürürken, | Absurdistan-1 | 2008 | |
| our people's emissaries arrived late, after all the land had been distributed. | halkımızın temsilcileri varana kadar tüm toprakların dağıtımı yapılmış. | Absurdistan-1 | 2008 | |
| But because they were so cheerful, he gave them the piece of land... | Ama çok şen kişiler oldukları için Tanrı, kendisine ayırdığı toprağı, | Absurdistan-1 | 2008 | |
| that he had wanted to keep for himself and withdrew into the heavens instead. | onlara vermiş ve yaşamak için cennete çekilmiş. | Absurdistan-1 | 2008 | |
| My grandmother always warned me, be careful with your first time. | Büyükannem her zaman ilk deneyimime dikkat etmemi tembihlerdi. | Absurdistan-1 | 2008 | |
| Find a loving, caring man. | Sevecen, yardım sever bir adam bulmalıymışım. | Absurdistan-1 | 2008 | |
| With the right man I can fly to the stars! | Doğru adam sayesinde yıldızlara uçabilirmişim! | Absurdistan-1 | 2008 | |
| To experience weightlessness, the man must make certain arrangements: | Ağırlıksızlığı deneyimlemek için, o adam belirli düzenlemeler yapmalı: 1 | Absurdistan-1 | 2008 | |
| It's important to chose the right place. 1 | Doğru yeri seçmek önemli. | Absurdistan-1 | 2008 | |
| He has to create the right atmosphere... | Doğru adam beni havaya sokacak | Absurdistan-1 | 2008 | |
| for me to get into the mood. | ortamı yaratmalı. | Absurdistan-1 | 2008 | |
| With the right man... | Doğru adamla... | Absurdistan-1 | 2008 | |
| I am going to fly! | Uçacağım! | Absurdistan-1 | 2008 | |
| The history books say that as the Mongols | Tarih kitapları, Kafkas Kraliçe'sinin, 13 yüzyılda, | Absurdistan-1 | 2008 | |
| pillaged and plundered their way to Constantinople in the 13th century | geçtikleri yerleri yağmalayarak İstanbul'a ilerleyen Moğolları | Absurdistan-1 | 2008 | |
| the Caucasian queen assembled an army of the 40 bravest warriors | 40 cesur adamdan oluşturduğu bir ordu ile | Absurdistan-1 | 2008 | |
| that lured the Mongols into a cave and slaughtered them. | bir mağarada tuzağa düşürüp yok ettiğini yazar. | Absurdistan-1 | 2008 | |
| As a reward the courageous warriors were given pretty virgins and land | Yiğit savaşçılara ödül olarak, hoş bakireler ve köyümüzün üzerinde | Absurdistan-1 | 2008 | |
| on which our village was founded. | kurulu olduğu topraklar verilmiş. | Absurdistan-1 | 2008 | |
| just to admire the beauty of our women. | güzelliklerine hayran oldukları için yollarını bizim köyden geçirirlermiş. | Absurdistan-1 | 2008 | |
| During the middle ages our land was occupied by... | Ortaçağ boyunca topraklarımız, Persler, Tatarlar, | Absurdistan-1 | 2008 | |
| Persians, Tatars, Turks and Seldschuks. | Türkler ve Selçuklular tarafından işgal edilmiş. | Absurdistan-1 | 2008 | |
| Since the downfall of the Soviet Empire | Sovyet İmparatorluğu'nun çöküşünden beri | Absurdistan-1 | 2008 | |
| no government has felt responsible for us. | başımızda bir idareci yok. | Absurdistan-1 | 2008 | |
| As our village is not recorded on any map | Köyümüz hiçbir haritada gösterilmediği gibi | Absurdistan-1 | 2008 | |
| we have simply been forgotten by the rest of the world. | bizler de dünyanın geri kalanı tarafından unutulduk. | Absurdistan-1 | 2008 | |
| I've known Aya since the day I was born. | Doğduğumdan beri Aya olarak tanınırım. | Absurdistan-1 | 2008 | |
| At the age of four... | Dört yaşımızda... | Absurdistan-1 | 2008 | |
| we got engaged! | nişanlandık! | Absurdistan-1 | 2008 | |
| We got married at eight. | Sekiz yaşımızda evlendik. | Absurdistan-1 | 2008 | |
| Our elders once built a water pipe. | Yıllar önce bize, kadınlar ve erkekler | Absurdistan-1 | 2008 | |
| we learned that many years ago, when men and women were quarrelling... | kavga ettiği için, tüm değirmenlerin kuruduğunu ve bu yüzden | Absurdistan-1 | 2008 | |
| all the wells dried up. | bir su borusu inşa edildiğini öğrettiler. | Absurdistan-1 | 2008 | |
| The men then went into the cave | Sonra erkekler mağaraya gitmişler | Absurdistan-1 | 2008 | |
| and constructed the water pipe. | ve su borusunu inşa etmişler. | Absurdistan-1 | 2008 | |
| ...that's basically how it works! | ...çalışma şekli basitçe böyle! | Absurdistan-1 | 2008 | |
| This courageous act reconciled the women. | Bu cesur eylem kadınları ikna etmiş. | Absurdistan-1 | 2008 | |
| But many men died. | Ama birçok erkek ölmüş. | Absurdistan-1 | 2008 | |
| Aya's father died in the cave, too. | Mağarada ölenlerin arasında, Aya'nın babası da varmış. | Absurdistan-1 | 2008 | |
| His despairing wife jumped to her death. | Umutsuzluğa düşen karısı da kendini öldürmüş. | Absurdistan-1 | 2008 | |
| Since that time Aya's grandmother had brought the little girl up. | O zamandan itibaren Aya'yı büyükannesi büyütmüş. | Absurdistan-1 | 2008 | |
| Our village consists of 14 families. | Köyümüz 14 aileden ibarettir. | Absurdistan-1 | 2008 | |
| No rooster crows here before ten o'clock. | Saat ondan önce hiçbir horoz ötmez. | Absurdistan-1 | 2008 | |
| The men regarded the teahouse as a philosophers' club. | Erkekler çayhaneyi bir felsefeciler kulübü olarak görürler. | Absurdistan-1 | 2008 | |
| The women tried to stop the village from going to the dogs. | Kadınlar köyün yozlaşmasını durdurmaya çalışır. | Absurdistan-1 | 2008 | |
| After work the women washed the sweat from their bodies, | İşten sonra kadınlar, vücutlarındaki terden temizlenirler. | Absurdistan-1 | 2008 | |
| Our men maintained that | Erkeklerimiz cinsel güçlerinin | Absurdistan-1 | 2008 | |
| their virility was famed all the way to Samarkand. | yol boyunca Semerkant'a dek ünlü olduğunu iddia ederler. | Absurdistan-1 | 2008 | |
| They were forgetting that all other men in this area had moved to the city. | Bu bölgedeki diğer tüm erkeklerin şehre taşındığını unutuyorlar. | Absurdistan-1 | 2008 | |
| And that's how the days ended... | Ve gün şöyle sona erer... | Absurdistan-1 | 2008 | |
| when all the work had been done, all the important matters discussed... | Tüm işler bitince, tüm önemli meseleler tartışılınca... | Absurdistan-1 | 2008 | |
| the men busied themselves... | Erkekler kendilerini, ünlerini kanıtlamakla | Absurdistan-1 | 2008 | |
| with proving their reputation. | meşgul ederler. | Absurdistan-1 | 2008 | |
| Things that didn't interest us children... | Bunlar biz çocukların ilgisini çekmez... | Absurdistan-1 | 2008 | |
| Until we were 14 years old. | Ta ki 14 yaşımıza girene kadar. | Absurdistan-1 | 2008 | |
| His theory, that we belong together because of our birthday... | Onun, doğum günlerimiz aynı olduğu için birbirimize ait olduğumuz... | Absurdistan-1 | 2008 | |
| didn't convince me. | teorisi beni ikna etmemişti. | Absurdistan-1 | 2008 | |
| His single intention seemed to be to pull me behind a wall... | Tek niyeti, beni bir duvarın arkasına çekip soymakmış | Absurdistan-1 | 2008 | |
| and undress me! | gibi görünüyordu! | Absurdistan-1 | 2008 | |
| Since it was too hot to sleep I went up on the roof to cool down. | Uyumak için çok sıcak olduğundan serinlemek için çatıya çıkıyor | Absurdistan-1 | 2008 | |
| and dreamed of flying. | ve uçmayı düşlüyordum. | Absurdistan-1 | 2008 | |
| Temelko! | Temelko! | Absurdistan-1 | 2008 | |
| Aya! | Aya! | Absurdistan-1 | 2008 | |
| My grandmother possessed a special gift: she could read the stars. | Büyükannemin özel bir yeteneği vardı: Yıldızları okuyabiliyordu. | Absurdistan-1 | 2008 | |
| She calculated the perfect constellation of the stars for our first night. | İlk gecemiz için yıldızların en uygun konumlarını hesaplamıştı. | Absurdistan-1 | 2008 | |
| We were supposed to wait until Sagittarius and Virgo meet. | Yay ve Başak takım yıldızları buluşana kadar beklemeye karar verdik. | Absurdistan-1 | 2008 | |
| If we bathed in water beforehand... | Eğer önce banyo yaparsak... | Absurdistan-1 | 2008 | |
| we would experience the feeling of weightless flying. | ağırlıksız uçuş hissini deneyimleyebilecektik. | Absurdistan-1 | 2008 | |
| It shall be the eleventh of July... | Bu Temmuz'un onbirinde olacak... | Absurdistan-1 | 2008 | |
| In four years! | Dört yıl sonra! | Absurdistan-1 | 2008 | |
| He agreed. | Kabul etti. | Absurdistan-1 | 2008 |