Search
English Turkish Sentence Translations Page 3608
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Anlamadın mı? Bir kadın gibi davranırsan taşlanacaksın. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
|
Kimseyle konuşma. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
|
İnsanlar bizi izlemeye başladı. Bu iyi bir şey değil. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
|
Daha ne kadar var? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
|
Yarın demiştin. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
|
Tuaregler Timbuktu'ya yol alacaklardır. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
|
Orada diğerleriyle buluşacaklar, yüzlercesiyle. Yarın, öğlen... | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
|
It's our best chance. | Bizim için büyük şans bu. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Then we can leave? | O zaman gidebilir miyiz? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Yes, by ourselves, to Bamako. | Evet, kendi kendimize, Bamako'ya. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
When we get there, I will leave you. | Oraya varınca, senden ayrılacağım.. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
You will be on your own. | Kendi başına olacaksın. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I know, you said that. | Biliyorum, söylemiştin. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
What will you do? | Sen ne yapacaksın? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Amerika'da biri var. Bana yardım edebilecek biri. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
|
Glen. | Glen. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Colonel Stephen Glen. | Albay Stephen Glen. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Is he in your army? | Ordunuzdan biri mi? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
O benim arkadaşımdır. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
|
Bu Timbuktu'ya ilk gidişiniz mi? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
|
Hayır, git başımdan! | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
|
Kaç yaşındasın? Ben 10'um. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
|
Git başımdan, demiştim! | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
|
Peki ya sen? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
|
Kaç yaşındasın? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
|
Oy! | Oy! | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Ben ne dedim? Çok konuşuyorsun! | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
|
YAŞIYOR! | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
|
You hear anything else about her? | Onun hakkında başka bir şey duydun mu? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Just what the rest of the world is saying. | Sadece dünyanın geri kalanının ne dediğini. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
It's hype, propaganda. | Yutturmaca, propaganda. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
She died with the rest of them. | O diğerleriyle birlikte öldü. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I don't buy it. | Ben buna inanmıyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I made another appointment with Ed Dixon | Savcının ofisinden Ed Dixon ile | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
at the U.S. Attorney's office. | bir randevu ayarladım. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I'm gonna give him everything we have on Societal. | Ona Societal'la ilgili her şeyi vereceğim. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
We got nothing. Gentry's dead. | Elimizde hiçbir şey yok. Gentry öldü. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Gentry was murdered in broad daylight because of us. | Gentry bizim yüzümüzden güpegündüz öldürüldü. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
The only other person that could tell us | O askerlere ne olduğunu bize ve dünyanın geri kalanına... | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
and the rest of the world what happened to those soldiers is Odelle Ballard. | gerçeği söyleyebilecek tek kişi: Odelle Ballard. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
If she's out there alive, I think we should know that, don't you? | Eğer o yaşıyorsa, bunu bilmemiz gerekiyor sanırım, değil mi? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I told you to bring her flowers. | Ona çiçek götürmeni söylemiştim. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Did you find any addresses for me? | Benim için herhangi bir adres buldun mu? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
There's no Bob Offer listed, | Bob Offer listede yok, | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
but there are two Offers in Manhattan | ama Manhattan'da iki, | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
and one in Brooklyn. | ve Brooklyn'de bir Offer var. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Roslyn Offer. | Roslyn Offer. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
It's got to be Brooklyn. | Brooklyn'deki olmalı. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Will you send it to me? | Bana gönderir misin? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Done. All right. | Bitti. Tamam. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
OdelleLives is going viral. | Odelleyasiyor internetten hızla yayalım. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Let's release the email | Yarım milyona ulaşıp... | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
when we hit, like, half a million. | hit olduğunda bırakalım. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Great, you just got to find Bob. | Harika, sadece Bob'u bulmalıyız. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Can you take my bag to your mom's? | Annene çantamı verebilir misin? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Yeah, yeah, man. | Evet, ahbap. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
She said you can't crash there anymore. | O artık dönüşü yok dedi. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
It's just something to do with us being pigs, | Domuzlarla bizim yapabileceğimiz bir şey var, | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
and me not paying rent. It's just... | ve bana kira ödeyemiyor. Sadece... | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
It's kind of, you know... it's... | Biraz, bilirsin... Şey... | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
It's me. That's fine. | Bana biraz. Tamam. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
All right, yo, catch you later. | Pekala, sonra size ulaşırım. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
All right, bye. | Tamam, görüşürüz. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Where'd you get the file? | Dosyayı nereden aldın? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Friend of a friend. | Bir arkadaşımın arkadaşından. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Why didn't the IRS pursue Baker? | Neden IRS Baker'i takip etmedi? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
He struck a deal. | O bir anlaşma yapmış. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Can't use it. | Onu kullanamaz. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
But Gentry told me Societal paid him | Ama Gentry Societal'ın kendi askerlerimize ateş etmesi | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
to keep quiet about firing on our own troops. | konusunda sessiz kalması için ona para ödediğini söyledi. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Friendly fire conspiracy? | Dost ateşi bir komplo muymuş? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Like that football player. | Tıpkı şu futbolcu gibi. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
What was his name? | Onun adı neydi? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Tillman. Tillman. | Tillman. Tillman. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Yeah, Tillman. | Evet, Tillman. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
The way Gentry described it, | Gentry'nin yoluna, | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
it sounded purposeful. | belli amaçla çıktılar. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Premeditated? | Önceden tasarlanmış mı? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Okay, why would Societal Mining want to kill American troops? | Peki, neden Societal Madencilik Amerikan askerlerini öldürmek istesin? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
That's the million dollar question. | İşte milyon dolarlık soru bu işte. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Yeah. And if it's true, it's huge. | Evet. Eğer bu doğruysa, bu büyük bir olay. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
But to go up against a behemoth like SOC, | Ama, SOC gibi bir deve karşı çıkmak için | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I'm gonna need more than a dead drone pilot | Benim ölü bir insansız hava aracı pilotuyla | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
and stolen IRS files. | çalıntı IRS dosyalarından daha fazlasına ihtiyacım var. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
What if I... poke around a little? | Öyleyse ben... etrafı biraz araştırayım mı? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Find a disgruntled employee who knows something. | Bir şeyler bilen hoşnutsuz bir çalışanını bulmalıyız. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
They're your client, Peter. | Senin müşterin, Peter. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
You got breach of confidentiality. | Gizlilik ihlali yapma. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Good faith... If I get you what you need, | İyi niyet ... Ben size ihtiyacınız olanı verirsem, | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
will you find me a place to land back here? | bana bir iniş yeri bulacak mısınız? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
If this pans out, you can write your own ticket. | Eğer bu gerçekleşirse, kendi biletini yazabilirsin. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Good, | İyi, | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
'cause I'm gonna be out of a job. | çünkü ben de işimden olacağım. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Ansar Dine. (Dinin yardımcıları anlamına gelen militan grubun adı) | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
|
Ona saygısızlık etme. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
|
Ne dedin? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
|
Ne yapacaksın? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
|
Burda cesur bir çocuk var. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
|
Are you home? | Evde misin? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Is anyone here? | Herkes burada mı? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |