Search
English Turkish Sentence Translations Page 8873
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Come here. Take a look at this. | Gel de şuna bir bak. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
The Waits thing. | Şu Waits meselesi. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Victims, sightings, cons on possible prior attempts. | Kurbanlar, görgü tanıkları, önceki muhtemel teşebbüsler. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Waits is all over the map, but nowhere near | Waits şehrin dört bir köşesinde faaliyette, bir tek tutuklandığı yere hiç uğramamış. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Center of the donut... Echo Park. Hmm. | Tam merkezde, Echo Park'a. Dahice bu, Bosch. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
I think that even the captain can read a map. | Bence komiser bile haritayı okuyabiliyordur. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
I thought you were on your way to Las Vegas. | Las Vegas yollarına düştüğünü sanıyordum. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
I was. | Düşecektim de, aklım davalarla dolu. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Okay. Take a few days off. | Tamam, birkaç gün dinlen. İşten uzaklaş, stres at biraz. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
I mean it. It's an order. | Ciddiyim, bu bir emirdir. Waits ararsa? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
You call me. I'll call the task force. | Beni ararsın, ben de özel timi ararım. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Quit procrastinating. Hit the road. | Oyalanma artık, düş yola. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
The thing is, Eleanor and her new husband, | Olay şu ki, Eleanor'la yeni kocasının bayram için planları vardır muhtemelen. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Oh, and you'd just be in the way? | Sen de rahatsız edeceksin. Ederim diye düşündüm. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Maddie's been home for three months | Maddie üç aydır burada, kız resmen komşu sana. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Go spend Christmas with your daughter. | Git, Noel'i kızınla geçir. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Don't be such a pussy. | Bu kadar ödlek olma. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
You always wait till the last minute? | Hep böyle son dakikaya mı bırakırsın? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
I usually wait till after Christmas | Genelde Noel alışverişimi Noel'den sonraya bırakırım. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Good. I'm not getting you anything, either. | Güzel. Ben de sana bir şey almayacaktım zaten. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
That's a relief. | İçim rahatladı. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Maddie have pierced ears? | Maddie'nin kulakları delik mi? Kulakları delik mi? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Yeah. She's what? 14? | Evet. Kaç yaşındaydı, on dört mü? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
She'll be 15 next month. So? | Önümüzdeki ay on beş olacak. Eee? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
That's a little young, isn't it? | Yaşı biraz küçük değil mi? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Harry, it's not an abortion. | Harry, kürtaj demiyoruz burada. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
It's just pierced ears. | Alt tarafı kulak deldirmek. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
I don't know if her ears are pierced. | Kulakları delik mi, bilmiyorum. Kolyeye ne dersin? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Um... oh, the pavé heart is sweet. | Pavé kalpli olan güzelmiş. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
The butterfly. You know what? | Kelebek de var. Var ya? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
She used to really like unicorns. | Eskiden tek boynuzlu atlara bayılırdı. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
When? When she was 8? | Ne zaman, sekiz yaşındayken mi? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
I don't know what she likes. | Neden hoşlanır, bilmiyorum. Onu üç yıldır görmedim. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Listen, Harry. Whatever you get Maddie, | Bak Harry, Maddie'ye ne alırsan al... | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
she's gonna love it 'cause it's from her dad. | ...bayılacaktır, babasından olacak çünkü. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
I know. I'm a daughter. | Eminim, ben de babamın kızıyım. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
You know what my niece is really into? | Yeğenim neleri çok seviyor, biliyor musun? Bileklikleri. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Multiple bracelets like those. | Şunlar gibi birkaç tane bileklik. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Okay, pick out a few. Yeah? | Tamam, birkaç tane seç bakalım. Tamam mı? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Gift wrapped, please. Sure. | Hediye paketi olsun lütfen. Tabii. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Excuse me. Bosch. | Kusura bakma. Bosch. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Hey, Harry. | N'aber Harry? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Is this a good time? | Müsait miydin? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Where are you, Waits? | Neredesin Waits? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
I guess I'll have to go somewhere else | Adam akıllı bir kürek bulmak için... | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
to find that fucking goddamn decent shovel. | ...başka bir yere gitmem gerekecek galiba. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
You know, you'd think | Depoda falan adam akıllı bir şey olur dersin, değil mi? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
But no. It's just cheap crap. | Ama yok işte, hepsi dandik. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Well, I was thinking about our last conversation... a lot, | Geçenki konuşmamızı düşünüyordum. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
And in case you're wondering... | Merak ediyorsan... | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
I don't steal shovels. | ...ben kürek çalmam... | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
I steal souls. | ...ben insanların ruhunu çalarım. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
What's he got there? | Ne almış oradan? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Christmas lights, batteries. | Noel ışığı, pil. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
That looks like a sump pump. | Şu sump pompaya benziyor. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
It's been raining. Water in his basement? | Yağmur yağıyordu. Bodrumunu su mu basmış acaba? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Mothballs. | Naftalin topu. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Oh, Jesus. | Tanrı aşkına. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Oh, fuck me. That's Crate's gun. | Hay sikeyim, Sandık'ın silahı o. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
He's calling me there. | Beni oradan aramış. Orospu çocuğu. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Christmas lights, mothballs, sump pump. | Noel ışığı, naftalin topu, sump pompa. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
What the fuck kind of list is that? | Nasıl liste bu be? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
How many times you have to be told? | Daha kaç kez diyeceğim? Ben de tam gidiyordum. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
You're not part of this investigation, Bosch. | Sen bu soruşturmanın bir parçası değilsin, Bosch. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Waits called me. | Waits aradı beni. Yine mi, artık kanka mı oldunuz? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Where the fuck you going?! Tell me what he said! | Nereye gidiyorsun amına koyduğum? Ne dediğini söylesene! | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
I'm not part of this investigation. | Ben bu soruşturmanın bir parçası değilim. Raporumu teğmene veririm. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Jerry? | Jerry? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
John Stokes, 34. | John Stokes, 34 yaşında. Birkaç kez tutuklanmış. Ufak hırsızlıktan... | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
possession of marijuana and meth, | ...marihuana ve metamfetamin bulundurmaktan... | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
drunk and disorderly, trespass, et cetera. | ...sarhoş olup halkın huzurunu bozmaktan, haneye tecavüzden, vesaire vesaire. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
No felony convictions. | Ciddi bir suçtan yakalanmamış hiç. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Currently on probation for a shoplift. 34? | Mağaza hırsızlığından şartlı tahliye edilmiş. Otuz dört yaşında mı? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Puts him two years older than Arthur. | Arthur'dan iki yaş büyük demektir. Bizim adamımız olabilir. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
He's off for the day, Harry. | Bugünkü işi bitmiştir, Harry. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
It's after hours. Where are you? | Mesai saati bitti. Neredesin sen? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Somewhere between Barstow and civilization. | Barstow'la medeniyet arasında bir yerde. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Wish Eleanor and Maddie a merry Christmas for me. | Eleanor'la Maddie'ye iyi bayram dileklerimi iletirsin. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Will do. | Emrin olur. Stokes'un tahliye memuruyla konuştuktan sonra ara, olur mu? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Welcome to Aria. Thank you. | Aria'ya hoş geldiniz. Sağ olun. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Can I be of help, sir? | Yardım edebilir miyim efendim? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
I'm looking for Eleanor Wish. | Eleanor Wish'i arıyordum. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Upstairs, 10th floor, suite "D." | Onuncu katta, D süitinde. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
I'll call ahead for you, sir. What's your name? | Arayıp haber vereyim efendim. İsminiz neydi? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Harry Bosch. | Harry Bosch. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Harry. | Harry, gelmeden önce haber verseydin. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Well, it's kind of a last minute thing. | Son dakikada oldu. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Jesus. Some things never change. | Tanrım, bazı şeyler hiç değişmiyor. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Well, it's good to see you. You look well. | Seni gördüğüme sevindim, iyi görünüyorsun. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Maddie will be thrilled. Where is she? | Maddie havalara uçacak. Nerede o? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
I stopped by the house. No one was there. | Evinize uğradım, kimse yoktu. Arkadaşındaydı. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Isn't it a school night? | Yarın okul yok mu? Noel tatilindeyiz Harry. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
She'll be home at 10:30. | Gece on buçuğa kalmadan dönecek. On buçuk mu, biraz geç değil mi? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
30 seconds in, | Daha geleli otuz saniye oldu, şimdiden kötü annelik yapmakla suçlamaya başladın. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Sorry. It's not what I meant. | Kusura bakma, o mânâda demedim. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
I was just looking forward to seeing her tonight. | Sadece bu gece görmeyi çok istiyordum da. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Come by tomorrow. | Yarın uğra. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
We work late, but she's up early. | Biz geç saatlere kadar çalışacağız ama o erken kalkar. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Thanks. As do you. | Sağ ol, sen de öyle. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Eleanor, we're waiting on you. | Eleanor, seni bekliyoruz. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |