Search
English Turkish Sentence Translations Page 3605
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| I told you. | Söyledim zaten. G8 Zirvesi'nin sizi nasıl tekrar harekete geçirdiğini merak ediyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| My angle is you. | Sizin peşinizdeyim. Hepinizin. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Sounds good to me. Whoa, check it out. | Kulağa hoş geliyor. Bakın, bakın. Sesini aç, aç. Ben çıktım. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| The identities of these heroes are being exploited | Kahramanların isimleri Wall Street'teki eylemciler tarafından kullanılıyor. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| A lightning rod has been sergeant Odelle Ballard, | Özel Kuvvetler ekibindeki tek kadın üye Çavuş Odelle Ballard'dı. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Ansar Dine Amerikalıyı almaya geliyor. Kaç kişi gelecek? | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| 14 savaşçı. Sadece bir kadın askeri almak için mi? | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Aslam ne oldu? Yandı mı? | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| If you let me out, I can help. I have medicine in my pack. | Beni buradan çıkarırsan yardım edebilirim. Çantamda ilaç var. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| İlaç var. Acısını dindirecektir. Hayır, babam birazdan gelir. | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| I'm the guard. | Gardiyan benim. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Aslam, who is she? | Aslam, kim o? Kardeşin mi? Arkadaşım. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Okay, okay. Fine. | Pekâlâ, tamam. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Çantamı al. Sen de yapabilirsin. Ben tarif edeceğim. | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Acele et! | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Su atmayı bırakın, daha da kötü yapıyorsunuz! | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Yeah, that's it, that's it, that's it. | Evet, orada. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Okay, you're looking for a small pouch with a red tag on it. | Üstünde kırmızı bir etiket olan ufak bir torba olması lazım. Gördün mü? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Okay, that's... that's it, yeah. That's it, that's it. | Evet, evet. O. Şimdi de üstünde "Fentanil" yazan kahverengi tüpü bul. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| F e n t a n y l. | F E N T A N İ L. Buldun mu? Güzel. Evet, o. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Now, she has to take two right away. | Hemen iki tane içmesi lazım şimdi. Hemen iki tane içmesi lazım şimdi. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| It's all right. | Merak etmeyin. Opioid olduğunu söyle. Bir afyon çeşidi. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| She must take two right away. | İki tanesini şimdi içmesi lazım. İçti. Güzel. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Şimdi beyaz bir tüp olması lazım orada. Krem. "Basitrasin" yazıyor. B A S... | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Yeah, yeah, I found it. | Tamam, tamam, buldum. Bana göster. Evet, o. Güzel. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Kremi yavaşça sür. Vücut ısısını korumak için çarşaf kullanın. | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Okay. | Beni duyuyor musun? Ne oluyor? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Do you hear me? | Beni duyuyor musunuz? Sakinleşti şimdi. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| She's good? Yeah. | Sakinleşti mi? Evet. Teşekkür ederim. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Oh, my god. | Aman Tanrım, anne bunu görmelisin! Örtbas ediyorlar! | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I had fun tonight. It was a lot like college. | Bu gece eğlenceliydi. Üniversite gibiydi aynı. Geldik. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Sorry. | Pardon. Kız arkadaşın mı? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| No. Not sure who it is. | Hayır, kim olduğuna emin değilim. Cevap ver hadi. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Hello? | Alo. Bir şey buldum Harrison. Dediğin gibi, tek bir şey. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| It's huge. We need to meet. | Çok büyük bir şey. Görüşmemiz lazım. Bob, şu an pek sırası değil. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| It's about those special ops forces | Kuzey Afrika'da öldürülen Özel Kuvvetler Ekibi'yle ilgili. Her şey bir örtbasmış! | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I have proof! It's a lie! | Kanıtım var! Yalan söylüyorlar! Kanıtın mı var? Evet. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Sergeant Odelle Ballard sent an email to an officer at Africom | Çavuş Odelle Ballard Africomm'dan bir memura askeriye öldü dedikten 14 saat... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You know what this means? | Bu ne demek farkında mısın? Yalan söylüyorlar. Askeriye, federaller... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Send it to me. | Bana gönder. İnternetten mi? Hayatta olmaz! | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Fine, okay, meet me at the park tomorrow morning. | Yarın sabah 10'da parkta her zamanki yerinde buluş benimle. Tamam, görüşürüz. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Who's that? This guy I know. | Kimdi? Tanıdığım bir adam. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| He found an email from one those special ops soldiers in Mali. | Mali'deki Özel Kuvvetler askerlerinden birinin mailini bulmuş. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Says it proves she's still alive. | Hayatta olduğunu kanıtlıyor dedi. Yarın parkta buluşup kontrol etmem gerekiyor. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You're welcome to tag along if you want. | İstersen sen de gelebilirsin. Olur, kulağa ilginç geliyor. Harika. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Danny Gentry? | Danny Gentry? Siz kimsiniz? Peter Decker. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| This is Joe Abrams. We work for Simons Wachtel, | Bu da Joe Abrams. Simons Wachtel'deki çalışıyoruz. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| an investment bank in New York City. | New York'taki bir yatırım bankası. Sigorta... Onlara da söylemiştim zaten. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I don't want their money. Wait, wait. Told who? | Paralarını istemiyorum. Bir dakika. Kime söylediniz? Elini kapıdan çek. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Mr. Gentry, Alex Baker tried to pay off your mortgage. | Bay Gentry, Alex baker ipoteğinizi ödemeye çalıştı, siz de reddettiniz. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Your house is in foreclosure. Honey? Who is it? | Eviniz haciz edilmek üzere. Tatlım, kim gelmiş? Neden reddettiniz? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Does it have anything to do with your job as a UAV operator | Afrika'da İHA pilotu olmanızla bir alakası var mı? İçeride bekleyin, Janine. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Danny, if Societal mining is trying to pay you, | Eğer Societal Madencilik size para vermeye çalışıyorsa bunun bir sebebi olmalı. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Let us help you. | İzin verin yardım edelim. Bizden uzak durun yeter. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| In case you change your mind! | Belki fikrinizi değiştirirsiniz! | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Sophia, honey, you need your coat. | Sophia montunu giymen lazım. Annen hemen dönecek. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Danny! | Danny! Hey sen! Gel buraya! | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Hey, get back here! | Ben yokum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Janine? Hey! | Janine. Janine, Sophie nerede? Sophie, iyi misin? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Are you okay? | İyi misin? O kimdi? İyi misin? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Danny. What? What happened? | Danny. Ne oldu? Ne oldu? Bir adam vardı. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Are you okay, honey? Look at mommy. | İyi misin tatlım? Annene bak bakayım. İyi misin? Tanrım. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| What's going on? I don't know. | Ne oluyor? Bilmiyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Oğlumsun sen benim. Neden beni böyle utandırıyorsun? | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Diwa yanmıştı. Ya ne yapsaydım? | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Sana bu şeytana göz kulak ol dedim. Ne derse onu yap değil. Buradalar. | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Bu sefer göz kulak ol. Eğer yaklaşırlarsa Tessalit'e götürüp orada bizi bekle. | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Kaçmaya çalışırsa öldür. | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Aslam, Aslam... | Aslam, Aslam bana da söyle. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Aslam, who's out there? | Aslam, kim var orada? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Clear! | Temiz! Amerikalılar. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Çıkar beni buradan! Çıkar beni buradan! | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Aslam önemli bir şey soracağım. Üniformaları ne renk? | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Can you tell? | Görebiliyor musun? Aslam, ne giyiyorlar? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Black or green? Can you tell? | Siyah mı yeşil mi? Görebiliyor musun? Aslam, siyah mı giyiyorlar yeşil mi? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Yes, black. | Evet, siyah giyiyorlar. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Çıkar beni! Aslam, savaşmaya çalışırsan ölürsün! | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Baban sana ne yapmanı söyledi? Hemen gitmemiz lazım! | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Have you read the first? | İlk kitabı okudun mu? Hayır. Ama bunu birçok kez okudum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Yeah, I've read them all with my daughter, Suzanne. | Ben hepsini okudum, kızımla birlikte. Suzanne. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| She's 12. | 12 yaşında. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| One call? | Bir kere arayabilir miyim? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Just one to my... | Sadece bir kere. Kocama ve kızıma hâlâ hayatta olduğumu haber verebilmek için. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| No. | Olmaz. Aslam bir kez, lütfen. Olmaz! | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Biraz ekmek ve su da getir. Onun için mi? Evet, onun için! | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Bu kıyafetleri giy. Su ve yiyecek getireceğim sana. | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Ben gittikten sonra sana yetecektir. | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Aslam... | Ne yapıyorsun, Aslam? Bu insanlar Tuareg. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Kabileler. Timbuktu'ya kutsal yürüyüşleri var. | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Ansar Dine'yi geçene kadar aralarında saklanacağım. | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Bamako'da aileyle buluşup bütün bunlardan uzak duracağım. | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| You... you mean safe from me. | Benden uzak duracaksın yani? Evet. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Yeah, and what about your father, Aslam? | Baban ne olacak peki Aslam? Beni Ansar Dine'ye satmanız gerekmiyor mu? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| My father... | Babamın şimdiye kadar gelmiş olması lazımdı. Beni böyle burada bırakamazsın. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| The men who attacked your village last night, | Dün gece köyüne saldıran adamlar beni bulup öldürene kadar durmayacaklar. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| My whole unit is gone. | Bütün ekibim öldü. Bütün arkadaşlarım öldü. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I have to keep moving. I can't. | Gitmem lazım. Seni götüremem. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Aslam, I have to keep mov... I can't help you. | Aslam, gitmem... Sana yardım edemem. Yalnızca erkekler gidebiliyor. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Odelle, I'm sorry. Good luck. | Özür dilerim, Odelle. İyi şanslar sana. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Right, and when the Ansar Dine find me, | Ansar Dine beni bulunca onlara ne söyleyeceğimi sanıyorsun? | American Odyssey-1 | 2015 |