Search
English Turkish Sentence Translations Page 3593
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Cheers. | İyi günler. | American Gothic-1 | 2016 | |
| All right, you're not supposed to date | Bak, iyileşme döneminin ilk dört ayında biriyle çıkmamam gerekiyor. | American Gothic-1 | 2016 | |
| Sounds like a long year. Hey, you made it. | Uzun bir yıla benziyor. Selam, gelmişsin. | American Gothic-1 | 2016 | |
| Alison brought in a lot of extra security. | Alison, birçok fazladan güvenlik tuttu. | American Gothic-1 | 2016 | |
| Do you know how long it takes to count all the votes? | Tüm oyları saymanın ne kadar sürdüğünü biliyor muusn? | American Gothic-1 | 2016 | |
| Has anyone seen Alison at all this morning? | Bu sabah Alison'ı gören oldu mu? | American Gothic-1 | 2016 | |
| That never should've happened. | Böyle bir şey asla yaşanmamalıydı. | American Gothic-1 | 2016 | |
| Brigid should still be here. | Brigid hala burada olmalıydı. | American Gothic-1 | 2016 | |
| And someone has to answer for that. | Ve biri bunun hesabını vermeli. | American Gothic-1 | 2016 | |
| John Roy Martin gave this deposition as part of | John Roy Martin, bu ifadeyi 1997'de... | American Gothic-1 | 2016 | |
| Brian Long... A wealthy entrepreneur | Brian Long, varlıklı bir girişimci. | American Gothic-1 | 2016 | |
| Alison Hawthorne's cell phone's off, | Alison Hawthorne'un telefonu kapalı... | American Gothic-1 | 2016 | |
| Hands in the air! | Eller yukarı! | American Gothic-1 | 2016 | |
| Get down! Down on the... | Yere yat! Yat yere! | American Gothic-1 | 2016 | |
| For the last month, | Geçen aydan beri, gizlice liman işçileri sendikasıyla çalışıyordum. | American Gothic-1 | 2016 | |
| What is your Social Security number? | Sosyal güvenlik numaran ne? | American Gothic-1 | 2016 | |
| I thought the union was in Conley's pocket. | Sendikanın, Conley'in avucunda olduğunu düşünüyordum. | American Gothic-1 | 2016 | |
| You can't just sneak off to some secret warehouse | Kimseye haber vermeden, gizlice bir depoya gidemezsin. | American Gothic-1 | 2016 | |
| I was with Naomi the whole time. | Bunca zaman Naomi'yle birlikteydim. | American Gothic-1 | 2016 | |
| School photos, juvie records... | Okul fotoğrafları, ıslahevi kaydı... Bir şey bulamayacaklar. | American Gothic-1 | 2016 | |
| It's even easier to keep a child off the grid. | Bir çocuğu gizlemesi daha da kolay. | American Gothic-1 | 2016 | |
| We made it. We're still standing. | Başardık, hala ayaktayız. | American Gothic-1 | 2016 | |
| You held tight to the mission all the way to the end. | Bu işe başından sonuna dek sımsıkı sarıldınız. | American Gothic-1 | 2016 | |
| Many of us have been in this fight | Çoğumuz başından beri bu mücadelede birlikteyiz ve... | American Gothic-1 | 2016 | |
| I'm proud of the campaign we ran. | Yürüttüğümüz kampanyayla gurur duyuyorum. | American Gothic-1 | 2016 | |
| And I'm eternally thankful for all of you | Ve hepinize, tüm bu zaman boyunca... | American Gothic-1 | 2016 | |
| Expecting someone? | Birini mi bekliyordunuz? Hayır. | American Gothic-1 | 2016 | |
| Former daughter in law. | Eski gelinim. Evet. | American Gothic-1 | 2016 | |
| Cam has some of my photos of Jack in his room. | Cam'de, Jack'in odasında duran ve onun olduğu bana ait birkaç fotoğraf var. | American Gothic-1 | 2016 | |
| It's just some pictures. | Alt tarafı birkaç fotoğraf, sonra hayatından çıkacağım. | American Gothic-1 | 2016 | |
| And those help develop social communication skills. | Bu nöropeptitler de, sosyal iletişim becerilerini geliştirmeye yardım ediyormuş. | American Gothic-1 | 2016 | |
| You won't even let me see her anymore. | Artık annemi görmeme de izin vermeyeceksiniz. | American Gothic-1 | 2016 | |
| I don't even have that stupid bear Uncle Garrett gave me. | Garrett Amca'mın bana verdiği o aptal ayım bile yok. | American Gothic-1 | 2016 | |
| I know I should've told you all that a long time ago. | Bunu çok önceden söylemem gerektiğini biliyorum. | American Gothic-1 | 2016 | |
| I'm glad I know everything now. | Artık her şeyi bildiğim için mutluyum. | American Gothic-1 | 2016 | |
| I'm glad I know my father was standing up for what's right. | Babamın doğru olan şeyi savunduğunu bildiğim için de mutluyum. | American Gothic-1 | 2016 | |
| In the room, when we talked, | Telefonda konuştuğumuzda,... | American Gothic-1 | 2016 | |
| I don't think I can leave my family again. | Ailemden tekrar ayrılabileceğimi sanmıyorum. | American Gothic-1 | 2016 | |
| Just not with everything that's going on. | Şu anki durum varken olmaz. | American Gothic-1 | 2016 | |
| Is there any chance I could get you to stay? | Kalmaya seni ikna etmem için bir şansım var mı? | American Gothic-1 | 2016 | |
| Here it is. | İşte burası. Gelen birini hatırlamıyorum. | American Gothic-1 | 2016 | |
| Although I don't make a habit of staring. | Gözümü dikip bakma alışkanlığım olmasa da. | American Gothic-1 | 2016 | |
| I try and keep my peepers to myself. | Kendi işime bakmaya çalışıyorum. | American Gothic-1 | 2016 | |
| Any surveillance on the premises? | Burada hiç güvenlik kamerası var mı? Ya da ziyaretçi kaydı olabilir. | American Gothic-1 | 2016 | |
| If you're standing right here, paying your respects, | Orada durup saygını gösterdiğinde,... | American Gothic-1 | 2016 | |
| However, I know your family | Ama ailenin son günlerde bir dizi kriz yaşadığını biliyorum. | American Gothic-1 | 2016 | |
| It would be unfair for us to judge you | Olayı bir de senden dinlemeden, seni yargılamamız haksızlık olur. | American Gothic-1 | 2016 | |
| You want me to go with you? | Seninle gelmemi mi istiyorsun? | American Gothic-1 | 2016 | |
| Oh, I give you the benefit of the doubt. | Hakkında kötü düşünmüyorum işte. Hayatta olmaz. | American Gothic-1 | 2016 | |
| There you are. | Oradasın demek. Evet, buradayım. | American Gothic-1 | 2016 | |
| Did you get everything you wanted? | İstediğin her şeyi aldın mı? | American Gothic-1 | 2016 | |
| Well, I wanted my family. | Ailemi istiyordum. | American Gothic-1 | 2016 | |
| Cam and Jack, but... | Cam'le Jack'i ama sen bunu benim için mahvettin. | American Gothic-1 | 2016 | |
| You did that all by yourself. | Hepsini kendine sen yaptın. | American Gothic-1 | 2016 | |
| No. | Hayır, sendin. | American Gothic-1 | 2016 | |
| And I helped him. | Ve ona yardım ediyordum. Ne güzel. | American Gothic-1 | 2016 | |
| Sophie... | Sophie. Gerçek adım değil. | American Gothic-1 | 2016 | |
| You know, when my father came into this house, | Biliyorsun, babam bu eve geldiğinde... | American Gothic-1 | 2016 | |
| he was all I had left. | ...tek sahip olduğum kişiydi. | American Gothic-1 | 2016 | |
| My mom died when I was ten. | Annem on yaşındayken öldü. | American Gothic-1 | 2016 | |
| You know what that's like? 1 | Nasıl bir şey olduğunu biliyor musun? | American Gothic-1 | 2016 | |
| That kind of loss? | Böyle bir kaybın? | American Gothic-1 | 2016 | |
| The kind that... | İçini parçalayan türden bir kaybın? | American Gothic-1 | 2016 | |
| 'Cause that was me and my dad. | Geriye babamla ben kalmıştık. Ama böyle olmamalıydı. | American Gothic-1 | 2016 | |
| We were in a car accident. | Bir araba kazası geçirmiştik. | American Gothic-1 | 2016 | |
| She had two surgeries, | Annem iki ameliyat olup, beş hafta hastanede yattı. | American Gothic-1 | 2016 | |
| First class hospital, supposedly. | Sözüm ona birinci sınıf bir hastanede. | American Gothic-1 | 2016 | |
| They hardly ever | Onunla zar zor ilgilendiler. | American Gothic-1 | 2016 | |
| My dad and I kept telling the doctors | Babamla hemşirelere, bir şeylerin ters gittiğini söyleyip duruyorduk. | American Gothic-1 | 2016 | |
| You know, she was out of it. | Annem tükenmişti, aklı karışmıştı. | American Gothic-1 | 2016 | |
| But they said she was fine. | Ama iyi olduğunu söylediler. | American Gothic-1 | 2016 | |
| They said it was just side effects from the medication. | Tedavinin sadece yan etkisi olduğunu söylediler. | American Gothic-1 | 2016 | |
| It was septic shock. | Septik şok geçirdiğini. | American Gothic-1 | 2016 | |
| By the time they figured it out, | Durumu anladıklarında, annem çoktan ölmüştü. | American Gothic-1 | 2016 | |
| The rich patients, | Zengin hastalara, parası ve bağlantıları olanlara... | American Gothic-1 | 2016 | |
| they were given special tests, | ...özel testler yapıldı. Son teknoloji cihazlar kullanıldı. | American Gothic-1 | 2016 | |
| Did you know those patients | O hastalara, personel daha iyi ilgileneceğini bilsin diye... | American Gothic-1 | 2016 | |
| Of course you do. | Elbette biliyorsun. | American Gothic-1 | 2016 | |
| So... | Bu yüzden bir liste yapmaya başladık. | American Gothic-1 | 2016 | |
| There was an easy place to start. | Başlamak için kolay bir nokta vardı. | American Gothic-1 | 2016 | |
| The rich donors who helped create that divide. | Bu ayrımcılığın oluşmasını sağlayan zengin bağışçılar. | American Gothic-1 | 2016 | |
| Borrowed a car from a family friend. | Bir aile dostunun arabasını ödünç aldık. | American Gothic-1 | 2016 | |
| Learned how to break into big, lavish mansions. | Büyük ve lüks köşklere nasıl girileceğini öğrendik. | American Gothic-1 | 2016 | |
| I was good at it; I still am. | Bu işte iyiydim, hala iyiyim. | American Gothic-1 | 2016 | |
| How the hell'd you get in here? | Nasıl girdin sen buraya? | American Gothic-1 | 2016 | |
| Your father took you with him when he committed murder? | Cinayet işlerken, baban seni de yanına mı alıyordu? | American Gothic-1 | 2016 | |
| You're not exactly in a position to judge parenting skills. | Hiç ebeveynlik hünerlerimi yargılayacak bir durumda değilsin. | American Gothic-1 | 2016 | |
| My father went in first. | İlk babam giriyordu, güvenli olduğundan emin oluyordu. | American Gothic-1 | 2016 | |
| I'd stay in the car. | Ben arabada kalıyordum. | American Gothic-1 | 2016 | |
| Wait for my signal | İşaretimi bekle, sonra içeri gel. Tamam. | American Gothic-1 | 2016 | |
| Then... | Sonra işi bittiğinde,... | American Gothic-1 | 2016 | |
| I'd help him clean up, help him | ...temizliğe ve bir tablo gibi olay yerini hazırlamasına yardım ediyordum. | American Gothic-1 | 2016 | |
| And finally... | Son olarak da, zili koyuyordum. | American Gothic-1 | 2016 | |
| The one thing they could've used to call for help with. | Yardım istemek için kullanabilecekleri bir şey. | American Gothic-1 | 2016 | |
| Just out of reach. | Erişemeyecekleri bir yerde. | American Gothic-1 | 2016 | |
| Like it was for us. | Tıpkı bizim durumumuzdaki gibi. | American Gothic-1 | 2016 | |
| What do you want from me? | Ne istiyorsun benden? İstediğin her şeyi vereceğim. | American Gothic-1 | 2016 | |
| Shut... up. | Kes sesini. | American Gothic-1 | 2016 | |
| My father came into this house, | Babam bu eve girdi ve hiç çıkamadı! | American Gothic-1 | 2016 | |
| I waited for the cops to come find me. | Polislerin gelip beni bulmasını bekledim. | American Gothic-1 | 2016 |