Search
English Turkish Sentence Translations Page 8502
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Now, who pays the bills around here? | Buradaki faturaları kim ödüyor peki? Buralarda faturaları kim ödüyor? Buradaki faturaları kim ödüyor peki? | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
I would hate to have to have my president call your king. | Başkanımı, kralı aramaya zorlamak istemekten hiç hoşlanmıyorum. Başkanımına kralınızı arattırmayı hiç istemem. Başkanımı, kralı aramaya zorlamak istemekten hiç hoşlanmıyorum. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Because that's just gonna be embarrassing for all of us. | ...çünkü bu hepimizi utandırır. Çünkü bu hepimiz için utanç verici olur. ...çünkü bu hepimizi utandırır. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
In matters of intelligence, Edward, you are speaking to the king. | İstihbarat durumlarında, Edward, kralla konuşuyorsun zaten. İstihbarat hususunda, Edward, şu anda kralla konuşuyorsun. İstihbarat durumlarında, Edward, kralla konuşuyorsun zaten. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Is that right? Mm. | Öyle mi? Öyle mi? Öyle mi? | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Well, Your Highness, I want control. | Peki, majesteleri. Biraz kontrol istiyorum. Öyleyse Majesteleri, kontrol istiyorum. Peki, majesteleri. Biraz kontrol istiyorum. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
As a favor to the United States. You can't have it. | Birleşik Devletlere iyilik olarak. Alamazsın. Amerika'ya bir iyilik olarak. Alamazsınız. Birleşik Devletlere iyilik olarak. Alamazsın. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
I could tell you we will run him jointly, but it would not be the truth. | Onu ortaklaşa kullanacağımızı sana söyleyebilirdim ama bu gerçeği yansıtmazdı. Sana onu birlikte kovalayacağımızı söyleyebilirim ama bu doğru olmaz. Onu ortaklaşa kullanacağımızı sana söyleyebilirdim ama bu gerçeği yansıtmazdı. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Real intelligence operations, they remain secret forever. | Gerçek istihbarat operasyonları, sonsuza kadar gizli kalır. Gerçek istihbarat operasyonları gizliliğini sonsuza kadar korur. Gerçek istihbarat operasyonları, sonsuza kadar gizli kalır. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
You Americans, you are incapable of secrecy because you are a democracy. | Siz Amerikalılar, gizlilik konusunda beceriksizsiniz çünkü demokratsınız. Siz Amerikanlar sır tutamıyorsunuz çünkü demokratiksiniz. Siz Amerikalılar, gizlilik konusunda beceriksizsiniz çünkü demokratsınız. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Now, I know my business. | Ben işimi bilirim. Şimdi, ben işimi bilirim. Ben işimi bilirim. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
I have never failed you, have I? | Sizi hiç yüz üstü bırakmadım, bıraktım mı? Seni asla düş kırıklığına uğratmadım, değil mi? Sizi hiç yüz üstü bırakmadım, bıraktım mı? | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
No, you have not. Are you sure you wanna make this the first time? | Hayır, bırakmadın. İlk kez şimdi bırakmak istediğinden emin misin? Hayır, uğratmadın. Bunun ilk sefer olmayacağına emin misin? Hayır, bırakmadın. İlk kez şimdi bırakmak istediğinden emin misin? | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Edward, you're missing the point. | Edward, önemli noktayı gözden kaçırıyorsun. Edward, bir noktayı kaçırıyorsun. Edward, önemli noktayı gözden kaçırıyorsun. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Karami, he doesn't know anything. | Karami, hiç bir şey bilmiyor. Karami, hiçbir şey bilmiyor. Karami, hiç bir şey bilmiyor. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
That is not the way the organization operates. | Organizasyon böyle işlemiyor. Bu kurumun, operasyon yürütme bu şekli değil. Organizasyon böyle işlemiyor. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
I will ask him what he knows when it is time. | Zamanı geldiğinde bildiklerini ona soracağım. Zamanı geldiğinde ona ne bildiğini soracağım. Zamanı geldiğinde bildiklerini ona soracağım. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Now, are you happy? I'm getting there. | Şimdi, mutlu oldun mu? Olmak üzereyim. Şimdi, mutlu musun? SayıIır. Şimdi, mutlu oldun mu? Olmak üzereyim. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Now, you guys might have invented algebra... | Cebiri siz icat etmiş olabilirsiniz... Şimdi, sizler belki cebiri bulmuş olabilirsiniz... Cebiri siz icat etmiş olabilirsiniz... | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
...but we're the guys that found out how to use it. | ...ama nasıl kullanacağını öğrenen biziz. ...ama onu nasıI kullanacağımızı bulan bizleriz. ...ama nasıl kullanacağını öğrenen biziz. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
I presume you know who that is? | Bunun kim olduğunu bildiğini varsayıyorum? Bu adamın kim olduğunu bildiğini varsayıyorum. Bunun kim olduğunu bildiğini varsayıyorum? | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
It's a recent photograph of Al Saleem. | Al Saleem'in son zamanlardaki bir fotoğrafı. Al Saleem'in en son fotoğrafı. Al Saleem'in son zamanlardaki bir fotoğrafı. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
You didn't have that one, did you? | Elinizde bu yok, değil mi? Bundan sende yoktu, değil mi? Elinizde bu yok, değil mi? | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Well, that's yours. You can keep that because we're partners. | Bu senin. Sende kalabilir çünkü biz ortağız. Bu senin. Sende kalabilir çünkü biz ortağız. Bu senin. Sende kalabilir çünkü biz ortağız. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
All right? Now, I'm fulfilling my side of the bargain, okay? | Tamam mı? Pazarlığın üstüme düşen bölümünü gerçekleştirdim, tamam mı? Tamam mı? Şimdi, ben anlaşmanın benim olan kısmını tamamladım. Tamam mı? Pazarlığın üstüme düşen bölümünü gerçekleştirdim, tamam mı? | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Now's the time for some reciprocity. | Şimdi sıra sende. Şimdi biraz karşıIık zamanı. Şimdi sıra sende. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
You need to give me Karami. | Bana Karami'yi vermen lâzım. Bana Karami'yi vermelisin. Bana Karami'yi vermen lâzım. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Insa. | Insa. Insa. Insa. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
That's, "Too fucking bad." I know what that means. | Anlamı "İşte bu çok kötü". Anlamını biliyorum. Bu "Çok berbat". Ne anlama geldiğini biliyorum. Anlamı "İşte bu çok kötü". Anlamını biliyorum. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Well, that was fucking embarrassing, hm? | Bu çok utanç vericiydi. Bu gerçekten kötü derecede utanç vericiydi. Bu çok utanç vericiydi. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
You still thinking about pussy, Ed? | Hâlâ vajina mı düşünüyorsun, Ed? Hâlâ kadın mı düşünüyorsun, Ed? Hâlâ vajina mı düşünüyorsun, Ed? | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Don't be a smart aleck. Thing about that Hani, he's bright. | Ukâlâlık yapma. Hani'nin meselesi şu. Adam çok zeki... AkıllıIık taslama. Hani'yi düşün. Adam zeki. Ukâlâlık yapma. Hani'nin meselesi şu. Adam çok zeki... | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
But he's also arrogant. That's gonna be his undoing. | ...ama ayrıca da kibirli. Onu batıran bu olacak. Ama aynı zamanda kibirli. Bu onun mahvolma nedeni olacak. ...ama ayrıca da kibirli. Onu batıran bu olacak. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
You're talking about him, right? | Ondan bahsediyorsun, değil mi? Onun hakkında konuşuyorsun, değil mi? Ondan bahsediyorsun, değil mi? | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Just flow with me, buddy. | Benim tarafımda ol, dostum. Bana ayak uydur, dostum. Benim tarafımda ol, dostum. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Jesus Christ. You have a recent photograph of Al Saleem. | Yüce İsa. Elinde Al Saleem'in yeni bir resmi var. Yüce İsa. Elinde Al Saleem'in yeni bir resmi var. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Don't you think I could've used intel like that, Ed? | Sence, böyle bir istihbarat işime yaramaz mıydı, Ed? Böyle bir bilgiyi kullanabileceğimi düşünmedin mi, Ed? Sence, böyle bir istihbarat işime yaramaz mıydı, Ed? | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
What the hell else are you holding back from me? | Başka neler saklıyorsun benden? Arkamdan başka ne işler çeviriyorsun? Başka neler saklıyorsun benden? | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
What do you wanna know? | Ne öğrenmek istiyorsun? Ne bilmek istiyorsun? Ne öğrenmek istiyorsun? | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Well, for one thing, what's his real name? | Öncelikle, gerçek adı ne? İIk olarak, gerçek adı ne? Öncelikle, gerçek adı ne? | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Kareem Al Shams. | Kareem Al Shams. Kareem Al Shams. Kareem Al Shams. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
His birthplace? | Doğum yeri? Doğum yeri? Doğum yeri? | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Syria. Hama. | Suriye. Hama. Suriye. Hama. Suriye. Hama. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Background? | Özgeçmişi? Geçmişi? Özgeçmişi? | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Well, his loving middle class family got killed by Hafez Assad... | Sevgili orta sınıf ailesi Hafız Esat tarafından öldürüldü... Çok sevgili orta sınıf ailesi Hafez Assad tarafından öldürülmüş... Sevgili orta sınıf ailesi Hafız Esat tarafından öldürüldü... | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
... so he moved to Saudi Arabia. | ...o yüzden Suudi Arabistan'a taşındı. ...o yüzden de Suudi Arabistan'a taşınmış. ...o yüzden Suudi Arabistan'a taşındı. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Studied physics and engineering in Riyadh, then here in Amman. | Önce Riyad'da sonra da Amman'da fizik ve mühendislik okudu. Riyad'da fizik ve ve mühendislik eğitimi görmüş, daha sonra da Amman'da devam etmiş. Önce Riyad'da sonra da Amman'da fizik ve mühendislik okudu. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Post graduate study at the University of North Carolina. He's a Tar Heel like you. | Yüksek Lisansını Kuzey Carolina'da yaptı. Üniversitede, aynı senin gibi bir atletti. Yüksek lisansını Kuzey Carolina Üniversitesinde yapmış. Senin gibi Carolinalı yani. Yüksek Lisansını Kuzey Carolina'da yaptı. Üniversitede, aynı senin gibi bir atletti. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Now, he prides himself on his humility and not having to take the credit. | Tevazusu ve olayları üstlenmemesiyle gururlanıyor. Şimdi, kendi alçakgönüllülüğü ve övgü almaması ile gururlanıyor. Tevazusu ve olayları üstlenmemesiyle gururlanıyor. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Yet this is the same man who will go on videotape with his brothers... | Ayrıca görüntülerde kardeşlerine... Fakat aynı adam, kardeşleriyle video kaydına çıkıp... Ayrıca görüntülerde kardeşlerine... | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
... describing what he's done and what's gonna come. | ...yaptığı ve yapacağı olayları anlatan da bu adam. ...ne yaptığını ve sırada nelerin olduğunu anlatıyor. ...yaptığı ve yapacağı olayları anlatan da bu adam. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
His is a false humility. It's a false modesty. | Yani sahte bir tevazu. Yalandan bir alçakgönüllülük. Onun alçakgönüllülüğü ve tevazuluğu sahte. Yani sahte bir tevazu. Yalandan bir alçakgönüllülük. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
His ego is more powerful than his beliefs, more dangerous. | Egosu inançlarından daha güçlü ve daha tehlikeli.... Onun egosu inançlarından daha baskın ve tehlikeli. Egosu inançlarından daha güçlü ve daha tehlikeli... | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
And that is his weakness. | ...ve zayıf noktası da bu. Ve onun zayıflığı da bu. ...ve zayıf noktası da bu. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Now, all we got to do, Ferris, is just get that fucker on the phone. | Tek yapmamız gereken, Ferris, o şerefsizi telefona getirmek. Şimdi tek yapmamız gereken Ferris, o şerefsizi sadece telefona getirmek. Tek yapmamız gereken, Ferris, o şerefsizi telefona getirmek. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Yeah. | Efendim. Evet. Efendim. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Don't do anything about Karami, huh? Don't try to flip him or anything like that. | Karami konusuyla ilgili bir şey yapma, tamam mı? Sakın herifi taklaya filan getirme. Karami hakkında bir şey yapma. Onu paketlemeye falan çalışma. Karami konusuyla ilgili bir şey yapma, tamam mı? Sakın herifi taklaya filan getirme. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Hani will throw me out. I promise you that. | Hani beni ülkeden kovar. Buna emin olabilirsin. Sana garanti ederim ki Hani beni ülkeden atar. Hani beni ülkeden kovar. Buna emin olabilirsin. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
This operation will be over. | Operasyon da sona erer. Bu operasyon sona erer. Operasyon da sona erer. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
You cannot trust Hani. Am I clear? | Hani'ye güvenemezsin. Açıkça ifade edebildim mi? Hani'ye güvenemezsin. Yeterince açık mı? Hani'ye güvenemezsin. Açıkça ifade edebildim mi? | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
You're clear. | Gayet açık ifade ettin. Açık. Gayet açık ifade ettin. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Good. You and I gotta get drunk because I need to sleep on the plane. | Güzel. İkimiz iyice sarhoş olalım çünkü uçakta uyumak istiyorum. Güzel. Şimdi sen ve ben sarhoş olacağız çünkü uçakta uyumam gerek. Güzel. İkimiz iyice sarhoş olalım çünkü uçakta uyumak istiyorum. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
I have to take the kids to The Lion King. Again. | Çocukları Aslan Kral'a getirmem lâzım. Yeniden. Çocukları Aslan Kral'a götürmem gerek. Yine. Çocukları Aslan Kral'a getirmem lâzım. Yeniden. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Never have kids. | Asla çocuk yapma. Sakın çocuk sahibi olma. Asla çocuk yapma. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Ed, did you hear what I said, right? Oh, yeah. | Ed, ne dediğimi duydun, değil mi? Evet. Ed, dediklerimi duydun, değil mi? Evet. Ed, ne dediğimi duydun, değil mi? Evet. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Don't... Don't touch Karami. All right. | Sakın, sakın Karami'ye dokunma. Tamam. Karami'ye... Karami'ye dokunma. Pekâlâ. Sakın, sakın Karami'ye dokunma. Tamam. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Never. | Sakın. Asla. Sakın. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
That's Karami. We're on. Get the van. | Bu, Karami. Başlıyoruz. Minibüsü getirin. Bu Karami. Takipteyiz. Minibüsü getir. Bu, Karami. Başlıyoruz. Minibüsü getirin. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Move the fucking van! | Çek şu lanet minibüsünü! Çek şu lanet minibüsü. Çek şu lanet minibüsünü! | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Go! Go, go, go! | Yürüsene! Yürü, yürü, yürü! Hadi! Hadi, hadi, hadi! Yürüsene! Yürü, yürü, yürü! | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Fuck! | Kahretsin! Siktir! Kahretsin! | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
I thought I told you you could get this at any clinic. | Bunu herhangi bir klinikte yaptırabileceğini söylemiştim... Sanırım bunu her klinikte olabileceğini söylemiştim. Bunu herhangi bir klinikte yaptırabileceğini söylemiştim... | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
And you should have had your injection yesterday. | ...ve iğneyi dün yaptırmış olman gerekiyordu. Ve iğneni dün olman gerekiyordu. ...ve iğneyi dün yaptırmış olman gerekiyordu. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
You weren't on duty yesterday. | Dün işte değildin. Dün görevde değildin. Dün işte değildin. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Besides, when you find a good doctor, you don't change, right? | Ayrıca, iyi bir doktor bulduğunda, onu değiştirmezsin, değil mi? Ayrıca iyi bir doktor bulduğunda, değiştirmezsin, değil mi? Ayrıca, iyi bir doktor bulduğunda, onu değiştirmezsin, değil mi? | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
I'm not a doctor. | Ben doktor değilim. Ben doktor değilim. Ben doktor değilim. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
The same thing. You don't change. | Hepsi aynı şey. Değiştirmezsin işte. Aynı şey. Değiştiremezsin. Hepsi aynı şey. Değiştirmezsin işte. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Wife. | Karın. Eş. Karın. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Well, I don't have a ring. | Parmağımda yüzük yok. Benim yüzüğüm yok. Parmağımda yüzük yok. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
No, but you did last week. | Hayır ama geçen hafta vardı. Hayır ama geçen hafta vardı. Hayır ama geçen hafta vardı. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Ah. So you noticed? | Demek fark ettin? Demek farkettin? Demek fark ettin? | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Bad husband. | Kötü koca. Kötü koca. Kötü koca. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Ah! Yes. Ahem. Yes, I was a bad husband. | Evet. Kötü bir kocaydım... Evet. Evet, kötü bir kocaydım. Evet. Kötü bir kocaydım... | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
And she was an even worse wife... | ...ve o daha da kötü bir eşti... Ve o, çok daha kötü bir eşti ki... ...ve o daha da kötü bir eşti... | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
...which is why we're divorced now. | ...o yüzden de artık boşanmış durumdayız. ...o yüzden şimdi boşandık. ...o yüzden de artık boşanmış durumdayız. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
It's over. | Artık bitti. Sona erdi. Artık bitti. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
And now you're looking for something else, huh? | Sende artık başka şeylere bakınıyorsun? Ve şimdi başka bir şey mi arıyorsun? Sende artık başka şeylere bakınıyorsun? | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Something as different from her as you can find. | Ondan farklı bulabileceğin bir şey. Onda bulamayıpta başkasında bulabileceğin bir şey. Ondan farklı bulabileceğin bir şey. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Something close to impossible. | Neredeyse imkânsız olan bir şey. Neredeyse imkansız olan bir şey. Neredeyse imkânsız olan bir şey. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
We're done. | İşimiz bitti. İşimiz bitti. İşimiz bitti. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Till next week. | Bir dahaki haftaya kadar. Gelecek haftaya kadar. Bir dahaki haftaya kadar. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
May I? | Girebilir miyim? Girebilir miyim? Girebilir miyim? | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
I was wondering if maybe... | Merak ediyordum da, belki... Merak ediyordum da belki... Merak ediyordum da, belki... | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
...you wanted to have a conversation sooner than next week. | ...gelecek haftadan önce bir sohbet etmek istersin. ...gelecek haftadan daha önce sohbet etmek istersin. ...gelecek haftadan önce bir sohbet etmek istersin. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Maybe, inshallah, later this afternoon... | Belki, inşallah, bu öğleden sonra... Belki, inşallah, bu öğleden sonra... Belki, inşallah, bu öğleden sonra... | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
...if that wouldn't make you uncomfortable. | ...rahatsız olmazsan. ...eğer seni rahatsız etmeyecekse. ...rahatsız olmazsan. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
WOMAN | Kim bu Yahudi? | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Do I? Mm. | Aldım mı? | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
What else are you supposed to do at this point? Leave here alone? | Bu noktada başka ne yapabilirsin ki? Tek başına mı gideceksin? | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
What are you asking? | Ne soruyorsun? | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |