Search
English Turkish Sentence Translations Page 3604
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Or we can forget the whole thing. | Ya da işin peşini bırakabiliriz. Olmaz, ara sen. SOC'un El Kaideyi finanse ettiğini biliyordun. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Let me know what you find out. Okay. | Bir şeyler bulunca haber ver. Peki. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| We stirred up a hornets' nest today, boys. | Bugün arı kovanına çomak soktuk çocuklar. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Intel says we have a large | Aldığımız bilgiye göre önümüzde büyük bir Ansar Dine topluluğu var. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| They're recommending we hold for the night. | Geceyi burada geçirmemizi öneriyorlar. Evinizdeymiş gibi hissedin. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| They're not gonna use your picture, you moron. | Fotoğrafını kullanmayacaklar, angut herif. Cihadı evine getirmelerini mi istiyorsun? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I'm just saying, we're still gonna be famous, | Kim olduğumuzu bilmeseler de çok ünlü olacağız. Söylüyorum bak. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| That makes no sense whatso... | Bu çok mantıksız... Eve dönünce kendime bir gazeteci bulmalıyım belki de. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I'm telling you, some of that stuff we saw | Bilgisayarda gördüğümüz şeylerden bazıları ortaya çıkınca epey olay olacak. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| In the middle of all this financial stuff in Arabic, | Bütün Arapça para evraklarının arasında İngilizce evrak bulduk. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Most of it was encrypted, but... | Çoğu şifreliydi ama... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I saw a transfer for a hell of a lot of money | ...SOC denen bir Amerikan firmasından çuval dolusu para havalesi yapıldığını gördüm. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Has anyone heard of it? | Duymuş muydunuz hiç? Hedef olmasın? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| No, that's the thing, it was from them. | Hayır, olayda o zaten. Havaleyi onlar yapmıştı. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I mean, come on, why would an American company | Neden bir Amerikan firması Abbas'a para yollasın ki? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You defied a direct order? | Emire karşı mı geldin? Osela'dandı onlar. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Order didn't come from Osela. It came from Colonel Glen. | Emirler Osela'dan değil, Albay Glen'den geldi. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Yes, and I will make sure that he receives the information | Evet, toplantıda bu bilgiyi de duyacağından bizzat emin olacağım. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Where you going? | Nereye gidiyorsun? İşeyebilir miyim, efendim? Odelle! | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I got to report this! | Bunu bildirmem gerekiyor! Evet, efendim. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Rowcroft. Over watch. | Rowcroft, gözlerini açık tut. Tamam, efendim. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I can do that. | Bunu yapabilirim. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| In your face, mama! | Yüzünde patlasın, anne! Ne? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I miss you, mama. | Seni özledim anne. Ben de seni özledim. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| This is the entire IRS file. | Maliye'deki bütün evraklar bunlar. İşini asla yarım yamalak yapmaz. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Looks like they have a BSA case against SOC and Alex Baker. | SOC'ye ve Alex Baker'a karşı BGY davası açacaklar gibi duruyor. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Corporate slush fund, structured payments | Kurumsal rüşvet ödeneği, yeniden ayarlanmış ödemeler dolup taşmış hep. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Whistle blower... | Tampa'dan bir kadın ihbar etmiş. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Look at this. Just this morning, | Şuna bak. Daha bu sabah Delaware, Eagle Heights'dan Danny Gentry adında birinin... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Baker tried to pay off his mortgage, but he sent it back. | ...evinin ipoteğini ödemeye çalışmış Baker. Ama adam geri göndermiş. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Why would he do that? | Neden böyle bir şey yapsın ki? Bilmiyorum ama öğrenmemiz lazım. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Ah, there he is. | İşte geldi. Peter, Alex Baker'ı tanırsın, SOC'nin genel başkanı. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Joe, would you excuse us? | Joe, bize biraz müsade eder misin? İzinsiz girdiğimiz için özür dilerim. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Just wanted to make sure we caught you. | Görüştüğümüze emin olmak istedim. Alex'in bize verecek bir haberi varmış. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Peter, I understand you have some concerns | Peter, anladığım kadarıyla maliyenin soruşturmasıyla ilgili endişelerin varmış. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I just wanted you to be the first to know | Bana ve şirkete karşı olan suçlamalarını düşürdüklerini haber vermeye geldim. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Without an admission of guilt. | Suçsuz olduğunu bildirerek. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Societal is, of course, paying all back taxes, | Tabii ki Societal bütün vergileri, cezaları ve dosya ücretlerini ödeyecek. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| And the reason for the slush fund? | Kurumsal rüşvet ödeneğinin var olma amacı ne peki? Gizli bilgi bu. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| With all due respect, | Yanlış anlamayın ama Bay Baker'ı açık durumda... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I have been married | 25 yıldır aynı kadınla evli kaldım. Ve onu çok seviyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| The woman in Tampa... Extortion? | Tampa'daki kadın. Şantaj mı? Nafaka. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I'd appreciate your discretion. | Aramızda kalırsa sevinirim. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| As long as it doesn't affect the merger, | Birleşmeyi etkilemediği sürece bir sorunumuz olmaz değil mi? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| What about the man in Delaware... | Delaware'deki adam ne peki? Gentry. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Peter... | Peter, maliye memnun olduğu sürece biz de memnunuz. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Come on... | Hadi. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Come on, Dolly. We'll be late. | Hadi, Dolly. Geç kalacağız. Ayakkabılarımı değiştirmem lazım! | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Why? What... | Neden? Ne... Çok güzel o ayakkabılar. Çok büyükler! | American Odyssey-1 | 2015 | |
| We just bought them. | Daha yeni aldık. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Ron... | Ron, çok üzgünüm. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Let me out! Aah! Aah! | Bırakın beni! | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Here you go, ma. | Al anne. Sen yemeyecek misin? Aç değilim. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Did you put the milk away? | Sütü dolaba koydun mu? Dışarıda bırakırsan bozulur! Koyacağım. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| What were you mumbling about? | Ne diyordun demin? Hiçbir şey. Düşünüyordum sadece. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Don't do it out loud. You sound crazy. | Sesli düşünme. Deli gibi duruyorsun. Keser misin şunu? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Why do you got to criticize everything I do? | Neden yaptığım her şeyi eleştiriyorsun? Sadece... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| It's very important that I keep the message simple, | Mesajı sade tutmam çok önemli. İnsanların dinlemesi için sadece bir konuya indirgemem. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Who's going to do that? You? | Onu kim yapacak? Sen mi? Bu sabah Harrison Walters'a rastladım aslında. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Do I know him? | Tanıyor muyum? Evet, bahsetmiştim ya. Çok özgür düşünceli birisi. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Attractive. | Çok çekici. Babası Randall Walters, yazar olan. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You two are friends? | Arkadaş mısınız? Evet. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| And he was on FXN news today, so... | FXN'de haberlere çıktı bugün. Medyaya erişimi de var yani. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| and he wants me to help him narrow things down, | Haberlerde anlatabilmemiz için konuyu basitleştirmeme yardım etmemi istiyor. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| WXME has breaking news. | WXME'de bir son dakika haberiyle karşınızdayız. Anne sesini aç, hadi. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Every member of task force 24, | Kısa bir süre önce El Kaide lideri Abdul Abbas'ı öldüren 24. Birlik'in bütün... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Al Qaïda leader Abdule Abbas, | ...üyeleri radikal islamcı Ansar Dine tarafından şafak vaktinde trajik... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| by the Islamic extremist group Ansar Dine in a predawn raid. | ...bir şekilde pusuya düşürüp öldürüldü. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Again, all 12 special ops forces, | Tekrar ediyoruz, 12 özel kuvvetler üyesi, Amerikan kahramanları öldürüldü. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| That's it! That right there, ma! | İşte bu! Gözünün önünde işte anne! Dün bütün o askerler kahramandı, bugün ise ölüler. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| And we're just supposed to believe it's a coincidence? | Bunun rastlantı olduğuna inanmamız mı gerekiyor? Başka ne olacak? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| It could be a million things, ma. | Milyon tane başka şey olabilir anne. Hatta trilyon tane. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| But I'm gonna find the one thing. | Ama doğrusunu bulacağım. Ne yapıyorsun? Hack deniyor buna, anne. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Is that legal? | Yasal mı? Hayır. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| But if the government's doing what I think it's doing, | Ama eğer devlet düşündüğüm şeyi yapıyorsa haklı bir sebep bu. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| There you are. | Buradaymışsın. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| What's all this? | Bunlar ne? İHA pilotuymuş. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Who? | Kim? Danny Gentry, Delaware'de yaşıyor. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| He flies UAVS out of Niger in North Africa. | Kuzey Afrika'da, Nijer'de İHA uçuruyor. Ona karşı hiç bir suçlama yapılmamıştır. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| He's a drone pilot. | İnsansız hava aracı pilotuymuş. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Why would Alex Baker and Societal mining | Neden Alex Baker ve Societal Madencilik kendisine para yedirmeye çalışsın ki? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| And why would Gentry return the money? | Ve neden Gentry parayı kabul etmesin? Peter belki de birilerini aramalısın. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Honey... | Hayatım gerçekten güzel bir işin var. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| We just bought this house, put the kids in private school. | Evi daha yeni aldık. Çocukları da özel okula yazdırdık. Artık devlette çalışmıyorsun. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Hello? | Merhaba. Merhaba. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Hello? | Merhaba. Adın ne? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Aslam. | Aslam. Aslam. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| That means "peace," right? | Barış anlamına geliyor değil mi? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Oh, no, what... What are you reading, Aslam? | Hayır, bekle. Ne okuyorsun, Aslam? Ne okuyorsun? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Harry Potter, prisoner of Azkaban. | Harry Potter, Azkaban Tutsağı. Onu çok seviyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Have you gotten to the part of the dementors yet? | Ruh emicilerin olduğu kısma geldin mi? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Ruh emicileri seviyor musun? | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Kızım onlardan korkardı. | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Not scary. They're funny. | Korkutucu değiller ki. Komikler. Komik mi? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Uh, Aslam! | Aslam! Aslam... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I'm thirsty. | ...çok susadım. Su? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You barely know this woman, and you invite her over? | Kadını az buçuk tanıyorsun, buraya mı davet ettin hemen? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Who the hell is she? She writes for Time magazine. | Kim o? Time dergisinde yazar. Senin hakkında mı yazmak istiyormuş? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Yeah, she liked what I said on FXN. | Evet, FXN'de söylediklerimi beğenmiş. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| My girlfriend thinks I should ask you what your angle is. | Kız arkadaşım neyin peşinde olduğunu sormam gerektiğini düşünüyor. | American Odyssey-1 | 2015 |