Search
English Turkish Sentence Translations Page 8495
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Whereas now you are going to have to earn that right. | Şimdiyse, bunu kazanmak için uğraşman gerekecek. | Body of Lies-1 | 2008 | ![]() |
That's great news. | Çok güzel haber. | Body of Lies-1 | 2008 | ![]() |
Fantastic work, Hani. | Harika iş çıkardın, Hani. | Body of Lies-1 | 2008 | ![]() |
Really. Excellent. | Gerçekten. Mükemmel. | Body of Lies-1 | 2008 | ![]() |
So you now have Al Saleem, right?. | Artık Al Saleem tamamen elinde, değil mi? | Body of Lies-1 | 2008 | ![]() |
That was the plan, my dear. | Planımız böyleydi, dostum. | Body of Lies-1 | 2008 | ![]() |
And I presume he's not giving you any information. | Ve tahminen sana hiçbir bilgi vermiyor. | Body of Lies-1 | 2008 | ![]() |
HOFFMAN: Your work's done here, buddy. | Senin buradaki işin bitti dostum. | Body of Lies-1 | 2008 | ![]() |
You're gonna come back. I got you a corner office... | Geri gelmelisin. Sana köşede güzel bir ofis ayarladım... | Body of Lies-1 | 2008 | ![]() |
...just down the hall from mine. | ...benimkinin olduğu koridorun sonunda. | Body of Lies-1 | 2008 | ![]() |
As soon as I get the guy who's in it out of it, it's all yours. | İçindeki adamı içinden çıkarır çıkarmaz, ofis senindir. | Body of Lies-1 | 2008 | ![]() |
More money, a fancy title. | Daha fazla maaş, gösterişli bir sıfat. | Body of Lies-1 | 2008 | ![]() |
No sunscreen, no couscous, unless you really want it. | Güneş kremi yok, kuskus yok, tabii canın çekmezse. | Body of Lies-1 | 2008 | ![]() |
Right down the hall from you, huh, Ed?. Right down the hall from me. | Demek koridorun sonunda, ha Ed? Benimkinin olduğu koridorun sonunda. | Body of Lies-1 | 2008 | ![]() |
Well, I think we both know you'd be more comfortable without me there. | İkimiz de senin orada bensiz daha rahat olacağını biliyoruz. | Body of Lies-1 | 2008 | ![]() |
Now, don't think about it too long, because I'll take that as a slight. | Bunu çok uzun süre için düşünme, çünkü o zaman hakaret olarak alırım. | Body of Lies-1 | 2008 | ![]() |
Besides, what else are you gonna do?. Stay here?. | Hem, başka ne yapacaksın ki? Burada mı kalacaksın? | Body of Lies-1 | 2008 | ![]() |
Maybe for a little while, huh?. I mean, why wouldn't l?. | Belki bir süre kalırım. Yani, neden kalmayayım? | Body of Lies-1 | 2008 | ![]() |
Why would you?. | Neden kalacaksın? | Body of Lies-1 | 2008 | ![]() |
What if I like the Middle East?. | Ya Orta Doğu'yu seviyorsam? | Body of Lies-1 | 2008 | ![]() |
Ain't nobody likes the Middle East, buddy. There's nothing here to like. | Kimse Orta Doğu'yu sevmez dostum. Burada sevilecek bir şey yok. | Body of Lies-1 | 2008 | ![]() |
Well, maybe that's the problem right there, isn't it, Ed?. | Belki de sorun buradadır, değil mi Ed? | Body of Lies-1 | 2008 | ![]() |
Oh, buddy, buddy, buddy. | Dostum, dostum, dostum. | Body of Lies-1 | 2008 | ![]() |
You know, you're the best I got. | Elimdekilerin en iyisi olduğunu biliyorsun... | Body of Lies-1 | 2008 | ![]() |
And you know it hurts me to say that. | ...ve bunu söylemenin benim için çok acı olduğunu da biliyorsun. | Body of Lies-1 | 2008 | ![]() |
Good luck on winning this war, Ed. | Bu savaşı kazanman için sana bol şanslar Ed. | Body of Lies-1 | 2008 | ![]() |
I hope everyone thinks you did it all by yourself, huh?. | Umarım herkes bunu tek başına yaptığını düşünür. | Body of Lies-1 | 2008 | ![]() |
You're not safe here. | Burada güvende değilsin. | Body of Lies-1 | 2008 | ![]() |
I'm not safe anywhere. | Hiçbir yerde güvende değilim. | Body of Lies-1 | 2008 | ![]() |
HOFFMAN: You walk out on me, you know what that means. | Bana sırtını dönüyorsun, ne demek olduğunu biliyorsun. | Body of Lies-1 | 2008 | ![]() |
What does that mean?. | Ne demek oluyormuş? | Body of Lies-1 | 2008 | ![]() |
That means you're giving up on America. | Amerika'dan vazgeçtin demek oluyor. | Body of Lies-1 | 2008 | ![]() |
Just be careful calling yourself America, huh, Ed?. | Kendine Amerika derken biraz daha düşün, olur mu Ed? | Body of Lies-1 | 2008 | ![]() |
Listen, you have a safe flight home. Say hey to the wife and kids. | İyi uçuşlar sana. Karına ve çocuklarına selamlar. | Body of Lies-1 | 2008 | ![]() |
HOFFMAN: Nobody's innocent in this shit, Ferris. | Bu bokta kimse masum değil Ferris. | Body of Lies-1 | 2008 | ![]() |
HOFFMAN: What's he doing? | Ne yapıyor? | Body of Lies-1 | 2008 | ![]() |
MAN: Nothing. Buying vegetables. | Hiçbir şey. Sebze alıyor. | Body of Lies-1 | 2008 | ![]() |
What about us, sir? What do you want us to do? | Biz ne yapalım efendim? Ne yapmamızı istersiniz? | Body of Lies-1 | 2008 | ![]() |
Are we staying with him? | Onunla mı kalalım? | Body of Lies-1 | 2008 | ![]() |
No. Buddy's done. | Hayır, dostumun işi bitti. | Body of Lies-1 | 2008 | ![]() |
He's all by himself. | Artık tek başına. | Body of Lies-1 | 2008 | ![]() |
Copy that. Cleared off target. | Anlaşıldı. Hedef serbest. | Body of Lies-1 | 2008 | ![]() |
All clear. | Tamamdır. Temiz. Tamamdır. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Shh. | Şşşş. Şşşş. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Ali. | Ali. Ali. Ali. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Do we belong there? Do we not? | Biz oraya ait miyiz, değil miyiz? Oraya ait miyiz? Yoksa değil miyiz? Biz oraya ait miyiz, değil miyiz? | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
It doesn't matter how you would answer that... | Cevabınız aslında önemli değil... Bu soruya nasıI cevap vereceğiniz önemli değil... Cevabınız aslında önemli değil... | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
... because we are there. We're tired, and we can't see the end. | ...çünkü zaten oradayız. Yorgunuz ve bu işin sonucunu kestiremiyoruz. ...çünkü biz oradayız. Yorgunuz ve sonu göremiyoruz. ...çünkü zaten oradayız. Yorgunuz ve bu işin sonucunu kestiremiyoruz. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
We can't even console ourselves that our enemy is just as tired as we are. | Düşmanlarımızın bizim kadar yorgun olduklarını düşünerek avunamıyoruz bile... Düşmanın da bizim kadar yorgun olmasıyla bile kendimizi teselli edemiyoruz. Düşmanlarımızın bizim kadar yorgun olduklarını düşünerek avunamıyoruz bile... | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Because they're not. | ...çünkü değiller. Çünkü değiller. ...çünkü değiller. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
It is a fallacy that prolonged war will weaken an occupied enemy. 1 | Uzun zamandır sürdürülen bir savaşın... Savaşı uzatmanın işgal altındaki düşmanı zayıflattığı yanlış bir düşüncedir. Uzun zamandır sürdürülen bir savaşın... | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
He's dead. | Öldü. ÖIdü. Öldü. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
It most likely will make your enemy stronger. | Kuvvetle muhtemel düşmanı kuvvetlendirecektir. Büyük ihtimalle düşmanınızı daha güçIü hale getirir. Kuvvetle muhtemel düşmanı kuvvetlendirecektir. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
They get used to the deprivation, and they adapt and respond accordingly. | Mahrumiyete alışırlar ve buna adapte olup, bu doğrultuda karşılık verirler. Mahrumiyete alışırlar ve adapte olurlar ve ona göre karşıIık verirler. Mahrumiyete alışırlar ve buna adapte olup, bu doğrultuda karşılık verirler. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
While here at home... | Biz evimizdeyken... Burada evimizdeyken... Biz evimizdeyken... | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
The explosion occurred in one of Manchester's heavily Asian neighborhoods. | Patlama, Manchester'da Asyalıların yoğun olduğu bir muhitte gerçekleşti. Patlama, çoğunluk olarak Asyalıların yaşadığı bir mahallede meydana geldi. Patlama, Manchester'da Asyalıların yoğun olduğu bir muhitte gerçekleşti. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
...with every death reported... | ...açıklanan her ölümde... ...her ölüm haberi ile birlikte... ...açıklanan her ölümde... | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
...we have to deal with a public opinion trajectory that slides rapidly... | ...halkın destekleyicilikten düpedüz düşmanca bir olumsuzluğa... ...destekleyici tutumdan, hızla düşmanca tutuma doğru ilerleyen.. ...halkın destekleyicilikten düpedüz düşmanca bir olumsuzluğa... | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
...from supportive to negative to downright hostile. | ...dönüşerek hızlıca değişen görüşleriyle de baş etmek zorundayız. ...kamuoyu düşüncesiyle de uğraşmak zorundayız. ...dönüşerek hızlıca değişen görüşleriyle de baş etmek zorundayız. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
People just get sick and tired of a moment's silence at a ball game. | İnsanlar, maçın sessiz bir anında bile bıkıp usanabiliyorlar. İnsanlar beyzbol maçındaki bir anlık sessizlik gibi bitkin ve yorgunlar. İnsanlar, maçın sessiz bir anında bile bıkıp usanabiliyorlar. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
They just wanna be told that it's over. | Sadece bittiğini duymak istiyorlar. Artık bittiğini duymak istiyorlar. Sadece bittiğini duymak istiyorlar. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Police and emergency workers in Manchester... | Manchester'daki Polis ve Acil Kurtarma ekipleri... Manchester’daki polisler ve acil durum işçileri... Manchester'daki Polis ve Acil Kurtarma ekipleri... | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
... are still combing through what is left of this block of flats. | ...hâlâ binalardan geriye kalan enkâzı araştırıyor. ...hâlâ binadan arta kalanları araştırıyorlar. ...hâlâ binalardan geriye kalan enkâzı araştırıyor. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
They say this was not the target. | Hedefin burası olmadığını söylüyorlar. Bunun hedef olmadığını söylüyorlar. Hedefin burası olmadığını söylüyorlar. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Had the bombs being constructed here found their eventual intended target... | Bombaların burada hazırlanmış olduğu, amaçlanan hedefi bulması doğrultusunda... Harabede yapım halinde bulunan bombaların... Bombaların burada hazırlanmış olduğu, amaçlanan hedefi bulması doğrultusunda... | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
... the devastation could... | ...tahribat çok daha kötü ...asıI hedefinin muhtemelen... ...tahribat çok daha kötü | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Despite the fact... | Operasyonlarımızın yoğunluğunu belirgin bir şekilde arttırmamıza rağmen... Operasyonların yoğunluğunu... Operasyonlarımızın yoğunluğunu belirgin bir şekilde arttırmamıza rağmen... | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
...we have markedly increased our operational intensity... | ...önemli derecede arttırmamıza rağmen... | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
...we're not seeing any progress. | ...hiç bir ilerleme göremiyoruz. ...hiçbir gelişme göremiyoruz. ...hiç bir ilerleme göremiyoruz. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
What we're dealing with here... | Burada uğraştığımız şey... Burada durdurmak için uğraştığımız şey... Burada uğraştığımız şey... | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
...is potentially a global conflagration... | ...durdurmak için daimi efor gerektiren... ...daimi bir önlem gerektiren... ...durdurmak için daimi efor gerektiren... | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
...that requires constant diligence in order to suppress. | ...potansiyel bir küresel felaket. ...muhtemel bir global afet. ...potansiyel bir küresel felaket. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Now, you see... | Artık anlıyorsunuz... Şimdi, anlayacağınız üzere... Artık anlıyorsunuz... | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
...because our enemy... | ...çünkü düşmanımız... ...bizim düşmanımız... ...çünkü düşmanımız... | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
...has realized that they are fighting guys from the future. | ...gelecekten gelen savaşçı kişiler oldukların farkına vardılar. ...gelecekten gelen adamlarla savaştığının farkına vardı. ...gelecekten gelen savaşçı kişiler oldukların farkına vardılar. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Now, ahem, it is brilliant as it is infuriating. | Bu çok zekice olduğu kadar ayrıca da sinir bozucu. Bu güzel olduğu kadar sinir bozucu da. Bu çok zekice olduğu kadar ayrıca da sinir bozucu. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
If you live like it's the past, and you behave like it's the past... | Geçmişte kalmış gibi yaşar ve davranırsanız... Eğer geçmişteki gibi yaşarsanız, geçmişteki gibi davranırsanız... Geçmişte kalmış gibi yaşar ve davranırsanız... | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
...then guys from the future find it very hard to see you. | ...o zaman gelecekten gelen kişiler sizi anlamakta çok zorluk çekerler. ...o zaman gelecekteki adamlar sizi bulmakta zorlanır. ...o zaman gelecekten gelen kişiler sizi anlamakta çok zorluk çekerler. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
If you throw away your cell phone, shut down your e mail... | Cep telefonlarınızı bir kenara atıyor, elektronik postalarınızı kapatıyorsunuz. Eğer cep telefonunuzu atar, e postanızı kapatırsanız... Cep telefonlarınızı bir kenara atıyor, elektronik postalarınızı kapatıyorsunuz. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
... pass all your instructions face to face, hand to hand... | Talimatlarınızı yüz yüze, elden ele dağıtıp... ...tüm bilgilerinizi elden ele, yüz yüze aktarırsanız... Talimatlarınızı yüz yüze, elden ele dağıtıp... | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
... turn your back on technology and just disappear into the crowd... | ...teknolojiye sırtınızı dönüyor, öylesine kalabalığa karışıyorsunuz. ...teknolojiye sırtınızı çevirip, sadece kalabalık içinde kaybolursanız... ...teknolojiye sırtınızı dönüyor, öylesine kalabalığa karışıyorsunuz. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
No flags. No uniforms. | Bayrak olmadan. Üniforma olmadan. Bayrak yok. Üniforma yok. Bayrak olmadan. Üniforma olmadan. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
You got your basic grunts on the ground there. | Temel sorunlarınızı ortaya döküyorsunuz. Size orada sadece homurdanmak kalır. Temel sorunlarınızı ortaya döküyorsunuz. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
They're looking going, "Who is it we're fighting?" | Onlar da bakıp şöyle diyor; "Biz kiminle savaşıyoruz?" Ve etrafınıza bakıp, "Biz kiminle savaşıyoruz?" dersiniz. Onlar da bakıp şöyle diyor; "Biz kiminle savaşıyoruz?" | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
In a situation like this, your friends dress just like your enemies... | Böyle durumlarda, dostlarınız düşmanlarınız gibi... Böyle bir durumda, dostlarınız düşman gibi... Böyle durumlarda, dostlarınız düşmanlarınız gibi... | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
... and your enemies dress like your friends. | ...ve düşmanlarınız da dostlarınız gibi davranır. ...ve düşmanlarınız da dostlarınız gibi görünür. ...ve düşmanlarınız da dostlarınız gibi davranır. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
What I need you to fully understand is that these people, they do not wanna negotiate. | Tam olarak anlamanızı istediğim, bu insanların uzlaşmak istemedikleridir. Benim sizden tam olarak anlamanızı istediğim, bu adamlar pazarlık etmek istemiyorlar. Tam olarak anlamanızı istediğim, bu insanların uzlaşmak istemedikleridir. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Not at all. | Hiç bir şekilde. Hem de hiç. Hiç bir şekilde. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
They want the universal caliphate established across the face of the Earth... | Evrensel bir hilafet oluşturup bunun dünyaya göstermek... Onlar tüm Dünya'da resmileşmiş evrensel bir hilafet... Evrensel bir hilafet oluşturup bunun dünyaya göstermek... | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
... and they want every infidel converted or dead. | ...ve buna iman etmeyenleri de, dönüştürmek veya öldürmek istiyorlar. ...ve her kâfirin inancını değiştirmesini ya da ölmesini istiyorlar. ...ve buna iman etmeyenleri de, dönüştürmek veya öldürmek istiyorlar. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
So, what's changed... | Yani, değişen şey... O yüzden, değişen şey... Yani, değişen şey... | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
...is that our allegedly unsophisticated enemy... | ...sözde basit düşmanımızın... ...bizim sözde saf düşmanımız... ...sözde basit düşmanımızın... | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
...has cottoned on to the factually unsophisticated truth... | ...çıplak gerçekleri fark etmiş olmasıdır. ...olaylara dayanarak hakiki gerçeği anladı. ...çıplak gerçekleri fark etmiş olmasıdır. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
...we're an easy target. | Kolay bir hedef olduğumuzu. Biz kolay bir hedefiz. Kolay bir hedef olduğumuzu. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
We are an easy target... | Biz, basit bir hedefiz... Biz kolay bir hedefiz... Biz, basit bir hedefiz... | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
... and our world as we know it is a lot simpler... | ...ve dünyamıza, sizin düşündüğünüzden... ...ve bizim bildiğimiz dünya'ya bir son vermek... ...ve dünyamıza, sizin düşündüğünüzden... | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
...to put to an end than you might think. | ...çok daha kolay bir şekilde son verilebilir. ...düşündüğünüzden çok daha kolay. ...çok daha kolay bir şekilde son verilebilir. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
We take our foot off the throat of this enemy for one minute... | Ayağımızı bu düşmanın boğazından bir dakikalığına çekersek... Düşmanın boğazından ayağımızı bir dakika çekersek... Ayağımızı bu düşmanın boğazından bir dakikalığına çekersek... | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
...and our world changes completely. | ...dünyamız tamamen değişir. ...dünyamız tamamıyla değişir. ...dünyamız tamamen değişir. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Thank you, Mr. Hoffman. | Teşekkürler, Bay Hoffman. Teşekkürler, bay Hoffman. Teşekkürler, Bay Hoffman. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |