Search
English Turkish Sentence Translations Page 321
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Don't be so hard on yourself. | Kendine karşı bu kadar acımasız olma. Kendine karşı bu kadar acımasız olma. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You're filing an extension, and then you'll get them done. | Uzatma formunu dolduruyorsun sonra da eve gidip onlar hallediyorsun. Uzatma formunu dolduruyorsun sonra da eve gidip onlar hallediyorsun. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You say I'm going to file, but will I? | Dosyalama yapacağım diyorsun ama ben yapacak mıyım? Dosyalama yapacağım diyorsun ama ben yapacak mıyım? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I say I'm going to clean out my purse, but do I? | Çantamı temizleyeceğim diyorum ama yapıyor muyum? Çantamı temizleyeceğim diyorum ama yapıyor muyum? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Sophie says she's gonna tell Oleg, but did she? | Sophie, Oleg'e söyleyeceğim diyor ama söylüyor mu? Sophie, Oleg'e söyleyeceğim diyor ama söylüyor mu? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
An extension is just another excuse | Uzatma formu ise tıkıştırıp daha büyük bir dağınıklık için başka bir bahane. Uzatma formu ise tıkıştırıp daha büyük bir dağınıklık için başka bir bahane. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Hey, Max. What's up? | Selam Max. N'aber? Selam Max. N'aber? Kendini daha iyi hissedeceksen... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Bob. Wow, what are you doing here? | Bob. Ne yapıyorsun burada? Bob. Ne yapıyorsun burada? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, I just filed my taxes like everyone else. | Herkes gibi vergi işlerimi yapıyorum. Herkes gibi vergi işlerimi yapıyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Bob had a good year. Ha. | Bob iyi bir yıl geçirdi. Bob iyi bir yıl geçirdi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Who was that? | Kimdi o? Kimdi o? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
My dealer. Forget the extension. | Torbacım. Boş ver uzatmayı. Torbacım. Boş ver uzatmayı. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
If my pot dealer can file, I can file. | Eğer torbacım dosyalayabiliyorsa ben de yapabilirim. Eğer torbacım dosyalayabiliyorsa ben de yapabilirim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
We still have half an hour. | Hala yarım saatimiz var. Hala yarım saatimiz var. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Run home and get my W 2s | Ben sırada bekleyip 1024'ü doldururken sen de eve koş ve W 2 formunu al. Ben sırada bekleyip 1024'ü doldururken sen de eve koş ve W 2 formunu al. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Maybe I should stay and fill it out, | Belki de ben burada kalıp doldurmalıyım sen eve koşmalısın. Belki de ben burada kalıp doldurmalıyım sen eve koşmalısın. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
No, I have to do this. | Hayır. Bunu yapmak zorundayım. Hayır. Bunu yapmak zorundayım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Don't worry, if I get stumped, | Endişelenme, eğer afallarsam etrafım erteleyen kişilerle dolu. Endişelenme, eğer afallarsam etrafım erteleyen kişilerle dolu. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
One of them will help... Eventually. | Onlardan biri yardım edecektir. Öyle ya da böyle. Onlardan biri yardım edecektir. Öyle ya da böyle. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Okay, here's a pen. | Tamam. İşte kalem. Tamam. İşte kalem. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'm gonna go drop off Earl's return in the slot, | Ben Earl'in iadelerini bırakıp olabildiğimce çabuk döneceğim. Ben Earl'in iadelerini bırakıp olabildiğimce çabuk döneceğim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Uh, hi, can you hold my place | Selam. Bu yılın vergi formlarını alırken yerimi tutabilir misin? Selam. Bu yılın vergi formlarını alırken yerimi tutabilir misin? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, cutting it close. You're worse than me. | Ucu ucuna yetişmişsin. Sen benden de betersin. Ucu ucuna yetişmişsin. Sen benden de betersin. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Go, I got your back. And she's got your front. | Git, ben arkanı kollarım. O da önden seni kolluyor. Git, ben arkanı kollarım. O da önden seni kolluyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
So I add up all these lines and put the total here? | Yani tüm sırayı toplayıp, toplamı da buraya mı koyuyoruz? Yani tüm sırayı toplayıp, toplamı da buraya mı koyuyoruz? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Right. What about student loans? | Doğru. Peki ya öğrenci kredileri? Doğru. Peki ya öğrenci kredileri? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Yes, and I paid mine off this year. | Evet. Ben, benimkini bu sene ödedim. Evet. Ben, benimkini bu sene ödedim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Then claim it. | O zaman talep et. O zaman talep et. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
That interest is a huge write off. | Faizi kocaman bir borç siler. Faizi kocaman bir borç siler. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Put down $436 on line 33. | 33. satıra 436 dolar ekle. 33. satıra 436 dolar ekle. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Post office is closing! No! | Posta ofisi kapanıyor! Hayır! Posta ofisi kapanıyor! Hayır! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
My friend just texted me. She's almost here. | Arkadaşım biraz önce mesaj attı. Neredeyse burada olur. Arkadaşım biraz önce mesaj attı. Neredeyse burada olur. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Please, I have to file this year. | Lütfen. Bu yıl vermek zorundayım. Lütfen. Bu yıl vermek zorundayım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Midnight is midnight! | Gece yarısı gece yarısıdır. Gece yarısı gece yarısıdır. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, please, I have six children at home. | Lütfen. Evde altı çocuğum var. Lütfen. Evde altı çocuğum var. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
This is nothing. | Bu ne ki. Bu ne ki. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Here! I'm here, I'm here! What time is it? | Ve biliyorsun ilaç paralarıyla kendini tedavi ettirebilirsin. Burada! Buradayım! Saat kaç? Burada! Buradayım! Saat kaç? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
30 seconds. | 30 saniye. 30 saniye. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Make room, make room. | Açılın, açılın. Açılın, açılın. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Stapler, stapler. | Law and Order'ın tüm sezonlarının seti. Zımba, zımba. Zımba, zımba. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
10... Sign it! Sign your 1040! | 10... İmzala, 1040 formunu imzala. 10... İmzala, 1040 formunu imzala. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
9... Where? | 9... Neresi? 9... Neresi? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
8...7... | 8, 7... 8, 7... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
6... Fold! Fold, you bastard! | 6... Pas, pas sizi piç kuruları. 6... Pas, pas sizi piç kuruları. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
5...4... | 5, 4... 5, 4... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
3... | 3... 3... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
2... | 2... 2... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
No stamp. | Pul yok. Pul yok. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
What? Aw! | Ne? Olamaz! Ne? Olamaz! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It's cool. I got ya, boo. | Sorun değil. Ben hallederim. Sorun değil. Ben hallederim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I did it! I filed my taxes! | Yaptım! Vergi formlarını doldurdum. Yaptım! Vergi formlarını doldurdum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Everybody can suck it! | Herkese kapak olsun! Herkese kapak olsun! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
How could ketchup get this hard? | Ketçap nasıl bu kadar sertleşebilir? Ketçap nasıl bu kadar sertleşebilir? Ketçap nasıl bu kadar sertleşebilir? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You just hold it in your hand like this, and say | Sadece elinle şöyle tutup, sen hayatımda elime aldığım en büyük ketçapsın diyorsun. Sadece elinle şöyle tutup, sen hayatımda elime aldığım en büyük ketçapsın diyorsun. Sadece elinle şöyle tutup, sen hayatımda elime aldığım en büyük ketçapsın diyorsun. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Hey, everybody. I got it, I got it. | Hey millet. Kaptım! Kaptım! Hey millet. Kaptım! Kaptım! Hey millet. Kaptım! Kaptım! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Don't panic. At least you caught it in the early stage. | Panik yapma, en azından ilk aşamasına yakalanmışsın. Panik yapma, en azından ilk aşamasına yakalanmışsın. Panik yapma, en azından ilk aşamasına yakalanmışsın. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
No, I got the papers so we can see if our ticket win the lottery. | Hayır. Gazeteyi kaptım böylece biletimize ikramiye çıkmış mı bakabileceğiz. Hayır. Gazeteyi kaptım böylece biletimize ikramiye çıkmış mı bakabileceğiz. Hayır. Gazeteyi kaptım böylece biletimize ikramiye çıkmış mı bakabileceğiz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Fine. If we win, I will get an eighth of my trust fund back. | Eğer kazanırsak, vakıf hesabının sekizde birini geri alacağım. Eğer kazanırsak, vakıf hesabının sekizde birini geri alacağım. Eğer kazanırsak, vakıf hesabının sekizde birini geri alacağım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Come on. Now, who's got our ticket? 1 | Hadi. Biletimiz kimde? Hadi. Biletimiz kimde? Hadi. Biletimiz kimde? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I've got the ticket. I put it here. | Bilet bende. Buraya koymuştum. 1 Bilet bende. Buraya koymuştum. 1 Bilet bende. Buraya koymuştum. 1 28 paket tampon siparişi verdin. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
By the way, if we win, | Bu arada, eğer kazanırsak Great Adventure'ın tam yanında bir daire alıp... Bu arada, eğer kazanırsak Great Adventure'ın tam yanında bir daire alıp... Bu arada, eğer kazanırsak Great Adventure'ın tam yanında bir daire alıp... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Also put a soda fridge in my garage for show. | Ayrıca garajıma sırf gösteriş olsun diye meşrubat buzdolabı koyacağım. Ayrıca garajıma sırf gösteriş olsun diye meşrubat buzdolabı koyacağım. Ayrıca garajıma sırf gösteriş olsun diye meşrubat buzdolabı koyacağım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Earl, what are you gonna do with your share if we win? | Earl, kazanırsak sen kendi payınla ne yapacaksın? Earl, kazanırsak sen kendi payınla ne yapacaksın? Earl, kazanırsak sen kendi payınla ne yapacaksın? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Well, I'll get out of this club chop as fast as I can, | Bu kulüp bozması yerden olabildiğimce çabuk kurtulup... Bu kulüp bozması yerden olabildiğimce çabuk kurtulup... Bu kulüp bozması yerden olabildiğimce çabuk kurtulup... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Here we go, for the big money. | İşte başlıyoruz. Büyük ikramiye. İşte başlıyoruz. Büyük ikramiye. İşte başlıyoruz. Büyük ikramiye. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Woo. If I win, hello Netflix subscription. | Eğer kazanırsam, merhaba Netflix üyeliği. Eğer kazanırsam, merhaba Netflix üyeliği. Eğer kazanırsam, merhaba Netflix üyeliği. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
We need a six, a ten, a five, a 12 and a nine. | 6, 10, 5, 12ve 9 lazım bize. 6, 10, 5, 12ve 9 lazım bize. 6, 10, 5, 12ve 9 lazım bize. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And the second number is 47. | İkinci numara 47. İkinci numara 47. İkinci numara 47. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Good thing I didn't pay my share of the tickets yet, suckers! | İyi ki biletten payıma düşeni vermemişim, ezikler. İyi ki biletten payıma düşeni vermemişim, ezikler. İyi ki biletten payıma düşeni vermemişim, ezikler. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Before I forget, I printed up more of our cupcake business cards | Unutmadan, kek kartvizitimizden biraz daha fazla çıkarttım. Unutmadan, kek kartvizitimizden biraz daha fazla çıkarttım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, can't wait | Sabırsızlanıyorum. Sabırsızlanıyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Me and you handing out free cupcakes | Seninle birlikte bedava kek dağıtıp, dantel, tuz biber ve tuzluk satan... Seninle birlikte bedava kek dağıtıp, dantel, tuz biber ve tuzluk satan... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
We are not just giving them away for free. It's marketing. | Onları öylece bedava dağıtmayacağız. Pazarlama bu. Onları öylece bedava dağıtmayacağız. Pazarlama bu. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Hello, Sophie. | Selam Sophie. Selam Sophie. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
If you looked any sweeter, you would fire up my diabetes. | Biraz daha şeker görünseydin diyabetim tavan yapardı. Biraz daha şeker görünseydin diyabetim tavan yapardı. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, Earl. You wouldn't be the first man to lose a limo over me. | Earl benim yüzümden limuzinini kaybeden ilk adam olamazsın. Earl benim yüzümden limuzinini kaybeden ilk adam olamazsın. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Sophie, I'm surprised to see you in here. | Sophie, seni burada gördüğüme şaşırdım. Sophie, seni burada gördüğüme şaşırdım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Stutter buzz says you and Oleg are no longer together. | Artık Oleg ile birlikte olmadığınızı dedikodusu dönüyor. Artık Oleg ile birlikte olmadığınızı dedikodusu dönüyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Wow, this little girl likes to gossip. Yes? | Vay canına! Bu küçük kız dedikodudan da hoşlanıyormuş. Vay canına! Bu küçük kız dedikodudan da hoşlanıyormuş. Hissetmen gerek. Ben yalnızca saf Kolombiya kakaosu kullanırım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Won't you scutter your little butt over there | Neden aceleci küçük kıçını oraya götürüp... Neden aceleci küçük kıçını oraya götürüp... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and get me the menu the way you are supposed to? | ...yapman gereken gibi bana menüyü getirmiyorsun? ...yapman gereken gibi bana menüyü getirmiyorsun? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Come see me in my booth. | Gelip standımı görün. Gelip standımı görün. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Are we over here so Oleg can't see you through the kitchen window? | Oleg seni mutfak penceresinden görmesin diye burada duralım mı? Oleg seni mutfak penceresinden görmesin diye burada duralım mı? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
What is this? Diner or back issue of Cosmopolitan magazines? | Nedir bu? Restoran mı yoksa Cosmopolitan'ın arka sayfaları mı? Nedir bu? Restoran mı yoksa Cosmopolitan'ın arka sayfaları mı? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I grew up reading Cosmo. | Cosmo okuyarak büyüdüm ben. Cosmo okuyarak büyüdüm ben. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I mean, what a six year old doesn't need to know? The hidden male erogenous zones. | Altı yaşındaki birinin neyi bilmemesi gerekiyor? Gizli erkek erojen bölgesini. Altı yaşındaki birinin neyi bilmemesi gerekiyor? Gizli erkek erojen bölgesini. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I came to give you girls a cleaning job tomorrow. | Yarın için size temizlik işi vermeye geldim. Yarın için size temizlik işi vermeye geldim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
We are turning down a real paying job to go to the crap fair? | Gerçek getirisi olan bir işi boktan bir fuar için mi geri çeviriyoruz. Gerçek getirisi olan bir işi boktan bir fuar için mi geri çeviriyoruz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Yes, it's important that we focus on the cupcake business. | Evet. Kek işine odaklanmak için bu çok önemli. Evet. Kek işine odaklanmak için bu çok önemli. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And you can't spell "focus" without "us". | İşte benim kolaylıkla yapabileceğim bir şey. İşte benim kolaylıkla yapabileceğim bir şey. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Hello, Oleg. | Selam Oleg. Selam Oleg. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
So, do you miss the sex? | Seks yapmayı özledin mi? Seks yapmayı özledin mi? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
No. We are having a conversation here. | Hayır. Muhabbet ediyoruz şurada. Hayır. Muhabbet ediyoruz şurada. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It wasn't that good. | İyi değildi. İyi değildi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Please, I beg you. Let us go. | Lütfen, yalvarıyorum. Bırakın gidelim. Lütfen, yalvarıyorum. Bırakın gidelim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Like, it's like a dirty Downton Abbey. | Sanki, Downton Abbey dizisinin ateşli bir bölümü gibi. Sanki, Downton Abbey dizisinin ateşli bir bölümü gibi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
So why are you still standing there | Neden o kahverengi kadifenle dikilmiş, o üzgün eşek gözleriyle bana bakıyorsun? Neden o kahverengi kadifenle dikilmiş, o üzgün eşek gözleriyle bana bakıyorsun? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Because it's a good look on me. | Çünkü bana yakışıyor. Çünkü bana yakışıyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And because I'm waiting for you to admit that you came here | Ve seks yapmayı özlediğini itiraf etmeni bekliyorum. Ve seks yapmayı özlediğini itiraf etmeni bekliyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I miss summers in Minsk. | Minsk yazlarını özledim. Minsk yazlarını özledim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 |