Search
English Turkish Sentence Translations Page 2951
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| You said that last time too. | Geçen sefer de aynını söylemiştin. | Akibiyori-1 | 1960 | |
| So I can't really give you an answer right away. | Bu yüzden size hemen bir cevap veremem. | Akibiyori-1 | 1960 | |
| If you like him, why not marry him? | Ondan hoşlanıyorsan, neden evlenmiyorsun ki? | Akibiyori-1 | 1960 | |
| But what would become of Mother if I got married? | Ama evlenirsem annem ne olacak? | Akibiyori-1 | 1960 | |
| We've thought of that too. We'll see that she's happy. | Onu da düşündük. Mutlu olacağını biliyoruz. | Akibiyori-1 | 1960 | |
| Just what do you mean by that? | O ne demek oluyor? | Akibiyori-1 | 1960 | |
| Well, for instance... | Şey, mesela... | Akibiyori-1 | 1960 | |
| what would you say if she remarried? | Tekrar evlense ne derdin? | Akibiyori-1 | 1960 | |
| Remarried? Has she had proposals? | Tekrar evlenmesi mi? Teklif eden oldu mu? | Akibiyori-1 | 1960 | |
| Well... in a way. | Şey... bir bakıma. | Akibiyori-1 | 1960 | |
| What do you say? | Sen ne diyorsun? | Akibiyori-1 | 1960 | |
| Sorry to keep you waiting. | Beklettiğim için affedersiniz. | Akibiyori-1 | 1960 | |
| You seem lost in thought. Eat your lunch. | Dalıp gitmiş bir halin var. Yemeğini ye. | Akibiyori-1 | 1960 | |
| Has this all been decided? | Her şeyi karara bağladınız mı? | Akibiyori-1 | 1960 | |
| Your mother's marriage? | Annenin evliliğini mi? | Akibiyori-1 | 1960 | |
| Who is it? | Kim o? 1 | Akibiyori-1 | 1960 | |
| The groom? | Damat mı? | Akibiyori-1 | 1960 | |
| A man you've both known for a long time. | İkinizin de uzun süredir tanıdığı biri. | Akibiyori-1 | 1960 | |
| What do you think about Hirayama? | Hirayama nasıl olur? | Akibiyori-1 | 1960 | |
| Mr. Hirayama? | Bay Hirayama mı? | Akibiyori-1 | 1960 | |
| Do you approve? | Onaylıyor musun? | Akibiyori-1 | 1960 | |
| Of course, nothing's definite yet. | Tabii, daha kesin bir şey yok. | Akibiyori-1 | 1960 | |
| Welcome home. Are you hungry? | Eve hoş geldin. Aç mısın? | Akibiyori-1 | 1960 | |
| There's nothing to eat today. | Bugün yemek yok. | Akibiyori-1 | 1960 | |
| I planned to shop, but I got in late too. | Alışveriş yapacaktım, ama ona da geç kaldım. | Akibiyori-1 | 1960 | |
| What is it? Is something wrong? | Ne var? Kötü bir şey mi oldu? | Akibiyori-1 | 1960 | |
| I ran into an old friend today. | Bugün eski bir arkadaşa rastladım. | Akibiyori-1 | 1960 | |
| On the train. | Trende. | Akibiyori-1 | 1960 | |
| She used to sell us black market rice after the war. | Savaştan sonra bize karaborsa pirinç satardı. | Akibiyori-1 | 1960 | |
| She was dressed so nicely that I didn't recognize her. | Öyle iyi giyiniyordu ki, onu tanıyamadım. | Akibiyori-1 | 1960 | |
| Are you hiding something from me? | Benden gizlediğin bir şey var mı? | Akibiyori-1 | 1960 | |
| I saw Mr. Mamiya today. He told me all about it. | Bugün Bay Mamiya'yı gördüm. Bana olanları anlattı. | Akibiyori-1 | 1960 | |
| About what? | Neymiş o? | Akibiyori-1 | 1960 | |
| Mother, are you getting married again? | Anne, evleniyor musun? | Akibiyori-1 | 1960 | |
| What? Getting married again? | Ne? Evlenmek mi? | Akibiyori-1 | 1960 | |
| Stop pretending! | Rol yapmayı bırak! | Akibiyori-1 | 1960 | |
| I know! What do you know? | Biliyorum! Neyi biliyorsun? | Akibiyori-1 | 1960 | |
| What's this about? | Bu da nesi? | Akibiyori-1 | 1960 | |
| I'm completely lost. | Beni şaşkına çevirdin. | Akibiyori-1 | 1960 | |
| Stop pretending! It's an affront to Father's memory! | Rol yapmayı bırak! Bu babamın hatırasına saygısızlıktır! | Akibiyori-1 | 1960 | |
| Mr. Hirayama was Father's friend! | Bay Hirayama babamın arkadaşıydı! | Akibiyori-1 | 1960 | |
| What's he got to do with this? | Bunun onunla ne ilgisi var? | Akibiyori-1 | 1960 | |
| Still pretending not to know? Why are you hiding it? | Hala bilmiyormuşsun gibi mi yapacaksın? Neden gizliyorsun? | Akibiyori-1 | 1960 | |
| Hiding what? | Neyi gizliyorum? | Akibiyori-1 | 1960 | |
| Fine! Just forget it! | İyi! Unut gitsin! | Akibiyori-1 | 1960 | |
| And to think I trusted you! I hate you! | Sana da güvenmiştim ya! Senden nefret ediyorum! | Akibiyori-1 | 1960 | |
| What are you saying? | Ne diyorsun sen, Ayako? | Akibiyori-1 | 1960 | |
| It's disgusting! I can't stand it! | Rezillik bu! Buna katlanamam! | Akibiyori-1 | 1960 | |
| Ayako, where are you going? | Ayako, nereye gidiyorsun? | Akibiyori-1 | 1960 | |
| Leave me alone! I hate you! | Beni yalnız bırak! Senden nefret ediyorum! | Akibiyori-1 | 1960 | |
| Squid, please. And for the lady? | Kalamar, lütfen. Ya siz, bayan? | Akibiyori-1 | 1960 | |
| More tea. Coming up. | Biraz daha çay. Hemen geliyor. | Akibiyori-1 | 1960 | |
| Is Yuriko in? | Yuriko içeride mi? | Akibiyori-1 | 1960 | |
| Yes, she is. | Evet, içeride. | Akibiyori-1 | 1960 | |
| Yuriko! | Yuriko! | Akibiyori-1 | 1960 | |
| Miss Miwa's here. Coming. | Bayan Miwa geldi. Geliyorum. | Akibiyori-1 | 1960 | |
| Just a moment. | Bir saniye. | Akibiyori-1 | 1960 | |
| Hi there. Come on up, but it's a mess. | Selam. Yukarı çıkalım, ama ortalık berbat. | Akibiyori-1 | 1960 | |
| More clams, sir? | Daha midye ister misiniz, bayım? | Akibiyori-1 | 1960 | |
| You must love clams. | Midyeyi seviyor olmalısınız. | Akibiyori-1 | 1960 | |
| Yeah, clams are the best. I'm addicted to 'em. | Evet, midyelerin üzerine yoktur. Onlara bağımlılığım var. | Akibiyori-1 | 1960 | |
| Tastiest of all seafood. | En lezzetli deniz ürünü. | Akibiyori-1 | 1960 | |
| You want octopus? No, I've had enough octopus. | Ahtapot ister misiniz? Hayır, ondan sıkıldım. | Akibiyori-1 | 1960 | |
| Clams for me! More tender clams. | Bana midye! En tazelerinden olsun. | Akibiyori-1 | 1960 | |
| And red shellfish. | Ve kızıl kayabalığı. | Akibiyori-1 | 1960 | |
| And what did you say? | Peki sen ne dedin? | Akibiyori-1 | 1960 | |
| I said I hated the idea. | Bu fikirden hiç hoşlanmadığımı... | Akibiyori-1 | 1960 | |
| Besides, he's my father's friend. It's filthy. | Üstelik o babamın arkadaşıydı. İğrençlik bu. | Akibiyori-1 | 1960 | |
| That's why you walked out? | Bu yüzden mi dışarı çıktın? | Akibiyori-1 | 1960 | |
| It's just so dirty. | Pis bir durum. | Akibiyori-1 | 1960 | |
| That's what this is about? | Sebebi bu muydu yani? | Akibiyori-1 | 1960 | |
| I still remember Father very vividly, | Babamı hala capcanlı hatırlıyorum... | Akibiyori-1 | 1960 | |
| but Mother seems to have forgotten him. | ...ama annem onu unutmuş görünüyor. | Akibiyori-1 | 1960 | |
| I'll never be able to forgive that. | Bunu asla affedemem. | Akibiyori-1 | 1960 | |
| I understand how you feel, | Nasıl hissettiğini anlıyorum... | Akibiyori-1 | 1960 | |
| but aren't you being a little selfish? | ...ama biraz bencillik etmiyor musun? | Akibiyori-1 | 1960 | |
| What? | Niye? | Akibiyori-1 | 1960 | |
| Try to see her point of view. | Onun bakış açısından görmeye çalış. | Akibiyori-1 | 1960 | |
| After all, she's a woman too. Try to understand. | Her şeyden öte, o da bir kadın. Anlamaya çalış. | Akibiyori-1 | 1960 | |
| You have someone you like. Why can't she? | Senin hoşlandığın biri var. Onun neden olmasın? | Akibiyori-1 | 1960 | |
| Isn't that selfish? If it were me, I'd just ignore it. | Bu bencilce değil mi? Ben olsaydım, aldırış etmezdim. | Akibiyori-1 | 1960 | |
| It wouldn't bother you? | Canını sıkmaz mıydı? | Akibiyori-1 | 1960 | |
| Why should it? She's still your mother. | Neden sıksın ki? O hala senin annen. | Akibiyori-1 | 1960 | |
| But it's not happening to you. | Senin başına gelmiyor tabii. | Akibiyori-1 | 1960 | |
| You're wrong. | Yanlışsın. | Akibiyori-1 | 1960 | |
| I was fine when Father remarried. | Babamın yeniden evlenmesini hoş karşıladım. | Akibiyori-1 | 1960 | |
| That doesn't mean I've forgotten Mother. | Bu annemi unuttuğum anlamına gelmiyor. | Akibiyori-1 | 1960 | |
| I can still see her clearly if I close my eyes. | Gözlerimi kapatırsam onu hala gerçekmiş gibi görebiliyorum. | Akibiyori-1 | 1960 | |
| Sure, my dad's kind of an animal. But who cares? He's still my father. | Babam bir hayvan, ona ne şüphe. Ama kimin umurunda? Babam yine babam. | Akibiyori-1 | 1960 | |
| I can't think that way. | Ben öyle düşünmüyorum. | Akibiyori-1 | 1960 | |
| It'll happen whether you do or not. | Düşün ya da düşünme, o iş olacak. | Akibiyori-1 | 1960 | |
| The world isn't as pure as you think. | Dünya sandığın kadar tozpembe değil. | Akibiyori-1 | 1960 | |
| You're acting like a baby. | Çocukluk ediyorsun. | Akibiyori-1 | 1960 | |
| Yuriko, this is for you. | Yuriko, bu size. | Akibiyori-1 | 1960 | |
| Would you like some? | Gelmiyor musun? | Akibiyori-1 | 1960 | |
| Werert you going to stay the night? | Gece kalacağım dememiş miydin? | Akibiyori-1 | 1960 | |
| I'm going home. | Eve gidiyorum. | Akibiyori-1 | 1960 | |
| Eat a bit first. | Önce biraz yeseydin. | Akibiyori-1 | 1960 | |
| You're really leaving? | Gerçekten gidiyor musun? | Akibiyori-1 | 1960 | |
| Then go, you big baby! | Git o zaman, koca bebek! | Akibiyori-1 | 1960 |